hesabın var mı? giriş yap

  • yazılım olayına da dini bulaştırarak bir ilke imza atmışlar.

    "biz önce allah rızası için daha sonra da özgür yazılıma sahip çıkabilmek için uğraşıyoruz, elimizden geldiği sürece de uğraşmaya devam edeceğiz."

    şimdi kim yazdı bilmiyorum, allahtan da bilmiyorum, ama açıkça tübitak'ın ne çeşit gerizekalılara teslim edildiğinin göstergesidir bu. nokta yerine virgül kullanma gibi utanç verici yazım hatalarını geçiyorum. ne allah rızası ne alaka? elimizden geldiği sürece ne alaka? konu ne? bize ne? ne demek istiyorsun? ne demek istediğini bilmeden cümle sallayanlara gerizekalı dendiğini bilmiyor musun?

    cümlenin bir tutam akıllı sürümü şöyle olabilirdi:
    "biz önce allah rızası için sonra da özgür yazılıma sahip çıkabilmek için uğraşıyoruz."

    gözünü seveyim. ne allah rızası? kendi içinizde tutamıyormusunuz allah sevginizi ille millete duyurmak "ben dinciyim" artisliğinizi çekmek zorunda mısınız? konu ile ne alakası var? ulan üretim ekonomisi falan diyoruz bu kafalarla imkanı yok.

  • benim hayattaki en büyük başarısı üremek olan kuzenim yapıyor bunu. hadi bunu yapıyor geçtim, vatsaptan gruba yolladığı fotolar için de sosyal medyada paylaşmayın uyarısı yapıyor. arkadaş sen kimsin yahu? prens william ve kate middleton birlikteliğinden doğan veliaht sanki anasını satayım, fotoğrafları dergilere satıp zengin olacaz. yeni nesilde çıktı bu görgüsüzlük ne oldum delisi olmak. bi de bu hassasiyetini bilmeden facebooka bebeğin fotosunu koyan halamı bağırıp cagirip ağlatmış. vallahi deli çıkacağım.

    bu durumu özetleyen güzel sözümüz.

    görmemişin oğlu olmuş çekmiş çükünü koparmış.

  • birgün sedat'la kanzuk dürümcüde bi'şeyler yiyorlar ve bir yandan da hararetli hararetli sözlüğün ticari itibari ve sansür konusunu tartışıyorlarmış. bir türlü aralarında sorunu çözemedikleri için, ikinci dürüm siparişlerini getiren garsona sormaya karar vermişler.

    neyse garson gelmiş. sedat dönmüş ve demiş ki,

    - hey garson şimdi sana, bir şirket yüzünden 1.300 yazarı uçuracağımı, 6.400 entryi sansürleyeceğimi, 150 başlığı tamamen sileceğimi ve şu ayranı da yere dökeceğimi söylesem ne dersin?

    - iyi de ayranı niye döktün aq :/

    cevabını alınca kanzuk'a dönmüş ve demiş ki,

    - dostum sana sözlükte sansürün kimsenin sikinde olmayacağını söylemiştim...

  • recep tayyip erdoğan'ın bugünkü konuşmasından bir kesit. şimdi oradaki 'afedersin'in görevi nedir, 'amerika'nın ayıp bir kelime olmasından mı, yoksa 'hostes' kelimesinin abdest bozmasından mı, tartışmaya açık.

  • dolar 3 liraya dayanmış, hergün şehit veriyoruz, istanbul'un göbeğinde dolmabahçe'de silahlı saldırı oluyor ama adam hala muhtarlara maval okuyor. ya sabır

  • ya kardeşim hem insanlara bu hizmeti sunuyorsunuz, hem de vicdan çektiriyorsunuz. sipariş etmese işten çıkarılacaklar, etse "hava durumu kötü ne hadle sipariş geçersiniz?" diye yadırganacaklar. bu hizmet sadece türkiye'de yok ama hiç sanmıyorum ki sipariş veren insanlara bu kadar vicdan azabı çektirilsin.
    hava kötüyse yolları, motoru kaliteli yap, kuryeye güvenlik ekipmanları sağla. her yağmurda, karda da şu muhabbet dönmesin artık.

    edit: altta bir yazar, konforunuzdan ödün verseniz ölür müsünüz, demiş. olay sadece konfor değil. evde hasta olan insan olur, yemek beceremeyen olur, eve yeni taşınmış, tadilat yapmış o an pişirme mümkün olmayan olur. yemek siparişi sadece koltukta göbek kaşınırken yapılmaz. evet ölümler üzücü ama burda yapılması gereken güvenli yol bulmak. gelip burda hizmeti sunduğunuz insanları suçlayamazsınız.

  • "abd'de ortaya çıkan belgelerle, şeker şirketlerinin 1960'larda bilim adamlarına para ödeyerek kalp hastalıklarında “doymuş yağları” günah keçisi yaptığını gösterdi."
    evvela dr. özgür şamilgil'in cnn türk kanalına verdiği röportajı izleyelim.
    https://www.florence.com.tr/…uclu-dr-ozgur-samilgil

    yine amerika ve yine maddi çıkarlar uğruna aldatıcı ve yanıltıcı sağlık bilgileri.
    gıdalar içerisinde bulunan şeker kalp hastalıklarını ve kanseri tetiklemekte.
    senelerce aksi yönde yayınlanan bilimsel makaleler, söylemler para karşılığı yazdırılmış ve bu strateji uzun süre devam etmiş. şimdi 3-5 kişi ve en çok amerika para kazanacak diye milyonlarca belki milyarlarca insanın senelerce zehirlenmesi ve bunu bilimsel makaleler ile "zararsız" olarak lanse etmeler doğru mu?! değil ama işin içinde amerika var yine.

    1- kola ve benzer asitli içeceklerden uzak durun.
    2- endüstriyel olarak üretile tatlı gıdalardan uzak durun.
    3- her türlü kimyasal şeker karışımından uzak durun.
    4- çaya kahveye şeker atıp, yanında 2 porsiyon baklava tüketmeyin.

    biliyorum bu gibi gıdalardan siz uzak duramayacak kadar alıştınız, en azından küçüklerden bunları büyüyene kadar uzak tutun.

    edit:
    mevzu tıbbi bilgi veya bilimsel yaklaşım değil. amerika benzer yalanı zamanında fosil yakıtlar ve sigara üstünden de yapmıştı.
    yani demem o ki siz siz olun amerika bir şeyi onayladı diye hemen atlamayın.

  • 3-4 yaşındaki bir çocuğun recep tayyip erdoğan'ı çağırma şekli. "yapıyoçun çen, geysene buyaya", vb. şekilde seslenme devam eder.

    peki gel yerine gey diyen bir çocuk nasıl oluyor da recep tayyip erdoğan kelimelerini kusursuz çıkarıyor? kurban olduğum allah'ın hikmetinden sual olunmaz.