hesabın var mı? giriş yap

  • insan ve şempanze dna'sı %99.4 oranında örtüştüğü halde hayvanla oturup iki muhabbet edemezken ne uzaylısı ne ufosu amk.

  • facebook'ta dolaşan muharrem ince'nin sorduğu soru. eğer gerçekten bunları söylediyse helal olsun. cevapları da şöyleymiş;
    1)çocuğunu öldürürsünüz.
    2)cenazesine saldırırsınız.
    3)katilini serbest bırakırsınız.

    edit: bunda eksileyecek ne var?

  • geçen hafta ziyaret ettiğim şehir. fena da gezmedim hani. bir ankara'lı olarak notlarım:

    -şehir uygar beyler, yapacak bir şey yok. ankara'nın yiğidolarını aratmayacak insanların yoğunlaştığı semtler olsa da, şehirde genel olarak bayan arkadaşlarımız rahatlıkla istedikleri gibi gezebiliyorlar.
    ankara'da benim bile şortla rahat gezemediğim semtler varken, burada 3 parmaklık şortla gezen hanımefendiler vardı. gene semtten semte değişir tabi ama, hoşuma gitti bu kendi işine bakmacılık.

    -dediğim gibi laf atma, bıyık burma, apaçilik falan pek görmedim. en apaçi ben olabilirim.

    -istanbul'un vapur keyfini daha kompakt olarak, istanbul gibi leş olmayan bir şehirde yaşama imkanı sunmakta. vapur yolculuğu da çok uzun değil zaten, tam kararında kalıyor.

    -alsancak, kordon falan çogzel.

    -efsane zannediyordum ama 3 gün boyunca çirkin kız görmedim lan. üstelik sen onlara bakınca onlar da sana bakıyor! biz böyle görmedik olum, elim ayağım karıştı ne yapacağımı bilemedim.

    -alsancak'ta gece vakti çimlerde oturacak yer yoktu neredeyse, birasını kapan gelmişti. hayır ağlamıyorum gözüme bir şey kaçtı :' (

    -toplu ulaşım ücreti ankara'nın yarısı. i.melih gökçek başgana selamlar.

    -insanı güleryüzlü, selpakçıları laftan anlıyor, çingeneleri sevimli, tarihi bina bar olmuş lan daha ne olsun.

    -sanırım maddeler halinde yazmayı seviyorum.

    resmi olarak ciddi düşündüğüm bir şehir olmuştur izmir, şimdi o düşünsün!

  • başlık: ayda onbin kazaniyorum ama simdi parasiz kaldim

    1. sizce nasil oldu bu is?

    2. basur mu oldun?

  • 2 sene evveline kadar yaptığım şey. şimdi öyle demiyorum, keza eşimin mecburi hizmeti dolayısıyla sıklıkla gittim geldim. gitmiş birisi olarak söylüyorum isteyen alabilir, ben hakkımı helal ediyorum şahsen.
    edit: ironi içerir, şakadır... :)

  • değerli arkadaşlar öncelikle burada birincil ölçüt bütçe. şu anda en popüler boyut olan 55 inç tv'lere göre konuşmak gerekirse fiyatlar 2500/3000 bandından başlıyor 15 bine kadar çıkıyor.

    kesinlikle en iyisi sony, samsung, lg demeyin.
    ya zaten herkes paneli aynı yerden alıyor diye 9-10 binlik tv ile 3 binlik tv'yi de bir tutmayın. o panel alınan yer herkese her keseye uygun panel veriyor. marka için de örnek verelim mesela sony'nin 2018'de çıkardığı xf900 serisi 2 yıldır çıkan tv'lere kafa tutuyor kendileri bile daha iyisini o segmentte yapamadı. muadili 13-14 bin tl girin rtings sitesine mukayese edin demek istediğimi göreceksiniz.

    sadede gelelim; şimdi smart tv'de en önemli mesele işletim sistemi. eğer işletim sistemi zayıf bir tv alırsanız kutunun üzerinde yazan netflix, youtube, amazon prime logoları tüm hevesinizi kaçırır. mesela 4k televizyonunuz ile 4k youtube videosu izleyemezsiniz.

    ikincisi yerleşik uygulamalar aradığınız tüm uygulamalar var mı kontrol edin zira bazı tv'lere sonradan uygulama yüklemek zor. örneğin arçelik'te eğer amazon prime yoksa çok beklersiniz. yazılımla falan çok ilgilenmediklerini gördüm.

    tv'de local dimming özelliği olmasına dikkat edin mesela bu fonksiyon giriş seviyesi üstü tv'lerde var nedir bu? yerel aydınlatma. bu özelliğin olduğu tv'lerde 50 farklı aydınlatma noktası oluyor bu o anda ekranda çıkan renklere göre kendini revize ediyor. beşiktaş sahaya çıktı arkada saha tam yeşil, forma tam siyah gözükmeli bu özellik olmazsa forma parlama yapabilir. fenerbahçe çıktı formada sarı ile lacivert ayrı ayrı o renklere göre ışık verecek ama arkada soyunma odasının siyah duvarı tam siyah gözükecek. bu özellik giriş seviyesi üstü tv'lerde 50 nokta üst segmentlerde yüzlerce oluyor. dolayısıyla size çok daha kaliteli bir görüntü çıkıyor. mesela karanlık bir sahnede altyazı evin içine nur inmiş gibi ışık doldurmaz bu özellik sayesinde.

    kontrast görüntü kalitesini oldukça etkileyen bir faktör bu işte yerli markaların uluslararası değerlendirmesi yok biraz göz kararı karar vermeniz lazım bana kalırsa arçelik ve vestel o konuda birbirine çok uzak değil.

    dahili wifi olmazsa olmaz dahili bluetooth olmazsa olmaz. usb ve hdmı bağlantıları oldukça erişilebilir olmalı.

  • 2002: hesabı hatun kişiye ödetmek

    2006 edit: yapilabilir neden olmasin

    2014 edit: hesabi hatun kisiye odetmek

    uzaydan gelen edit: hesabı sürekli hatun kişinin ödemesi ve bundan memnuniyet duyması

  • 14 yaşındaki oğlunuzun msn'inde görünce yarma potansiyeli ikiye katlanan iletiler.
    "arnold kadar güçlü, pacino kadar karizmatik, di caprio gibi yakışıklı değilim ama lassie gibi yalayabilirim..."

    allahım ben nerede yanlış yaptım? bu nasıl bir çocuk?

  • 1827 senesinde padişah ikinci mahmud, batılılaşma adımlardan biri olarak gördüğü kılık kıyafet yeniliklerini yürürlüğe koymayı planlar. lâkin halkın ve ulemânın böyle bir yeniliğe hazır olmadığının da farkındadır.

    ikinci mahmud zeki adamdır hocam. kendisini severim. büyük saygı duyarım. yeniçeri ocağı'nı kaldırmaya giden süreçte ahâliyi, yeniçerilerin ölünce hortlak olarak geri döndüklerine ve yakılmaları yahut kazığa geçirilmeleri gerektiğine inandırmış bir adamdır. ilk defa anadolu gezisine çıkmış padişahtır. halkı yeniliklere alıştırmak ister. adam fransız usûlü konser bile verdirmiş izmir'de. " silahlarımız dandiktir " demiş. askerlere; " ulan bu başınızdaki tüylü şeyler hem ağır hem de ıslanınca görüşünüzü engelliyor. gelin değiştirelim! " demiş; ulemâ feslerin püskülünün boyunu tartışıp cevaz verip vermeme tartışmasına girmiştir. bu adam büyük zorlukları yenmiştir hanımlar beyler.

    konumuza dönelim; ikinci mahmud, osmanlı imparatorluğu'nda ilk defa " pantolon " giyen padişahtır malûmunuz. işte bu pantolonun devlet-i âliyye'ye nasıl getirileceğini ve halka nasıl kabul ettirileceğini düşünürken avusturya'dan pantolon sipariş eder.
    bu yenilik için de iki kurban sever: avni bey ve kuruçeşmeli hasan.

    bu iki garibim, hayatlarında ilk defa gördükleri pantolonları giyerler ve mısır çarşısı'nda gezinmeye başlarlar.
    amaç; halkın nabzını ölçmektir anlayacağınız üzere.

    kuruçeşmeli hasan ve avni bey, muhtemelen korku dolu gözlerle etrafta gezinirlerken ahâliden sesler yükselmeye başlar:

    " bu ne biçim kıyafettir? ayıptır! " deyu. sesler gittikçe artar ve kalabalık, bu iki kurbanı orada tekme tokat döver.

    tabii bu olay istanbul'un her semtinde hemen yayılacaktır. bunu bilen ikinci mahmud, kahvehanelere ve çarşılara dedikodu yapmak üzere adamlarının gönderilmesini emreder. bu kişiler olayın pantolon yüzünden değil de bu iki kişinin ramazan ayında çarşıda yemek yedikleri için linç edildikleri yalanını yayacaklardır. böylece devlet de pantolon yeniliğinin daha büyük bir tepkiyle karşılaşmasını engeller.
    bu iki kurban da bursa ve izmir'e sürgün edilirler ki devletin bu kişileri cezalandırdığı görülsün!

    evet, bu topraklara pantolonun geliş hikâyesi de böyledir vesselam.