hesabın var mı? giriş yap

  • yav ben gerçekten işin donunda değilim de;
    30 milyon tl'lik dairenin mutfağına banyosuna bak. ben sırf işin buyundayım. 30-40bin tl harcayıp düzgün banyo ve mutfak yapmak varken şu rezilliğe bak.

    ben bu ülke insanına katlanamıyorum. gerçekten katlanamıyorum. bu kadar estetik kaygıları olmayan bir millete katlanamıyorum. 4 duvarı görse yeter, oturduğu yeri güzelleştirmeye çalışan yok.

    adam 30 milyon tl lik daireye gecekondu mutfağı iliştirmiş.

    edit: yav şu "onların geliri düşüktür. miras kalmıştır" mesajlarını anlamıyorum. ok, geliri düşükse yalıyı kiraya verir. en aşağı 10k-15k kira gelir. onunla da kendi bütçesine göre bir eve çıkar. biz de bu görüntü kirliliğini çekmeyiz.

  • halil diye bir arkadas var, kulaklari cinlasin, doksanli yillarin sonunda universite ogrencisi. kiz arkadasi da punk bir kiz arkadas, ki hayattaki alternatif durusunun duru duragi yok, oylesi ki alternatifi kavram olarak yikip yikip tekrar yogurup hamurundan fak yu heykeli yapar. neyse, erkek istemek kismina gelirsek, kiz bir aksam artik ne derecede bir icmekse, aliyor efendi gibi iki yuz elli gram baklavasini kolunun altina, halil'in ailesiyle kaldigi katin kapisi calip "hayirli bir is icin geldim" diyor. buyur ediyorlar, iceride halil'i istiyor "oglunuza talibim" diye. yuzunu yikayip kahve icirip yatirmislar o gece. hala hatirlayinca guleriz, de halil benim oglum olsa, canim gelinim diye bagrima basardim yeminler ediyorum.

  • üşümeyen kızdır. senin benim gibi duraklarda otobüs metrobüs beklemez. herhangi bir yere yürümez. dışarıda olması da gerekmez çoğu zaman. soğukla temas ettiği ender zamanlar arabasına ya da onu bekleyen arabaya, taksiye yürüdüğu zamanlardır. sen de dışarıda elinde istanbul kart bilmem kaç dakikadır gelmemiş otobüsü bir tarafların donarak beklerken bunlar nasıl üşümüyor diye düşünürsün.

  • binlerce sipariş var gün içinde,

    ondan sonra yetişmedi diye de ağlayan sizlersiniz anlamıyorum ki, ne oldu yani uykundan uyandıysan! azıcık karşı tarafında açısından bakın olaylara. rezalet olmayan rezalet başlık.

    ona göre personel çalıştırsın diyenler zaten hayatları boyunca hiç bir organizasyon yönetmemiş kişiler, işin operasyon kısmı öyle olmuyor. ama işte kime ne anlatacaksın!

  • "avrupa'da yaşasam beni dinlemek için evime misafir olarak gelip dinlemek isterler" kısmından sonrasını okumadım. okumuş cahil gerçekten bir başka oluyor.
    piyanoya da klasik müziğe de bayılırım ama herkesten aynı yaklaşımı bekleme hakkınız yok. apartmanda yaşıyorsanız apartman hayatı kurallarına uyacaksınız ya da buyrun müstakil eve geçin.

  • persle arabın alakası yok, türkiye'de ev alan iranlı ortalama anadolu insanından daha moderndir dert etmeyin

  • kendisini ve oğlunu bulup getirmesi gereken bakanlar kapı kapı dolaşıp murat kurum için oy istiyor. türkiye'de adalet bir tek yazar ismi olarak var.

  • "takım adalar" anlamında bir tabir.

    adalar denizi ile ilgisinin olması yunanistan'ın adaların kıta sahanlığı savunmasından dolayıdır. yunanistan her ne kadar bir takım ada ülkesi olup da denizin ortasında bir ülke olmasa da öyleymişler gibi savunurlar.

    malta ülkesi bir archipelago ülkesidir, yeni zellanda bir archipelago ülkesidir, japonya bir archipelago ülkesidir fakat yunanistan bir archipelago ülkesi değildir. o yüzden de girit gibi adalarının kıta sahanlığı ve dolayısıyla meb üzerinde baskın hakları yoktur. ha mesela kıbrıs'ın vardır. çünkü adamların anakara diyebileceği bir yerleri yoktur.

    detaylar için bkz: birleşmiş milletler deniz hukuku sözleşmesi

  • hafta sonu bir avm, park, restoran ya da dışarıda herhangi bir yerde onlarcası görülebilecek, en az 1 adet yaramaz çocuk bulunduran çiftlerdir. hayatlarından bezmiş, allah belalarını vermiş gibi bir görünümleri vardır. suratları asıktır ve birbirleriyle sanki küsmüşcesine hiç konuşmazlar. genellikle telefonlarına odaklanmışlardır. sadece, sağa sola koşturan çocuklarına "dur, yapma, gitme, gel buraya çabuk!" şeklinde bağırdıklarında konuştuklarını duyarsınız. çocuklarıyla düzgün şekilde konuştuklarını ise pek duyamazsınız. çocuklarına hitap biçimleri genellikle "bağırma" şeklindedir. "madem böyle bakacaktın, neden yaptın o çocuğu" diye düşündürtürler çevredekilere. görenleri evlilikten soğutma gibi bir özellikleri de mevcuttur.