hesabın var mı? giriş yap

  • alkollü araç kullanamazsınız, araç kullanırken fazla hız yapamaz, telefona bakamaz yemek yiyemezsiniz. yasak bunlar, anladın mı yasak? yasak olmasının da bir sebebi var. adam gelmiş bir çok insanın başına gelebilir yazmış.

    kural tanımaz bir sığır değilsen bunlar başına gelmez, zorla mı alkol aldırıp direksiyon başına geçiriyorlar seni? alkollü araç kullanıp insanları öldürmek nasıl herkesin başına gelebilir lan? bu nasıl bir mantık?

    ayrıca sizler nasıl insanlarsınız ki bu tipi hala savunmaya çalışabiliyorsunuz? yok yazarın hayatı başka eserleri başkaymış, yok herkesin başına gelebilirmiş. alkollü araç kullandığı için insanları öldüren birisi ne kadar iğrenç ise bu durumu savunanlar da en az o kadar iğrenç.

    ek: şu ''hayatı başka eserleri başka'' kısmına biraz daha açıklık getirmek istiyorum çünkü hala bu düşünceyi savunmaya çalışanları görüyorum.

    sizin bu eserlerinden ayrı tutmaya çalıştığınız hayatını o eserlerden kazanıyor ya bu adam, nasıl ayıralım lan birbirinden? isterse dört duvar arasında olsun sen o eserlere pozitif destek verdikçe eser sahibi maddi kazanç elde edecek ve daha rahat bir hayatı olacak.

    hiç mi zorunuza gitmiyor bir katili finanse etmek? bu kadar aciz misiniz siz? bir kitaptan ya da diziden uzak kalamayacak kadar zavallı mısınız?

  • izmir tulumuyla karsilastirilmasi abesle istigal olan peynir. evvela parmesan, daha dogrusu parmigiano reggiano, ab yasalariyla koruma altina alinmis bir peynirdir. protected designation of origin etiketine sahip bu urunu kimse kafasina gore uretemez. uzerinde pdo amblemi olan urun bilin ki parma taraflarinda geleneksel tarifine uygun bir sekilde uretilmistir. izmir tulumuysa herhangi bir yasayla koruma altina alinmamis bir peynirdi ve turlu hilelerle uretilebilir. kalitesinden hicbir zaman emin olamazsiniz. izmir tulumu taze peynirken parmesa yillandirilmis peynirdir. biri elmaysa digeri armuttur.

    su yozgatta kahvaltida parmesan yiyordun tarzi sig muhabbetlere gelecek olursak. bir insan zaman icerisinde kendini gelistirebilir, farkli kulturleri taniyabilir, kiyaslama yapabilir. yozgatli olmasi sabahtan aksama oturup yer sofrasinda sogan kirmasini gerektirmiyor.

    ez cumle. parmesan'i da izmir tulumunu da severim. ikisi de kaliteli ve lezzeti bol peynirlerdir. biri digerini sikip atamaz. kaliteli iki urun icin bunu iddia edenlere riayet etmeyiniz, iki peyniri de hapir hupur goturunuz.

    budut: az evvel aldigim harika habere gore izmir tulumunun tescil sureci islemekteymis. yani yakin zamanda izmir tulumunun citasi yukselecek.

  • yemek hazırlarken kedimin de yiyebileceği bir şey yere düştüğünde "bu senin payınmış" diyerek kabına koyardım, ki zaten çoğu zaman kabına koymama gerek bile kalmazdı. bir şeyler düşürürüm ümidi ile dibimden ayrılmazdı. tamam, itiraf ediyorum, bazen de bilerek düşürürdüm sırf o yesin diye. iki sene önce kedim öldüğünde onu apartmanımızın bahçesine gömdüm. şimdi yemek hazırlarken yere bir şey düştüğünde "bu senin payınmış" diyerek camdan, onu gömdüğüm yere atıyorum, en azından sokağımızın kedileri yesin onun payını diye.

  • işte bu dediğim twitter tag'i.

    bu ülkede bişeylerin değişebileceğine dair ümitleri arttıran tag.

    izlemem bilmem ama iddialara gire geçen yilın kazananı en başından belliymiş. öyle yada değil insan zekasıyla alay eden bu program , ve bu programda sms'lerden gelen parayla seyma subaşı'nın lükslerinin karşılanması salaklıktır.

  • bugün bir matematik forumunda boş boş gezerken karşılaşıp "aa ben bunun aynısının türkçesini bir yerde görmüştüm" dememe sebep olup kendisini çözdüren sorudur.

    sorunun ingilizcesinde çocukların ismi henry falan olduğundan kulağa tanıdık gelmediği için çocukların ismini yerelleştireceğim.

    sorumuz şu şekilde:

    6 çocuk içinden 2 tanesi gitmiş bir bahçeden elma çalmış. ancak bahçe sahibi çocukların elma çalmasından pek hoşlanmadığı için hangi ikisinin çaldığını anlayabilmek için tutmuş yakaladığı beş çocuğu sorguya çekmiş. sorguya çekilmeyen 6. çocuk kaçmayı başarmış.

    çocuklar aralarında kavga etmiş olsalar gerek, hepsi birbirine iftira atmış. her çocuk 2 isim vermiş ve 5 çocuktan 4 tanesi bir ismi doğru söylerken diğer isme iftira atmış, 5. çocuk ise iki kişiye birden iftira atmış.

    çocukların ismi mahmut, hüso, cabbar, neco, pakize, ve rüştü olsun.

    şimdi çocukların ifadelerini alalım;

    pakize: " mahmut ve hüso çaldı "

    rüştü: " cabbar ve neco çaldı "

    cabbar: " mahmut ve neco çaldı "

    hüso: " mahmut ve pakize çaldı "

    mahmut: " cabbar ve rüştü çaldı "

    kaçan çocuk neco olduğu için neco'nun ifadesi alınmamış.

    bu durumda iki hırsız kimdir?

    ---

    sorunun cevabını bulabilmek için çocukların isimlerini kısaltıp her birine baş harfi ile seslenelim;

    mahmut = m
    hüso = h
    cabbar = c
    neco = n
    pakize = p
    rüştü = r

    şimdi her bir çocuğa 0 veya 1 değerlerinden birini verelim. mesela mahmut elmayı çaldıysa m=1 olsun, çalmadıysa da m=0 olsun.

    çocuklardan 2 tanesinin elmayı çaldığını biliyoruz.

    demek ki -> m+h+c+n+p+r = 2

    çocuklardan 4 tanesinin birer doğru ve bir tanesinin de sıfır doğru isim verdiğini biliyoruz. bu durumda verilen bütün isimleri toplarsak sonucun 4 çıkacağından eminiz. her çocuğun isminin kaç kere verildiğini sayıp buna göre toplama yapalım:

    3m + 2n + 2c + h + p + r = 4

    şimdi ilk başta yaptığımız m+h+c+n+p+r işlemini ikinci işlemden çıkaralım:

    (3m+2n+2c+h+p+r) - ( m+h+c+n+p+
    r) = 2m+n+c = 2

    böylelikle:

    2m + n + c = 2

    yani mahmut'u 2 kere, neco'yu 1 kere ve cabbar'ı da 1 kere sayarsak sonuç 2 çıkıyor.

    bu üç kişiden elmayı çalan 2 kişinin değeri 1, masum olan kişinin değeri 0 olacaktır.

    bu durumda eşitliğin korunabilmesi için ya m=1 ve c=n=0 olacak, ya da m=0 ve c=n=1 olacak.

    rüştü'nün dediğini hatırlayalım:

    rüştü bize cabbar ve neco çaldı demişti. bütün çocukların her birinin söylediklerinden en fazla 1 tanesinin doğru olabileceğini bildiğimize göre cabbar ve neco ikilisinin aynı anda hırsız olamayacağını biliyoruz.

    demek ki 2m+n+c=2 denkliği mahmut'un 1'e eşit olduğu bir denklik.

    yani hırsızlardan biri mahmut.

    mahmut'un hırsız olduğunu bilmemiz bizim mahmut'u söyleyen kişilerin diğer söyledikleri kişiye iftira attığını anlamamızı sağlar. yani eğer bir kişi "mahmut ve şu kişi" çaldı demişse "şu kişi" suçsuzdur çünkü mahmut'un suçlu olduğunu biliyoruz ve yalnızca biri suçlu olabilir.

    mahmut'u söyleyenlere bakalım:

    pakize " mahmut ve hüso çaldı", hüso " mahmut ve pakize çaldı", cabbar ise "mahmut ve neco çaldı" demiş.

    bu durumda hüso, pakize ve neco'nun suçsuz olduğunu anlamış oluruz.

    böylelikle şimdiye kadar suçsuz olanlar: hüso, pakize, neco ve cabbar.

    geriye mahmut ve rüştü kalıyor.

    demek ki hırsız mahmut ve rüştü.

    ---

    üç beş elma için ortalığı bu kadar karıştıran, çocukların arasına fesat sokan, bizleri de burada hesap kitapla uğraştıran bahçe sahibine de selamlar!

    sorunun tartışıldığı forum: mathstackexchange

  • okul müdürü ve müdür yardımcıları derslerde sınıfları gezip arama yapmaktadırlar.müdür yardımcılarından biri sınıfta sigara paketi bulur.sigara paketi marlborodır.içini açıp sigaralara bakan müdür:
    -fakir piçler marlboro paketine l&m koymuşlar.neyin peşindesiniz lan siz?

  • insanlara olayın ciddiyetini hissettirmektir.

    2008 krizinde, o dönem çalıştığım şirket (ki kendisi türkiye'nin enn taşşaklı holdinglerinden birinin lokomotif şirketidir, bunu patron şirketi olmadığını özellikle belirtmek için yazıyorum) hızla düşen hammadde fiyatları sebebiyle on milyonlarca dolar zarara uğramıştı. hatta sonrasında ciddi bir küçülmeye de gitmek zorunda kaldı.

    bu kriz şirketi vurmaya başladığında alınan tedbirlerden ilki ne oldu biliyor musunuz? idari binanın ortasındaki çay standında bulunan meyve / bitki çaylarını kaldırmak ve sadece (sallama) siyah çayları bırakmak... şaka gibiydi.

    bir kaç gün sonra fabrikanın müdürüne direkt "allahaşkına kaç kuruş kârınız olacak?" diye sordum... o da bana "ne kârı? amaç kâr değil, çalışanların işlerin yolunda gitmediğini hissetmelerini, gerçekten anlamalarını sağlamak" dedi.

    efendim bu pandemi konusunda da işler yolunda gitmiyor. sebebi hükümetin parayı öncelikli tutan boktan politikaları biliyorum.. ama diğer bir sebebi de insanların umursamazlığı. işte bu 9-5 yasağı da umursamazlığı sorgulatıyor, insanların kendilerine biraz çeki düzen vermesini sağlıyor, "iş ciddi yav" dedirtiyor.

    bu sayede de 1 ay içerisinde yarı yarıya azaltılabiliyor vaka sayısı.

  • alnının teri ile ekmek parasını kazanan büyük adam. çocuk falan değil bu.

    onun yaşıtları medeni ülkelerde şu anda servisler ile okula gidiyor, oyun hamurları ile oynuyor, tablet, bilgisayar gibi teknolojinin nimetlerinden yararlanıyor, en güzel kırtasiye ürünlerini kullanıyor, bir kere yaşayabileceği çocukluğunun tadını çıkarıyor.

    bu garibim de kışın soğuğunda elinde çantası ile 1,25 tl'ye aldığı çorabı 2 tl'ye satmaya ve 75 kuruş çalışmaya çalışıyor.

    lanet olsun adaletsiz gelir dağılımına güzel gözlü çocuk.

    hem gerçek babanı hiç göreme, hem üvey baba ile büyü, hem üvey olduğunu sonradan öğrenmene rağmen onu hala gerçek baba gibi benimse. böyle bir metanet, böyle bir duruş bir çocuk için çok fazla. yaşamın ve annesinin yükü de omuzlarında.

    kameraya çeken adama uyuz oldum. ulan vereceğin 5-6 tl para. sen ne hakla çocuğu "sus lan yalan söyleme" gibi nahoş bir cümle ile azarlıyorsun. şakası bile kötü. bir de hala pazarlık derdinde. gönlüne çaktığım.