hesabın var mı? giriş yap

  • isvicreli strikes back...

    - olm sizin de cuk kadar topraginiz var avrupa'da, avrupaliyiz diye geciniyosunuz..
    - lan o cuk kadar dedigin toprak sizin kompil ulkenizden daha buyuk be..
    - o da var tabi..

  • şu an 2. bölümünü izlediğim dizi. aman allah'ım!

    başroldeki merve boluğur'un satranç turnuvasındaki o halleri... turnuvalara katılanlar iyi bilirler ki bu satranç zıkkımı kazandıkça zehirler insanı. tam bir ego yükselticidir. kaybedince de hele hele ezilerek kaybedince de tam bir gurur kırıcı.

    gözümü ekrandan alamıyorum oyun sahnelerinde.
    ilerleyen bölümlerde keyiften öleceğim herhâlde. atmosferi çok güzel dizinin ve görüyoruz ki rakibi küçümseme mevzuları hep varmış!

    katıldığım bir öğretmenler arası satranç turnuvasında ilk rakibim gelmemiş, ikinci rakibim de öylesine gelmişti.
    üçüncüsü beden eğitimi öğretmeni idi ve vallahi turnuvadaki tek hâtundu o da. yanında da erkek arkadaşı olduğunu tahmin ettiğim bir zibidi. oyun başladı, baktım hocamız o kadar basite alınacak gibi değil dikkat kesildim oyuna. derken tek bir hatasıyla oyunu kaybetme yoluna girdi.
    zibidi başladı, " hocam bu maç berabere bitsin yenisine başlayın " falan demeye. ben maalesef falan dedikçe bu oyuna müdahale etmeye başladı ve ağzından şu sözler döküldü:

    " hayatım atı çapraz sür, atın gidecek " *

    lan bir kahkaha atmaya başladım az kalsın diskalifiye edilecektim.

    o ana kadar erkekine ses çıkarmayan hocamız da " ya saçmalama ozan çık dışarıda bekle beni allah'ını seversen " falan diye isyan etti.

    çocukluğumdan beri yüzlerce belki de binlerce karşılaşmaya çıkmış; rakibin atını, filini, kalesini, vezirini vs. oyun dışına itmişimdir, o vakit ilk defa bir satranç karşılaşmasında rakibin eşeğini saf dışı bırakmıştım.

    bu da böyle bir anımdır.

  • itlaf edilmesi gereken hastalikli sigir bile daha sagliklidir.

    bunlarla ayni zaman diliminde yasamamiza neden olacak hatamizi cok merak ediyorum.

  • fen lisesi mezunları pilav günü hatırası gibi mübarek. bill gates de dönemde çıkıntılık yapıp tıp yazan idealist öğrenci gibi çıkmış.

  • mısırda bulunan giza'daki 3 büyük piramidin biraz doğusunda, vadiyi bekleyen, doğuya bakan yarı aslan yarı insan olan heykeldir. ejiptologlar yapının, i.ö 2500 dolaylarında firavun khafre tarafından yaptırıldığını düşünseler bile bugüne kadar bulunan hiç bir anıtta ya da yazıda bunu destekleyen bir ifadeye rastlanmamıştır. bu sebeple sfenks'in yapıldığı kesin tarih bilinmemektedir.

    devam bilgileri, kaynağı: eski mısır ve gizemler

    1991 yılında amerikalı araştırmacı john anthony west ve jeolog dr robert schoch, bu görkemli anıt üzerinde bir dizi araştırma yaptılar. vardıkları sonuçlar, oldukça şaşırtıcıydı: heykelin üzerindeki aşınma izleri, arkeologların inandığı gibi rüzgar ve kumdan değil, uzun ve etkili yağmurlardan ileri geliyordu ve düpedüz "su aşınması"ydılar! mısır'ın bu bölgesi, bundan 5000 yıl önce de çöldü ve yağmur düşmüyordu. söz konusu aşınmayı yaratacak düzeyde bir yağmurun en son düştüğü dönem ise, en az i.ö 5000 yılına, hatta çok daha eskilere dayanıyordu, belki i.ö 7000'e. west ve schoch, ayrıca ekiplerinde sismik ölçümler yapan cihazlarla çalışan uzmanlara da sahiptiler. bu ekip, daha şaşırtıcı bir bulguya da ulaştı: araçlar, sfenks'in pençelerinin yaklaşık 8-9 metre altında büyük bir "oda"nın ve ona açılan dehlizlerin varolduğunu gösteriyordu! mısırlı yetkililer, başta eski eserler müfettişi dr.zahi hawass, bu bulgulara erişildiği günlerde west ve ekibinin iznini iptal ettiler ve sfenks üzerinde araştırma yapılmasını yasakladılar. ama haber basına çoktan ulaşmış, west ve schoch da elde ettikleri bulguları aynı anda filme aldıklarından, nbc'de yayımlanan bir belgeselle ortalığı iyice karıştırmışlardı.

    bütün bunlara "orion gizemi"nin yazarı robert bauval ile "tanrıların parmak izleri"nin yazarı graham hancock'un astronomi temelli bir tezleri de tuz biber ekti: sfenks, tam doğuya bakıyordu, yani ekinoks (23 mart ya da 21 eylül) anındaki gün doğumu noktasına. mısırlıların yıldız kültürlerinde, güneş doğmak üzereyken, ufuk henüz tam aydınlanmamışken son olarak görülen yıldız ya da takımyıldızın ayrı bir önemi vardır. bu durumdaki yıldıza "heliak yükselişte" denir ve mısır'ın hem takvimini hem de dinini etkileyen çarpıcı bir olgudur. sözgelimi, mısır kültüründe tanrıça isis'i simgeleyen sirius yıldızı, yaz gündönümünde (21 haziran) şafak öncesi görünmeye başlar ve bu tarih aynı zamanda nil'in yıllık taşma dönemlerinin de başlangıcıdır. bu nedenle mısırlılar, yaz gündönümünü "yılbaşı" kabul ederlerdi. bu yaklaşım, ejiptologlarca sfenks'in yapılmış olduğu tarih olarak varsayılan i.ö 2500'de, ilkbahar ekinoksunda "heliak yükselişe" başlayan takımyıldızın incelenmesini ilginç hale getiriyor. bauval ve hancock, bilgisayar simulasyonuyla o tarihte boğa takımyıldızının yükselişte olduğunu gördüler. oysa mısırlılar şekil ve simgelere çok önem verirlerdi ve yaptıkları anıtlarda buna çok dikkat ederlerdi. yani, bu durumda sfenks'in aslan değil de boğa biçiminde yapılmış olması gerekmez miydi? iki araştırmacı, bu kez ilkbahar ekinoksunda aslan burcunun heliak yükselişe geçtiği tarihi araştırdılar ve karşılarına "orion gizemi"ndeki o garip yıl çıktı yine: i.ö 10.500! bütün bulgular, her ne kadar ejiptologlar ve ortodoks akademisyenler bunları dikkate almak istemeseler de, aynı "başlangıç tarihi"ne yönlendiriyor bizi. mısır uygarlığının i.ö 3100 yılında başladığı yolundaki yaygın görüş dikkate alındığında, eski mısırlıların bir "şifre" gibi bize bıraktıkları "anıt bilmecesi" acaba bilinenden en az 7000 yıl daha eskiye dayanan bir yitik uygarlığın izleri mi?

  • bir umut ve iyimserlik uzerine kurulu savunma mekanizmasi.
    kiza cikma teklif edilmi$, takilma teklif edilmi$, yatma teklif edilmi$, her ne teklifi edilmi$se edilmi$tir. eger burada net bir "- hayir olmaz..." yaniti alinmami$sa, her sinyal, her kelime, her tavir, her mimik hayra yorulur.

    "- ne oldu abi, tamam mi i$?"
    "- bir du$uneyim dedi, $a$irdi biraz galiba..."
    "- o ooo, tamamdir hocam, yenge hayirli olsun, oyle du$unucem falan dediyse tamamdir."

    "- nasil baba konu$tun mu kizla dun?"
    "- hiii konu$tum, ben seni arkada$ olarak goruyorum ama sen iyi bir cocuksun" dedi.
    "- o bitmi$tir tamam, iyi cocuksun dediyse bitmi$tir."

    "- sinemada yav$adin mi lan kiza, tuttun mu elini falan, tutabilir miyim falan dedin mi, efendi yapsaydin?"
    "- ooo kolumu sirtina attim, oyle izledik, cok guzeldi."
    "- guzel, yakinda yersin sen o kariyi bitti bu i$, kolunu attiysan tamamdir."

    "- dun cikma teklif ettim elif'e olm, elektriklenme var, gel olsun bu i$." dedim.
    "- eee o ne dedi?"
    "- benim ciktigim ve sevdigim bir cocuk var dedi..."
    "- oooo tamam o zaman, hemen oyle dediyse ondan ayrilip sana gelecek demektir ivedi olarak." (bkz: oha)

  • iki maçtır sıçrayan brezilya'ya sıradaki maçta almanya'nın koyacağını müjdeleyen çekirgedir

  • arka sokaklar senaristini görünce şaşırtmıştır. abi 435 bölüm sonra mı aklına geldi bu olay :(