ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
11 aralık 2022 faslıların fransa'yı yağmalaması
-
benzerleri ve daha kötüsü hollanda ve belçika'da yaşanıyor. utrecht 'te yaşadığım yerin 1km ilerisinde faslilarin yogun olduğu bir mahalleye dün gece özel kuvvetler polisi geldi. normal polis baş edemedi bunlarla. çok yazık, ayaklarına kadar gelen imajlarını düzeltme fırsatlarını iyice geri tepiyorlar. ayrıca her şeyi de sömürgeciliğe bir bağlamayın ve arkadaş. sömürgecilik biteli 75sene oldu. dükkanı yağmalanan, arabası yakılan adamın ne suçu var. sömürgeci ise yaşama ülkesinde o zaman.
edit: arkadaslar mesaj kutumu yesillendirmenize gerek yok. somurge edilen ulkeler burdakiler kadar aglamiyorlar somurulduk diye. ben basit bir soru soruyorum. somurgecilikle yapilan vandalizm arasinda ne gibi bir baglanti olabilir? sokakta yakilan sizin arabaniz, yagmalanan sizin dukkaniniz olsa akliniza somurgecilik tarihi mi gelir? kim ordaki adama araba yakma, polisle catisma hakki veriyor? benim evimin tepesinde helikopter ucuyor surekli. ben bunu dinlemek zorunda miyim? ya benim arabami da parcalarlarsa? evet tabi her seyin basi somurgecilik, gelsinler evimizi de tarasinlar, nasil olsa somurulduler. ayrica bana yazanlarin yuzde 90'i ne somurgecilik tarihi ne de avrupa tarihi hakkinda bir bok bilmiyor.
sonunda sözlük'te takipçilerin görünecek olması
-
giderek anonimliği elimizden alan sözlük yönetiminin yeni icadı… ne gerek vardı? diğer sosyal medya sitelerinden ayıran özellikler bir bir gidiyor elimizden…
çay soğuk diyen müşterinin kafasına sıkmak
-
müşteri memnuniyetinde zirveyi yaşatan işletme. ülkece akıl sağlığı kaybedileli çok oldu. bu sebeple zincir restaurant ve petrol istasyonları hariç hiç bir yerde durmam. muhatap olacağınız insanlara dikkat edin.
fatih altaylı'nın hande fırat'a verdiği ayar
-
öyle böyle bir ayar değildir...kendisi de beğendiğim bir gazeteci olmasa da fena saydırmış :
"hürriyet'in bir grup yazarı ve yöneticisinin "yerli otomobilin prototipi"ni görmelerini ama yazmamalarını eleştirmiştim ya...
kendini grubun lideri zanneden hanımefendiden yanıt geldi.
hayli uzun bir yanıt.
ve en az yayınladıkları ilk haber kadar komik, eğlenceli bir yanıt.
mesela hanımefendi şöyle başlamış.
“hürriyet türkiye’nin en büyük haber platformu”
bu cümle bizler için komedinin doruğu...
hürriyet için ise trajedinin...
evet bir zamanlar hürriyet, türkiye’nin en büyük haber platformu idi.
ama bunun üzerinden epey bir zaman geçti.
çok uzun bir zaman.
o zamanlar hürriyet’in ankara temsilciliğine mesela, en iyi haber yapanları getirirlerdi, en iyi yalakalık yapanları değil.
bugün artık hürriyet, türkiye’nin haber platformu değil, olsa olsa türkiye’nin mizah platformu.
yapmadığı, yapamadığı haberciliği ile mizah konusu olan bir platform.
tabi ki, bu sizin kabahatiniz değil hanımefendi.
elbette hürriyet siz orada olduğunuz için bu hale düşmedi.
ama hürriyet bu hale düştüğü için siz oradasınız."
edit: yazının tamamı
yıl olmuş 2013 yeşil biberler hala karışık
-
ziraat bilmine dair iç burkan bir detay bu.
gidiyorsun pazara, diyalog hep şöyle.
-abi biberler acı mı?
+karışık.
ya da alıyorsun tatlı denen biberi, hop içinden mutlaka bir sürü acı çıkıyor.
aga, niye bunu ayrı üretmiyonuz? lan teknoloji kurbağadan domates üretme seviyesine gelmiş, biberler hala karışık.
algida'nın türkiye'de farklı ürünler sunması
-
bir twitter kullanıcısı tarafından ortaya çıkarılmış, henüz doğruluğu kanıtlanmamış iddiadır. algida'nın ingiltere ve türkiye'de satışa sunduğu twister isimli dondurmasında içeriklerin tamamen farklı olduğu ifade ediliyor. türkiye'deki twister'da yağsız süt oranı %1 iken bu oran ingiltere'de %13'e tekabül ediyormuş. aynı şekilde meyve püresi oranı türkiye'de %0,4 iken ingiltere'de satışa sunulan üründe %11'miş. twit şurada
böyle bir farklılık doğruysa, yani algida türkiye'de çok daha sağlıksız formülasyona sahip ürünler piyasaya sürüyorsa büyük rezalet. söz konusu rezalette sadece algida firmasının değil, bu bariz farklılık içeren formülasyona okey veren bizdeki yetkilerin de payı var elbette.
edit: konu genel hatları itibariyle şununla ilintiliymiş. (bkz: aynı ürünün türkiye'de daha kalitesiz olması) (bkz: türkiye'de ürünlerin kalitelerinin düşmesi)
edit 2: konuyu gündeme getiren kullanıcı gıdadedektifi'dir. emeğe saygı açısından ismini paylaşmam söylendi. şahsım adına ben de teşekkür ediyorum gösterilen çabalar için.
algida konuyla ilgili bir açıklama yapmış. onu da paylaşmak boynumuzun borcudur. link
edit 3: uzman birisinin görüşleri şu şekilde. paylaşmakta fayda gördüm. (bkz: #91287805)
tanju özcan'ın meclis toplantısında çay fırlatması
-
kahkahalara boğulmama sebep olan olaydır. bugünkü belediye meclis toplantısında yaşanmıştır.
bkz.
(bkz: 3 ağustos 2021 bolu belediye meclisi toplantısı)
bu ne hikmettir ki başlık gündemden çıkarılmış. aaa neden ola ki?
ek: güncel ihtiyaç listesi için; #126476690
tanju özcan kendi twitter hesabından da açıklama ile paylaşmış; bkz
birinin kitap okuyup okumadığını anlama yöntemi
-
internet üzerinden konuşun. dilbilgisi size yardım edecektir.
jelko obradoviç
-
fenerbahçe'den ayrıldığı gün ülker arena'da asılı olan mirsad türkcan ve ömer onan formalarının yanına taşaklarının küçük bir silüetinin asılması gereken koç.*
sigarayı bırakmak
-
hayatımda sözlüğün olmadığı zamanlarda, 16 yıl içtikten sonra,
15 mayıs 2011 akşamı yaptığım şeydir.
benim 2 tane oğlum var, sevdiğim bir eşim var,
çocuklarımını büyüdüğünü, kızlarla çıktıklarını, evlendiklerini, onların da evlatları olduğunu görmek istedim.
sadece o kadar.
bir akşam zort diye bıraktım, ardıma bile bakmadım, zerre de zorlanmadım. bu kadar kolay olacağını düşünmemiştim.
bir erkeği akıl hastasına dönüştürme rehberi
-
300e yakın belki de daha fazla boşanma davası izlemiş, etrafındaki yakınlarının ilişkilerini gözetleyen, bir sürü kişinin kenara çekip ilişkisi hakkında fikir sorduğu biri olarak söyleyeyim:
1- erkeğin insan olduğunu unutun, sizin mutluluğunuz için orada olan ve ihtiyaçlarınıza koşması gereken bir asker gibi yaklaşın
2- sanki sizden önce bir hayatı yokmuş gibi önceki hayatından istemediğiniz her şeyi ve herkesi sorun edin.
3- beraberken çok iyi bildiğiniz hayat kısıtlarını ve kötü özellikleri sanki siz bunları bilmiyormuşsunuz, kabul etmemişsiniz gibi değiştirebileceğinize inanın ve her fırsatta bunu yüzüne vurun. ailesiyle yakın olduğunu bildiğiniz erkeği ailesinden ayırmaya çalışın. öfke sorunu olan erkeğin evde evcil hayvanınız olmasını bekleyin. sakin, efendi erkeğin sizin için önünüze gelen herkesle kavga etmesini bekleyin.
4- kendiniz sürekli özgürlükten dem vurun ama ona ilişki üzerinden sürekli kısıtlar koyun. siz kadın olarak gezmek istediğinizde gezebilin ama o halı sahaya bile gidemesin. ya da siz kıyafet alışverişinizi rahatça yapın ama o bilgisayar oyunu alamasın.
5- sürekli eşitlikten dem vurun ama ona geleneksel görevlerini de hatırlatın. sizin maaşınız sizin emeğiniz, sizin vücudunuz sizin kararınız ama onun parası da vücudu da emeği de aileye bakmak zorunda olduğu için aileye ait. bunu unutturmayın.
6- siz erkeklerle arkadaş olabilin, gerekirse sarılın öpün ama onun kadınlarla en ufak yakınlaşmasında sürekli sorunlar çıkarın.
7- ailesi arkadaşları hakkında kötü bildiğiniz gördüğünüz ne varsa sürekli söyleyin. kendi arkadaşlarınıza ve ailenize asla laf ettirmeyin. bunu hayattan bezene kadar sürekli yapın. o sizin aile ve arkadaşlarınızla alakalı kötü bir şey söylemeye çalıştığında ise ne kadar kötü bir insan olduğunu söyleyin.
8- haksız gibi gözükür duruma düşerseniz trip atın. ara verin. konuşmayın. gelirse adım atmayın. gelmezse de "niye gelmiyorsun" diye trip atın. siz adım atmayın, her şeyi o atmak zorundaymış gibi davranın.
9- tatil, film, mekan tercihlerinde "sen ne istersen" deyin ama tercihleri onun yaptığı yerlerde sürekli eleştirin. yaptığı şeylere teşekkür etmeyin, tercihlerinden memnun olmayın, ne de olsa o en iyisini yapmak zorunda!
10- ilişki için yaptığınız her şeyin kaydını tutun. her fırsatta yüzüne vurun. o sizin yüzünüze vurursa onu "kayıt tutmakla" ve "karşılık beklemekle", "menfaatçi olmakla" itham edin. bir fedakarlığı bilerek isteyerek yaptıysanız da aslında istemeden sırf onu düşünerek yapmışsınız gibi davranın. ona kendini hep borçlu hissettirin.
11-hiç yalnız bırakmayın. kafa dinleyemesin. her şeyi beraber yapmak isteyin. yapmazsa da sizi sevmediğini söyleyerek baskı yapın. aralarda kafa dinlemek için kendine zaman ayırdığını görürseniz de bu boşlukları "benden bir şey mi saklıyorsun", "beni artık sevmiyor musun" gibi cümlelerle yeni suçluluk mermilerine çevirin.
12- yavaştan kaçtığını ve her şeye rağmen tutamadığınızı, aklının başına geldiğini düşünüyorsanız normalde gitmediğiniz arkadaşlarına, ailesine gidip onu kötüleyin, ne kadar iyi bir insan olduğunuzu ve onun sizi ortada bıraktığını anlatın. çevre baskısı fişekleyin. size destek olmayanları not edin. onların isimlerini de evde onun yanında ağlarken bak ben senin için bunları yaptım ama etrafın ilişkimizi istemiyor, benden uzaklaşıyorsun bunlar yüzünden demek için kullanacaksınız.
13- çocuğunuz varsa her fırsatta çocuğu ortaya atın, çocuğunuza verdiğiniz emeği kullanın. kendi gitmek istediğiniz yere çocuğunuz gitmek istiyormuş gibi, kendi yapmak istediğiniz şeyi çocuğunuz yapmak istiyormuş gibi pazarlayın. istediğiniz şeyleri yapmadığında çocuğuna bakmamakla, yeteri kadar zaman ayırmamakla itham edin.
bunlar kadınlara nottu tabi ki.
şimdi de hemcinslerime gelsin: bunlardan bir tanesini bile ilişkinizde görüyorsanız bırakın. hayat bu tip toksik insanlarla tüketmek için çok kısa. birden fazlası varsa zaten arkanıza bakmadan kaçın.
yaran inci sözlük entry'leri
yaran facebook durum güncellemeleri
-
eskiden manzaralı masayı seçerdik, şimdi prize yakın olan masayı seçiyoruz.