hesabın var mı? giriş yap

  • bill gates veya mark zuckerberg'e bak, bir de bizim zenginimize bak. pişmiş kelle gibi sırıtıyor bir de görgüsüz.

    edit: açıkçası videoyu twitter'da görmüştüm. sözlüğe girince başlığında yalnızca üç entry olduğunu gördüm ve sırf test için, yaratıcılık bakımından hiçbir değeri bulunmayan klasik debe entrysi girmek istedim. sonuç ortada. umarım sözlüğün halinin vahametini anlıyorsunuzdur.

    en azından bu durum hayırlı bir işe vesile olsun diyor ve sizi şu başlığa yönlendiriyorum: (bkz: hamza'nın protezi için 25bin tl gerekiyor)

  • yunan misin: 30 dk
    fetocu musun: 30dk
    binalinin oylari calindi: 45 dk
    ıstanbul projeleri: 10dk
    istanbuldaki israflar: sure bitti.

    mission completed.

    sorarlarsa tarafsi bolge dersiniz.

  • restaurant sahibi olupta vedat milor'a terso davranmak? üstelik çalışanının sanane lan diye ittirmesini savunmak? vay hımınıa dünya yürek yiyenlerle dolu.

  • --- tl dr ---

    bu bir koleksiyoncunun, koleksiyon olusturmak isteyenleri bilgilendirmek icin maliyetler ve limited release'ler uzerine yazdigi bir girdidir. ben vaktiyle giristim, simdi birakamiyor, kendimi durduramiyorum. ben yandim, siz hayatinin baharindaki genc arkadaslarim yanmayin.

    koleksiyon olusturmaya niyetlendiyseniz ancak cok paraniz yoksa, elinizde tek tuk plak varsa ya da hic yoksa, aldiginiz plaklari kalitesiz bir pikapta, kotu bir amfi ile oynatacaksaniz, plaklarinizi duzgun depolamayacaksaniz bu sevdadan vazgecmenizi tavsiye ederim. asagidaki girdi turkiye disinda uretilen yabanci eserler ile bagintili olarak yazilmistir, turkiye'de uretilen (turkce) eserler asagida yazdiklarimin disinda olabilir.

    --- tl dr ---

    tanim: turk lirasinin diger para birimleri karsisinda iyice deger kaybetmesiyle, satin almasi hayli guclesen bir urundur plak.

    bundan 3 sene onceye kadar rsd*'de plak almak icin turkiye'den kalkip britanya'ya giden adamdim. simdi ise gonderi ucretiydi, gumruk vergisiydi derken ortalama bir release'in bana gelis maliyeti 40 gbp civari oluyor. hal boyle olunca, ozellikle sinirli sayida basilmis plaklari koleksiyonunuza eklemek istiyorsaniz ve turkiye'de ortalama ustu bir maasla calisan bir bireyseniz, ruhunuzu da o satin alma butonuna tiklayarak teslim etmeniz gerektigini bilin.

    vaktiyle sinirli sayida basilmis ve gercekten talebin cok oldugu bir plagi alamadiysaniz ancak aradan belirli bir sure gectikten sonra almaya niyetlendiyseniz, vay halinize.

    ben yalnizca dub/reggae turlerini barindiran bir koleksiyona sahibim. iclerinde cok nadir de olsa dnb/jungle/indie eserler de bulunuyor. bu turlerdeki release'lerde sinirli sayida demek, 500/1000, test baskisi* ile bilemedin 550/1100 adet satisa surulen urun demek. britanya'daki bagimsiz muzik magazalarina en fazla 2, maksimum 3 adet kopya gelmesi demek.

    milyonlarca dinlenen, yuzbinlerce satan sanatcilarin, sirf fiziksel kopya satmak icin limited edition/limited release/exclusive/collector's edition kisvesi altinda farkli versiyonlar cikartip 10-50 bin kopya bastigi; istisnalar disinda cogu zaman discogs'ta, bagimsiz muzik magazalarindan daha ucuza bulabileceginiz, amazon'da ise her yerden ucuza bulabileceginiz urunlerden bahsetmiyorum. 5000+ uzeri baskisi olan urun limited edition/release degildir. bu bir ticari yaklasimdir, ederi $25 olan albumu $45'a saplamaya kilif bulmaktir. bu mu limited release simdi? https://i.redd.it/w4qtbcevy6h01.jpg

    ne olur ama ne olur, gidip 10/20/30+ bin kopya basilmis plaklara "limited edition" olduklari icin bu paralari vermeyin. dusmeyin bu ticari tuzaga. kaziklatmayin kendinizi. gidin normal baskisini alin. soz konusu versiyonu yalnizca gercekten cok istiyorsaniz, sizi gercekten mutlu edecekse alin. gunun sonunda onemli olan budur. ama aldiginiz, 30k baskisi olan plagi hoplaya ziplaya instagram'a limited edition diye koyup da kendinizle alay ettirmeyin :)

    benim bahsettigim limited release'leri buyuk baliklarin online magazalarinda (amazon vb.) bulmak zaten imkansiz. yazinin sonunda bununla alakali bir ornek veriyor olacagim.

    turkiye'de gencseniz, bir hobiniz varsa, bir seylere ilgi duyuyorsaniz, kisitli butceye sahipseniz ve bu ilgi duydugunuz sey icin para harcamak icab ediyorsa yasamak, o hobiyi devam ettirmek size haram maalesef. gercekten limited release olan plaklar ozelinde ise ya ciktiklari gibi alacaksiniz, alamiyorsaniz yillar sonra benim gibi kat be kat fazlasini vererek alacaksiniz. unutmayin ki bu eserlerde parayi veren degil, parayi once veren dudugu caliyor. digerleri de stok yok uyarisina bakip ya yalaniyor ya da dudagini isiriyor benim gibi.

    --- spoiler ---

    hesap kitap isleri (dub/reggae turleri temel alinarak yazilmistir, diger turler icin baglayici olmayabilir)

    --- spoiler ---

    1000 adet uretilen, 180g heavy weight (double, triple ya da 4 x lp olabilir, box set olabilir, renkli baski olabilir, gatefold sleeve'i olabilir, icinde inner sleeve'i olabilir, yaninda bonus 7" bir plaga sahip olabilir, icinden imzali kartpostal/fotograf cikabilir, plak sanatci tarafindan imzalanmis olabilir; tum bunlar fiyati yukari yonlu etkileyen faktorlerdir) limited release bir urunun bugun cikis fiyati ortalama 27.5 gbp. saticidan saticiya degismek ile birlikte covid sebebiyle royalmail'in parsel tasima fiyatlandirmasi ucusa gecti, ortalama 11 gbp. bunun daha 20% gumruk vergisi var. gumruge sunma ucreti var. gelin hesaplayalim simdi.

    gbp 10,05 tl alinmistir.

    plak 27,5 = 276,37 tl
    kargo 11 = 115,5 tl
    gumruk vergisi (20%) = 55,2 tl
    gumruge sunma ucreti = 8 tl

    ne yapti 455 lira.

    bakin bir eser icin odeyeceginiz ortalama tutar 455 lira. asgari ucretin % kacina tekabul ettigini hesaplamayi da de siz degerli plak sever dostlarima birakiyorum. girdinin basinda da belirttigim gibi, bu yabanci eserler uzerine yazilmis bir girdidir, turkiye'de uretilen turkce eserlerin piyasasina iliskin bir fikrim yok.

    2 sene icerisinde o almadiginiz limited release eser en az 10 kati fiyatina satiliyor olacak discogs'ta. eseri elinde tutan adamin bulundugu lokasyona gore bir kargo ucreti odeyeceksiniz. ve maalesef gelen eser saticinin belirttigi kondisyonda olmayabilir, tasima sirasinda hasar gorebilir, bu durumda oturup uzerine bir bardak su iceceksiniz. paypal ile alisveris yapamadiginiz icin saticiya karsi sizi paypal kadar korumuyor discogs.

    2018 ve 2019 yillarinda yalnizca 500'er adet basilmis ve o donem param olmadigi icin alamadigim 2 dub eser var. birisi discogs'ta 999 gbp + shipping'e (mint/mint) satiliyor, digeri icin hicbir yerde bir listeleme yok ama discogs'taki satis gecmisine baktigimda gecen sene 400 eur + shipping'e (mint/nmint) satildigini gordum. ben bu tarz eserler icin ruhunu satmaya hazir olan bir koleksiyonerim, turkiye sartlarinda 4 asgari ucret maas aldigimi varsayalim. ben gidip nasil alayim simdi bunlari?

    beni gec, bu ise gonul vermis ve eline plak gectikce mutlu olan ancak kisitli butceye sahip oldugu icin bu mutluluktan mahrum kalan insanlar ne yapsin? her seyden once neden boyle bir seyden mahrum kalsin kardesim? refah seviyesi yuksek ulkede yasayan yasitindan ya da plak koleksiyonunu genislettikce mutlu olan diger bireylerden ne eksigi var? niye baskalarinin 30 birime aldigi plagi 400 birime almak zorunda bu insanlar? yazmaya devam edecegim de konu bambaska yerlere gidecek... sinirlendim yine.

    --- spoiler ---

    hesap kitap isleri (dub/reggae turleri temel alinarak yazilmistir, diger turler icin baglayici olmayabilir)

    --- spoiler ---

  • mümkün mertebe uzak dursak da avm'lere bebek arabasıyla gitmek zorunda kaldığımız her seferde karşılaştığımız uyuz tiplerdir.
    dün akşam yine karşılaştık bu tiplerle.
    yürüyen bant olan katlarda zaten kesinlikle kullanmıyoruz asansörü ama yürüyen merdiven olunca güvenlik nedeniyle mecburen binmek gerekiyor asansöre. ama ne mümkün bir sürü gereksiz tip yüzünden binebilmek. adam 1 ya da 2 kat çıkabilmek için yürüyen merdivenin hemen yanındaki asansörün önünde 10 dakika bekleyebiliyor. fıttırıyorum. lan sen gezmeye gelmedin mi bu nalet yeri? geze geze çıksana amk yukarı! yaşın en fazla 30! nasıl bir robotluk bu!

    asansör geldiğinde binebilmek de ayrı bir macera. bebek arabasının yanlarından önümüze geçip binebiliyor insanlar. sıra mıra hak getire. öncelikli olmamız gerektiğini tamamen bir kenara bırakıyorum zira burası türkiye.

    bazen yavruyu kucağıma alıp yürüyen merdivene kaktırıyorum arabayı iki büklüm çıkıyorum üst kata.

    edit: anne değil baba yazdı.

    edit 2: öncelik tanımlanmamış diye atlamış sazan. tanımlanmış tabi ki. asansörün önünde öncelikliler diye bir tabela var ve orada bebek arabası işareti var. işte bu beyinsizler asansörleri işgal eden.

    edit 3: ha bir de memleketi bilmezmiş gibi ne işi var avm'de demiş. lan biz çok mu meraklıyız gidip onca insanın içinde sıkış tıkış hareket etmeye. 'zorunda kaldığımızda' yazmışız bak oraya. yani bu avm denen yerlerden tamamen uzak durmak artık çok zor. illa ki bir işini orada görmen gerekiyor. siz okküzsünüz diye biz kendimizi mi sakınalım. bunu sokak köpeklerine karşı yapıyoruz biz. ısırırlar diye gitmiyoruz onların takıldığı yerlere. sen de mi bu muameleyi istiyorsun. bu heyvanlar yüzünden gitmiyorum mu diyelim.

    debe editi: başlıktaki tüm entirileri okuyunca düşündüğümden daha fazla öküzle birlikte yaşadığımızı gördüm. ellerine sağlık çok güzel açıklayanlar olmuş konuyu. bir öküze anlatır gibi anlatmışlar.
    özetliyorum: kimse bu tiplerden iyilik beklemiyor, asansörden inip yer versin demiyor zaten. sadece sıra beklemesini öğrensinler ve mecbur değillerse kalabalık yapmasınlar yeterli. orada sırası gelen anne-baba asansöre binebilmeli. aksi gerçekten insanı delirtiyor.

  • ülke çapında çok satılmaya başlayan ve "telefon rehberi" biçiminde basılan ilk mangalar shounen kitlesine yönelikti. bugün shounen manga hala en büyük pazar payına sahiptir. çoğu shounen dergisi haftalık "telefon rehberleri" biçiminde satılır. bazı yetişkinler ve genç kızlar da sadık shounen manga okuyucularıdırlar.

    özellikleriyle birlikte bazı önemli shounen mangalar shounen jump (herkes okuyabilir), shounen sunday (kent içinde yaşayanlara göre), shounen magazine (spor ağırlıklı, ayrıca japonya'da en uzun süredir basımı yapılan manga dergisi), shounen champion (maçolara göre) ve shounen captain'dır (otakular için). bunlardan en çok satanı shounen jump'tır. her hafta yaklaşık yedi milyon insan tarafından okunan 450 sayfa haftalık dergi japonya'nın en çok okunan mangası olmuştur. günümüzde shounen jump'ın en yeni japonca sayıları dünyanın dört bir yanındaki çin mahallelerinde bile bulunabilir. shounen jump'ın başarısı aksiyon, dram ve heyecanı bağımlılık yapan uzun dizilerde birleştirebilmesinin sonucudur. bütün mangaları üç önemli bileşeni içerir "doryoku, yuujou, shouri" (“çaba”, “dostluk”, “galibiyet”). bu yöntem bazı diğer dergilerce de denenmiş, ama başarısız olmuştur. bu yöntemi aşırıya kaçıranlar da olmuştur. shounen jump’ın mangaları çok uzatmak ve en çetin manga-ka’ların bile yaratıcılık ve özgürlüklerini tüketmekte kötü bir ünü vardır. shounen jump öncü konumunu yıllardır korumuş olsa da pazardaki payı son zamanlarda düşmeye başlamıştır.