hesabın var mı? giriş yap

  • diz kapağımın arkasında ve kollarımın iç kısmında tam eklem yerlerimde minik kırmızılıklar şikayetiyle gittim doktora.. bi süre konuştuk, sonra muayene sedyesine yüzüstü uzanmamı istedi doktor..

    "işte sıçtığım an!" diye düşündüm.. yüzüstü ve sırtüstünü hep karıştırırım ben.. yüzümüzün üstüne yatınca mı yüzüstü oluyo, yoksa yüzümüz üste gelicek şekilde yatınca mı bi türlü aklımda tutamıyorum..

    bunları düşünürken, aklıma bi cinlik geldi.. dedim "önce yüzüm yukarı gelecek şekilde bi yatayım, doğruysa zaten doktor bey, muayeneye başlar.. yok başlamazsa bi de öbür türlüsünü denerim.."

    önce yüzüm yukarı gelecek şekilde uzandım..
    baktım doktor beyde bi hareket yok, yavaşça yan döndüm, sonra bi de yüzüm aşağı gelecek şekilde uzandım.. bikaç saniye sessizlik.. "yanlış oldu herhal" diye yine döndüm.. doktor öle ayakta bekliyo bana bakarak..
    "alla alla.." dedim.. "kompil karıştırdım herhalde ben!?" bi daha yan döndüm.. bu sefer ellerimi de yastık gibi kafamın altına aldım, cenin pozisyonu gibi hafif..

    hala ses yok.. "dur.." dedim "bi de öbür yana döniim".. ama stresim de artıyo bu arada.. "acaba kompil ayağa kalkıp yeniden mi başlasam" diye de düşünüyorum, tam ben yüzüstünü bulduğum sırada görememiş filan olabilir diye..

    kendi etrafımda bi tur daha attım ama ağlıcam artık.. doktor da ölee bekliyo başımda.. en son yüzüm yukarı gelicek şekilde yatarken bu da mı gol değil! bakışımla bi daha baktım doktora..

    __"napıyosun yaa??!!" dedi..

    napıcam ya napıcam??!! kabir azabı çekiyorum, yattığım yerde.. öle seyredeceğine, kolumdan tutup doğru yöne dönderiversen nolur??!

    halkın anlıyacağı dilden konuşsun doktorlar biraz!! yüzüstümüş!!1

  • bir türk, bir fransız, bir de ingiliz trenle yolculuk ediyorlarmış.
    trendeki odaları sıcaklayınca fransız pencereyi açmış ve içeri bir tane sinek girmiş.
    fransız hünerini göstermek için kılıcını çektiğiyle sineğe bir tane vurmuş ve sinek ortadan ikiye ayrılmış.
    diğerleri hayretle bakarken, fransız cebinden karvizit çıkartmış ve ingilizle bizim türk'e vermiş, karvizitte "fransa'nın en iyi kılıç ustası" yazıyormuş.
    bunu gören ingiliz hemen pencereyi açmış ve içeri bir tane daha sinek girmiş.
    hemen okunu çekmiş bir fırlatmış sinek duvara yapışmış, cebinden karvizitini çıkartmış "ingiltere'nin en usta okçusu".
    tabi türk altta kalırmı. hemen pencereyi açmış içeri bir tane daha sinek girmiş, bizim türk cebinden bıçağı çıkarttığı gibi sineğe fırlatmış, sinek yere düşmüş ve sinek bir kaç dakika sonra yerden kalkmış ve geri uçmuş.
    bunu gören ingilizle fransız basmış kahkahayı bizim türk cebinden karvizitleri çıkartmış ve ingilizle fransıza vermiş.
    "fenni sünnetçi remzi"

  • topuklu ayakkabı giydirip, makyaj yapıp sonra elbise giydirdikleri tacizciye ceza adı altında kendi kafalarındaki fantazileri uygulanması.

  • bence serefsizlik. hani kanunan serefsizlik olmayabilir ama nasil suleyman soylu bence suc diyor ya ben de diyorum ki bence serefsizlik.

  • covid-19 aşısı olmayı reddettiği için davulcuları pete parada ile yollarını ayırmış grup.

    bilmeyenler için, grubun vokalisti dexter holland moleküler biyoloji alanında doktora yapmış ve mrna hakkında yazdığı makale 2013 yılında yayımlanmış birisi :)

    sabah sabah keyfim yerine geldi. bi americana patlatılır bunun üstüne.

  • ilk yoğurt tesadüfen mayalanmıştır. yoğurt mayasında laktik asit bakterileri bulunur ve sütü hızlı bir şekilde mayalarlar ancak aynı laktik asit bakterileri ve benzer özellik gösteren bakteriler havada serbest olarakta bulunurlar. dolayısı ile ilk mayalanan yoğurtta bu şekilde havadaki bakteriler öncülüğünde mayalanıp sonrasında insanların dikkatini çekmiştir. muhtemelen deneme yanılma (çiğ tanesi, karınca yumurtası, çam kozalağı vb.) yolu ile aynı sonuca ulaşmaya çalışmışlar ve sütün içine önceki yoğurttan biraz karıştırmak sureti ile doğru olan mayalama yöntemini bulmuşlardır.

    ayrıca özellikle kapı-pencerenin açık olduğu yaz aylarında kaynatıldıktan sonra kapağı açık olarak soğumaya bırakılan sütlerin zaman zaman kendiliğinden mayalandığı görülür. sonuç; süte bulaşan bakterinin çeşidine göre, alışık olduğumuz yoğurt yada kefire benzer, bazende çok değişik bir tada sahip olabilir.

  • devlet hastanesinde çalıştığım dönem. çok roman hastam vardı. bir gün çalgıcı bir adam geldi. psikotik belirtileri var. görüştüm, tedavi planladım. reçete yazacağım, barkodu aldım, ücretli yazıyor, sağlık güvencesi yok yani. hastanın maddi durumunun çok da iyi olmadığı belli.

    antipsikotik ilaçlar oldukça pahalıdır. mümessil arkadaşlardan numune ister, onları bir dolaba koyardım. ücretli hastalara vermek için biriktirirdim numune ilaçları.

    "ben sana bunun bir aylık dozunu vereyim" dedim.
    hasta durdu.
    "kaç para kutusu hocam" dedi.
    200 lira civarı bir fiyatı var, söyledim.
    "hocam, klarnet çalar kazanırım parayı. ben parasıyla alırım. sen bunu işi gücü olmayan birine verirsin" dedi.

    o sabah başörtüsü bile en az 200 lira olan bir kadın, benden numune ilaç istemişti. onu düşündüm, bunu düşündüm. eyvallah deyip gönderdim hastayı.

    insanları etiketlemek kadar kötü bir şey yok şu hayatta. ömründe romanla oturup iki kelam etmemiş insanlar, onları kötü ilan eder. tehlikeli yanları vardır, kanunla araları limonidir ama güzel yürekleri vardır.

    dipnot: hastalar iyileştiklerinde teşekkür mahiyetinde hediye getirir bazen. bu bahsettiğim hastam iyileşince teşekkür etmek için klarnetini getirip çalmıştı benim için. gel de sevme bu insanları.

  • vücuda (patojen proteini veya inaktif patojen yerine) patojenin proteinini kodlayan mrna'nın verilmesi şeklinde bir aşı. bu biçimde vücudun tanıyacağı ve bağışıklık geliştereceği proteini gene vücudun kendisi üretiyor. diğer aşılara karşı avantajı kitlesel çapta rna üretiminin kitlesel çapta protein veya inaktif patojen üretiminden daha hızlı/kolay ve ucuz olması.

    ana dezavantajı rna'nın vücutta hızla parçalanabilir bir molekül olması, o sebeple genelde taşıyıcı başka moleküllerin içinde veya modifiye biçimde veriliyor. kanımca ciddi bir falsosu da vücudun verilen rna'ya (veya yardımcı maddesine) karşı bir bağışıklık yanıtı üretme ihtimali. bu gerçekleşirse hem gereksiz bir inflamasyon tetiklenir ve hem de aşının fonksiyonelliği iptal olur. herhalde bunu engelleyecek yollar geliştirmişler ki insan deneylerinde gözüken bir olay değil*.

    (edit: bir dezavantajı da son günlerde belirtildiği gibi rna'nın bozulmaması için aşının -70 c altında saklanması ve taşınması gerektiği, ve bu taşıma sisteminin epey pahalı ve zahmetli olduğu. durum böyleyken rna'yı hızlı üretebiliyor olmamızın avantajı bu taşıma ve saklama dezavantajını sıfırlıyor mu bilemedim)

    bu metodun insan denemeleri olsa da resmi olarak onay almış bir rna aşısı henüz yok. eğer pfizer'in covid-19 aşısı bnt162b2 onay alırsa, o ilki olacak.

    edit: yan etkilerinin moleküler mekanizması hakkında teorik yazı: #125715896