hesabın var mı? giriş yap

  • "2000 binden fazla saygın akademisyenden atıf almış bir akademisyenle karşı karşıyadadırlar."

    şu cümleyi bir profesör mü yazmış ? daha çok arda turan açıklamasına benziyor.

  • 3.5 trilyonda 1 olacak ihtimal gerçekleşti ve 20 gün arayla yapılan iki çekilişte 6 rakamın 5 tanesi aynı denk geldi! inanılmaz ya harika tesadüf. ayrıca yine ankara yeni mahalleye çıkmış gerçekten ne şanslı orada yaşayanlar.

    "milli piyango'nun 20 gün ara ile yapılan sayısal loto çekilişinde çıkan 5 numara da birbirinin aynısı oldu. 6 haziran'daki çekilişte 5-11-24-39-41-44 şanslı numaralar ilan edildi. 27 haziran'da ise 5-11-24-30-39-41 sayıları küreden düştü. her iki çekilişte de 5-11-24-39- 41 numaralar çıktı."

    kaynak

  • çikolata alıyosun çikolata değil. domates alıyosun, ilaçlı. 2. sınıf kalitede bal alıyosun şurup. zeytinyağı alıyosun, karışım. dondurma alıyosun, aromalı boyalı.

    dünyanın en kalitesiz ürünlerini yiyoruz
    parasını verip iyi olsun diyosun ama değil. 2. sınıf yaşıyoruz hayatı

  • kendisiyle ilgili hoşuma giden bir teoriye rastladığım kurgusal karakter. hogwarts'ın müdürü olmadan önce okulda biçim değiştirme dersi verdiğini biliyoruz, dolayısıyla bu konuda çok başarılı olması şaşırtıcı olmaz. biçim değiştirmenin en ileri formlarından biri de kendini bir hayvana dönüştürebilmek, yani animagus olmak. dersi dumbledore'dan sonra veren minerva mcgonagall da tekir kediye dönüşebilen bir animagustu mesela.

    bir animagus yalnızca tek bir hayvana dönüşebiliyor ve bunu kendi seçemiyor, kişiliğine en uygun hayvan oluyor bu. çoğu zaman da kişinin patronus'uyla aynı hayvan oluyor. örneğin mcgonagall'ın patronusu da bir kedi veya harry'nin babasının* hem patronusu hem de animagusu bir alageyik. bu arada patronusun aldığı şekil animagusun aksine değişmez değil, kişinin aşık olması gibi büyük duygusal olaylar patronusu değiştirebiliyor. animagus ise ölene kadar aynı.

    peki dumbledore bir animagus ise neye dönüşüyor olabilir? seri boyunca çok sevdiğini bildiğimiz, aynı zamanda patronusu da olan canlıya tabi: anka kuşu! dumbledore'un anka kuşuna dönüşebiliyor olması seride bazı olayları da yeniden yorumlamamıza olanak sağlıyor. mesela ikinci kitabın sonunda harry'nin yardımına koşan anka fawkes değil de okul müdürümüz olabilir. buradan çıkarılan bir diğer teori de dumbledore'un aslında ölmediği, bir ankaya dönüşebildiği için tekrar ortaya çıkacağı.

    gerçi fawkes'un bir hortkuluk olduğu teorisi de fena değil ama dumbledore'un böyle karanlık bir büyü yapacağını sanmıyorum, en azından grindewald ile yaşadıklarından sonra uzak durur herhalde bu tür şeylerden. gerçi rowling adeti olduğu üzere üç beş sene sonra bu konuda da bir şeyler açıklar ve teorileri boşa çıkarır ya da fantastic beasts filmlerinde bununla ilgili bir şeyler görürüz belki. her ne kadar sonraki açıklamalarıyla j. k. rowling'e olan sevgimi epey kaybetsem de harry potter evreninin şimdiye kadar okuduğum en yaratıcı, en heyecanlı dünyalardan biri olduğunu da kabul etmem lazım.

  • yer : isvicre alpleri

    zermatt yakinlarindaki "monte rosa" dagina yapilan , buzul üzerinde yürümeyi de kapsayan, bir trekking turundayiz. ilk gün yaklasik 8 saat süren yürüyüsün sonlarina dogru gruptan bir arkadas ayagini burkar. biraz toparladiktan sonra, "tamam sorun yok" diyip tura devam eder. ancak aksam 2800 metredeki dag evine vardigimizda, arkadasin ayagi siser ve üzerine basamaz hale gelir. ertesi gün de tirmandigimiz onca yolu geri dönmemiz gerekmektedir ama sakatlanan arkadas icin bu mümkün olmaz. ve geriye tek alternatif kalir : helikopter (helikopter masrafinin sigorta tarafindan karsilanmasi mevzuuna girmiyorum bile)

    ertesi sabah, grubumuzun lideri olan isvicreli arkadas, zermatt air isimli helikopter merkezini arar ve konusur. sonradan bize aralarinda aynen söyle bir diyalog gectigini anlatir:

    - monte rosa hütte'deyiz. bir arkadasimiz ayagini burktu ve asagi yürümesi mümkün degil. yardiminiza ihtiyacimiz var.
    - agrisi cok mu?
    - hayir. hatta hic agrisi yok, ama ayagi sisti ve üzerine basamiyor.o yüzden size ihtiyacimiz var.
    - yalniz biz sadece hayati tehlike olan durumlarda hemen müdahele ediyoruz. sizin durumunuzun aciliyeti yok, o yüzden daha sonra gelebiliriz.
    - peki, ne kadar sonra?
    - yarim saat sonra

    gercekten de helikopter yarim saat sonra gelir.

  • kırk asırlık türk yurdu düşman elinde esir kalamaz

    bir hatay'lı olarak, dedemin babasının yani hasan ağa'nın 80-85 yıl öncesi yaptığı gibi silahı alır dağa çıkar ne kadar suriye sevdalısı varsa hepsini kuş gibi avlarım. ben sofu hasan'ın torunuyum. benim dedem ağalığını, canını düşünmeden memleket elden gitmesin diye çalışanları ile hatay'ın dağlarında fransızlara, suriyelilere, araplara karşı eşkıyalık yapmış iken bu halimle kaybedecek hiçbir şeyi olmayan ben hepsinin alnını karışlarım.

  • izmir'de akıllı kartın (akbil gibi, kartın metal kısmını otobusteki aygıta değdiriyon, bip sesi geliyor, geçiyon) ilk çıktığı zamanlar, teyzenin biri bu kartı ilk kez kullanıyor, nasıl kullanılacagını da bilmiyor, kartı şoföre (paso gösterir gibi) gosteriyor, şoförün cevabıyla ortam yarılıyor: biiiiipppp