ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
iş kuracaklara tavsiyeler
-
bu tavsiyelere kulak verin bence, çünkü yaşayan adam gelir anlatır burada ve hepsi birer ayrı tecrübedir. şimdi olacağı gibi;
öncelikle, aileniz çok zengin değil, miras falan kalmadıysa, en az 6 aylık şahsi giderlerinizi (kiradaysanız, kira, yemek, içecek, sosyal hayat için gereksinimler, vs) bir kenara koyun ve bunu unutun.
ilk başlarda şaşalı ofislere, sekreterlere, elemanlara gerek yok, bunu da unutun. 300-400 liraya bir ofis tutup, bir masa iki sandalye başlayabilirsiniz. hatta direkt home office de başlayabilirsiniz. ama evde çalışamıyorum, olmaz derseniz ilk söylediğim bence makuldür.
belli bir portföyünüz olmadan asla başlamayınız. ben şirketimi kurayım da nasıl olsa bir şekilde müşteri bulurum diye sakın ama sakın düşünmeyiniz, bu hataya düşmeyiniz.
bir arkadaş ortaklık kötü demiş, buna katılmakla birlikte, ama'lı bir cümle daha ekleyeceğim. ama finansal destek sağlayacak güvendiğiniz ortaklara da yüzünüzü dönmeyiniz. zira ilk zamanlar hiçbir banka sizin suratınıza bakmayacağından finansal destek çok önemlidir.
alacaklarınızı sıkı takip etmeli, tahsilatta gerekirse işi yüzsüzlüğe vurmalısınız, yoksa 90 gün vade olur size 150 hatta 180. sonra bağıra bağıra batar gidersiniz. nakit akışını sağlamak en öncelikli göreviniz olmalı
sözleşmesiz iş yapmamalısınız. unutmayın ki; piyasada herkes sizin gibi düzgün, sözüne sadık değil.
hiçbir zaman dürüstlüğünüzü kaybetmeyin. belki başlarda bu yüzden iş kaçırdığınız zamanlar bile olacaktır. ama bir kez adınız dürüst olarak piyasada nam saldı mı, sizi kimse tutamaz.
böyle gaz verip de entarime son dikişi atarım işte. haydi hayırlı işler.
ekmeği yiyeceksiniz suyu da içeceksiniz
sarılarak uyumak
-
altta kalan kol karıncalanırsa çekin olum aptal olmayın.
edit: “altta kalan kol karıncalansa da çekmem felç olsa da çekmem” gibi bir şeye cevaben yazmıştım.
16 nisan 2015 ali ağaoğlu'nun dernek tatsızlığı
-
ali ağaoğlu haklıdır.
adam zengin amk. sikko bir daireye aşağı yukarı 1 milyon tl verdi diye kendini zengin sanan var. paran kadar konuş.
bak ben buraya param kadar yazıy
mimar sinan'ın da hata yapması
-
mimar arkadaşın ortaya koyduğu teorileri okuyup anlamak yerine direkt bok atma, aşağılama sürecinin başlatıldığı başlık. bu yazıdan sonra kimsenin "ulan mimar sinan dedik kof çıktı" diyeceğini, mimar sinan'ın o zamanın şartları ile 3 kıtada 400'den fazla yüzyıllara meydan okuyan eserler diken büyük bir dahi olmadığını iddia edecek birinin çıkacağını sanmıyorum. cafede batak çevirmek yerine bu mimar kardeşimiz oturmuş düşünmüş araştırmış kendince bir çalışma yapmış bunu da mesleki bilgileri ile pekiştirmeye çalışmış. bilgiye saygınız yoksa bari biraz emeğe saygınız olsun yahu.
edit1: bu yazıyı tam olarak neresiyle okuduğunu tam cozemedigim ve mimar sinan'a hakaret ettiğimi dusunup hakaret mesajı atan dingillere de ayrıca teşekkürler.
hayatın tek cümlelik özeti
-
- 30 yasindayim, hala baska hayatlarin, baska sehirlerin, baska kadinlarin hayalini kuruyorum.
anadolu insanının çok da saf ve temiz olmaması
-
cumhuriyet tarihi, anadolu insanına medeni ve ilerici bir gömlek giydirmek istedi. lakin bu gömlek bize uymadı.
peki akp denilen oluşum ne yaptı? tam da populist bir oluşumun yapması gerekeni yaptı. kitle ne istiyorsa onu verdi.
- bu halk ilerlemek değil kısa yoldan zengin olmak istedi, akp yaptı.
- bu halk dedeleri gibi yaşamak, dünyaya gözlerini kapamak istedi, akp yaptı.
- bu halk dinle uyuşmak istedi, akp yaptı.
- bu halk bilimi değil gericiliği istedi, akp verdi.
ve sonunda anadolu halklarının gerçek yüzünü görmüş olduk bizler de. kendimizi kandırmayalım. akp halktır, halk gericidir.
chp'li ailelerimizi hdp'ye ikna kampanyası
-
silahsız ve sivil 30 askeri kurşuna dizen pkk'nın, bebekleri kurşunlayan bir örgütün, tek amacı dershanesine gitmek olan bir genç kızın yüzünü yakan canilerin arkasında olduğu bir partiye oy vermek için ikna etmektir. o değilde bu hdp denilen zımbırtı bir günden bir güne örgütün eylemleri nedeniyle pişmanlığını beyan etmediği gibi pişkince örgütü savunmaya da devam etmektedir.
bunlar devlete h..sstr çekenlerdir. gözünü kapat ve abinin çocuğunun o da yoksa annenin örgüt tarafından yok yere öldürüldüğünü düşün bak bakalım oy verebiliyor musun? ölen senden değilse umrunda değil değil mi?
*
yunan alfabesi
-
iddiaya göre kara maya sözcüklerinden oluşturulmuş bir şiir formundadır ve halkın munun çöküşü sırasunda hayatlarını kaybedenlere ithaf edilmiştir..
yunanca kara mayaca anlamları
alpha >al-paa-ha al, şiddetli; paa, zorla girmek, hücüm etmek; ha, su
beta >be-ta be, yürümek; ta, nerede olduğu yer, düzlük, zemin
gamma >kam-ma kam, almak, uğramak, maruz kalmak; ma anne, yeryüzü
delta >tel-ta tel, derin, dip, alt; ta bulunduğu yer, nerede olduğu
epsilon >ep-zil-on-om ep, tıkama, engel; zil, knar oluşturma; onom, kasırga, hortum
zeta >ze-ta ze, vurmak, çarpmak, dövmek; ta bulunduğu yer, zemin
eta >et-ha et, ile; ha, su
theta >thetheha-ha thetheha, uzanmak kaplamak dağılmak; ha su
iota >io-ta io, canlı ve hareket eden herşey;ta , bulunduğu yer, zemin
kappa >ka,paa ka, toryu, çöküntü, tıkanma; paa, kırılma, engl, mani
lambda >lam-be-ta lam, batma, suya gömülme;be, yürüme, gitme; ta bulunduğu yer
mu >mu mu, mu
ni >ni ni, uç, zirve, doruk
xi >xi xi, yükselmek, bir şeyin üzerinde görünmek
omikron >om-ik-le-on om, girdap, dönme; ik, rüzgar;le,yer; on, dairesel
pi >pi pi, yavaş yavaş veya azar azar yerleşmek
rho >la-ho la, -e kadar; ho, gelmek
sigma >zi-ik-ma zi, soğuk; ik, rüzgar, ma, anne, yeryüzü
tau >ta-u ta, bulunduğu yer; u, alt, vadi, uçurum
upsilon >u-pa-zi-le-on u, uçurum; pa, su deposu, havuz; zi, soğuk;le, yer; on, dairesel yuvarlak
phi >pe-hi pe, gelmek;hi çamur
chi >chi chi, ağzını açma
psi >pe-zi pe, gelmek, dışarı; zi; duman, buhar
omega >o-mec-ka o, orada; mec, girdap; ka, tortular, birikintiler
buna göre serbest okumayla ortaya bu çıkıyor:
şidetle hücum eden sular
yayılarak düzlüklerin üzerinde
kaplar toprağı
tüm alçak yerlerde
engel çıkaran yüksekliklerde dalgalar oluşur ve hortumlar
döver engelleri
sularla
sular örter üzerini
canlı ve hareket eden her şeyin
engelleri yıkarak
sulara gömülür toprakları
munun
zirvelerdir yalnızca
gözüken suların üzerinde
hortumlar eser çevrelerinde
ve yavaş yavaş
oraya kadar gelir
soğuk rüzgar. önceki
vadilerin yerini
artık uçurumlar, soğuk derinlikler almıştır, yuvarlak çukurlar
balçıkla dolmuştur
bir ağız
açılır, çıkar dumanlar
püskürür dışarı volkanik tortuları..
ankara'da üniversite öğrencisi olmak
-
pekmezli simide alışmak demektir. hatta 2 simide bir ayranı yetiştirmek. hele baharsa mevsimlerden, kızılday'dan bulvara vurup kendini soluğu meclis parkında almak. hiçbir şeyin olmadığı o parkta gelip geçeni izlemek.
hayat boyu kullanmadığın sokak isimlerine alışmak demek ankara'da öğrenci olmak.
+ sevgilim burası neresiydi?
- karanfil
+ peki burası?
- burası da yüksel
+ şurayı biliyorum konurdu değil mi?
- evet orası konur. peki dostun olduğu sokak neydi?
+ hangi dost? şaşırtmalı soru bu : )
ezberlemeye çalışırsınız sokakların adlarını. buluşma yerleriniz kısıtlanır ankara'da. ya karanfil sokakta dost'un önünde buluşursunuz arkadaşlarınızla ya da ziya gökalp'te gima'nın önünde. her seferinde gima'nın hangi tarafı çelişkisini yaşarsınız. hoş gima falan da kalmadı ya artık.
paranın geldiği gün sokaklara atarsınız kendinizi. kızılay'dan tunalı'ya kadar yürür, kıtır'da oturup bir kumpir yer, üstüne 2 de bira içersiniz. bazen kuğulu parkta kuğulara simit atarsınız. banklarda kuşlar üzerime pisleyecek diye korkup oturamaz, sonra oradan esat'a, oradan da kurtuluş'a eve kadar yürürsünüz.
limon'a gidip manga, gölge'ye gidip raindog* dinlersiniz. ssk'da dolanıp çıkışta midye dolma yemek şarttır. sonra belki bir taksiyle esat. soluğu aspava'da alıp 1 dürüm döner, soslu olsun! dersiniz. yemeği yerken ayılıp, sonraki gün girilecek vizeyi hatırlar, boşver deyip kahkahalarla gülmeye devam edersiniz.
odtü'lü değilseniz odtü şenliklerine özenirsiniz. giriş yasak diye yolun ortasında inip dolmuştan, tanımadığınız arabalara otostop çekersiniz. beytepe'de rektör kar küreme makinası almış geyiği yapar, gülersiniz. olgunlardan kitap alır, güven park'ta otobüs ararsınız. dolmuşların tek fiyat uyguladığını öğrenir ve alışmaya çalışırsınız.
kış geldiğinde atkı kullanmaya alışırsınız ankara'da. soğuktan ciğerleriniz yanar, hatta sürekli tekrarlayacak bir hastalık kaparsınız. ellerdeki çatlaklara alışırsınız bir süre sonra. birbirini ısıtmayı öğrenir insanlar ankara'da. tek çift eldiveni paylaşır ve saçları kısa olan bereyi takar.
ankara'da öğrenci olmak hayatta hiç unutamayacağın bir deneyim yaşamak demek. ve ne kadar geçerse geçsin, bahsi her geçtiğinde gözlerinin dolması demek...