hesabın var mı? giriş yap

  • fren balataları biter, onu değiştirmez..
    kornası bozulsa müşteriyi bırakır sanayiye gider..

  • merak ediyorum kokpit'e girip kuleyle mi haberleşecekti?

    -alo kule merhaba. piste doğru gideyim mi yoksa kenarıyada bekleyeyim mi?

  • neandertal isminin şöyle bir hikayesi vardır: 1680'de terk-i diyar eyleyen ozan ve besteci joachim neander, ölmeden önceki son günlerinde esin perisi bulurum umuduyla evinin yakınındaki vadide gezintiye çıkıyormuş. kasaba halkı tarafından pek bir sevilen joachim'in, ölümünden sonra anısını yaşatmak için, vadiye neander vadisi anlamına gelen neander thal ismi verilmiş. aradan yıllar yıllar geçmiş. 1856 yılında, prusya'daki yapılara taş yetiştirmek için çalışan işçiler, neander vadisindeki feldhoffor grotto mağarasında insan kemikleri bulmuş. binlerce yılda birikmiş kireç yığınları arasında bulunan bu kemikler, kirecin sert yapısı, işçilerin de özensizliği nedeniyle kırık dökük çıkarılmış. yalnızca kafatasasının ön kısmı, kol ve bacak kemiklerinden bazıları ve birkaç örselenmiş kemik parçası... bu kemikler, kasabada meraklı ve araştırmacı olarak bilinen matematik ve tarih öğretmeni carl fuhlrott'a gösterilmiş. bu kemiklerin insan yapısına benzemekle birlikte tam olarak insanımsı olmadığını fark eden;ama bilgisi daha fazlasını söylemesine yetmeyen carl, kemikleri toplayıp bir çuvala koyup bonn üniversitesi'nin yolunu tutmuş. üniversitenin anatomi profesörlerinden dönemim mümtaz şahsiyeti hermann schaafhausen'e bu kemikleri göstermiş. hermann da kemiklerdeki ilginçliği ilk görüşte fark etmiş ve üzerinde çalışmaya karar verip carl'a kemikleri getirdiği için teşekkür edip kendisini yolcu etmiş. 1 sene sonra, 4 şubat 1857'de, çalışmalarını noktalayan hermann, bir bildiriyle, bu kemiklerin insan öncesi bir türe-hatta insanın ilk ataları olduğunu düşündüğü bir türe- ait olduğunu açıklayıp, bu türe, çıkartıldığı vadinin adı olan neandertal ismini vermiş.

  • rize belediye başkanı reşat kasap, seçim döneminde '10 numara projeler' başlığı altında kamuoyuna açıkladığı meydan projesi için çalışma başlattı. cumhuriyet meydanı'na yerleştirilen tabelada yer alan proje çiziminde, atatürk anıtının yerine çay bardağı figürü yerleştirilmesi ise anıtın kaldırılacağı tartışmalarına neden oldu. tepkiler üzerine açıklama yapan rize belediye başkanı reşat kasap, meydan projesi inşaatı süresince valilik önündeki tören alanına taşınacağını duyurduğu atatürk heykelinin daha sonra eski yerine konulup konulmayacağına halk oylaması ile karar verileceğini açıkladı.

    kaynak: cnn türk - rize'de atatürk heykeli için referandum kararı

    gün geçmiyor ki akp'li belediyelerden rezil bir haber daha duymayalım.

    orası hangi ülkenin toprakları, siz ne ara bu ülkenin kurucusu atatürk'ün heykelini referanduma taşıyacak kadar araplaştınız.

  • battaniyenin altina girmis elde nutella en sevilen dizi beklenirken elektrigin kesilmesi, karanlikta gozyaslariyla beraber kalakalmak. saka lan saka ayi gibi sacli sakalli adamim yemisim elektrigini de dizisini de.

  • ilginç bir haber.

    havacılık işine biz çok hatalı bakıyoruz. şimdi bir yere havalimanı yapmak oraya bir anda uçakların yığılması, yolcunun "oh be 10 saatlik yolu 2 saatte geldik, süper" demesi değil. havaalanı yapımı işin yapılması gereken sadece bir noktası.

    bu tip küçük şehir pistlerinin verimli bir işletme haline getirebilmek için işletme maliyeti çok düşük olan pervaneli/turboprop uçakların bol bol inip kalkmasını sağlamalısınız. ama şirket ama kişisel uçaklar olsun sektörü ekonomik ve bürokratik anlamda geliştirip insanları bu tip uçakları kullanmaya teşvik ederseniz burası gibi ufak havaalanları işlerlik kazanır. ancak bizde "ya hacı açalım havaalanı, sonra thy buraya gelsin gitsin." derseniz o iş olmaz, elinizde atıl yatırımlar kalır.

    ne yazık ki ülkemiz kesinlikle bu tip yatırımlara uygun değil. ekonomik durumu zaten pas geçiyorum. işin bürokrasi tarafı kesinlikle havacılığın bu yönde gelişmesine engel. hadi buyrun alın bir filo atr, cessna ya da piper ve atıyorum eskişehir-istanbul ya da sivas-ankara pırpır seferi yapayım deyin. çıldırırsınız bürokratik engellerden. ticari tarafı geçtim sadece uçaklara meraklı ve biraz da parası olan birinin uçak alıp işletmesi ve bu uçağı kişisel ulaşım amaçlı kullanması bile yığınla bürokrasi ve masraf gerektiriyor ki kimse kolay kolay yanaş(a)mıyor buna.

    ticari düşündünüz ve gerekli izinleri alabildiniz diyelim bu sefer de bizim insanımız kullanmaz. çünkü eskişehir-istanbul arası uçakla 1 saat sürer ama saatlerce kıçının dümdüz olmasına, kaba saba muavinlere, hurda otobüslere katlanıp uçak fiyatının 3'te birini verdim diye kar beller. borajet bunu denedi sonra binenler buraya geldiler yazdılar neymiş gargar pervane sesi varmış da bir su bile vermemişler de falan filan!...

    evet ... havacılık bir kültür diye boşuna yazmıyorum neredeyse her havacılık konulu entry'lerimde. bu kültürü yerleştirecek olanlar işi sadece "havalimanı inşaatı yap - thy sefer koy" ekseninde değerlendirirse neticede elimizde atıl projeler kalır.

    edit: ufak tefek düzenlemeler.