hesabın var mı? giriş yap

  • vatandaş olsa soğuk su içerdi üstüne. savcının şikayeti üzerine dolandırıcıların anında yakalanıp paranın kurtarılması şaşırtıcı. demek ki polis istediğinde hemen yakalayabiliyormuş bu adamları.

  • kendi gibi düşünmeyenleri aklı sıra sınıflandırıp bu sınıflandırmalara da küçümseyici tanımlar yakıştıran aşırı uçlarda gezinen bir embesilin serzenişinden ibaret olan profillemedir.

    çünkü herkes illa bu embesil gibi düşünmek zorunda. zo-run-da. anlamadınız galiba.

  • yunanın adı geçmiyor demişler. ben konuşmadan şu kısmı sizlere aktarayım da bu osmanlı trollerine geçit vermeyeyim.

    "emperyalist ülkelerin askerleri, kirli çizmeleri ve kirli emelleriyle, körfezin sularını ve güzelim şehrimizi işgal etti."

    --- spoiler ---

    edit: yunanistan türkiye cumhuriyetine sizden daha az düşman yemin ederim bi susmadınız amk.

    edit 2: “hani yunan adı geçmiyor gene.” diyen 200. arkadaşa kahve ısmarlayacağım.

    edit 3: kaçak vahdettinin torunları çok kızmış. sizlere nil karaibrahimgil'den vahdettin şarkısını öneriyorum.

    --- spoiler ---

  • yöntemini birkaç cümleyle sizlere iletmek istediğim dolandırıcı. maksat tuzağa düşen olmasın çünkü inandırıcı konuşup destekli sallıyordu.

    affedersiniz diyip beni çevirdi. yol falan soracak diye döndüm haliyle. böylece yaklaşık 10 dakikalık esaretim başladı. "ben havaalanında çalışıyorum. bize prim olarak parfüm veriyorlar. benzin problemim var, üstümde para yok. bunları satıp benzin almak istiyorum. inanır mısın çok komik fiyatlara satıyorum. zaten prim olduğu için bana bedava geliyor." tarzında yardıra yardıra konuşuyor. ve ağzı öyle laf yapıyor ki 2 saniyede 3 cümle falan kuruyordu. o arada poşetinden 2-3 tane parfümü çıkarıp gösterdi, hatta koluma falan sıktı. parfümlerin üzerinde duty free 39,99€ falan yazıyor. jelatinli melatinli, orijinal gibi görünmesi için her şey güzel ayarlanmış. üzerimde çok para olmadığını, bunları alamayacağımı söyledim. ne kadar olduğunu sordu üstümde daha fazlası olmasına rağmen yalandan 20 tl dedim. 2 saniye kadar sustu, düşündü. "tamam" dedi "acil ihtiyacım var, 20 tl ver senin olsun." zaten önyargılıydım ve bu noktada şüphe oluşmaya başladı, bahanelerle gitmeye çalıştım fakat daha da yapıştı. yanında bir de kadın parfümü de veririm dedi. şüphelerim iyice arttı. fakat bu süreçte sürekli konuşuyor, asla sakin kafayla düşünmenize fırsat vermiyor. baştan başlayıp benzin problemi, thy'de çalışıyorum vs. anlatıyor. adamın bu kadar yapışmasından iyice işkillenince almamaya karar vermiştim ki o anda cüzdanını çıkarıp "bak thy'de çalışıyorum, yalan söylemiyorum" diyip üzeri thy logolu, kendi resminin de olduğu bir kart gösterdi. işte o anda yalanını anladım çünkü thy kartlarının neye benzediğini biliyordum. çok kararlı bir şekilde almayacağımı söyleyip uzaklaştım.

    hikayede yakaladığım açıklar beni kandırılmaktan kurtardı:

    1- thy çalışanlarına prim verecekse eğer bunu para olarak verir; parfüm, deodorant, cüzdan gibi eşya olarak değil.
    2- thy kimliği diye gösterdiği kartın üzerinde beyaz fonda kocaman thy logosu, kartın ortasında fotoğraf vardı. thy id kartlarının dizaynı böyle değil. ayrıca hiçbir thy çalışanının o kartı cüzdanında taşıyacağını sanmıyorum.
    3- ağzı çok laf yapıyor. sürekli ben satıcı değilim diye belirtmesine rağmen pazarlamacı edasında olduğunu sezebiliyorsunuz.
    4- çok fazla konuştuğu için arada tutarsızlıklar yakalamanız mümkün. önce arkadaşım arabada bekliyor derken 1 dakika sonra sevgilim arabada bekliyor gibi ufak yalanlar vs.
    5- çok ısrarcı olması acil paraya sıkıştığını değil, dilencilik yaptığını hissettiriyor.
    6- iki adım ötede atm'ler olmasına rağmen para çekmek yerine elindekileri satmaya çalışıyor. (ayrıca parfümleri hep yanında mı taşıyor?)

    özetle 5 liralık sahte parfümleri duty free'den alınma orijinal parfüm diyerek 20-30-50 lira gibi fiyatlara (neyi gözden çıkardıysanız artık) satmaya çalışanlar var. yeni türemişler sanırım. dikkatli olmanızda fayda var.

    edit: oha lan bir iyilik yapalım dedik ne ergenliğimiz kalmış ne mağara adamlığımız! hayır sanki bizim milletimiz değil telefonla kandırılıp tüm parasını çekip çöp konteynırlarının yanına bırakan? ama benim hatam, ekşi'deki küllyutmaz yazarların böyle şeylere ihtiyacı yoktur onu unutmuşum. neyse en azından okurlara bir faydamız olsun. 1 kişiyi bile uyandırabildiysem ne mutlu bana.

    ha bu arada gelen mesajlara göre, kısa zaman önce bu numaraya inanıp alanlar da olmuş. o yüzden iyi ki yazmışım bu entry'yi.

    ekstra not: almadım parfümü. valla lan :)

  • banka mail atmış "rafet el roman'la romantik bir gece geçirmek istermisin?” eskiden kredi kartı borcunu ödemeyince sadece icraya verirlerdi. iyice çirkinleştiler
    *

  • bir allahın kulu da çıkıp düzgün bir cevap vermemiş.

    ben mesela ekonomiden zerre anlamayan bir insanım.

    yazar oturmuş doğru olduğunu düşündüğü şeyi yazmış. salak salak konusacagina sen de neden olamayacağını otur da yaz be kardeşim.

    bir sözlük okuma keyfimiz var onun da içine ediyorsunuz yeminle. anca lise 2 ogrencisi gibi laf sokma yarışı.

  • ötv zammı ve gelir vergisi dilimlerini de değiştirip onları da bizden aldılar mı, her şey tamamdır. kocaman bir resesyon ile bir- iki sene gideriz. sonra erken seçim muhabbetleri falan falan.

    belliydi bu günlerin geleceği de insana şey koyuyor; ben hep düzenli vergi veren, harami gibi her kurumu oyup yemeyen, düzgün çalışan, ortalama bir vatandaşım. ha bire neden benim sırtıma biniyorsunuz?

  • sebze satışlarından sonra başkan recep tayyip erdoğan'ın kastamonu mitinginde dile getirdiği karar:

    "marketlerde neler varsa, onların da belli bir kısmını buralarda biz satmaya başlayacağız. çünkü bunlar terör estirdiler, terör. gıdada terör estirenlere gereken dersi verdik, veriyoruz. bakalım bundan sonra sırada ne var? hep birlikte yaşayıp göreceğiz"

    kaymak

    edit: milleti istanbul, izmir, ankara'ya istifle, üzerine 6-7 milyon suriyeli, pakistanlı, afgan, ıraklı yığ. bu büyük şehirlere giden otoyol ve köprü ücretlerini 5 katına çıkar, millete senelerce yerli tohumu yasakla, masa başı işlere ve yan gelip yatmaya özendir ve sonra da sebze fiyatlarına zam gelince şehir merkezlerinde icadı belki milattan önce 10.000 yılına dayanan "çadırda satış" yöntemiyle fiyat düşürmeye çalış.

    koskoca ülkeyi 3-5 tane holding ve balinanın insafına bırak, onlar da senelerdir lüks ve ithal tüketime alıştırdığı vatandaşı bir güzel sömürsün.

    sömürülmek sadece ingiltere, fransa, abd'ye sömürülmek değildir. sömürülmek üretmeyen holdinglere, üretmeyen para balinalarına, finans balinalarına ve spekülatörlere sömürülmektir. bizim ülkemiz maşallah büyük baş hayvan gibi bu dominant varlıklarca sağılıyor ve bizi yönetenler maalesef bunların bilincinde mi değil mi onu bile bilmiyoruz.

    geçen seneden beri beyaz eşya fiyatları en az %300 zamlandı, sebze fiyatları %300-700 arası zamlandı. açıklanan enflasyon oranı ise dalga geçer gibi %15-20 lerde.

    bari hakaret etmeyin bu millete, hepimiz enflasyon ve fiyat artış oranından haberdarız. çünkü kıt-kanaat geçindiğimizden her şeyin fiyatını artık çok sıkı takip ediyoruz.

  • sağlam irade, güçlü ekonomi masallarıyla insanları uyutan iktidarın zamanında gerçekleşmiştir. tabi kitlesi "ben hep 3 aldığım için beni etkilemiyor ehue ehue"cular olanın ekonomisi de aynen böyle olur. daha da artması öngörülen, yıl sonu 3.45'i göreceği düşünülen değerle karşı merkez matematik kurulu acil kararlar almalı. aksi takdirde ne kadar biyoloji alanı etkilenmeyecek olsa da fizik ve matematik alanlarında kartlar yeniden dağıtılacak gibi duruyor.

  • imamoğlu bu işi yapacağını seçim öncesinde söyledi.
    herhangi bir şeyi örtmek için hızlıca üretilmiş bir şey yok ortada.
    zamları unutturmak demişsiniz ama zamların sebebi de ülkedeki kötü ekonomik yönetimdir. komik duruma düşüyorsunuz iyice.