hesabın var mı? giriş yap

  • dört çocuk, (onbeş onaltı yaşlarında) oto çaldıkları gerekçesiyle yakalanmışlardır. geceyi çocuk büroda geçirdikten sonra öğle civarı savcı karşısına çıkartılmışlardır. savcı ile aralarında geçen diyalog:

    -neden çaldın arabayı?
    -çalmadım efendim. yanlış parketmişti, düzeltmek için bindik arkadaşlarla.
    (arabanın kapısı bir şekilde açılmış ve araba düz kontak yaptırılmıştır)
    -sana mı düştü düzeltmek? sonra?
    -sonra da binmişken gezdik.

    çalmak kamu adına takip edilen cezası ağır bir suçken, kullanma amacı ile almak kovuşturması şikayete bağlı cezası çok hafif bir suçtur. şikayet de yoksa ya da geri alınmışsa dava düşer. bundan dolayı bütün oto hırsızları bir sürüp bırakmak için almışlardır otomobilleri.

  • okunan/duyulan sözcükleri veya cümleleri türkçeye çevirerek anlamaya çalışmak & söylenmek istenen şeyin önce türkçesini düşünüp ingilizceye çevirmek; kısacası devamlı kendi anadilin üzerinden çeviri yaparak yolu uzatmak. bu yanlış bir yöntem çünkü dil öğrenirken yapılması gereken kelimelerle görsel bağlantı kurmaktır. mesela apple dendiğinde beyninizde elma görüntüsü belirecek, "aa bu türkçede elma demek" diye düşünüp süreci uzatmamalısınız.

    ikinci büyük hata da bence gramer öğrenmekle başlamak, tıpkı ilkokuldan beri bize öğretildiği gibi. anadilinizi öğrenirken önce cümle yapısını mı kavrıyorsunuz, yoksa günlük konuşmaları duydukça beyniniz o gramer kurallarını kendiliğinden mi benimsiyor? kimse konuşmayı yeni öğrenen bir çocuğa gramer bilgisi vermez sonuçta. bu yüzden dilin diyaloglar üzerinden geliştirilmesi lazım, tuğla gibi matematik formüllerini andıran kurallarla dolu kitaplarla değil.

  • başlık: ayı postu giyip anap binasına gittim
    entry1: vızıl vızıl oldu heryer. koca partiyi böyle dağıttılar zamanında demek ki
    entry2: anap yanımda