hesabın var mı? giriş yap

  • ankara'nin varos semti. gecekondu kulturunun eski yesilcam filmlerinde ki safligini doya doya yasayan. komsularimizla gece gezmelerine giden, sevinclerine ve acilararina ortak. tam bir turkan soray karesi.
    mahallede 1000 kisi varsa, birbirinin yedi gobek sulalesini tanir. dedesinden torununa kadar.
    neyse;
    bi abimiz vardi. zipkin gibi bir delikanli. mahallenin futbol takiminda oynar. cok acayip bir karizmasi var, mesafeli ama vakur. bir o kadar cana yakin. yediden yetmise, butun mahalleli saygi duyardi.
    yolunu cizdi sonra;
    astsubay oldu. ilk gorev yerine gitti. mahalleye bir dondu ki, anasi babasi gozyaslari icinde karsiladi. piril piril geldi.
    birkac gun icinde bomba patladi.
    falancanin kizina eskiden beri sevdaliymis. kizinda zaten gonlu varmis. kiz ay parcasi. dugun hazirliklari basladi. kimse; bir tek kelime konusmadi.
    - sevmis gencler...
    denildi.
    saygi duyuldu. tertemiz bir a$k bu. civimamis ve kirlenmemis. yillarca birbirlerini beklemisler.
    mustakbel gelin;
    elinin tersiyle itmis, doktorlari ve muhendisleri.
    astsubay;
    daha bir; azimle ugrasmis. elim etmek tutsun, diye.
    dugun kuruldu.
    mahalleli dort bir yandan elbirligi ile yardimci oldu. alnimizin aki ile ciktik bu isin icinden.
    damat, iki hafta kaldi ve gorev yerine doguya gitti.
    vatan topragi derdi. severdi insanlari.
    aradan biraz daha zaman gecti.
    gorev yerlerine giderken, aracin freni patlamis. can havli ile dengsiz bir bicimde aractan atlamis ve boynu kirilmis.
    kara haber tez dustu.
    karalar baglandi, agitlar yakildi.
    acilar kabuk baglamis sonra. zaman en iyi ilac.
    rahmetlinin ailesi, taze geline gitmesini ve yeni bir hayat kurmasini soylemis. olenle olunmeyecegini anlatmis.
    aradan neredeyse;
    yirmi yildan fazla zaman gecti.
    mahalle bozulmus, rant kapisi olmus. gecekondular yikilmis. dostlar dagilmis.
    taze gelin ayrilmamis, rahmetli esinin ailesi ile matem tutuyor.
    gercek aşk bu degil.
    yanlis.
    hayat devam ediyor.
    saplanti bu.
    sevdigim, ben oldukten sonra beklemesin beni boyle. hayat devam ediyor.
    ama;
    o kadar cok ki. boyle hayat hikayeleri.
    turk kizi derken, on dakika dusunmek lazim.

  • efendim bir krater gölü nasıl olurda koca bir bolgenin hanasını ağlatır hemen izah edeyim.

    şimdi bu nyos denilen göl, kamerunda bulunan sönmüş bir volkanın krater gölü.. bölgenin yağış alan bir bölge olmasından dolayı 21 ağustos 1986 tarihinde burada bir toprak kayması oluyor ve çılgın atan bir felaketin tetikleyicisi oluyor. yıllar yılı altında kaynayan magma sayesinde golün dibinden sızan karbondioksit gazı gol tarafından emiliyor ve aynı bir gazoz gibi su tarafından emiliyor. derinlerde oluşan su basıncı sayesinde ise su yuzeyıne çıkması engelleniyor. yıllar yılı emilen karbondioksit gazı sayesinde göl artık belli bir doyumluluğa ulaşıyor ve aniden gerçekleşen bir toprak kayması, karbondioksiti su yuzeyıne yukselterek (şampanya hesabı) gazın açığa çıkmasına sebebiyet veriyor.

    sonuç inanılmaz. normal şartlarda yüzde 0.3 değerinde bulunması gereken karbondioksit patlama yapıyor ve yüzde yüz değerine ulaşıyor. insan vucudu için sınır değer yuzde 10-15 arasında. anında 1700 kişi ölüyor. 3000 civarında besi hayvanı telef. doğal hayatın aldığı zararın boyutları ise bilinemiyor.

    aynı durumun okyanus veya denizlerde olması da teoride muhtemelmiş. hatta dinazorların yeryuzunden silinmesinin de bu tip bir olaya dayandığını söyleyen bilim adamları var. (korkmayın lan isviçreli değil adamlar bizzati gördüm history channel da öz be öz orinal amerikalı hepsi)

    vay ba.

  • devamlı yaşadığım ikilem. inanılmaz bir şey. içinde yaya ve araba olan herhangi bir trafik senaryosu düşünün. karşıdan karşıya geçicem diyelim, direk yavaşlamayan arabalara kıl oluyorum.

    "lan ölür müsün biraz yavaşlasan" diye sayıklıyorum içimden.

    fakat aynı durumda arabadaki şahıssam; "lan öküze bak arabanın geldiğini görüyor hala dikiliyor yolun kenarında" diye düşünüyorum.

    empati falan yok. o an hangi ulaşım aracını kullanıyorsam kendimce tartışmasız şekilde haklı olan ben oluyorum. devlet buna bişey yapması lazım.

  • 11.000 tl maaş alan biri nasıl kadıköy veya çevresinde oturabilsin? galiba patron olunca böyle oluyor, çalışan kesimin maddi sıkıntılarını göremiyor, anlayamıyor, fark edemiyor oluyorsunuz. ayrıca neden kadıköy? günümüzde artık ulaşım kolay, avrupa kıtasından bile gelmek max 1.5-2 saat.
    neyse daha da yazardım da başlık bariz bir şekilde troll başlık olduğunu belli ediyor :)

  • geçen hafta karton toplayan bir amcadan duyduğum cümledir.

    gece saat 10 sıralarında halı saha maçından geliyorum. baktım yaşlıca bir amca sağda solda kalmış tek tük kartonları şişeleri topluyor. -arkasında kocaman karton arabalarıyla karton toplayan insanlara büyük saygı duyuyorum- tam eve girecekken döndüm ve "amca" dedim; "bizde bir koca poşet dolusu geri dönüştürülebilir atık var işine yarar mı, getireyim mi?" şöyle tebessümle bi baktı bana " zahmet olur oğlum yorulma!" dedi. "olur mu öyle şey amca, evim şurası hemen(5 metre ötesi) bir dakika sürmez hemen getiriyorum." dedim.

    o poşeti amcaya uzatırken tarif edilemez duygular geçiyordu içimden. ona para uzatsam eminim almazdı. ona işini yapmasında, kendini işe yarar hissetmesinde yardımcı olmuştum.

    zahmet olur oğlum, yorulma! deyişi de bu dünyanın kimlerin hatrına döndüğünü bir kez daha hatırlatmıştı bana.