ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
dolar 7 lira birden düşecek
-
demek ki 7 lira birden yükselecek.
yapılmış en aptalca dalgınlık
-
iş gorüşmesi için gazeteden telefonunu aldıgım şirketi arayınca:
- iyi günler, iş ilanı için arıyorum ben
- evet, ben yardımcı olayım.
-.....
-.....
(buralar kısa bir öngörüşme ve adres alımıyla geçti)
- isterseniz şimdi gelebilirsiniz gorüşmeye
- tamam geliyorum, birşey lazım mı gelirken alayım (evet aynen böyle dedim)
kırılmak
-
hayat kırıklarla doludur. beklentiler ve gerçeklik birbirini tutmadığında, ricalar yankı bulmadığında, verilen sözler tutulmadığında içimizden gelen 'çıt' sesini duymuşuzdur hepimiz.
çoğu insan kırıkları sevmez. onları saklamaya, gizlemeye çalışır. bazen tekrar kırılmaktan korkar ve hayattan kaçınmaya, hayal kurmamaya başlar.
japonların çok sevdiğim bir sanatı var: kintsugi.
bu sanat kırılan nesnelerin kırıklarını altınla onarmak üzerine kurulu. kırıkları, çatlakları bırakın gizlemeyi, parlak bir altın rengiyle onararak görünür hale getiriyor kintsugi. çünkü nesne yaşanmışlıkla daha değerli hale geliyor. kırıklarına rağmen varlığını sürdürüyor. kintsugi, altınla kırıkları onore ediyor. yaşanmışlığı yüceltiyor ve bunu - en değerli madenlerden olan - altınla kutluyor.
depresyon tanısıyla takip ettiğim bir hastama bu felsefeden bahsetmiştim. geçenlerde geldiği seansta bana 'senelerdir ne kadar güçsüz olduğumu düşünürdüm. siz bana bunlardan bahsettikten sonra aslında bütün olanlara rağmen ne kadar güçlü olduğumu fark ettim' diyerek teşekkür etti. ilginç şekilde, bu konuşmanın aldığı ilaçlardan çok daha etkili olduğunu düşündüm o an.
gerçekten de kırıklarımız, bir anlamda bizim madalyalarımız. onlar bizim deneyimlerimiz, yaşamın tam içinde olduğumuzun kanıtı. onlarla var olmak aslında, onlara rağmen varlığımızı sürdürdüğümüzün ve ne kadar güçlü olduğumuzun ispatı.
fikret orman'ın uefa kupasını kazanan yok demesi
-
demek ki dün geceden sonra deliren sadece biz değilmişiz.
fakirliğin anlaşıldığı anlar
-
on yaşlarında sakat bir çocuğun, tekerlekli sandalye yerine, bebek arabasında taşınmak zorunda kalındığını gördüğün an. muhtemelen o her yeri dökülen bebek arabasını da başkası vermiştir çünkü çocuğun annesi 1,5 lira olan otobüs parasını bile zor denkleştirdi, ''1 lira olsa olmaz mı? daha geri döneceğiz bir de'' dedi. muavin gencin bile gözleri oldu ''abla hava sıcak, su alırsınız, para istemez bizden olsun'' dedi. bizim kampüsün girişindeki araştırma hastanesinde onlar inene kadar kimseden çıt çıkmadı.
insanların böylesi zorluklar yaşadığı bir ülkenin vatandaşı olmaktan utanıyorum...
ailenin komik kısa mesajları
-
aramissin duymadik, telefonu evde birakicaz, arama duymayiz
chp'ye oy vermek
-
"biy misliman ilarak kifime silah diyisiler bidi bidi..."
kuran'ı pasta yapıp yiyen kılıçdaroğlu sanki amk...
biraz konuşabilir miyiz
-
vallahi yeni bir alternatif muzik grubu sandim
elifsu'ya uyacak kardeş ismi
-
(bkz: eriklisu)
whatsapp'tan gelen yabancı numaralı çağrılar
-
redditte bir yabancı şey demişti;
"if there's anything cheaper than turkish currency, it is their digital data"
bu yüzden arıyorlar.
evlendikten sonra çok daha iyisiyle karşılaşmak
-
çok daha iyisinden kasıt maddiyat veya fiziki güzellik ise bunun sonu yok , böyle düşünen insan bir ömür boyu hem yalnız kalır , hem de mutsuz olur.
eğer evlendiğin insan ile çok iyi anlaşıyorsan , mutluysan ve birbirinizi seviyorsanız samanlık seyran olmuş demektir ; gerisini çok da karıştırmayın.
evlenilecek erkekte aranan özellikler
-
(bkz: vicdan)
gerisi hikaye.