ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
düşmanımın düşmanı dostumdur'un ingilizcesi
-
"my enemy's enemy stopmyfriend."
ilk defa muz yiyen kuzey koreli kız
-
altında "acting audition (oyuncu seçmeleri)" yazan video. hem bir insan ilk kez muz yedi diye neden ağlasın? ben de geçen sene ilk kez mango yedim, herhangi bir duygulanma olmadı.
yaran diyaloglar
-
sene 2010. kardeşimin ergenlik döneminin nirvana yılları.
yaşı 15.
taşınıyoruz. sıra kardeşimin odasında.
annemle kardeşim halıları kıyafetleri falan toplarken, babamla ben de yatak ve dolap gibi ağır şeyleri alıyoruz.
yatağı kaldırdığımız zaman bir de ne görelim!!
yatağın altı peçete dolu. *
annemi dışarı çıkartıp, kardeşimi çağırıyoruz. babam peçeteleri gösteriyor ve yıllar sonra hâla gülmemizi sağlayan o soruyu soruyor.
" bu ne lan aile mezarlığı gibi? "
ayasofya önündeki alkollü ramazan eğlencesi
-
kimseye zararı olmadan kendi halinde eğlenen insanlar görüyorum ben. bir olay, taşkınlık vs yoksa size giren çıkan nedir tam olarak?
deniz gezmiş
-
sanırım 1969 yılı idi.deniz gezmiş’in anneannesi faika hanım , ankarada oğlu cavit bey’in evinde kalıyordu...kanserdi . hasta ziyaretine gitmiştim.deniz’i özlediğini,ölmeden görmek istediğini söyledi..o sıralar deniz, sbf’de saklanıyordu.bu fakültede okuyan kuzeni osman ile araları yoktu.bu yüzden nenesinin bu arzusunu iletmediğini anladım.sbf’ye gittim. deniz’e haber salındı. öğrenci derneğinde bekliyordum kendisini.kısa sürede geldi. anneannesinin durumunu aktarıp,”son defa görmek ” dileğini ilettim. biraz durdu. gözleri doldu. ”abi,çok özledim ninemi.ben de görmek istiyorum.ama buradan çıktığım anda polis beni yakalar” dedi.o dönemde polis fakülte ve yurtlara dekanın talebi olmadan giremiyordu.ama fakülteyi de dışardan nerdeyse kuşatmıştı.bir çare bulunur dedim.bir süre daha konuştuk. ayrıldım. arkamdan “nenemin ellerinden öperim.kendisini göreceğim” diye bağırdı.
deniz ninesini gördü mü bilemiyorum.ama benim kendisini son görüşüm imiş…
sevgilinin eski sevgilisinin evinde kalması
-
(bkz: gavat premium)
erdoğan'ın prompterinin bozulması
-
video dondu sandım meğersem dış güçlerin oyunuymuş
max planck
-
1934 yılında stuttgart'da kaiser wilhlem metal enstitüsü'nün açılışında kürsüye çıktığında başkanı olduğu kaiser wilhelm gesellshaft'ı korumak için elini önce yavaşça yukarı kaldırıp indiren,bunu bir kez daha tekrarladıktan sonra elini tamamen kaldırıp 'heil hitler' diyen fizikçi.3.reich* boyunca almanyadaki genç fizikçileri pozisyonunu ve nüfuzunu kullanarak korumaya çalışmıştır.
yıldız tilbe'nin iş takvimi
-
hayatın pahalı değil bizim fakir olduğumuzu gösteren listedir.
kişinin yaşlandığını anladığı an
-
cumartesi gecesini mutlu mesut evde geçirmeye başladığı an. kesin ve net söylüyorum. yanına bir de çiğ köfte söyleyince şenleniyorsan orta yaşı atlayıp direkt anneanne/dede olmuşsun demektir.
yaran fıkralar
-
üç kişi giyotinle idama mahkûm olur.
bunlardan biri papaz, biri hâkim, biri de fizikçi...
*idam sehpasına ilk papaz çıkarılır. başını giyotinin altına yerleştirir ve sorarlar:
– son sözün nedir?
der ki:
– ben tanrıya inanıyorum, o beni kurtaracaktır.
giyotini indirdiklerinde boynuna birkaç santim kala giyotin durur. halk şaşırır ve hep bir ağızdan bağırır:
– onu serbest bırakın; tanrı onu korumuştur.
böylece papaz idam edilmekten kurtulur. sıra hâkime gelir, ona da sorarlar:
– demek istediğin en son söz nedir?
der ki:
– ben papaz gibi tanrıya inanmıyorum. ama adalete güveniyorum.
giyotini indirirler, giyotin hâkimin de boynuna birkaç santim kala durur.
bunun üzerine insanlar tekrar şaşırır ve bağırırlar:
– adalet sözünü söyledi, onu serbest bırakın.
böylece hâkim de boynunun kesilmesinden kurtulur.
sıra fizikçiye gelir. ona da;
– son sözünü söyle derler
der ki:
– ben ne tanrıya inanan bir papazım, ne de adalete güvenen bir hâkim... bildiğim tek şey şudur: giyotinin ipinde bir düğüm var ve o düğüm giyotinin tam inmesine engel oluyor.
görevliler giyotini kontrol edince gerçekten de bir düğüm olduğunu görürler. düğümü açıp tekrar bırakırlar, böylece fizikçinin başı bedeninden kopar.
toplumdaki "düğümler" ve sorunlara işaret edip gerçekleri söylemenin acı sonuçları olabilir!..
gerçeğe talip olanlar, bedel ödemeyi göze almalıdır.
debe editi: yaran fıkra olmaktan ziyade düşündüren bir fıkra... debe için teşekkürler.
edit: bu fıkra mükerrerdir...
şulemsi'nin kocası tarafından aldatılması
-
(bkz: şulemsi kim amk)
passolig
-
stadyumlara medeniyet getirdiğini iddia eden oluşum. geçen sezon tribünde katır sikip dinozor eti yiyorduk biz.
whatsapp'ın türkçesi
-
(bkz: ne'apptın)
debe editi yapmak istemezdim ama dil devrimini baltalamak için ortaya atılan -gaç'lı -geç'li uyduruk esprilere prim verip de türkçe ile dalga geçenlere ortak olmayın.