hesabın var mı? giriş yap

  • basit dinamik bilgisiyle çürütülebilecek bir iddia.

    itme ve enerji hesaplarına girmiyorum. good old momentumun korunumu bile yeterli:

    bisikletli: 10 km/sa =~ 2.7 m/sn
    kütle : 100 kg
    momentum : 270 kg-m/sn

    otomobil : 60 km/sa= ~ 16,6 m/sn
    kütle: 1500kg
    momentum: ~24900 kg-m/sn

    çarpışma öncesi toplam momentum: 25170 kg-m/sn ,

    çarpışmadan sonra
    toplam kütle : 1600 kg
    momentum/ kütle = hız
    25170: 1600=15,7 m/sn son hız

    bisikletlideki hız değişimi (eğer çarpışmadan önce aynı yönde gidiyorlarsa)
    15,7-2,7=13m/sn (merak edenler için bisikletlinin yeni hızı yaklaşık 46km/sa)

    bisikletlinin ivmesini bulalım : çarpışma da 0,1 sn sürdü diye varsayalım:
    13m/sn: 0.1 sn= 130 m/sn^2

    bisikletliye etki eden kuvvet: 100kg*130m/sn^2 = 13000 n

    bir pediatrik beyin cerrahı yaptığı araştırmada insan kafatasının 2300 n'luk bir kuvvete dayanabildiğini bulmuştu, e artık you do the math! :-)

    bir de bu sadece kurallara uyan masum bir otomobil, ortalama 90 la giden kamyon , tır şoförlerinin olduğu ülkedeyiz , hayal gücünüze bırakıyorum

    not: dikkatinizi çekmek istediğim bir nokta da bu hesapta otomobilin 25k civarı olan momentumu yanında bisikletlinin 200 'ü ihmal edilebilir , çünkü kütlesi az . `yani bisikletlinin yavaş olması pek bir şeyi değiştirmiyor` .
    .

  • bugün itibariyle açıklanmış sonuçlardır.

    https://www.theguardian.com/…l-oecd-pisa?cmp=twt_gu

    2015 yılı sonunda okuduğunu anlama, matematik ve bilim dallarında dünyada 500bin öğrenci ile yapılmış değerlendirmede, türkiye olarak son sıralarda yerimizi aldık.

    işin kötüsü 3 yılda bir yapılan bu sınavda, 2012 sonuçlarına göre ülkemiz öğrencileri çok şiddetli bir düşüş gösterdi.

    https://twitter.com/…rgur/status/806076994576334848

    sonuç:
    anadolu liselerini, fen liselerini ve genel lise eğitimindeki yapılan değişikliklerin üzerine bir de imam hatip okullarına yapılan yatırımın meyvelerini anlamaya başladık hamdolsun.

    gelecekten gelecek edit:

    2029 a geldik bir tane yüksek teknoloji sınıfında markamız yok. neden yok acaba?

  • yaklaşık üç ay siparişle pizza söylenmesi sonucunda şöyle vahim haller olabilmektedir:

    "bi zahmet çabuk hocam, turunculu arkadaş sırtının üstünde dönmeye başladı" -ninja kaplumbağalar

  • uzun süreli ciddi bir ilişkinin en güzel yerinde er kişi sevgilisi tarafından “ailem seninle tanışmak istiyor” denilerek ilk yemeğe davet edilir. kahramanımız, gülşen bubikoğlu’nu istemeye giden tarık akan kıvamında hazırlanır, en güzel elbiseler giyilir. güzel de bir kanyaklı pasta alınıp ebeveynlerin huzuruna çıkılır. ilk salaklık anı atlatılıp ortama ısınılır. yemekler güzeldir, muhabbet koyudur, baba da beşiktaşlıdır hatta. ilk yemek için mükemmeldir her şey. yemek biter anneye “elinize sağlık” içerikli birçok övgü dizilir. baba da “hadi ellerini yıka da bir tavla atalım, kızım arkadaşına banyonun yerini göster elini yıkasın” der bu sırada. bunun üzerine er kişi ortamın sıcaklığı ve samimiyetin verdiği salaklıkla şu cümleyi sarfeder:
    - zahmet etmeyin efendim biliyorum.**

  • artık ben şundan eminim.

    bu adamlar ülkenin bütün güzelliklerini yok etmek için elinden geleni yapıyorlar.

  • xerez-cadiz - üst
    espanyol-eibar - 1
    napoli- verona- 3.5 üstü
    atalanta- palermo - iy0

    edit :benzeri daha once yazilmis. geyik yapalim diye arama akimiza gelmedi.

  • daha 17 yaşındaydım, lise bitince dershaneye yazıldım ve çalışıyorum. çıkışta çalıştığım pvc dükkanına gidiyorum. pc başına attılar beni, msn kurmayı falan bildiğimden...

    çalışanlardan biri pazar günleri kızlara laf atan, batak dörtlüsünden, özünde çok saf bi tip. sürekli hayatın kıymetini bilmediğimizden, antalyaya tatile gidilmesi gerektiğinden bahsediyordu. fight clubın başlarında "acı mı görmek istiyorsun, salı akşamları methodist kilisesine git" diyen doktoru hatırlayın. fight club izlediğim günün sabahı yine "hayatın kıymeti"nden bahsederken, pcden başımı kaldırıp sertçe "hayatın kıymetini mi bilmek istiyorsun, pazar günleri mezarlığa git" dedim. patronun da mal olmasından dolayı söylediğim ciddiye alındı ve eleman pazarları mezarlıkları gezmeye başladı. cevşen, kumaş pantolonla birlikte de namaza başladı. değişimin sebebi olarak gösterilmemle mahallenin ruhani lideri oluverdim. esnafın sürekli dini muhabbetlere yeltenmesi ve benim ağır başlı davranmak zorunda kalmam...