hesabın var mı? giriş yap

  • sokaklardaki tırtıl trafiğini azaltmak için uygulanan tırtılbüs projesinin ülkemizdeki örneğidir.

  • muhteşem prodüksiyonu, örnek alınacak derecede özene bezene hazırlanmış castı, oyuncu ve sanat yönetimi sebebiyle iptaline inanamadığım, hbo gibi bir kanal bunu nasıl yapar anlamadığım, sopranos'undan godfather'ına yaptığı göndermeleriyle, muhteşem oyunculuklarıyla ve tipleriyle gönlüme taht kurmuş tek sezonluk muhteşemli dizi.

    hbo sana laflar hazırladım.

  • genellikle acile grip nedeniyle gelip ilaç yazılıp gönderilmesine tepki olarak :
    - bi seron bile takmadınız
    diyenlerin , zorla kendilerine serum taktırmayı başardıklarında , müşahade odasında selfiesini çektikten sonra
    - ay bitmedi bu serum da
    diyerek yapmaya kalkıştıkları eylem.

  • efsanevi bir adam.

    7 yaşında programlama öğrenmeye başlar, daha lisedeyken bir çok uluslararası siteyi hobi olarak kırıp adminlerini bilgilendirir ki babası ile bir tartışması sonucunda babası bilgisayarı elinden alıp kilitler. bu esnada parker yalnızca "baba log out olmam lazım" diye ağlanır nitekim fbi kendisine ulaşmakta geç kalmaz, zarar vermediği için yalnızca kamu hizmeti yapmakla cezalandırılır. lisede bir sene full a alıp bir sene kalmaktan son anda kurtulur ki bunu da sadece kimsenin kuklası olmadığını göstermek için yapar.

    ailesinin kolej ısrarına rağmen lise bitince internet yoluyla tanıştığı ekürisi, bir diğer yetenekli hacker shawn fanning'in napster projesine destek vermek için san francisco'ya taşınır ki bu evden ilk ayrılışıdır. partiler içinde boğulurken napster'ı yaparlar, ilk senede milyonlarca kullanıcıya ulaşmalarına rağmen telifli müzik dosyalarını illegal paylaştıklarına karar verilir ve napster doğduktan 14 ay sonra hakim kararı ile kapatılır. daha sonra yeniden açılmasına rağmen hem piyasada rakipler oluşması, hem de fanning'in diğer ortaklarının dahi çocuk parker'ı uzaklaştırması nedeniyle napster asla eski seviyesine dönemez.

    2001-2004 yılları arasında plaxo'yu kurar ki kurana kadar ve kovulduktan sonra yine işsizdir. yatırımcılarının onu kovması uyuşturucu yüzündendir.

    2004'de bir gün oda arkadaşının stanford'da okuyan kız arkadaşının bilgisayarında thefacebook yazısını görür. o andan itibaren ne parker, ne zuckerberg, ne de dünya artık eskisi gibi olmayacaktır. new york'da tanışırlar ve kısa sürede kaynaşırlar. parker işsiz olmasına karşın hala bir bmw kullanıyordur, 20 yaşındaki zuckerberg'i kafalar ve mentörlüğünü yapmaya başlar. nitekim facebook'a zuckerberg'den fazla inanan ve bugün geleceği noktayı o zamandan tasarlayan parker'dır. facebook'un başkanı olarak yatırımcılarla pazarlık eden, yönetim kurulunun 5 koltuğundan 3 tanesi daimi olarak koparan ve bu sayede yahoo'nun 2007'de yaptığı 15 milyar dolarlık teklifin reddedilebilmesine imkan sağlayan da...

    ancak yine rahat durmaz ve 2005'de kiraladığı bir evde parti esnasında uyuşturucu kullanımı ile suçlanır. ceza almamasına karşın yatırımcı baskısı ile facebook başkanlığını bırakmak zorunda kalır. hali hazırda 7% facebook hissesine sahiptir zaten...

    2010 yılında davos'ta bölgenin gece hayatından şikayet eden bir açıklama yaptı, seneye büyük bir yer bulabilirse bir kaç rock star arkadaşı ile tüm zamanların en büyük forum partisini organize edecekmiş.

    ara sıra eski arkadaşı shawn "napster" fanning ve chatroulette'in 18 yaşındaki kurucusu andrey ternovskiy ile bir araya gelip fikir üreten parker, tüm aşırılıklarına rağmen kanser araştırmaları için en fazla bağış yapan kişilerden biri.

    linkedin kurucusu ve parker'ın eski arkadaşı reid hoffman onunla ilgili "ona neden katlanıyoruz? iki sebepten; birincisi olduğu yere değer katar, ikincisi çok sadıktır", paypal kurucusu peter thiel parti canavarı dedikleri ve muhtemelen uyuşturucu bağımlısı olan (proposition 19 için 100.000$ bağışlamış) parker'ın howard hughes'un torunu olduğunu düşünüyor. wikipedia kurucusu jimmy wales ise onun bir sanatçı olduğunda ısrarlı. kendisi ise "benim için her zaman bir peri masalı değildi. tüm başarım hatalarımdan doğdu. çocukluk hayalleriniz her zaman başarı hikayesidir, gerçek ise çok daha ağır ve dramatiktir" diyor.

    not: türkçe güzel kaynak yoktu, sağdan soldan bulup toparlayıp çevirdim. sonra bana gelip abi o öyle değil diye çemkirmeyin.

  • halamlara gitmiştim gece orada kalacaktım. lakin giderken sigara almayı unutmuşum. mecburen enişteminkilerden bir kaç tane otlanacağım. ( çalacağım )

    sigara paketi eniştemin önündeki sehpanın üzerinde duruyor ve eniştemin hiçbir yere kımıldayacağı yok. lise 1'e giden ve o an ders çalışmakta olan kuzenimden yardım istedim.

    b: ozan ya ben sigara çalacağım da eniştem gitmiyor bir türlü. bir şey sormak bahanesiyle çağırsana. ( eniştem kendisine bir şeyler sorulmasından çok hoşlanır.)

    kuzenim tamam dedi babasını çağırdı. ben de paketten birkaç tane sigara aşırdım derken içeriden çaat diye bir ses geldi ve eniştem:

    " 2 kere 2'nin kaç ettiğini bilmiyor musun gerizekalı."

    hay senin sorduğun soruyu...

  • (bkz: aldatmamsı)

    genel kabul olarak; aldatma olup olmadığı, ilişkinin taraflarının algısına veya ilişki dinamiğine göre değişebilen durumlar…

    - birine gizlice mesaj atmak,
    - mesajları silmek,
    - üçüncü kişilere partnerin hakkında şikayet etmek,
    - çekici bulduğun insanlarla arkadaş olmaya çalışmak,
    - eski partnerler ile iletişime devam etmek
    - ilişki durumu hakkında doğruyu söylememek,
    - başka biri ile flörte yakın bir temas içinde olmak,
    - partnerinizin öğrenmesi halinde rahatsız olacağı kişilerin sosyal medya paylaşımlarını beğenmek, yorum yapmak, vb.,
    - partneriniz olmayan birini stalklamak,
    - partneriniz dışında birini etkilemek için çaba sarf etmek,
    - gizli bir arkadaşlığa sahip olmak,
    - gün içindeki rutin faaliyetlerde ilgi duyduğunuz kişiyi hayal etmek,
    - gibi gibi…

    bence çoğu aldatma aslında…

  • vay arkadaş! girişimcilikte bir çağ açar!

    benim 1 yaşını 20 gün geçmiş bir kız çocuğum var. her gün çoraplarını 1378 kere giydiriyorum. peşine dolanıyorum çocuğun. tuttuğu yerde çekip çıkarıyor çorabını. aynı durumu yine bizim evlerde birçok çocukta da görmüşlüğüm var. artık genetik midir nedir bilmiyorum ama böyle bir gerçeklik var ki bu çocuk denilenler, çoraplarını çıkarmaya bayılıyorlar. e biz ebeveynler de ne yapalım çocuk hasta olmasın diye peşi sıra takip edip o çorabı giydiriyoruz hâliyle. hatta benim kız beni görünce artık doğrudan doğruya çorabının olduğu yeri gösteriyor. çözdü meseleyi. ya da bunu bir oyun belledi. hiç bilemedim.

    diyeceğim o ki ey girişimciler! ey sermaye sahipleri! ey üretim araçlarını elinde bulunduranlar! ey iş gücü olanlar! çocuklar için, özellikle de benim çocuğum için ne yapın edin de bir ayaktan çıkmayan çorap üretin! ebeveyn yardım etsin de çıksın!

    hoş bu entry bir sinir patlaması anında yazılmıştır. yoksa çorapları çıkarmak da elbette bu mini mini yavrular için kimi motor becerilerin ve bilişsel becerilerin gelişmesine ve ilerlemesine yardım ediyordur. varsın çıkarsınlar be! ben on saniyede bir çorap giydirmeye de razıyım evet evet...

    ağzını yediğimin çocuğuna bak ya! yine çıkarmış ve "bababababa" diye bana sesleniyor! dur dur geliyorum minik kelebeğim!!! pehhe...

  • ortada afet yoksa ve keyfiniz yerindeyse bakanlar neden ısparta'ya geldi? ortada bir sorun, sıkıntı yoksa bakanların ısparta'ya gelmesi sizi hangi konuda güçlendirdi?

    siz kimi kandırıyorsunuz?

  • benim mecidiyeköydeki ev sahibimde bu hırsızlardandı, adamın banka hesabı bile yoktu, hayatında bir gün düzgün iş yapmadığını, övünerek anlatır, her fırsatta bizim gibi sabah 8 akşam 8 çalışan kiracılarına laf sokardı. bütün gün evinde oturur 5 dairesinden aldığı kirayı yerdi. istanbulda zar zor krediyle aldım evimi, ama ömrüm boyunca çalışıp biriktirsem bu hırsız ve benzerlerinin tek vurgunla yaptığı servetin yarısına sahip olamayacağım, bizim gibi namuslu insanların çocukları bu avam hırsızların sülalesine çalışacak.

    burada da doluşmuş bu gerçeği eleştiren hırsız çocukları , duygusal duygusal güzellemeler yapmışlar, tabi türkiyede bu hırsızlıktan vurgun yapmış zengin çok , evlatlarıda hırsız soylarını savunuyor, ama onlarda emekçiydi cart curt diye, hatta hırsıza hırsız olduğunu söyleyenlere rantçı diyen mal bile gelmiş.

  • geçenler de yaşlı bir çift geldi. elektrik süpürgesi ihtiyacı varmış teyzenin eskisi yıpranmış bozulmuş senelerce kullanmaktan. fırsat ürünüydü son bi tane kalmış. aldılar makineyi garantisini falan imzaladık. 100 küsur lira bişiydi işte. tam kapıdan çıkarken teyzenin yüzünde koca bir mutluluk, durdu, kocasına döndü; "bu ay sana çok yük oldum her istediğimi aldın allah senden razı olsun hakkını helal et" dedi.

    adam karısını alnından öptü "helal olsun be ömrüm feda olsun" dedi. len kasada bi duygulandım marketin arka tarafına koşar adımlar yürüyüp gözyaşlarımı sildim. gülümsedim ne güzel bir şeysin sen aşk.

    edit: olm şaka maka bir hayal ürünü olan bu yalanımı fena yediniz lan kdaskljda cezmi kalorifer bile paylaşmış ahahaha.