hesabın var mı? giriş yap

  • adamlar bildiğin türkiye'de hayrına çalışıyor amk. ayda 8 papara ile 4 lira. şimdi gitsem bakkaldan bir doritos alsam 15 lira veririm. beleş kargo,her ay beleş triple a oyun, bi de prime video.

    elin amerikalısı bile buranın garibanına bizim devletten daha iyi bakıyor yemin ederim.

  • normalde ortaya çıkan yolsuzluklarından dolayı kodeste olması gereken adam twitter'da trolluk yapıp canlı yayınlara çıkıyor.

    ülkeden nefret etmek için daha iyi bı sebep olamaz.

  • insanoğlu bununla ciddi ciddi sınanıyor demek ki. derler ya hani, ya arkadaşını kaybedersin ya paranı. bazen ikisini de kaybediyorsun da hangisine üzüleceğini bilemiyorsun. ben borç isteyenlere: "valla bozuk yok abi üstümde." diyorum da, babam bu konuda hayır diyemiyor. kendisi kefalet konusunda da bir numara olup hali hazırda bir arkadaşının kredi borcunu da üstlenmiş aşmış bir şahsiyettir. efendim, benim bu babam yine bi gün bir arkadaşına borç verdi. yıllar geçti, adam ödemedi. geçen gün "yea bi mustafa amca vardı, ne oldu ona?" diye sorunca ben, babam sitem etti, arayıp sormuyor, telefonlara çıkmıyor, düğünümüze bile gelmedi, artık sevmeyeceğim, dedi. üzüldüm. çok iyilerdi.

    neden sonra bikaç gün önce, bi telefon gelmiş, mustafa amca babamı aramış. ankara'daymış. kalbinden ameliyat olacakmış. acaba helallik mi istiyor, dedim, şomağızlı dediler, her ameliyat olan ölüyor mu? bilmem. ölmüyor mu? babama sen nasılsın demiş, benden bir isteğin var mı demiş. babam da, canının sağlığı demiş. konseptten ayrılmamış. dur demiş hatta, hastaneye geleyim, göreyim seni bir. ayy canım ya son kez bi görmek istedi demek arkadaşını dedim, şomağızlı dediler, niye son olsun? bilmem. neden olmasın? annem, hastaneye gitmek üzere hazırlanan babamı, işte sen böylesin, çok iyisin, herkesin her şeyine koşuyorsun, saf mısın nesin diye inceden inceye doldururken; benim yüce gönüllü babam, hasta yatağındaki bunca yıllık arkadaşını müdafaa için şunları söylemiş: "gideyim ya, belki parayı verir."

  • beyaz show devam ediyor olsaydı hepsini aynı tişörtlerle bu hafta konuk olarak görürdük.

  • "kasirga212 - 972624 sen aksama benim gibi nba kupon yap uyu o zamn birsey olmuyo :) ben yapiyom yatiyom kalkiyom para gitmis kupon yatmis :) uykuda acimiyo"

    uykuda acımıyo.
    olay budur...

  • kardiyo, kalp atışlarını hızlandırarak yağ yakımını hedefleyen egzersizlere verilen genel addır. kardiyo sadece yürüme bandında yürümek/koşmakla sınırlı değildir. bisiklet, kürek çekme, ip atlama, eliptik bisiklet bunların hepsi kardiyonun içine giriyor.

    kardiyo yaparken en dikkat etmemiz gereken şey ise kalp atış hızımız. malum belli bir kalp atışı hızının altında yağlar yanmıyor. o yüzden kardiyo sırasında kalp atış oranımızı belli bir sınır içinde tutmamız gerekiyor. peki bu sınırı nasıl hesaplıyoruz?? bu hesaplamalar için değişik formüller kullanılıyor. (43 tane farklı formül var) bence en efektif sonuçları veren formül karvonen formülü. o yüzden onu anlatıcam.

    bu formül temel olarak yaşınızı ve resting heart rate dediğimiz istirahat nabzını kullanarak hesaplama yapıyor.

    istirahat nabzı, oturduğumuz yerde, egzersiz yapmadan dakikada atan nabız sayımızı ifade ediyor. mesela benim nabzım dakikada 65 bpm atıyor. yaşım da 32.

    işe önce maksimum kalp atış hızımızı bularak başlıyoruz. bunun için 220'den yaşımızı çıkarıyoruz.

    220-32= 188 (benim kalbimin atması gereken maksimum hız bu)

    2. adım heart rate reserv'ü yani nabız rezervini bulmak. bunun için de maksimum nabız hızımızdan istirahat nabız hızımızı çıkarıyoruz.

    188-65= 123

    şimdi geldik 3. ve en önemli adıma. bu adımda yaptğımız egzersizin yoğunluğuna göre kalp atış hızımızı hesaplıyoruz.

    eğer, "ben kendimi fazla zorlamadan hem yağ yağmak hem de kilo vermek istiyorum" diyorsanız "fitness zone" dediğimiz antreman yoğunluk yüzdeniz %60-%70 arasında olmalıdır.

    bu ne demek? az evvel hesapladığım nabız rezervi burda devreye giriyor. nabız rezerviyle 0.60'ı çarpıp çıkan sayıya istirahat nabzımızı ekliyoruz.

    123 x 0.60 +65= 139 bpm (nabzımın yağ yağmak için minumum atması gereken sayı)
    123 x 0.70 +65= 151 bpm (nabzımın yağ yağmak için maksimum atması gereken sayı)

    "hayır kardeşim ben sınırlarımı biraz zorlamak istiyorum" diyorsanız, "aerobic zone" dediğimiz antreman yoğunluk yüzdeniz %70 - %80 arasında olmalıdır. bu yoğunlukta yapılan antremanların kardiyovasküler sisteminizi iyi yönde geliştireceğini bilmenizde fayda var. vücudun çalışan kaslara oksijen iletme kapasitesini arttırıyor. aerobic zone'daki egzersizler koşu, bisiklet, kürek çekme, ip atlama, eliptik bisiklet gibi egzersizleri içeriyor.

    123 x 0.70 + 65 = 151 bpm (minumum nabız)
    123 x 0.80 + 65 = 163 bpm (maksimum nabız)

    bir de "anaerobic zone" dediğimiz bölge var. bu bölgedeki antreman yoğunluk yüzdesi %80-%90 arasıdır. bu bölgede yaptığınız egzersizler laktik asit sisteminizi geliştirir. buegzersizleri yaparken çok enerji harcadığımız için yüksek oranda yağ yakımı meydana gelir. vücut enerji üretmek için yağ yakar ve kaslardaki glikojen'i harcar. glikojen tüketimi de laktik asit üretimini sağlar. kaslarınızda yanma hissi varsa, o an laktik asit üretiyosunuz demektir. (aerobic zone'da enerji üretimini oksijen yapmaktadır) anaerobic zone'u genelde body buildingciler kullanıyor ve enerji takviyesini protein tozları gibi şeylerle yapıyorlar. bu egzersiz tipi çok uzun süre yapılacabilecek bir egzersiz değildir. örnek vermek gerekirse 5 km'lik bir koşu yarışı aerobic zone egzersizi sayılırken, 200-400 metre sprintleri anaerobic zone egzersizi sayılır.

    illa bu bölgede çalışmak istiyorsanız, tavsiyem interval koşu dediğimiz egzersizlerdir. bunu nasıl yapacağız?

    bu egzersiz sistemi kalp atış hızını belli bir dakika maksimumda tuttuktan sonra minimuma indirip yağ yakmayı hedefler. mesela 20 dakikalık bir egzersiz düşünün 3 dakika yürüyüp, 1 dakika %90'da koşuyorsunuz. böylece 20 dakikada 5 set yapmış olacaksınız. bu egzersiz tipi hem aerobic hem de anaerobic bölgeyi kapsıyor ve metabolizmanız için oldukça faydalı.

    peki bu bölgede kalp atışımız kaç olmalı. hemen hesaplayalım. (gene kendi verilerime göre hesaplayacağım)

    123 x 0.80 + 65= 163 bpm (minimum)
    123 x 0.90 + 65= 176 bpm (maksimum)

    bu kadar yüksek kalp atışı seviyeleriyle çok uzun süre egzersiz yapmanın ne kadar tehlikeli olduğunu anlamışsınızdır heralde. ne kadar ağır egzersiz yaparsam o kadar yağ yakar/ kas yaparım mantığı kesinlikle doğru bir mantık değildir. hem kalbinizi yorar hem de kas kütlenizi azaltır. istenmeyen sonuçlarla karşılaşmak istemiyorsanız vücudunuzu gereğinden fazla zorlamayın derim.

    bir de redline zone training var. bu bölgedeki egzersiz yoğunluğu %90- %100dür. yani maksimum kalp atış hızınızı kullanır. bu tür egzersizler çok kısa süreli yapılmalıdır. bunu genelde profesyonel sporcular yapıyor. doktorunuza danışmadan kesinlikle yapmamanızı öneririm, vallaha tık diye gidersiniz kalpten!

    yaw alt tarafı egzersiz yapıcaz nedir bu kadar hesap kitap işi diyorsunuz biliyorum ama kardiyoda işin özü tamamen hesap kitap. etkili egzersiz ve yağ yakımı için bunları bilmek mecburiyetindeyiz.

    kalp atışı hızınızı düzenli takip edebilmeniz için bir nabız ölçer edinmenizi tavsiye ederim. bu nabız ölçerler genelde saat ve göğüse takılan banttan oluşuyor. ("ben sadece spor salonunda kullanıcam" diyorsanız sadece göğüs bantını da alabilirsiniz, spor salonundaki aletler bu banttaki vericiyi algılayarak, yaptığınız egzersiz süresince kalp atışlarınızı gösteriyor.)

    "ay şimdi 3 saat kalp atışı mı hesaplıcaz" demeyin diye bir link veriyorum. yaşınızı ve istirahat kalp atış hızınızı yazarsanız otomatik hesaplama yapıyor. bakın bu kadar yardımcı olduk, artık spor yapmamanız için hiçbir bahaneniz kalmadı bence!!! hadi marş marş!

    kalp atışı hesaplama şeysi ---> http://www.sparkpeople.com/…e/calculator_target.asp

    bu da motivasyon için ---> https://s-media-cache-ak0.pinimg.com/…a0d900501.jpg

    https://www.pinterest.com/…sbush/whats-your-excuse/

  • gelişmiş modern ülkelerde sokak köpeği yoktur

    bir tanesinde bile yoktur

    modern ülkelerde en önemli şey insan hayatıdır

    insan hayatından önemli hiç bir şey yoktur

    buna tehdit oluşturabilecek her şey yok edilir

  • aa, "abi bi beş dakikanız var mı? ben gümrükte çalışıyorum da.."nın sitesi çıkmış...

  • sınır dışı edilsin. bizim de karımız, kızımız, annemiz var. huzuru bozan her sığınmacı sınır dışı edilsin. ülkendeki durumdan kaçıp buraya gelip “sığınıyorsun”. edebinle otur.

  • sebebi her ne olursa olsun, açık ve net söylüyorum her ne olursa olsun, size şiddet uygulayan erkekler.

    seneler evvel üniversite hazırlık yıllarımda, bir sınıf arkadaşıma sevgilisi olan erkek şiddet uygulamış, arkadaşım ağlıyor. olayı şans eseri, ders veren kadın hocamız görmüş:

    hoca: kızım arada sana vuran çocuk kimdi?
    arkadaş: erkek arkadaşım hocam.
    h: gel benimle, hakkında şikayetçi olalım.
    a: olmayalım hocam, aslında oyle biri değil. bir anlık sinirle yaptı.
    h: bu işin bir anlık siniri olmaz evladım. bir anlık sinirle annesini de dövüyor muymuş?
    a: ben biraz da üstüne çok gittim, beni çok sevdiği için böyle oldu.
    h: yavrum saçmalama. sevgiliyken sana vuran kişi, yarın evlendiğinde "bir anlık sinirle" seni öldürür de.
    a: hocam şöyle hocam böyle...

    h: bak herkesin ortasında söylüyorum, bu çocuktan ayrılmazsan yemin ederim seni geçirmeyeceğim. git istediğin yere şikayet et. burası sadece ingilizce hazırlık değil. ben kendimi sizi üniversiteye hazırlayan bir mentor olarak görüyorum. bu dediklerin üniversite havasını solumuş bir kadına asla yakışmaz. sebebi ne olursa olsun şiddetin bahanesi olamaz.

    sonraki 3 ay boyunca hocamız o kıza resmen terapi yaptı, fikirlerini değiştirdi ve sorunsuz ayrılmasını sağladı. gerçekten bir ingilizce öğretmeni oturdu bir dönem bununla uğraştı. belki de olası bir mutsuz evliliği ya da hatta kadın cinayetini engelledi.