hesabın var mı? giriş yap

  • "bizler tarihin ortanca çocuklarıyız..bir amacımız yada yerimiz yok..ne büyük savaş yaşadık nede büyük buhranı..bizim en büyük buhranımız...hayatlarımız... televizyonla büyürken milyoner film yıldızı yada rock star olacağımızı sandık...amaolmayacağız...bunu yavaş yavaş öğreniyoruz...ve çokça kızgınız..."

    (bkz: fight club)

    güzel çarpmışsın kardeş.

  • geçen akşam otobüste ayakta gidiyorum. zaten cüsseliyim bir de elimde çanta var. otobüsün önünden "arkadaşlar sağlı sollu ilerleyelim" diye bağırıyorlar. çift sıra ikili koltukların olduğu koridora tek başıma zor sığıyorum, adam sağlı sollu diyor, bak sen. neyse, dedim, sabredelim biraz daha. sonra yaşlı bir teyzem başladı konuşmaya, "sanki otobüsun arka tarafı başka yere gidiyor. illa orta bölümde bekleyecekler". bize laf sokuyor aklınca, bunu duyan diğer yaşlı teyzeler de koroya katıldılar. "hiç... insanımız böyle işte... iki adım ilerleyip de herkes rahat etsin diye uğraşmazlar. cık cık cık.". diğer taraftan bir amca bağlandı, "yürünsenize evladım, bak yolcular binemiyor". elimdeki çantayı kaldırdım havaya, "amca nereye yürüyeyim, hani, göster de yürüyeyim, nereye yürüyeyim?" dedim. sonra, bir kaç yolcu daha katıldı isyanıma, "bitti işte daha yolcu almayın, akraba olacaz burda" falan... sonra teyzeler biraz yumuşar gibi oldu, "aslında buraya minibüs seferi de koymalılar, çok yoğun bir yer". "olur mu canım, bu kadar sıkışık trafiği daha da felç mi etsin?"...

    ah benim koyun insanım... otobüsün zar zor geçtiği daracık yollara, bu yetmezmiş gibi sürekli bir tarafı kazılıp tekrar yamanan asfalta, yetersiz otobüs seferlerine ve toplu taşıma seçeneklerine değil de birbirinize kızın. "sağlı sollu yürüyün" diye birbirinize bağırın böyle. yer dar diye birbirinize kızın, siz birbirinize kızasınız diye yeri dar tutanlara değil.

  • yetişin adam s.kiyorlar... ortamlarda yıllık enflasyon %54 dersiniz. zaten alınması başlı başına haraç kesmekken 50 tl'den 150 tl'ye çıkarılmış.

    10 yıllık pasaport 1.703 tl, vizeler 80 euro, 160 usd, 495 usd (schengen, abd, uk), kurlar beceriksizlikleri yüzünden zaten zirvede. bu harç, okumuş, yurt dışı gezecek vizyonda kişilerden (ki kendi seçmenlerinin çoğu bu tanımın dışında) insanlardan kesilen resmi haraçtır.

    dolar ve euro ile karşılığını hesaplayıp aklamaya çalışmasın kimse. ülkeden çıkmak için para alıyorlar sizler de "alt tarafı x dolar, y euro" diyip duruyorsunuz. 1 tl de olsa aptalcadır, 1.000 tl olsa da... her şeyden önce de haraçtır...
    _
    yandaşlar saltanatı döneminde her şey başıboş kalmış, rüşvet alıp başını gitmişti. devlet israf içinde yüzerken, halk ağır vergiler altında eziliyor, hukuk işlemiyor, ekonomi yürümüyor, kargaşanın müsebbibi olan siyasal islamcılar ise keyiflerine bakıyor, ekonomiden başka her şeyle ilgileniyorlardı.

    saraylarda smoothie içiliyor, âlem yapılıyordu. esnaf haraca bağlanmıştı. memurlar tek adam adına haraç topluyordu...

    edit: "bu parayı ödeyemiyorsan yurt dışına çıkma" sığlığında entryler görüyorum, hatta benzer mesajlar alıyorum. yazının hiçbir yerinde ödeyemediğime hatta ödeyemediğimize dair bir şey yazmıyor. sözlük enteresan bir yer haline geldi. delinin biri 5 yıllık entry'lerimi ayıklayıp "zengin olduğunun reklamını yapıyor" diyor, sonraki başlıkta "10 euro'yu ödeyemeyen insan" yaftası yiyorsunuz.

    haksız talep edilen bir para, siz ödeyebildiğiniz için haklı olmuyor. mesela benim özel sağlık sigortam olduğu halde, gss prim borcumu ödüyorum, ödeyebiliyorum ve hoşuma gitmiyor orada borç gözükmesi. görsel bu bana gss priminin haklı olduğunu mu söyletmeli? gidip başlığında "sağlığı için ayda 150 tl ödeyemeyen ölsün" mü diyeyim?

  • alternatif bolluğu. herkes yazmış zaten. aynı şeyi tekrarlıyoruz ama durum bu. sosyal medya. karşı cinse hemencecik ulaşabilme ve yeni insanlarla kolayca kaynaşabilme şeysi. şurada bile çok değil 24 saat içinde en az 10 tane evli erkek kandırabilirim.uzun süreli ilişki için değil ha. tek gecelik ilişki teklif etsem, 10 erkekten en az 4 tanesi adres ister. koşa koşa gelir. peki bu aldatma değil midir? bal gibi de aldatmadır. bir entry giriyorum, hop mesaj; evli erkeklerin sevmeye hakkı yok mu? yok lan. git karını sev. hayvan herif. ne aranıyorsun sağda solda pislik.

    kadınlar da aynı bok. farklı mı ki sanki. şimdi siz iştesiniz, kim bilir karınız kiminle mesajlaşıyor. allah bilir...

    güven çok güzel bir duygu. allah herkese kendi gibi bir eş nasip eder inşallah. siz aldatıyorsanız aldatılın 10 misli. sadıksanız eşiniz 10 katı daha sadık olsun. herkes dengini bulsun.

  • 19 yaşında daha. ankara üniversitesi hukuk fakültesinde okuyormuş. bir hastanenin koridorunda turlarken karşılaştık. gözlerinin içi gülüyordu, yüzünde de içten bir gülümseme. hastalardan birinin yakınıdır diye düşündüm önce. hastalığı yakıştıramayacağım kadar güzeldi çünkü. kemik iliği kanseri teşhisi konmuş önce. sonra akciğerlerinin bir kısmını almışlar, arkasından göğüslerinden birini. şimdi de beyninde çıkmış o illet. lüle lüle saçlarının peruk olduğunu o zaman anladım . halbuki ne çok yakıştığını düşünmüştüm, o dalgalı bal rengi saçların yeşil gözlerine. "olsun abla, bunu da aşarım inşallah" dedi. bu da geçecekmiş, hakim olacakmış zaten. "daha çok yolum var ölünmezde şimdi" diye ekledi. ölünmez evet.. mamak'ta köhne bir evde anası bekliyormuş onu. babadan kalma 300 lira maaşları da varmış hem. devlette yardım ediyor şükür okumama diye heyecanlı heyecanlı anlattı uzun uzun.

    "üzülme sende abla, geçecek nasılsa; hem ölünmezde şimdi dedik ya" derken kahkahaları çınlattı koridoru. kendimden utandım, bende güldüm. yemyeşil gözlerine çok yakışmıştı bal rengi saçları. perukmuş, olsun..

    edit: bırakıp gitmiş hayatı özlemcik. daha fazla dayanamamış bedeni yayılmış enfeksiyona. vizelerini de vermiş kuzum, ama kısmet işte.. daha ölünmez demiştik ama demekle olmuyor bazen demek.. allah yattığı yeri nur etsin..

  • ezici bir halk oyu ile seçilmiş istanbul büyükşehir belediye başkanı karşısında, haddini bilmeyen atanmış bürokrattan başka bir şey göremedim.

    izleyip vaktinizi boşa harcamayın.

  • ne güzel dünya lan. sezon başı gelip milyonlarca euro parayı kiralık ya da bonservisli oyunculara bayıl. 1 tanesi dahi tutmasın. buna bağlı olarak kendi takımın ligin ilk yarısını küme düşme hattında tamamlasın. ama sen sabah akşam fatih terim galatasaray diye algı kas.

    bir de bu arkadaşa ülke emanet etmek isteyen romantikler var.

  • hayal meyal, belli belirsiz bir stimulusun net ve kesin olarak algilanmasi iluzyonu. mars yuzeyindeki surat, wtc dumanlarinin icindeki yuz imaji cok guzel ornekler. insan beyninin isleyisi hakkinda onemli bir ipucu. kaset tersten çalindiginda biseler anlamak ta buna baska bir ornek; anliyoruz ki sadece goruntuler degil, sesler de pareidolia nin konusu olabiliyor.
    klinik durumlarda, kişinin iç dunyasini(!) anlayabilmek için bu durum psikiyatri tarafindan kullanilir, hepimizin bildigi rorschach mürekkep lekesi testi gibi.

  • ilk zamanlarda yaşanan bir telefon konuşması;
    beholder: alo
    ast: astsubay cafer ( agzinin içinde geveleyerek)
    beholder: kim?
    ast: astsubay cafer ( istifini bozmadan)
    beholder: tane tane söyle anlamıyorum
    ast: as subay ca fer
    beholder: tamam, ne oldu?
    ast: sen kısa dönemsin di mi?
    beholder: evet!?
    ast: uzun dönemlerden birini çaar bakıim.
    beholder: olur (yüzzüsce)