ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
makas atmaya hapis cezası
-
artık olması gerekendir. makas atma sebebiyle yapılan kazaların haddi hesabı yok. para cezası caydırıcı değil. makas atan aracın plakasından sürücüsüne gidilip, hapis cezası verilmelidir. bu işin çocuk oyuncağı olmaktan çıkması gerekiyor.
hayata yön veren sözler
-
"seni işe yaramaz, içkici, pezevenk"
babam
ilk ikisi tamamdır, üçüncüyü de becerebilirsem bir yön vermiş olacağım hayatıma.
kızını kaçırmak isteyen genci öldüren baba
-
"hazar uyar’ın, ’adam yaralama, uyuşturucu, hırsızlık’ suçlarından poliste 78 suç kaydının bulunduğu öğrenildi."
adam toplum mikrobunu öldürmüş resmen.
le palais ideal
-
ferdinand cheval fransız bir postacı. 1836'da doğmuş. bir gün yolda yürürken ayağı bir taşa takılıyor. taşın şekli çok ilginç geliyor ve o taşı alıp cebine koyuyor. daha sonra o bölgeye gidip başka taşlar topluyor. doğanın o taşları o şekle getirmesi çok güzel geliyor ve kendine diyor ki, 'doğa heykeltraşlık yapıyor, ben de bunun mimarisini yapabilirim'
daha sonra o çakıl taşlarıyla güneydoğu fransa'da hauterive'de bir saray inşa etmeye başlıyor. 33 yıl boyunca çakıl taşları toplayıp, bu sarayı oluşturuyor. bunun ilk 20 yılını dış cephe inşaasında harcamış. geceleri bile gaz lambasıyla işine devam etmiş. ve ortaya muhteşem ve özgün bir mimari eser çıkmış.
1
2
3
4
5
6
yaran diyaloglar
-
floryada bir kafeye gitmiştik..
ne yesek ne yesek diye düşünürken, garson bize pizzalarının çok iyi olduğunu ustalarının italya'dan geldiğini söyledi..
bu da bizim hoşumuza gitti, vayyy oovvvvv sesleri çıkardık doğal olarak..bu sesler adamı biraz gaza getirdi ki içeri gidip pizza ustasını bizim masaya gönderdi tanışmamız için..uzaktan tıknaz kafasında bandana olan şimanca bi adam geldi masamıza ve yaran diyalog yaşandı...
biz: vay abi italyadan gelmişsin
aşçı: evet
biz:ne kadar kaldın abi italyada?
aşçı: 3 ay
biz: 3 ay mı çalıştın abi?
aşçı: yok çalışmadım
biz: 3 ay aşçılık kursuna mı gittin?
aşçı: hayır 3 ay gezmeye gittim
biz: heee iyiymiş abi...garson bey biz bi pazı bazlama alabilirmiyiz :)
online alışverişte alınmış ürünün bugünkü fiyatı
türkiye'de üretilen abur cuburun kalitesizliği
-
mesela kipa markette 2,70 liraya satılan "kahveli bisküvi" var, bulgaristan'da üretilmiş.. bu fiyata gerçekten nefis birşey diyebilirim.. bugüne kadar hiç denemediyseniz mutlaka denemelisiniz.. elin adamı nasıl yapıyor bilmiyorum ama yapıyor işte;
görsel
edüt: görsel güncellendi..
kuveyt elçisinin türkiye'yi rahatça tehdit etmesi
-
servetlerine servet katmak icin arap kabilelerinin kucagindan inmeyen devlet "buyuklerimizin" koca turkiye'yi ne hale getirdiginin bir ornegidir.
içinin pisliği yüzüne yansıyan insanlar
meclis lokantası yemek fiyat listesi
-
(bkz: haram olsun)
koskoca imparatorluğun ismini osman koyan zihniyet
-
tartışmayı çok sevmeyen bir zihniyettir:
-abi imparatorluğun adını "çelik kartallar" koysak, öyle havalı bir isim...
-olmaz
-peki şeye ne dersin, "anadolu aslanları"?
- ı ıh, kılıç aslan'ı getirir akla.
-hıh buldum, demir pençeler imparatorluğu olsun...
-olmaz dedik ya
-e sen bir şey söyle bari
-osman diyelim biz ona
-ama...
-evet, osman iyi.
-peki abi.
hayata dair gülümseten detaylar
-
geçen sene, mayıs ayı. bir otelde müdürlük yapıyorum. yaz sezonu için personel takviyesine ihtiyacımız oldu.
kariyer.net'e falan ilan verdik.
" ön büroda çalıştırılmak üzere; en az lise mezunu, iyi derecede ingilizce bilen, sezonluk elemanlar alınacaktır.
tekirdağ şarköy x otel "
cv'leri bizzat değerlendirip, 2 kişiyi görüşmeye çağırdım.
bu görüşmelerin ilki. 25 yaşlarında, turizm otelcilik mezunu, diksiyonu düzgün ve tecrübeli bir arkadaş. ismi fırat.
patronumuz, fırat ve ben ofisteyiz.
çalışma saatleri ve iş yoğunluğu hakkında bilgilendirme yaptık, fırat'ın referanslarını ve geçmiş iş tecrübelerini değerlendirdik ve görüşmenin bizim için en önemli kısmına geçtik.
-let's continue in english.
+i dont want to speak better english than my director and annoy you. as you wish, we can give up.
( yani diyor ki; bence bu kısma hiç geçmeyelim. eğer ingilizce konusunda benimle sidik yarıştırmaya kalkarsanız, sizi kızdırabilirim. iyi düşünün.)
-ehehe okey. ( korktum lan, bildiğin korktum. patronumun gözünden düşmekten, iş görüşmesine gelen bir çocuk tarafından rezil edilmekten korktum. çaresiz sustum.)
fırat'ı işe aldık.
1 hafta sonra; büyük çoğunluğu belçikalı, bir kısmı ise ingilizlerden oluşan bir turist grubu geldi.
fırat'ı ara ki bulasın!!
ya tuvalete girmesi gerekiyor, ya da ailevi bir telefon görüşmesi yapması lazım.
turistler lobideyken, fırat'ı bulmak imkansız.
kopuk uçurtma..
- fırat bir sıkıntın mı var?
+ yok müdürüm herşey yolunda.
- ingilizce bildiğine emin misin?
+ i dont want to speak better english than my director and annoy you. as you wish, we can give up.
- hiç bilmiyorsun di mi lan?
+we can give up.
adam tek kelime ingilizce bilmiyor lan, tek kelime..
iş görüşmesine gelirken, bir cümle ezberlemiş gelmiş.
yalnız zekasına hayran kalmamak mümkün değil. işe yaradı mı? yaradı..
savunması da komik..
-ne bileyim müdürüm. şarköy'de turist ne gezer diye düşündüm ben.