hesabın var mı? giriş yap

  • öldürülen mühendis arsanın sahibini bile tanımıyordur. sen borçlan, borcunu ödeme, icralık ol, banka malına el koysun sonra da birisi bankadan o malı alınca çekip vur. mühendis parasıyla mal alıyor çalmıyor çırpmıyor adamın ne suçu var? alah bilir geride kimleri bıraktı. o zaman borç taktığın adam da gelip seni mi vurmalı? nerede kaldi hukuk? bir daha bırak hapisten çıkmayı güneşi bile göremezsin umarım.

  • ilk başta her zamanki taksi yolculuklarından birini geçireceğimi düşünüyordum. elimi kaldırdım şoför yanaştı ve atladım taksiye.

    - moda'ya abi

    dedim yine her zamanki gibi
    neyse aradan dakikalar geçti teoman'ın şarkısı çalmaya başladı radyoda*hani şu 'bir kar tanesi' falan diye giden. birden şoförümüz mırıldanmaya başladı
    - bir kar tanesi...
    tam bu sırada ben de düşünuyorum 'vay be eskiden paso arabesk soylerdi bu herifler artık teomandan gidiyolar galiba' şeklinde.....tabi şarkıyı nasıl devam ettirecegini nerden biliyim..

    aynen şoförün ağzından;
    - bir kaar tanesii ol, kon sikimin ucunaağaa.....................(aynadan bana bakarak) birader rahatsız olmuyosun dimi?
    - yok abi ne demek agzına sağlık..

    edit:imla

  • daha yazar olali 3 gun olan bir ergenin sizlamalari. okullar tatil olunca bu cocuklari da bilgisayara verip kurtulmaya calisiyor anne babalari.. sunlarin eline tablet vermeyin sokaga birakin diye kac kere soyleyecegiz!

  • her yaşa göre değişir.

    yaş 1: aha gene aynı parmaklıklar. çıkarın beniiiii üheheeeeee
    yaş 5: bugün alınsın diye tutturulacaklar: oyuncak kamyonet, akülü araba, marmelat, muzlu dondurma, sarı köpek. sorulacak konular; okula ne kadar büyüyünce gitcez, gitmesek olmuyo mu? leylek meselesi, kardeşi iptal edebilir miyiz? evet hazırım... bir de çekyatın içine girmeye çalışcaktım, unutmayayım.
    yaş 7: ulan okula hergün mü gidiliyo?
    yaş 10: anneme bugün tuğçeyle evlenmek istediğimi söyleyeyim. kıza doğumgünüde barbi evi mi alsam?
    yaş 15: shit, bu boktan hayatın boktan bir sabahı ve 4 boktan sivilcem daha çıkmış.
    yaş 17: oleyyy bugün perşembe, sedayı beden dersinde görecem. havalar fena değil şort giyme ihtimali var.
    yaş 18: neeeee? saat 8 olmuş. ulan beşte kalkıp 800 matematik sorusu çözecektim ben!
    yaş 20: burası neresi? ahh kafam, hiiiaaahhhh bu kadın kırk yaşında be!
    yaş 22: gitmiyorum lan okula mokula. gitsem de bitmiyor, gitmesem de... mmhh
    yaş 23: allaaaaah kep yok lan! nasıl kaçıcam içtimadan!??!
    yaş 25: bugün istifa ediyorum abi. sabah gider gitmez istifamı veriyorum. insan insanı bu saatte uyandırır mı be!
    yaş 26: bugün istifa ediyorum abi. sabah gider gitmez istifamı veriyorum. insan insanı bu saatte uyandırır mı be!
    yaş 27: düğün salonunu bugün kesin bağlamam lazım. evleniyor muyum hakketen?
    yaş 28: bugün istifa ediyorum abi. sabah gider gitmez istifamı veriyorum. insan insanı bu saatte uyandırır mı be!
    yaş 29: bugün istifa ediyorum abi. sabah gider gitmez istifamı veriyorum. insan insanı bu saatte uyandırır mı be!
    yaş 30: bugün ödenecek çek vardı lan! sıçtım!
    yaş 32: ağlıyor mu? vallahi ağlıyor! geldim babacııım geldimm.
    yaş 40: ben mi horladım bütün gece o mu?
    yaş 45: o stajer kız bana bakıyordu kesin, bakalım bugün de bakacak mı? hala iş var bende ehehe
    yaş 50: çok şükür hala sertiz
    yaş 60: heyyyo bu sabaha da çıktık
    yaş 70: penaltılara kaldık.
    yaş 80: bu ışık da ne?

  • muhteşem bir cümlesi vardır bu kitabın ilk sayfasında;

    biz insanlar çelişki dolu tuhaf yaratıklarız. baksana halimize, kendi inşa ettiğimiz hapishanelerde yaşıyoruz- adına ev, aile, akrabalar, töreler diyerek... sonra bu duvarların arasında boğulup çıldırıyor, ama yıkılmasın diye de uğruna hayatımızı siper ediyoruz...

  • gözlemlediğim kadarıyla iki alt tipi var:

    1 - duygusal olarak yakınlık hissedilen ama erişilmez olan birine karşı yapılan. uzaktan aşık olunan birisi, eski sevgili ya da eski eşe karşı..burada asıl duygusal zemin temas ihtiyacı. gerçek hayatta temas edemeyeceğini bildiği için haberdar olma ve bir nevi kontak arzusu sonucu gelişiyor stalking.

    birine aşık olduğunuzda beyniniz dopamin salgılıyor. aynı kokain kullanırsanız olacağı gibi..dopamin 'high' duygusu yaratan bir nörotransmitter. bu nedenle kokain bağımlıları sürekli o high'ın peşine düşüp tekrar tekrar kokain alıyorlar. aşkta da durum farklı değil. aşık olduğunuzda aşık olduğunuz kişiyle kontak ihtiyacı içine giriyorsunuz. hepsi dopamin uğruna..

    peki aşık olduğunuz kişi erişilmez olduğunda ne oluyor. bağımlılıkta craving denilen, maddeyi yoğun şekilde arzulama gelişiyor. kokain bağımlıları bir line kokain için nasıl her şeyi yapacak hale gelirse, siz de aşık olduğunuz kişiyle temas için o hale geliyorsunuz.

    stalking burada devreye giriyor. erişilmez olanı kısmen erişilebilir hale getiriyor. bu kişiyi yatıştırıyor. e peki neden kötü? çünkü ayrılık demek bir bağın kopması demek ve o bağ stalkingle sürdükçe bağımlılık patterni sürüyor. yani normalde acısını çekip kopmanız gereken kadın/adam, dopamin uğruna sündürdüğünüz saçma tek taraflı bir ilişkiye malzeme oluyor. sosyal medya hesabını her incelendiğinizde kopacak bağ güçleniyor. vazgeçemez hale geliyor ve yapmanız gerekeni -önünüze bakmayı- başaramıyorsunuz.

    2 - bir de psikolojik üstünlük sağlamak/bilgi edinmek için yapılan stalking var. burada duygusal yakınlık değil sosyal hayattaki pozisyon/statü/rol meseleleri söz konusu. müdürünüz, terapistiniz, çocuğunuzun öğretmeni bu tip stalkingin temel malzemesi.

    müdürünüz iş yerinizde size üstün, bilgiyle bunu dengelemek istiyorsunuz. terapistiniz sizinle ilgili bir çok detay biliyor, bunu dengelemek istiyorsunuz. çocuğunuzun öğretmeni, yavrunuzu emanet ettiğiniz kişi, hakkında bilgi edinmek istiyorsunuz..

    burada sağlıksız olan şey hayatta zayıf pozisyona tahammül edememek. narsistik açıdan kırılgan bireylerde bu tip stalking daha sık. kişi ne kadar kırılgansa stalking o kadar şiddetli oluyor. kendini muktedir hissetmek uğruna müdürünün hayatının tüm detayını didikleyen ya da binbir çabayla terapistinin üniversite andacına online ortamdan ulaşan insanlar tanıyorum. sadece güçlü hissedebilmek için..oysa gerçekten güçlü olmak, zayıf ve kırılgan olabilmeyi tolere etmekten geçer.

    tipi ne olursa olsun yoğun şekilde yaşanan stalking söz konusuysa kişide ruhsal zeminde bir sorun var demektir. tavsiyem stalking'i bırakın, hemen şimdi..süreçte o didikleme arzusu aynı bağımlılıkta olduğu gibi yavaşça sönecek, o profile girmediğiniz her gün, ertesi gün girmeme ihtimaliniz artacak. daha normal işlev göreceksiniz..

    *ilk tipe dair bir yazı: https://m.mic.com/…k-stalking-your-ex-blame-science

  • dikkatsizlik konusunda master yaptığımdan dolayı ben onu zeytin zannedip löpletirdim.

  • olay 60 li yıllarda bir trende geçmektedir.
    o dönemde bütün ulaşım trenle sağlandığından trenlerde her zaman milletvekilleri için boş bir koltuk bulundurulurmuş, ayakta bekleyenler olsa bile kimse koltuğa oturtulmaz, oturanlar kavga dövüş kaldırılırmış.
    şef tren* bir gün bilet kontrolü için gezerken yırtık pırtık kıyafetleriyle bir köylünün koltuğa oturduğunu görür.

    - kalk ordan orası millet vekilleri için
    - ben milletiyn keyndisiyim, ben burdayken vekilim oturamaz bu koltua!
    - !?!

    bu cevapla afallayan şef tren ısrar etmez ve koşarak olay yerinden uzaklaşır