hesabın var mı? giriş yap

  • az önce böyle bir şey gördüm. vatansever chp seçmeni önünde televizyonda vs. vs.

    kılıçdaroğlu yetkli bir makamda değil. göçmen ve sığınmacı politikasından memnun değilsen hükümetten birilerini çağırırsın. erdoğan daha dün dedi, biz ensar terbiyesiyle büyüdük, sığınmacıları göndermeyeceğiz diye.

    sonuç olarak komik, anlamsız bir çağrıdır. kılıçdaroğlu'nun alakadar olacağını sanmam.

    ekleme: ümit özdağ'ın çağrısı

    kılıçdaroğlu'nun cevabı

  • (bkz: sivas)

    sivaslı bile durmuyor sivas'ta. internette dolaşan "kürdistan" ya da "büyük israil" haritalarına bakıyorum hep sivasa kadar almışlar ama sivasa girmeyi hiç düşünmüyorlar.

  • kimsenin allah lafından rahatsız olduğu yok arkadaşım. sizin bu en ufak olayda da mağdur müslümanı oynamanız gerçekten de komikleşmeye başladı.

    kurumsal bir hesabın, bir üniversite hesabının bu tarz cümlelerle yaptığı bu paylaşımı doğru bulmuyorum. birilerine yaranmaya çalışıyorlar, ötesi yok.

  • tiktok ve felsefe kelimelerini yan yana göreceğim asla aklıma gelmezdi. izninizle ben bunu buzdolabına kaldırıyorum, yarın da gülerim.

    tanım: bir tespit hezeyanı.

  • tercümesi "esirleri kurtarmaya gittik, kurtaramadık. üstüne rütbeli personel kaybettik ama başarılı olduk." olan açıklamadır.

    gerçekten çok başarılı olmuşsunuz, tebrikler. keşke bu büyük başarıyı çarşamba günü müjdeleseydiniz.

  • bob dylan'nın bütün dünyada en ucuza çaldığı konser olarak tarihe geçmiş doğa olayı!

    bob dylan'a bu konser için sadece 35 bin dolar verilmiş. kaldı ki dylan o zamanlarda 150 bin dolardan aşağı asla çalmıyormuş. organizasyon komitesi dylan ile sürekli yazışıyormuş ama bir türlü konser olmuyor, istediği para türkiye şartlarında çok geliyormuş. bu arada birdenbire italya'da ne olduysa bir konseri iptal edilmiş. ardından istanbul'a bir telefon gelmiş, “dylan'ı hala istanbul'da istiyor musunuz” diye sormuşlar. “kaç paranız vardı, bize teklif gönderin" demişler. organizasyon komitesi elleri titreye titreye 35 bin dolar yazmış. cevap olarak da “tamam geliyoruz” demişler ve gerçekten de hemen gelmişler. dylan toplam beş kere mi ne konuşmuş, havaalanında dönerken gazeteleri istemiş, kendisinden bahsediliyor mu diye bakmak için… cumhuriyet'in arkasında iki koskoca fotoğraf varmış. biri dylan, biri ibrahim tatlıses. ibrahim tatlıses'in de aynı gece gülhane konseri varmış. dylan tatlıses'in kim olduğunu sormuş, anlatmışlar… dinlemek istediğini söylemiş. hemen bir yerlerden kaset bulup vermişler kendisine. koskoca dylan ibrahim tatlıses kasedini alıp, uçağa binip gitmiş türkiye'den. bunu duyup da “şappi şappi” dememek elde değil.

  • bu huyumdan sebep işyerimde aynı masadaki arkadaşlarımı deprem oluyor diye kaçırmışlığım olan sendrom.

  • "evlenme hazırlığı içinde olan bir çift trafik kazasında ölüp cennete gider. damat adayı durumu görevli meleğe anlatarak evlenip evlenemeyeceklerini sorar.

    "bir bakayım" der görevli melek. aradan 3 ay geçtikten sonra mağdur çifte: "her şey ayarlandı. sizi evlendirebiliriz" diye müjdeli haberi verir.

    damat adayı peki der; "biz düşündük de, acaba evliliğimiz yürümezse bizi boşayabilir misiniz ?"

    görevli melek gök gürültüsü sesiyle son derece kızgın bir şekilde:

    "siz manyak mısınız? cennette bir imam bulabilmek için 3 ayımı verdim. avukat bulmak ne kadar sürer tahmin edebiliyor musunuz?"

    (bkz: bu da böyle bir anımdır)
    melek olan benim.