hesabın var mı? giriş yap

  • her sene aynı hikaye amk.

    tüm doğu illerinin geçmiş sınavları incelenmeli ama elbette öyle bir şey yapılmayacak. yine çoban ahmetler, köylü ayşeler romantik birer başarı hikayesi olarak gazetelerde manşet olacaklar. okuyanlar da "bak görüyo musun onca imkansızlıklara rağmen..." geyiği çevirecek.

    sıkıldım valla ülkeden.

  • bu mesleğin en acı tarafı şu: çok güzel bir gökdelenin, konser salonunun, stadyumun önünden geçerken insanlar "binaya bak ne kadar güzel, mimarı kim acaba?" diye sorar. kimse inşaat mühendisi kim diye sormaz.

    kendi kendine duruyor o bina ayakta çünkü.

  • sakız adasında 1.5 litre suyu 0,37 euro'dan aldığım için biraz abartılmış gibi gözüken durum.
    edam peynirin kilosu 7,40 euro - türkiye'de 90 tl
    gouda peynirin kilosu 5,50 euro - türkiye'de 63 tl
    danish blue cheese peynirin kilosu 8,55 euro - türkiye'de 90 tl
    corona bira 1,67 euro - türkiye'de 8,65 tl
    1 litre black label 20 euro - türkiye'de 180 tl
    1 tam tabak kalamar 7 euro - türkiye'de aynı miktarda doluluk 60 tl
    butik cheeseburger menu 4 euro - türkiye'de 25 tl

    türkiye'de asgari ücret : 385 euro
    yunanistan'da asgari ücret : 684 euro

    bu veriler yeterlidir sanırım.

    debe editi: öncelikle (bkz: öğretmen kumru konak'a yardım kampanyası)

    bu kadar tutacağını bilmiyordum. faydalı olması açısından bir kaç fiyat bilgisi daha vereyim.

    1 litre smirnoff : 20 euro
    büyük bardak lavazza frappe : 1,10 euro
    admiral erkek spor ayakkabı : 55 euro
    playstation 4 : 399 euro
    kinder joy: 1,07 euro
    smirnoff ice : 2 euro
    amstel beer : 1,67 euro
    chios beer: 1,65 euro
    0,5 lt su : 0,17 euro
    1 litre riviera(sanırım) zeytinyağı : 2,70 euro
    1.5 litre rose şarap (sakız adası üzümlerinden üretilmiş) : 5,50 euro
    ceviz reçeli ve antep fıstığı reçeli (950 gr) : 4,50 €
    damla sakızı reçeli 600 gr : 1,65 €
    0,70 lt uzo : 7,70 €
    jagermeister 0,70 lt : 17 €
    1 kilo dana sucuk : 7,50 €
    1 porsiyon ahtapot: 8 €

    edit 2 : kafalardaki bazı soru işaretlerini kaldırmak için fiş eklenmiştir. http://i.hizliresim.com/ejgzyz.jpg

  • adam hızır a.s gibi gelmiş.

    yemek bırakmış montunu üstüne örtmüş ve gitmiş.

    yeminle bu dünya bunun gibi adamlar sayesinde dönüyor yoksa çoktan kıyamet kopmuştu

  • ''ibrahimovic erkan'ı aradı iyi ki trabzon'u seçtin dedi'' diyebilen bir mafya kılıklı adamın lafıyla ''defolsun gitsin'' diyecek dengesizleri ortaya çıkaran reis.

  • bir çok ünlü oyuncunun bir araya geldiği filmler genelde çok başarılı bulunmuyor. çünkü oyuncularda eş dostla takılmaya gelmiş de abi şöyle bir rol var iki dakika görünsen demişler gibi bir hava oluyor. açıkçası don't look up'ın konusuna bakınca da benzer bir his uyandı bende. zaten biliyorsunuz hollywood tayfa ödül konuşmalarında sık sık dünyada yaşanan olayları eleştirir. bu nedenle hazır fırsatı gelmiş hem bi görüşmüş oluruz hem de filmin söylemi müsait sağa sola laf atarız demişler de filme başlamışlar gibi duruyor. şimdi filmin söylemleri ne kadar iyi oyuncu kadrosu işi ne kadar ciddiye almış bir bakalım.

    --- spoiler ---

    filmin ilk 20 dakikasına baktığınızda aslında bir kararsızlık görülüyor. çünkü filmin girişi aşırı ciddi ve jennifer lawrance'ın karakterinin söylediği rap şarkıdan, geçişlerde kullandıkları jazz partisyonlarına kadar bu ciddi havayı dağıtmaya çalışıyorlarmış gibi bir izlenim uyanıyor insanda. izleyici de haliyle absürt olayların yaşandığı bir durum komedisi bekliyor. ancak filmin gidişatı bu şekilde değil. film evet bazı absürt karakterlere ve diyaloglara sahip ancak eleştirisini daha ciddi bir zeminden yapmayı tercih ediyor. bu noktayı yakalayıp filme de bu gözle bakmaya başladığınızda o başlardaki tutarsızlık ortadan kalkıyor. yine de filmin izleyiciyi en azından başlarda yanlış yönlendirdiğini bunun da teknik bir kusur olduğunu söylemek mümkün.

    filme daha ciddi şekilde bakmaya başladığınızda ise gerçekten kütür kütür eleştiri olduğunu fark ediyorsunuz. her ne kadar araya ortalama insan eleştirisi eklense de bunun üzerine çok gitmiyorlar. çünkü işte bu tip insanları biz zaten biliyoruz ve film saçma sapan akımların peşine düşüp kendine zarar veren ya da aptal saptal instagram fenomenlerinden falan bahsetse insanlara üstten bakan kibirli bir yapıya sahip olacaktı. ayrıca bu tür insanları eleştirmek kolay çünkü herkes yapabiliyor. sanatta eleştiri yapacaksanız işin hakkını vermek için otorite figürlerine sallamanız gerekiyor ki ciddiye alınabilin. filmin yaptığı da tam olarak bu aslında.

    ancak eleştiri konusunda biraz geriye düştüklerini söylemek de mümkün. eskiden bir kitap yazılıyormuş ya da bir film çekiliyormuş ve insanlar bu yapıtlara yöneldiğinde farklı bir bakış açısı görebiliyormuş. sinemada yine dramalarda bu geçerli hala. özellikle bağımsız yapımları ya da sanat filmlerini izlediğinizde hayatla ilgili daha önce fark etmediğiniz bir detayı görmeniz olası. fakat büyük bütçeli yapımlar bu özelliklerini kaybetti gibi. çünkü bu filmlerde ne olacağına sinema endüstrisi kurulduğundan beri stüdyo yöneticilerinin katıldığı toplantılarda falan karar veriliyordu. şimdi de bu durum devam ediyor ve sürece dahil olan çok fazla insan var. haliyle bulduğunuz fikir çok farklı bir şeyse bu her yapılan görüşmede biraz daha törpüleniyor. 2000'lere kadar da bir şekilde idare ettiler ama artık internetin yaygınlaşmasıyla hollywood bu refleksini kaybetmiş oldu. çünkü sosyal medyada yapılan saçmalıklar ve insanların bilinçsizleşmesi konusunda bir film yapacaksınız ve örnek toplamaya başladınız diyelim. filmi yayınlamanız nereden baksanız 1 yıl. siz bunu yapana kadar reddit'te falan insanlar konuyu derinlemesine incelemiş yapılacak en süper esprileri yapmış, konuyu çoktan unutmuş olurlar. bu nedenle 12 ay gibi bir süreçte bile sizin söyleyeceğiniz her şey aşırı demode olacaktır.

    don't look up'ın başına gelen de biraz bu aslında. filmin ana eleştirisi bilinçsiz ve şovenist amerikan başkanı ve kar için dünyayı riske atan, insanlardan uzak duran ceo üzerinden ilerliyor. ancak internette trump hakkında yüzlerce binlerce şey söylendi zaten. bunların büyük bir çoğunluğu aşırı yüzeysel olsa da çok az yorumda insanın ufkunu açacak şeyler vardı.

    aynı şekilde bu ceo tiplemesi de sıkça eleştirildi ve mizah konusu yapıldı. jeff bezos'tan mark zuckerberg'e, elon musk'tan steve jobs'a kadar herkes eleştirildi, psikolojik tahlilleri yapıldı ve dalgası geçildi. şu an mesela amerika'da olsanız, bir teknoloji şirketi kursanız ve gerçekten de socially awkward bir insan olsanız yandınız. çünkü sizi bu isimleri taklit ediyor olmakla suçlayacaklar. gerçekte nasıl bir insan olduğunuz pek önemli olmayacak.

    ayrıca insanlar bu şirketlerin hükümetler üstünde güce sahip olduğunu biliyor artık. o eski hayranlık bitti ve bu şirketlerin sadık müşterilerine adeta bir tarikat üyesi gözüyle de bakılmaya başlandı zaten. bu nedenle filmin getirdiği medya, politika ve iş dünyası eleştirisi her ne kadar gerçekle tutarlı olsa da olaya yeni bir bakış açısı getiriyor mu derseniz hayır derim.

    bir de en başta konuşmuştuk. böyle yapımlarda oyuncular pek kendilerini zorlamıyor. bu nedenle filmde pek çok başarılı ve ödüllü oyuncu olsa da ortaya konan karakterler karikatür gibi. bir tek leo abi çok farklı yine. çünkü kendisi gördüğüm işini en ciddiye alan insan olabilir şu dünyada. yani bir filmde arkadan geçiyor olsa bile eminim yönetmene canlandıracağı karakterin mesleğini, ailesini falan sorar. ha diyeceksiniz ki amma abarttın daniel day lewis, joaquin phoenix falan işini ciddiye almıyor mu şimdi. onlar da alıyor tabi ki ama onlar zaten çok zorlu ve ciddi projelerde çalışıyorlar hep. leo ise herkes kendini saldığında bile karakterine çok emek veriyor. bu da takdire şayan bir özellik bence.

    --- spoiler ---

    sonuç olarak don't look up başlarda bi ufak hata yapsa da zamanla bunu toparlıyor ve sonlara doğru aşırı ciddi ve dramatik bir hale bürünüyor. kendinizi o sonda yenen yemek masasında buluyorsunuz bir anda. ve acaba bir takım absürt anları atsalar da filmi komple ciddi yapsalar çok daha güzel olur muydu acaba diye düşünmeden edemiyorsunuz.

  • kahvaltı yapmak için gittiğim cafede denk geldim bir tanesiyle, hemen yan masamda oturmuş kahvesini içiyor, önündeki dergileri karıştırıyordu.

    dergilerin fotoğraflarına baktı, gazetelerin magazin sayfalarını okudu, sıkıldı rujunu tazeledi, bunaldı selfie çekti.. ben de bu sırada kahvemi içip, gazetemi okuyorum.

    önünde duran bütün yazılı medyayı mundar ettikten sonra gözünü benim elimdeki gazetenin pazar ekine dikti.

    - pardon. x gazetesi mi o? sabahtan beri onu arıyorum. okuduktan sonra ben alabilir miyim? günlük burcuma bakmak istiyorum da.

    +burçlara inanan insanlar kaldı mı?

    - öyle demeyin. ben de inanmam normalde ama bu gazetenin burç yorumları çok başarılı. resmen beni yazıyorlar.

    pazar eğlencem ayağıma gelmişti, dayanamadım..

    + burcunu söylersen senin için okuyabilirim.

    - çok sevinirim, aslan burcuyum ben..

    --- spoiler ---
    günlük hayatta karşınıza çıkan en basit sorunları bile çözmekte zorlanıyorsunuz. bu kadar ayrıntılı yaşamaya çalışmaktan vazgeçip, rahatlamaya çalışın. mesleki ve maddi kaygılarınızdan biraz olsun uzaklaşıp, kısa bir tatile çıkmanız yıpranan sinirlerinize çok iyi gelecek..
    --- spoiler ---

    - ay resmen benim için yazmışlar ya, inanmıyorum..çok teşekkür ederim.

    + yanlış anladın. merak edip, kendi burcumu okudum ben, kusura bakma. şimdi seninkini okuyorum.

    --- spoiler ---
    hayatınızdaki yeniliklerden ötürü işinize odaklanmakta zorlanıyorsunuz. bu durum, iş yerinizde olumsuz tepkiler almanıza sebep olabilir. yazın bittiğini kabul edip, kendinizi işinize vermeniz, geleceğiniz açısından çok önemli.
    --- spoiler ---

    - ya yok artık yaa. bunları beni tanıyan biri yazıyor olmalı. resmen ben, ben, ben..

    + biliyorum bana kızıcaksın ama bu da aslan değildi. sana tüm bunların uydurma olduğunu göstermek için yengeç burcunu okudum, kusura bakma. gelişigüzel yazılmış, saçma şeyler bunlar. boğa burcunu da okusam, kendinden birşeyler bulacaksın, terazi burcu da resmen sen, sen, sen. inan bana, ama bunlara inanma.

    - ??!!?!

    + bak mesela balık burcunu okuyorum. bu da sana uyacak emin olabilirsin.

    --- spoiler ---
    hastalık hastası tavrınızdan vazgeçseniz iyi edersiniz. ilgi görmek için yaptığınız bazı hareketler, yakın çevreniz tarafından antipatik bulunabiliyor. beklediğiniz terfiyi almanız an meselesi. bu süreçte çevrenizle iyi geçinmenizde fayda var.
    --- spoiler ---

    - yoo ne alaka. benimle hiç ilgisi yok.

    + peki, yanıldım demek ki. gazeteyi alabilirsiniz, ben magazin ekini okumuyorum. kendi burcunuzu kendiniz okursunuz.

    - teşekkürler..

    aslan burcu
    --- spoiler ---
    hastalık hastası tavrınızdan vazgeçseniz iyi edersiniz. ilgi görmek için yaptığınız bazı hareketler, yakın çevreniz tarafından antipatik bulunabiliyor. beklediğiniz terfiyi almanız an meselesi. bu süreçte çevrenizle iyi geçinmenizde fayda var.
    --- spoiler ---

    - '' hesabı alabilir miyim? ''

  • dogru mu anladim mesela soyle bir sey mi?

    fenerbahce sabri'ye teklif yapiyor gel bizde oyna diye, sabri de bu ne curret diyip galatasaray'dan mi istifa ediyor?

    edit: mesajlar icin sagolun, reyiz kaptanligi birakiyormus, sag bekten yardirmaya devam..