hesabın var mı? giriş yap

  • yıllar yılları kovalarken ve sen her gün aynı sandalyede dünyayı kurtardığını sanırken, pencerenin dışında dönen mevsimler... ilkbahar- yaz-sonbahar-kış.

    egolarını tatmin ederken sen, çürüyen hayatlar... evet kölesin. ama modern!!

    aslında duygularımın tercümanı yine bu adam.
    kocca şiirinden bir kuble..

    can yücel den geliyor:

    sabah 9, akşam 18
    sonra başka mecburiyetler
    sıkışıp kaldık.
    sırf yeme, içme, barınmanın bedeli
    bu kadar ağır olmamalı.

    hayatta kalabilmek için bir ömür veriyoruz.
    bir ömür karşılığı, bir ömür yani.
    ne saçma...

  • "duyarlı" veliler tarafından gerçekleştirilen eylem. çocuklarının otizmli öğrenciler ile aynı çatı altında okumasını protesto (!) etmişler.

    istanbul otizm gönüllüleri derneği başkanının lafıyla:

    --- spoiler ---

    "keşke biraz insan olabilseniz ve bu birlik halinizi, gücünüzü faydalı işlerde kullansanız" ifadeleriyle eleştirdi. yetkililerin önlem almadığının altını çizen (dernek başkanı) sedef erken velilere de "umarım çocuklarınızda karşınıza çıkmayan otizm ve benzeri nörolojik farklılıklar torunlarınızda karşınıza çıkınca derneklerimize gelir destek isterseniz. bugünkü bütün kötülüğünüze rağmen o gün yine biz elinizden tutacağız. çünkü size benzemiyoruz ve hiçbir zaman benzemeyeceğiz"
    --- spoiler ---

    edit: şöyle bir başlık varmış, moderasyon doğru başlık altında birleştirebilirse çok güzel olur (bkz: otizmli çocuklara karşı eylem)

    büdüt: birleştirildi. teşekkürler kanzuk*

  • sanırım yapması gerekeni yaptı. meydanı boş bırakmayıp mütemadiyen konuştu -hakaret etmeksizin- ve meydanı boş bulacağını düşünen kişinin duyulmasına müsaade etmedi.

    edeplice yapılacak tek şeydi sanırım.

    https://www.youtube.com/watch?v=hqs69slviq4

    yeğenlerim gibi kotalı filan kullananlar için:

    özetle, güzel güzel başladılar. mirgün bey "2. bölge 7. sıradan adaysınız. bu bazılarına göre keskin bir dönüş. baykal'ın istifa ettiği basın toplantısında sizin haykırışınız, gözyaşı dökmeleriniz, 'babamı kaybetmiş gibi oldum' diyerek bu durumdan duyduğunuz üzüntüyü dile getirmeniz, sonra kılıçdaroğlu'nun seçilmesinden önce baykal adına yaptığınız girişmler herkesin aklında. şimdi chp'nin bir numaralı rakibinden aday olduğunuz zaman bu yadırganıyor haliyle. bunu nasıl açıklıyorsunuz?" diye sorar sakince.

    "net bir şekilde açıklayayım. herhalde benim dönüşüm kılıçdaroğlu'nun cemaate yaklaşması kadar kesin bir dönüş değildir. paralel örgüte yaklaşması kadar keskin bir dönüş değildir. ikincisi, benim ağlamam, ben öyle bir aileden geliyorum ki, benim dava arkadaşlarımı, benim yol arkadaşlarımı makam ve mevki uğruna satmam. sayın kılıçdaroğlu gibi sayın baykal'ın evine gidip... benim ogünkü ağlamamın bir başka sebebi de vardı. ben o günkü şartlarda türkiye'nin geleceğini az çok okuyabiliyordum. sizin medya grubunun chp'nin eline geçeceğini bildiğim için, biraz da ondan dolayuı hıncımdan ağlıyordum. yani.."

    "savcı bey lütfen ithamlarımızda ölçülü olalım ve burada birbirimizi kırmak üzerine, yayına davet edildiğiniz yerde asgari etik kuralları çiğnemeden birbirimizle muhattap olalım" dedi mirgün bey ve adamın "siz doktor değilsiniz benim durumumu teşhis etmek neden bu kadar sizi ilgilendiriyor. çünkü siz yayın grubu olarak bu güne kadar türkiye'nin birliği beraberliği için hiçbir çaba sarfetmediniz ki. ne zaman ki bir nifak sokmak için işinize nasıl geliyorsa onu değerlendirdiniz..." dedi ve koptu mirgün bey.

    ben olsam ben de kopardım, yalan değil. ha o ağzını bozmadı, ben bozardım.

    not: cümlelerin kurulamamasının sorumlusu ben değilim, bizatihi kendisi. ben dediği biçimde yazıya döktüm.

    çok özür dileyerek bir not: gezi olaylarında polis şiddetine maruz kalan, gözü çıkarılan ve yakılan minibüs şoförü hakan yaman "2 çocuğum var, çalışmam lazım" diyerek iş arıyormuş. istanbul'da bir vicdanlı işveren arkadaş bulunur belki diyerek...

    (bkz: hakan yaman)

  • bu gece yalnızdım. eve de pencereden güve midir ne boksa bi böcek girmiş. tüylü bir kelebek gibi bişey işte. acayip bi böcek. şimdi beni tanıyanlar bilir ki aslanın karşısında bile cesur olabilirim belki ama, böcekten korkuyorum ulan! böcek uçtukça evin içinde çığlık tepiş kaçıştım. annemi aradım. yok sineklikle vurdan yok zehir sıka kadar hiçbir tavsiyeyi yerine getiremedim.

    beni böcekten kedim kurtardı lan. aslanım ninja be, boşuna mı besliyoruz seni evde! nasıl yaman avcıymışın sen. bitanesin valla. atladı zıpladı kovaladı, naaptı etti o böceği yakaladı bana. kediler çok yararlı hayvanlar valla. sayesinde huzurlu uyku uyuycam.

    ninjanın göbek adı bundan sonra raid. eski türk adetleri uyarınca, gösterdiği kahramanlıktan sonra kendisine bir ad daha verdim.

  • ''eğer ki o diploma olsaydı; akp liler profil resmi yapar, havuz medyası çarşaf çarşaf yayınlar, yetmez diploma-i şerif diye ziyarete açarlardı''

  • bir ürünün fiyatını ilk kez gördüğünüzde o ürünün fiyatı, hafızaya tam sayısal rakamlarla kodlanmaz. bunun yerine daha genel büyüklük terimleriyle (örneğin," düşük " , "yüksek "gibi) kendiliğinden kodlanır. dolayısıyla insanlar bir ürünün sayısal fiyatını yeniden inşaa etmeye çalışana kadar insanların o ürünle ilgili fiyat algısıyla istediğiniz gibi oynayabilirsiniz.

    peki 9 rakamının sırrı ne?

    9 rakamındaki sihri açıklamaya çalışan teoriler var ama bunlar katı matematik kurallarına dayanmıyor. dolayısıyla 9 rakamı bir müsteriyi "kesinlikle" manipule eder diyemeyiz ama yapılan araştırmalar ve deneyler bir fiyatın virgülden sonraki sağ rakamında 9 varsa satışların arttığını kesin olarak kanıtlıyor.

    insanlar her sayıyı her yerde aynı şekilde algılamaz. küçük bir sayının bir düzlemin tam ortasına değil de, o düzlemin sağında veya solunda olması bile, o sayının sayısal değerini olduğundan daha mı az yoksa daha mı çok algılayacağınızı değiştirir. bir kelimenin veya sayının soldan sağa doğru okunduğu kültür ve coğrafyalarda, hatta ilginç bir şekilde bunun tam tersi bir kısım coğrafyalarda bile bir sayının öncelikle sol tarafına odaklanırsınız. okurken ve algılarken virgülün solundaki sayıyı merkeze koyar, sağında kalan sayıyı genelde yok sayarsınız. beynin tembelliğiyle alakalıdır bu durum. bunu çözdükleri 1885'ten bu yana, nerden baksanız bir buçuk asırdır, müşterilerin algısına göre fiyatlarla hamur gibi oynamaktalar.

    aşağıdaki grafiği kısaca, bir ürünün satış oranları gibi düşünün. grafiğe bakalım.

    grafik şunu ifade etmektedir. genel olarak, 0,99 ile biten fiyattan satılan bir ürün, bir sent ya da 1 kuruş daha yüksek fiyattan satılan aynı ürüne göre daha yüksek satış oranlarına sahiptir.

    virgülden sonraki sağ rakam 9 ise fiyatların algılanmasında bir büyü olduğu açık. bununla ilgili bir teori şu şekilde. bu fiyatların cezbedici olmasında 9 dışında sorumlu başka bir suçlu daha var, o da sol rakam. teoriye göre, cazibe fiyatlandırması en çok sol rakam değiştiğinde etkili. 3,80 tl ile 3,79 tl arasında bir kuruşluk fark vardır ama bu müşteri için çok önemli değildir. bununla birlikte, 3,00 tl ile 2,99 tl arasında bir kuruşluk fark müşterinin algısında büyük bir fark olarak hissedilmektedir. çünkü insan bir sayı gördüğünde öncelikle o sayısının solundaki rakamı algılayıp onu beyninde sabitler. beyni sayıları o kadar hızlı kodlar ki (bilincin ötesinde), bir sayının sayısal değerini daha okumayı bitirmeden netleştirir.

    2.99 tl değerlendirilirken, kodlama sürecinde gözler önce 2 rakamı ile karşılaşır ve kodlama yapılarak sayının değeri sabitlenir. virgülden sonrasının önemsiz olduğu 2 tl, kodlanmış büyüklük olan 3,00 tl'den önemli ölçüde daha küçük hale gelir.

    normalde doğal sürecine bıraktığınızda insanın algısı sağdakini ihmal edip soldaki rakamı sabitleyerek fiyatı doğru algılamıyorken bile, bir de üstüne şöyle bir taktik yapılır.

    ondalık basamaktaki rakamların puntosu görsel olarak okunmayacak kadar küçültülür, zaten gereğinden fazla dikkat çeken temel basamaklar (sayının sol rakamları) daha da vurgulu hale gelir. bu da, 19 tl ile 20 tl arasında inanılmaz bir fark varmış gibi algılanmasına neden olur.

    9 rakamının insanların algılarıyla hamur gibi oynadığı nefis bir deneyden bahsedelim. biri kontrol grubu olmak üzere 3 ayrı gruba kadın kıyafetleri satılıyor. kontrol grubuna dört adet kıyafetin herbiri birler basamağı 9 olan bir fiyattan, a grubuna dört adet kıyafetin herbiri birler basamağı 4 olan bir fiyattan (kontrol grubu kıyafetlerinin herbirinden 5 dolar yüksek veya düşük) ve b grubuna a grubunda olduğu gibi dört adet kıyafetin herbiri birler basamağı 4 olan bir fiyattan (kontrol grubu kıyafetlerinin herbirinden 5 dolar yüksek veya düşük) satış yapılıyor. aşağıdaki tabloyu inceleyelim.

    tabloya göre, birler basamağı 9 ile biten fiyatlardan yapılan satışın, birler basamağı 4 ile biten fiyatlardan daha fazla olduğu görülüyor (kontrol grubu 66 adet, diğerleri yaklaşık 45 adet). hesaplamalar, sonu 9 ile biten fiyattan satılan elbislerde %40'lık talep artışı yaşandığını belgelemiştir.

    bir teoriye göre, birler basamağı 9 olan bir fiyatın müşteriler tarafından şöyle algılanıldığı düşünülüyor. "bu ürün ya indirime girdi ya da uzun zamandır bu ürüne zam gelmedi." bu iki düşünce de her türlü müşteriyi karda hissettiriyor ve müşteriyi bu ürünü almaya yöneltiyor.

    birler basamağında ya da virgülün sağında 9 rakamı bulunan fiyatlar insanlarda ucuz fiyat algısı oluşturmaktadır. bu yüzden özellikle müşteriye kalitesiz ve ucuz hizmet vermediği mesajını vermek isteyen restoran, özel hastane gibi ticarethaneler hizmet bedellerini yuvarlama yapmaya müsait olmayan bir sayıya sabitlerler. restoranda 27,99 tl, bir doktor muayene ücretinde 119 tl gibi fiyatlar görülmez.

    daha detay isteyenler aşağıdaki kaynakları inceleyebilir. özellikle bulduğum bir kaynak sadece 9 rakamına odaklanmadan fiyatlarda yapılan tüm algı stratejilerini nefis anlatmış. onu en başa koyacağım. meraklısı baksın.

    kaynaklar:
    pricing psychology
    a penny saved: psychological pricing
    neden satın aldığımız bir çok şeyin sonu 9 sayısı ile biter?
    the ımpact of 9-ending pricing strategy on the consumers’ attitude and buying behavior: an exploration
    the effects of $9 price endings on retail sales: evidence from field experiments
    7 things you need to know about odd and even pricing
    why do most prices end in .99?
    why do most prices end with $0.99?
    why do prices end in 99? not (just) what you think

  • a) yaaaylalaaaar yaylaaalarr
    b) hmm.. cv'nizi inceledik.. sizi hede departmanında......
    c) demek kızıma talip olan delikanlı sensin!...

    diyaloglarından kısa süre önce yaşanmış olması muhtemel durum...

  • temporal lob epilepsisi, medial ya da lateral temporal lob orijinli tekrarlayan nöbetlerden oluşur. bu nöbetler kompleks parsiyel (bilinç kaybı ile birlikte) ya da basit parsiyel (auralı / aurasız) olabilir. kompleks parsiyel nöbetler her iki temporal lobu kapsadığından hasta bilincini kaybeder. kompleks parsiyel nöbetlerin % 10-30 kadarı ekstratemporal yapılardan kaynaklanmaktadır (paryetal,oksipital,frontal). yetişkinlerde görülen nöbetlerin % 40-60’ı temporal kaynaklıdır.

    etyoloji:

    epilepsi nedeniyle operasyon geçiren hastaların yaklaşık üçte ikisinde altta yatan neden hipokampal sklerozdur. hipokampal nöron kaybında özellikle piramidal hücre kaybı fazladır
    .
    ·geçirilmiş enfeksiyonlar (herpes ensefaliti,bakteriyel menenjit)
    ·kortikal zarar meydana getiren travma ya da hemoraji
    ·hamartom
    ·gliom
    ·vasküler malformasyon (arteriovenöz malformasyon,kavernöz anjiyom)
    ·neoplaziler
    ·idiyopatik
    ·genetik (çok nadir)

    hipokampal skleroz mezial temporal lob epilepsisi olarak adlandirilan özel bir klnik sendroma neden olur.
    kompleks febril nöbetleri olan çocuklarda ileri dönemde temporal lob epilepsisi görülme riski artmaktadır.
    panik ataklarda görülen otomatizmler ve anksiyete temporal lob kaynaklı nöbetlerin basit parsiyel fazıyla karıştırılabilir ama temporal lob epilepsisi saniyeler ya da en fazla iki dakika sürerken panik atak genellikle on dakikadan daha uzun sürer.
    oksiptal lob epilepsisi de temporal lob epilepsisine dönüşebilir ve bu ikisini klinik olarak ayirmak güçleşebilir.
    psikolojik nöbet geçiren hastaların yaklaşık % 10’u aynı zamanda epileptik nöbet de geçirebilirler.
    frontal lob epilepsilerinin karakteristik özellikleri vardır. ard arda gelen, hızlı başlayıp hızlı biten nöbetlerdir. postiktal durum ya çok kısadır ya da hiç yoktur. yine de klinik olarak ayırım yapılamıyorsa eegye başvurulmalıdır.

    aura:

    auralar saniyeler / dakikalar süren basit parsiyel nöbetlerdir. ama prodrom dönemden ayrımlarını yapmak önemlidir. prodrom nöbetten saatler hatta günler önce meydana gelen sinirlilik ve anksiyete halidir. davranış değişiklikleri de beraberinde görülebilir.
    auralar temporal lob kaynaklı nöbetlerin % 80’inde görülmektedir. basit parsiyel nöbetlerle birlikte sık görülürler ve bu genelde temporal lob orijinli bir kompleks parsiyel nöbetle devam eder.
    koku ile ilgili auralarin genelde temporal lob tümörü kaynaklı epilepsilerde görüldüğü bulunmuştur. olfaktör semptomlar genelde hoşa gitmeyen kötü kokuların algılanması şeklindedir.
    ses halusinasyonları vızıltı şeklinde olabileceği gibi karmaşık ses ya da seslerden,şarkılardan da oluşabilir. bu tür auralar daha sık olarak neokortikal temporal lob epilepsilerinde meydana gelmektedir.
    hastalar objelerin şekil, boyut ve uzaklığının değiştiğini söyleyebilirler. objeler olduklarından daha büyük (makropsi) ya da daha küçük (mikropsi) olarak algılanabilirler. objeler titreşiyormuş gibi görülebilir. posterior superior temporal girus kaynaklı epilepsilerde vertigo meydana gelebilir.
    rüya hali (dreamy state), kişinin ilk kez gördüğü kişi veya çevreyi önceden görmüş gibi olma duygusu (deja vu) veya bildigi kişi veya çevreyi ilk kez görür gibi olma hali (jamais vu), eski yaşadığı olayların film şeridi gibi gözünün önünden geçmesi gibi ilginç tablolar görülebilir.
    depersonizasyon, derealizasyon meydana gelebilir.
    hastalar kendilerini dışardan gördüklerini tanımlayabilirler.
    amigdalo-hipokampal orijinli (mezyal temporal nöbet) nöbetlerin başlangıcında hastaların iyi tanımlayamadıkları yabancı bir duygu, halusinasyon ve ilizyonları olabilir. anksiyete ve korku şeklindeki affekt değişikliklerine sıkça rastlanır. bunu kısa süreli dona kalma ve ardından otomatizmalar izler (en sık yutkunma,yalanma,çiğneme). ayrıca yükselen epigastrik his ile bulantı,karın ağrısı,mide barsak hareketlerinde artma, lakrimasyon ve salivasyon gibi otonomik belirtiler nöbete eşlik edebilir. ek olarak yüzde solukluk veya kızarma, pupil dilatasyonu ve öğürme de görülebilir.

    nöbet:

    aurayı takiben kompleks parsiyel nöbet başlar. kompleks parsiyel nöbetler 30 saniye-2 dakika arası sürer. gözler açıktır ve hareketsizdir. pupiller dilatedir ve hareket durmuştur. ağız açıp kapama, çiğneme, yutma gibi otomatizmler görülebilir. el hareketi ile birlikte olan otomatizmler kural olarak epileptik aktivite ile ipsilateral taraftadır.ele geçen bir obje ile oynama, giyinme veya soyunma, amaçsız koşma, gülme nispeten sık rastlanan otomatizmlerdir. adversif baş ve göz hareketleri ile distonik postür (epileptik aktivitenin karşı tarafında) sık görülen motor fenomenlerdir. (otomatizmler bilinçsizce yapılan az ya da çok koordine olabilen, epileptik nöbet sırasında ya da sonrasında görülebilen ve genellikle amnezinin takip ettiği motor hareketlerdir. çoğunlukla temporal lob kaynaklı nöbetlerde görülseler de ekstra temporal orijinli kompleks parsiyel nöbetlerle de birlikte olabilirler.) hastalar yapmakta oldukları motor aktiviteye devam edebilecekleri gibi ağızlarına konan sakızı çiğneme ya da ellerine konan bardaktan su içme gibi reaktif otomatizmler gösterebilirler.
    kompleks parsiyel nöbet sekonder jeneralize tonik-klonik bir nöbete dönüşebilir.
    hastalar sıklıkla postiktal konfüzyon yaşarlar. postiktal afazi dil konusunda dominant hemisiferdeki temporal lobun epilepsisine işaret eder.
    çoğu aura ve otomatizmler kısa sürer (saniyeler ya da 1-2 dakika). postiktal faz daha uzun sürebilir. her iki hemisiferin de olaya dahil olması nedeniyle amnezi meydana gelir.

    görüntüleme yöntemleri:

    temporal lob epilepsisi şüphesi olan tüm hastalara eeg yapılmalıdır. interiktal anomaliler genellikle anterior temporal bölgede ya da bazal temporal elektrodlarda görülür. hastaların üçte birinde bilateral interiktal epileptiform anomaliler vardır. nöbet sırasında temporal lob epilepsili hastalarda ; sfenoidal ve bazal temporal elektrotlarda özellikle belirgin olan 5-7 hz,ritmik keskin teta dalga aktivitesi görülür
    intrakraniyal eeg sadece cerrahiye aday hastalarda mr ya da noninvaziv eeg ile odak saptanamiyorsa yapılır.
    yeni tanı almış tüm temporal lob epilepsisi hastalarına mr yapılmalıdır. hastaların % 87sinde yüksek çözünürlüklü mrda hipokampal atrofi gösterilmiştir. bu atrofi % 10-15 oranında bilateraldir.
    18-flurodeoksiglikoz ile yapılan pet, mrı normal olan cerrahiye aday hastalarda odağın saptanması açısından yararlıdır.

    tedavi:

    parsiyal nöbetlerin yaklaşık % 47-60ı monoterapi ile kontrol altına alınabilmektedir. yapılan çalışmalara göre dört major antiepileptik olan fentoin, fenobarbital, karbamazepin ve valproat nöbetleri kontrol etmede aynı etkinliğe sahiptir. ama fenobarbital ve valproatin yan etkileri daha fazladır. topiramat, lamotrijin, levetirasetam, oksikarbazepin ve zonisamid gibi yeni antiepileptikler de benzer etkinliğe sahiptir. yeni tanı almış epilepsilerde karbamazepine göre lamotrijin tolere edilebilme ve yaşam kalitesi bakımından daha kullanışlıdır. 3lü terapiye rağmen hastaların % 40ı nöbet geçirmeye devam etmektedir. hipokampal skleroz nedenli nöbetlerde ilaçlara refraktör nöbet geçirmenin daha sık olduğu görülmüştür.
    vagus nerve stimulation boyun kısmında sol vagusa subkutanöz bir stimülatör yerleştirilmesi şeklinde uygulanmaktadır. antiepileptik etkiyi nasıl sağladığı tam olarak bilinmemektedir. nöbet sıklığını %25-28 azaltmaktadır.ses kısıklığı, lokal ağrı, öksürük, parestezi, disfaji, dispne gibi yan etkiler görülebilir.
    (bkz: temporal lobektemi) medikal tedaviye cevapsız temporal lob epilepsili olgularda yaygın olarak uygulanmaktadır. amigdala ve hipokampusun çıkarılmasını içerir. % 70-90 oranında tedavi sağlanmaktadır.
    prognoz:

    devam eden nöbetleri olan hastaların ölüm riski normal populasyondan daha yüksektir. bunun nedenlerinden biri epilepside açıklanamayan ani ölümdür.* anterior temporal lobektomi sonrası nöbetsiz geçirilen 2 sene iyi prognoz işaretidir. major antiepileptikler yeterli olmuyorsa nöbet geçirmeme oranı % 5-10’lara düşmektedir. refraktör temporal lob epilepsili hastalar hafıza kaybı yaşamakta ve bu hastaların dil yeteneğinde azalma gözlenmektedir.

    (bkz: http://www.emedicine.com/neuro/topic74.htm)
    (bkz: http://www.neuropat.dote.hu/)