ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
insanın kendini en değerli hissettiği an
-
uyuduğunu zanneden annen gelir, açılmış üstünü örter, bir de seni öper ya, gerisi boştur.
sevgiliymiş, bilmem neymiş...anadır kişiye kendini en değerli hissettiren.
haa bi de karşımdaki insan, benimle konuşurken çalan cep telefonunu meşgule düşürdü mü, çogoşuma gidiyo lan.
o da güzel bi an. ^_^
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: kız arkadaşım bana seni milli
1. yapmaya hazırım dedi ne demek istedi anlamadım ben zaten paf takımda oynuyorum acaba tanıdıklarımı var beni a takımamı çıkarıcak abdullah avcıyı felanmı tanıyo anlamadımki ne demek istedi ?
2. kadroda sana da şans verecekmiş.
kadında iki göğüsün arasından geçen emniyet kemeri
-
bayramda iki göğsün arasından geçen emniyet kemeri hayat kurtarır.
araya sosyal mesajımı sıkıştırır, uzaklara bakarım.
ukrayna halkının türk halkından daha cesur oluşu
-
kısmen katıldığım gerçek.
birincisi ukrayna'da olaylara bakış çok farklı. bizde hakkını arayan herkes "anarşik" olarak isimlendirilir ve haklı olsa bile hakir görülür. işsiz kalıp başbakana-bakana haykıran adam bile partizanca saldırıya uğrar, sıradan vatandaş tarafından linç edilir. linç edenler de muhtemelen açlıktan ağzı kokanlardır.
ikincisi orada büyük oranda göstericiler şiddet kullandı. oradaki kullanımı sonuna kadar meşru görüyorum, haklı buluyorum. eğer bizim gibi "şiddet yok abi" modunda olsalardı sinek gibi ezileceklerdi. öte yandan biz şiddet kullansa idik muhtemelen paramiliter güçler oluşturulup ateşli silahlarla vurulacaktık.
sorun, korkaklık değil ama halkın hala tebaa psikolojisi ile devlete ve dolayısıyla güce tapmasıdır.
son hususta bir şeyler yazdım, dolu bakınızdır. (bkz: türk halkının tebaa psikolojisinden çıkamaması)
yaran inci sözlük entry'leri
-
baslik: çolumun çocumun rızkını kumarda 5e katladım
sonra mahalledeki imama gittim cevaz almaya hocam dedim böyle böyle cocuklara yedirsem günah olur mu? olur dedi sen o paranın yarısıyla camiye halı ısmarla, ulan camiyi kara para aklanan isviçre bankalarına çevirmiş adamlar. dedim hocam 1 el black jack oynarız kazanırsan olur kaybedersen halılarıda alırım dedim başladık oynamaya parayı kaybettim 20bin lirada içeri girdim beyler imam fena dişli çıktı amk şimdi 3 cumaya kadar o para gelmezse faiz işletirim diyor. yardım edin
özet: imam böyle black jack oynamayı nerden öğrendi?
berlin vs istanbul
-
https://www.youtube.com/watch?v=w0rz2cpcybq
berlin bir sehirdir. istanbul ise kontrolsuz buyumus bir koy.
caz
-
müziğin ulaşabileceği en uç noktadır jazz... hakkıyla dinlemesi çalması kadar zor olan müziktir... dibi olmayan bir kuyuya, veya sonu olmayan bir uçuruma kendini bırakıvermektir jazz... düşmenin hazzını, çarpma endişesi olmadan yaşatan müziktir... yüreğin ifade etmekte zorlandığı duyguları, parmakların ifade etmekte zorlandığı notalarla anlatmaktır jazz... matematiği edebiyatla dans ettiren müziktir... çalan kişinin duyguları ile parmakları arasından çekilip havada uçuşan notaları izlemesidir jazz... dinleyen kişiyi kulakları ile duyguları arasından çekip alan müziktir...
jazz, müziğin simyasıdır...
whiplash (film)
-
rocky'nin davullu olanı.
zen
-
''anlatılmaz yaşanır, büyük bir aydınlanma yoludur''dan ziyade günlük yaşamımızdaki mahiyeti yaşadığımız ana konsantre olabilmek, o anı hissederek onun farkında olabilmektir. anladığım kadarıyla bir tür bilgelik arayışı ya da yolu değildir; daha doğrusu sizi ona direkt olarak ulaştırma amacı gütmez zen, sadece içinde bulunduğumuz anı yalın, sade ve yoğun olarak algılayarak, hayatın o keşmekeşinde kendimize ve yaşamımıza biraz uzaktan bakabilmemizi sağlar.
--- spoiler ---
otururken otur.
yürürken yürü,
çalışırken çalış.
zen. andan ana atlamamak, anda yaşamak, aynı zamanda anı yargılamamak demektir. iyi mi, kötü mü, hoşuma gidiyor mu, gitmiyor mu? sadece anı algılamak, onu yaşamaktır söz konusu olan. olan, olduğu gibidir.
''bizi gerçeğe ulaştıran onbin kapı vardır, ama sonuç olarak aslında hiçbir kapı olmadığını görmek için bir kapıdan geçmemiz gerekir.'' *
--- spoiler ---
türk akademisyenlerin sadece ingilizce bilmesi
-
oldukça iyimser bir yaklaşım.
60 yaşında utanmadan hala sözlükte takılan yazar
-
63 yaşındayım, sabah güneşi selamladıktan sonra kahvaltımı yapar kahve içerim. akşamları genelde 4-5 gibi yemek yerim. emekli ikramiyasiyle kendime çok güzel bir kompüter dizdirttim. internetini, spotify'sını, netflix'ini, ne lazımsa bağlattım. arada iki dizi atıyorum, biraz sözlüğe takılıyorum. face'e girmedim, sarmadı. gençliğimde biraz çapkındım herkes orada şimdi, yüzlerini göresim yok. 20-25 senedir takip ettiğim rss feed'ler var onları okuyorum ara ara. akıllı telefon almadım, gözüm seçmiyor, hem parmaklarım da kalın dar geliyor. gözlük modeli çıkarsa alrım. arada hayrına nude atan arkadaşlar var burada, gelişmeler yaşanıyor falan. yani tüm bunlara rağmen sözlüğe girdiğim için neden utanmam gerektiğini anlayamadım. gençler bi garip.
teyze ile hala arasındaki fark
-
hala, babanın kardeşidir. teyze, teyzedir. hala mecburiyet, teyze samimiyettir.
özgüveni arttırmak için öneriler
-
gece gece parmak ucunda akıl yürütmeler:
arkadaşınız size verdiği sözleri yerine getirmezse ona olan güveniniz azalır. kendinize verdiğiniz sözleri yerine getirmezseniz kendinize olan güveniniz azalır. o zaman kendinize verdiğiniz sözleri yerine getirirseniz kendinize olan güveniniz artar. ya kendinize verdiğiniz sözleri tutun. ya da kendinize tutabileceğiniz sözler verin. ya da kendinize söz vermeyi bırakın.