hesabın var mı? giriş yap

  • oy verdikten sonra açıklamalarda bulunan cumhur ittifakı istanbul büyükşehir belediyesi adayı binali yıldırım'ın helallik istemesi olayıdır.

    “bilerek, bilmeyerek eğer bir istanbullu kardeşimize, rakiplere bir yanlış yapmışsak, haksızlık yapmışsak helallik istiyorum.”

    link

    kişisel not: "bilerek" yanlış yapmış ve haksızlık yapmış "bütün siyasetçilere" buradan kucak dolusu belalar diliyorum. rezil olun, ölmeyi dileyecek kadar acı çekin, burnunuzdan gelsin. xoxo

    not-2: o son kadehi icmiycektim, bir temennisini mesajla iletmiş buraya ekliyorum: "çocuklarınızdan da çıksın".

  • yok böyle bi$ii. gerçekten de yoktur böyle bir maç. aslında oynanması gerekirken oynanamamıştır demek aslında daha doğru olacaktır. 1974 almanya dünya kupasına katılmak için şili ve sovyetler birliği barajda eşleşirler. ilk maç golsüz berabere sonuçlanır eski kıtada. rövanş ise iki ay sonra oynanacaktır şili'nin başkenti santiago'nun estadio nacional'inde. sovyetler birliği sahaya çıkmaz ülkedeki karışıklık nedeniyle. kan kokan bir sahaya çıkmayı reddeder sovyetler. şili hükmen kazanır karşılaşmayı. sembolik olarak başlama vuruşu yapılır hatta fileler bile havalandırılır...
    yıl 1973. allende devrilir pinochet tarafından. 11 eylül 1973 ile 7 kasım 1973 tarihleri arasında binlerce insan estadio nacional'de tutulmuş, işkence edilmiş ve öldürülmüştür. 7 kasımdır bu insanlık dışı dramın estadio nacional'de son kez sahnelendiği tarih. iki hafta sonra eski stad, yeni toplama kampında futbol oynatılmak istense de, sovyetler buna alet olmaz ve hükmen mağlubiyeti tercih eder. şili'nin süperstarı carlos caszely'nin de sahaya çıkmak istemediğini de ayrıca ekleyelim. oynanmamış bir maçtır bu baraj maçı. oynanmamasına rağmen oynanmış birçok maçtan çok daha iyi hatırlanır. binlerce ceset düşüyor gözümün önüne, fonda victor jara çalıyor, göbekli caszely koşmayı reddediyor...
    (bkz: futbol asla sadece futbol değildir)

  • avukat olduktan sonra çok yaşadım bu durumu. ya savcılığa şikayetçi olacaksınız ya da polisten şikayetçi olacaksınız.

    yaşadığım örnekler;
    1-telefonla dolandırılmaya çalışılan adam karakola geldi. az önce aradılar numarası gözüküyor, dedi. polis, sen dolandırılmamışsın bir şey yapamayız, dedi ifade almadan gönderdi.

    2-müvekkilin mağazasında hırsızlık oldu. kamera kaydı var. önce cdye atın biz flash açmıyoruz almıyoruz dedi. cdye attık ben açamam onu program lazım dedi. tak bi çalışır belki dediğimizde tamam açıldı ama şirket yetkilisi gelsin, dedi. arçelik mağazasında hırsızlık olsa ali koç mu gelecek müdür burada avukat burada desek de ikna edemedik.

    3-hırsızlık için girerken işyerinin mührünü kırmışlar. bi tutanak olsun diye geldik diyoruz. kamera kaydı istedi. verdik. yukarıdaki cd muhabbeti oldu tabi yine. mühür bozulurken gözükmüyor, diyor. sen yaz diye ısrar edince olay yeri gelecek gidin bekleyin sonra ifade alıcaz diye saatlerce esir ettiler.

    4-ifadeye çağrılmış müvekkille gittik bekliyoruz. o gün de adamın biri cinayet işlemiş ama yakalanmış vs her şey net. karakolda sürekli bi hareket var ama hiçbir şey yapılmıyor. bizim gibi ifade vermeye gelenleri bekletiyorlar. ne zaman ifade alırsınız, bugün alır mısınız, diye soruyoruz. dur kardeşim şimdi olay var, iş çıkartma başımıza, diyor. sanki pastaneye geldik de profiterol istiyoruz ama içeride adam vurmuşlar. karakol değil mi burası sonuçta, böyle şeyler olması normal değil mi!

    5-müvekkili ifadeye çağırdılar. pazartesi geleceğiz, dedik. pazartesi de adamın işi çıktı salı sabah gittik. memur, ben sizi pazartesi bekliyordum, evrakınızı iade etmiş olabilirim, ifadeyi artık savcıya verirsiniz, diye bir saat kafa şişirdi, müvekkilin yanında. sonra baktı, aa daha göndermemişim, hadi alalım ifadenizi dedi.

    6-birgün saat 15.00-16.00 gibi müvekkili uyuşturucu ticaretinden gözaltına almışlar. ben saat 19.00-20.00 gibi karakola gittim. ifade kaçta alındı biliyor musunuz? saat sabah 06.00'da!

    7-arabanın aynalarını kırmışlar, kasko istiyor diye şikayetçi olacağız. fotoğrafların renkli çıktısından tanık beyanına, neler istemediler ki!

    8-müvekkil dayak yemiş şikayetçi olucaz. git rapor getir diyor. biz ifade verelim sonra raporu da getirir istersen beraber gideriz hastaneye diyorum. hep öyle diyorlardı giden gelmiyor valla rapor gelmeyince ifade almamaya karar verdik, diyor.

    öte yandan ifade alınca da kafasına göre ifade yazıyor. kendi aklınca düzeltiyor ya da yardımcı oluyor. müvekkil teyple oynarken kaza yapıyor. polis sağ olsun teybi karıştırmadım yardımcı oldum ha, diyor. müvekkil tecavüzden ifade veriyor, polis aramış savcıya özet geçiyor. sevgililermiş savcım, diyor, savcı da salıveriyor.

    türkiye'de hukuk bitmiş. bunu da eyyorlamam bu kadar işte.

  • günümüzde fenerbahçelilik öyle zorlaşıyor ki, ülkenin en entelektüel adamını bile şu duruma sokuyor.

  • rte'nin sesinden şöyle bir yorum alır muhtemelen:

    bunlar şişman yav.* yav siz bunların nasıl yemek yediğini biliyor musunuz?* bakın şunu çok net söylüyorum. bun-nar be-nim tüyü bitmemiş yetimimin...* hakkını yiyorlar hakkığnı... lok-ma-sı-nı ağzındannn alıyorlaaar...* yav sen bu şişmanlara nasıl arka çıkarsın?... nassıığlll alkış tutarsın bana açıkla bi' ey cehapeğ?!... bunu da bitireceğiz... hiç kimsenin merakı olmasın... evde yoğurtla cips yiyorlarmış, geceleri çiğ köfte partisi veriyorlarmış, kola-soslu fıstık eşliğinde film izliyorlarmış... hepsinden haberimiz var yav. inlerine gireceğiz inlerineeğ!!!*

  • sabah nihat sırdar'dan duydum, şaka sandım, araştırdım gerçekmiş; ulaştırma bakanlığı 3 büyük şehirde metro yapımlarına aktaracağı kaynağı açıklamış:

    istanbul'a aktarılacak kaynak: 3,2 milyar tl
    ankara'ya aktarılacak kaynak: 1,1 milyar tl
    izmir'e aktarılacak kaynak: 30 bin tl

    geçtim milyarı, milyon bile değil. 30 bin tl. şaka gibi.
    sonra izmir köy, izmir gelişmiyor.
    sen hükümet olarak türkiye'nin en çok vergi veren 3 şehrinden biri olan izmir'den vergileri toplarken ondan topladığın vergileri izmir'e değil de başka şehirlerin kalkınmasına harcarsan, izmir'i cezalandırır, ve yatırım, yardım yerine köstek olursan izmir tabii ki ilerlemez. tüm izmirlilerin bu cezalandırmayı, bu kinci tutumu görmesi ve tepkisini koyması lazım.

    kaynak:

    (bkz: https://tr.sputniknews.com/…ul-milyar-izmir-bin-tl/)

    ayrıca:

    (bkz: izmir/#35655582)

  • öncelikle sardinyalılar casu marzu peynirini sabah akşam tüketmiyorlar. ab yasalarınca illegal kabul edilen, kusma ve diyare gibi yan etkileri olan peynir genelde özel günlerde hatta düğünlerde tüketiliyor. pecorino peyniri içindeki peynir sineği lavraları ölmüşse peynir kesinlikle yenilmiyor. bir de sanıldığı gibi lavralar canlı canlı yenilmiyor genellikle ekmeğe sürülür ya da pane crasau adlı gözlemenin arasına konulurken kurtlar peynirin içinde ezilerek öldürülüyor. bir de sardinya dışında fransa'ya ait olmakla birlikte italyan kültürü ve dil özelliklerinin egemen olduğu korsika'da da üretiliyor.

  • 1. cumhurbaşkanına yakın ekip kaç kişiden oluşmaktadır?
    2. test kitlerini kim yapmakta, hangi labaratuvar testi gerçekleşmektedir?
    3. cumhurbaşkanı eşi yakın ekip sayılmakta mıdır? first lady nin eşinin yakın ekibine de test yapılmakta mıdır?
    4. her gün yapıldığı söylenen bu testler ne zamandan beri yapılmaktadır?
    5. her gün yapılan test sayısı, sağlık bakanlığının açıkladığı test sayısına eklenmekte midir?
    6. her gün yapılan bu testlerin bugüne kadar maliyeti nedir?
    7. cumhurbaşkanının her gün mutlaka gördüğü yardımcılarının en yakın ekibine de test yapılmakta mıdır? yani ibrahim kalın'ın ekibine de test yapılmakta mıdır?
    8. vatandaş test yaptırmakla ilgili türlü sorun yaşarken; cumhurbaşkanının canı can da vatandaşınki patlıcan mı!!!