hesabın var mı? giriş yap

  • "bir tümceye bu denli çok yanlış sığdırmayı başaran cumhuriyet görünümlü saltanat saplantılı kadın için, sağlık bakanı tarafından önerilen “annelik kariyeri” ideal sayılabilir. istanbul barosu olarak, kadını evde oturtmayı savunan zihniyete yıllardır karşı çıkarken, bu beyanlar karşısında bazı istisnaların bulunabileceği noktasına geldiğimizi itiraf ediyoruz."

    gibi hiç fena olmayan ayarların bulunduğu açıklama.

  • 90+8 olmuş ve hakemle konuşmasan hakemle senin alakan yok. kaptan değilsin, faulu sen yapmadın, ısrarla itiraz edip sarı kart görüyosun daha hala zorlamaya devam ediyosun. evet operasyon amk ama fredin noel operasyonu.

  • bu maçta barcelona kalecisi pinto; hayrettin demirbaş penaltısı yedi.

    bugün literatürde panenka penaltısı var, hayrettin demirbaş penaltısı yoksa bu bizim ayıbımızdır. nasıl panenka'nın kendine özgü bir penaltı atma stili varsa hayrettin'in de kendine özgü bir penaltı yeme şekli vardı.

    17 penaltı yediği 28 kasım 1996 gençlerbirliği galatasaray maçında zirve yapan hayrettin demirbaş penaltısının özelliği şuydu; hayrettin, penaltıcı topa vurmadan önce bir tarafa ayakları üstünde hareket eder sonra diğer tarafa uçardı. böylelikle iki köşe birden boş kalmış olurdu. bir miktar diğer tarafa hareket ederken diğer tarafa uçmaya hazırlandığı için hareketlendiği tarafa atılan penaltıyı kurtarma şansı yoktu. ortada durmayıp bir tarafa hareketlendiği için diğer tarafa uçsa dahi köşenin yakınlarına dahi yetişme şansı yoktu. kabaca; penaltı atılırken olduğu yere otursa, penaltıyı kurtarma şansı daha fazlaydı.

    pinto tam olarak hayrettin demirbaş penaltısı yemeyi başardı. bir tarafa gider gibi yapıp diğer tarafa atladı ve köşeye giden topa yetişemedi.

    hayrettin, bir kuşağa neler ettin gör işte... bir yanda el clasico oynanırken nerelere gidiyoruz...

  • insan-doğa ilişkisini ruhun derinliklerine yerleşerek sorgulatan bir modern zaman başyapıtı. betonlaşan dünyada doğaya ve gökyüzüne ulaşmaya çalışan insanoğlunun çaresizliğini imgeleyen bir şaheser. ayrıca, bu müstesna eser sürrealist dışavurumcu yaklaşımla ruhani inançlara bariz göndermeler yaparken, led zeppelin'in stairway to heaven'ınına da selamı çakmaktadır.

    m.s. 2000'li yıllardan kalma bu eserin sahibi bilinmediğinden, bu esere yakışır bir şekilde "trabzon bilemedin rize'deki sürrealist merdiven' adı verilmiştir.

    http://origin.komedi.com/…alist-merdiven_o_2766.jpg

    edit: link

  • başlığın "patiswiss'in marka tescilinin çalıntı çıkması" olmalıydı. modlar düzeltirse sevinirim. modlar başlığı düzeltmiş, teşekkür ederim.

    marka tescili ile ilgili yazılmış bir linkedin gönderisi.

    bu firmaya çok çok sağlam bir şekilde vergi denetlemesi yapılması elzem ve kaçınılmaz.

    kaynak

    birde böyle bir doğrulama var. link @imaminpapazi isimli çaylak yazar arkadaştan geldi.

    (bkz: #16350476) arakta sınır tanımamışlar.

    --spoiler--

    patiswiss olayıyla ilgili çok şeyler konuşuldu, ceo'nun (aslında şirket sahibi) istifası da hemen arkasından geldi. ancak ben çok da konuşulmayan başka bir konuya değinmek istiyorum: marka ihlali.

    patiswiss markasını ben de çokları gibi yabancı menşeli (isviçre) bir marka sanarak alıyor ve tüketiyordum. bu olayın arkasından, biraz araştırma gereği duydum ve aynı isimle 1905'te isviçre'de kurulan bir şirket olduğunu gördüm. üstelik patiswiss markası, isviçreli firma tarafından tüm avrupa (müktesebat gereği türkiye de dahil) genelinde tescil ettirilmiş.

    zaten patiswiss de doğrudan markayı türkiyede tescil ettirememiş, bunun yerine türk işi ufak bir yön değiştirme hareketiyle ürünlerinin isimlerini tescil ettirmiş.

    isviçreli şirketle görüştüğümde kendilerinin de bu olaydan yeni haberdar olduklarını, türkiyedeki firmayla aynı sektörde olmak dışında hiçbir bağlantıları olmadığını, daha önce türkiyedeki firmayı marka hakları konusunda uyardıklarını ancak yanıt alamadıklarını, yasal yollara başvuracaklarını ilettiler.

    sonuç olarak, avrupa dahil onlarca ülkeye ihracat yapan bir türk firması doğrudan yabancı menşeli bir şirketin markasını kullanarak haklarını ihlal ediyor gibi görünüyor (karşı tarafın iddiası). gerçekten çok şaşırdım bu duruma, global arenaya bu şekilde çıkış yapmak büyük cesaret ister... elif aslı yıldız tunaoğlu, "ben sizin bildiğiniz eski ceo'lardan değilim." derken gerçekten haklıymış.

    siz ne düşünüyorsunuz, sizce ceo'nun istifası yetecek mi yoksa şirketi daha büyük bir sorun yumağı mı bekliyor? sizce de burada bir marka ihlali var mı ve bu durum etik mi?

    firma ile yazışmamızın bir parçası: "patiswiss ag, based in gunzgen, switzerland, has no business relationship with patiswiss çikolata based in ankara, türkiye. patiswiss ag switzerland has already taken legal action against patiswiss çikolata under trademark law several times in the past, as infringements of the trademark protection of patiswiss ag switzerland have been registered in several countries."

    ilişikte bana gönderdikleri resmi yazıyı bulabilirsiniz.

    orijinal marka: https://lnkd.in/ds2c8hmb
    marka tescili: https://lnkd.in/d-tjjznp

  • ne desinler size daha lan?
    ayaklarınıza kapanıp yalvarsınlar mi? tam olarak ne duymak istiyorsunuz!?

    deprem olmadan, deprem ülkesiyiz amklarım, önlem alın, bütçe ayırın demediler mi? dediler.
    bilim insanlarını tv'de, bld başkanından yardim ister hale getirdiniz ve hala utanmadan açıklama mi istiyorsunuz.

    tek adamınız erdoğan yapsın açıklamayı. neden evler yıkıldı? depremde neden insanlar arabalarında bekliyor? bir daha deprem olur mu? olursa ne olur?
    erdoğan'a sorun çünkü belliki o daha iyi biliyor.

  • benim de olduğu gibi yüzlerce adliye çalışanıyla, sonsuz anısı olan koca yürekli insan.

    her sabah yüzlerce kişiye öf demeden selam verip, akşamları vedalaşır fethi ağabey. kendisi trafik bilirkişisidir ayrıca, gittiğimiz keşfin haddi hesabı yoktur. sevmeyenini bulamazsın koskoca adliyede...

    dağ gibidir, güven verir, koftiden sohbet etmez içten şekilde hal hatır sorar. daha çok geçmedi annenin vefatından şimdi onun yanındasındır umarım.

    bütünleşmiştir o polis noktası onunla, şimdi kim duracak orada! seneler geçse de o noktadan her geçişimizde, telefon rehberinde her adını görüşümüzde seni arayacak bu gözler.

    o patlama sesi, çatışma sesleri halen gözümüzde kulağımızda, sayende fiziken iyiyiz lakin ruhen bitiğiz be abim. bir günde on yıl eskidik şu kahpe dünyada.

    mekanın cennet, ruhun şad olsun.

  • james webb uzay teleskobu tarafından ekim 2022 tarihinde çekilen pillars of creation (yaratılış sütunları) görüntüleri;

    1- yakın kızılötesi kamera (nircam) görüntüsü; nircam görsel

    2- orta kızılötesi aleti (miri) görüntüsü; miri görsel

    bu iki görüntünün farklı olmasının sebebi, farklı dalgaboylarında kızılötesi ışığa duyarlı iki farklı kamera ile çekilmiş olmaları.

    james webb uzay teleskobu (jwst)'nun yakın kızılötesi kamera (nircam) ve orta kızılötesi aleti (miri) kameralarının detaylarını şurada vermiştim. (bkz: #130890966) meraklısı daha detaylı okuyabilir.

    şimdi, jwst tarafından elde edilen bu iki farklı görüntüye niye ihtiyaç vardı ve bize neleri anlatacak bu iki görüntü?

    öncelikle yaratılış sütunları (pillars of creation), 6500 ışıkyılı uzaklıkta yer alan geniş kartal bulutsusu'nun içindeki küçük bir bölgedir.

    sütunlar, çöl manzarasından yükselen sütunlar ya da kuleler gibi görünüyor ama yarı şeffaf gaz ve tozla dolu bir alan ve sürekli değişiyor. burası genç yıldızların oluştuğu veya oluşmaya devam ederken tozlu kozalarından zar zor kurtuldukları bir bölgedir.

    1- yakın kızılötesi kamera (nircam) görüntüsü bize ne anlatacak?:
    hubble uzay teleskopu tarafından 1995 ve 2014 yılında çekilen görsel görüntüsünün arka planı gün doğumu gibidir; altta sarılarla başlar, üstte açık yeşil ve daha derin mavilere dönüşür. bu renkler, sütunların etrafındaki gaz ve tozun kalınlığını vurguluyor ve bu da kartal bulutsusu bölgesindeki çok daha fazla yıldızın gizlenmesine neden oluyordu. (not, hubble görüntüsü görünür ışık ile çekilmişti.)

    buna karşılık, jwst'in görüntüsündeki arka plan ışığı, hidrojen atomlarını vurgulayan ve etrafa yayılmış çok sayıda yıldızı ortaya çıkaran mavi tonlarda görünüyor. jwst, tozdan oluşan sütunlara nüfuz ederek ya da "delerek" yakın zamanda oluşan veya patlamak üzere olan yıldızları tespit etmemize de olanak tanıyor.

    bu yakın kızılötesi kamera (nircam) görüntüsündeki "as solistler" yıldızlardır. bunlar bazen sekiz kırınım sivri ucuyla ortaya çıkan parlak kırmızı kürelerdir. (şurada ve şurada sekiz adet ışık oku parlaması gibi görülenler, yeni oluşmuş yıldızlardır)

    sütunların içinde yeterli kütleye sahip düğümler oluştuğunda, kendi yerçekimi altında çökmeye başlarlar, yavaş yavaş ısınırlar ve sonunda parlak bir şekilde parlamaya başlarlar.

    sütunların kenarları boyunca lava benzeyen dalgalı çizgiler var. bunlar halen oluşmakta olan yıldızlardan kaynaklanan püskürmelerdir. genç yıldızlar periyodik olarak, bu kalın gaz ve toz sütunları gibi malzeme bulutları içinde etkileşime girebilecek jet akımları fırlatırlar. bu, bir teknenin suda hareket ederken yaptığı gibi dalgalı desenler oluşturabilen dalga şoklarına benzerler.

    bu genç yıldızların yalnızca birkaç yüz bin yaşında olduğu ve milyonlarca yıl boyunca oluşmaya devam edecekleri tahmin ediliyor.

    yakın kızılötesi ışık, jwst'in sütunların ötesindeki büyük kozmik mesafeleri ortaya çıkarmak için arka planı "delmesine" olanak tanıyor gibi görünse de, yıldızlararası ortam çekilmiş bir perde gibi önümüzde duruyor.

    bu görüntüde uzak galaksilerin bulunmamasının nedeni de budur. bu yarı saydam gaz tabakası, daha derindeki evrene dair görüşümüzü engelliyor. ayrıca toz, sütunlardan kurtulan yıldızlarla dolu "bölgeden" gelen kolektif ışıkla aydınlanıyor. bu, iyi aydınlatılmış bir odada durup, pencereden dışarı bakmaya benzer; iç mekanın ışığı cama yansır, dışarıdaki manzarayı gizler ve dolayısıyla içerideki "bölgeyi" aydınlatır.

    jwst'in yaratılış sütunları hakkındaki yeni görüntüsü, araştırmacıların yıldız oluşumu modellerini yenilemelerine yardımcı olacak. bölgedeki gaz ve toz miktarlarıyla birlikte çok daha kesin yıldız popülasyonlarını belirleyerek, yıldızların milyonlarca yıl içinde bu bulutlardan nasıl oluştuğuna ve patladığına dair daha net bir anlayış oluşturmaya başlayacaklar.

    2- orta kızılötesi aleti (miri) görüntüsü bize ne anlatacak?:
    jwst'in orta kızılötesi aleti (miri) tarafından tozun tespiti son derece önemlidir; toz, yıldız oluşumu için önemli bir bileşendir. bu yoğun mavi-gri sütunlarda aktif olarak birçok yıldız oluşuyor.

    bu bölgelerde yeterli kütleye sahip gaz ve toz düğümleri oluştuğunda, kendi çekim kuvvetleri altında çökmeye başlarlar, yavaş yavaş ısınırlar ve sonunda yeni yıldızlar oluştururlar.

    ilk görüntüye göre bu görüntüde, yıldızlar eksik gibi görünse de aslında öyle değil.

    yıldızlar genellikle çok fazla orta-kızılötesi ışık yaymazlar. bunun yerine ultraviyole, görünür ve yakın kızılötesi ışıkta tespit edilmeleri en kolay olanlardır.

    bu orta kızılötesi (miri) görüntüde iki tür yıldız tanımlanabilir. kalın, tozlu sütunların ucundaki yıldızlar yakın zamanda kendilerini çevreleyen daha uzaktaki malzemenin çoğunu aşındırmış ancak orta-kızılötesi ışıkta görülebiliyorlar çünkü hala toz pelerinleri ya da kozalarıyla çevrelenmiş durumdalar. buna karşılık mavi tonlar, daha yaşlı olan ve gaz ve tozlarının çoğunu döken yıldızları gösterir.

    orta-kızılötesi ışık aynı zamanda yoğun gaz ve toz bölgelerini de detaylandırır. üst tarafa doğru hassas bir "v" şekli oluşturan kırmızı bölge, tozun hem dağınık hem de daha soğuk olduğu bölgedir.

    her ne kadar manzara bu görüntünün sol alt köşesine doğru netleşiyor gibi görünse de, en koyu gri alanlar, tozun en yoğun ve en soğuk bölgelerinin bulunduğu yerlerdir. (çok daha az yıldız olduğuna ve arka plandaki galaksilerin ortaya çıkmadığına dikkat edin.)

    jwst'in orta kızılötesi verileri, araştırmacıların bu bölgede tam olarak ne kadar toz olduğunu ve neyden oluştuğunu belirlemelerine yardımcı olacak. bu ayrıntılar yaratılış sütunları modellerini çok daha hassas hale getirecek. zamanla yıldızların milyonlarca yıl içinde bu tozlu bulutların arasından nasıl oluştuğunu ve patladığını daha net anlamaya başlayacağız.

    kaynak

    not: şurada (bkz: #160804339) yazdıklarımı, buraya da yazmanın daha çok okuyucuya ulaşabilmesi için uygun olacağını düşündüm.

  • 2 sene boyunca her gun okul cikisi, uskudar iskelesindeki bufelerden 2 liraya tavuk doner-ayran yedim.