hesabın var mı? giriş yap

  • 8 yasinda ki kizima sordugum sorudur.
    kendisi kalem dedi, bende bak cilek te olabiliyormus deyip haberde yapilan agac-yer aciklamasini yaptim, kalem plastik olabilir dedi, yarin amerikaya nasaya gidiyoruz, bill gates' ten randevu aldim.

  • giydiği bütün kaleci kazaklarının tasarımını kendi yaptığı söyleniyordu o tarihlerde. şimdi ise tüm takım kalecilerinde sıradan, bayağı, tekdüze formalar var. kalecilik deliliktir, kalecilik değişikliktir ve kendini belli etmektir. bence bunu belli etmenin temelinde de yetenekten sonra forma gelir. yeşil, mavi, kırmızı, mor dümdüz formalar yerine en azından kendini belli eden kazaklar kaleciliğin şanıdır. bu arada entry sahibi arkadaşa bir teşekkür etmem gerekli, kaç zamandır kaleci kazakları ve campos ile ilgili entry arayışındaydım.

  • döner dünya, yalan dünya, gurdununan guşu daşdaş eden dibirik dünya demiş aşık. hangi aşık deseniz inanın bilemem şu anda uydurdum çünkü. yani diyorum ki dostlarım, canımız cincoşumuz sezen hanım allah etmesin malını mülkünü yitirir de bir kuru ekmeğe muhtaç kalırsa bence böyle enteresan bir hadiseye imza atabilir:

    - evet sezen hanım çamaşır makinanızı tamir ettik... buyrun hayrını görün...

    - ne kadar borcumuz ustacığım?

    - 300 yeter sezen hanım...

    - peki şu şarkıyı versem de ödeşsek? benim bütün derdim makineeeemm... elbet bir gün kavuşur böyle seveenn... ön yıkamalı tül perde seçeneği en büyük endişeeeem.... o en çok sevdiğim ve beeeen...

    - ....

    - şu nasıl peki? aman da ustağğğ, çakkıdı çukkudu gözün oynaştağğğ, azıcık alttan azııcık üstten hoppidi hoppidi...

    - ...

    - şinananay da yavrum hoppa şinananay da şinananay hopa şinananay... estiriiiiir de ada yeli estiriiirrrrrr...

    - paramı ver.

  • dizideki en gerçekçi karakterler alper ve karısı. bunlar kime benziyo lan derken roket takımına benzediklerini fark ettim... bildiğin jesse ve james. ahahahha. bir de ben neden paçoz dizileri bu kadar seviyorum?

  • az önce balkona çıktım. aşağıda iki tombik teyze vardı. başörtülü, kendi halinde, ellerinde eczane çantası olan ve sürekli bir yerlere yetişen teyzelerden. ne konuşuyorlardı anlamadım, biri diğerine şunu dedi:

    "benim içim dışım bir, içim de şişko, hep yemek düşünüyorum kötülük değil"

    kahkaha attım. inip teyzeyi yiyesim geldi. kırt kırt kırt!

  • öncelikle bu bir troll basligidir, lutfen altini doldurup gundeme sokmayin.

    ikinci ve daha önemlisi pkk ve ypg daha önce hiç olmadıkları kadar dünyada meşruiyet kazandılar erdogan sayesinde. erdogan cikip kobani düştü düşecek diye açıklama yaptığında bu teröristler isidli teröristlerle savaşıyordu. suriyeyi karistiranlarin başında gelen erdogan, pkk ve ypg'ye özgürlük savaşçısı sıfatı kazandiranlardan biridir. partizan kurtler ile erdogan bu sebeple bir madalyonun iki ayrı yüzüne dönüştü. altından kalkamayacaktin madem neden suriyeye müdahale ettin m ve oradaki ayrılıkçı kurtlerin ek.egine yağ sürdün?

    şu an ypg icin erdoganin varlığı en az esadin varlığı kadar önemli ve değerlidir. siz bu masalları zaten fikri degismeyecek olan anadolu comarlarina anlatin.

  • uzun zamandır içinde bulunduğum insanlardır.
    haftasonları starbucks'a giderim. bir kahve alırım. boş masalardan birine oturup dizüstü bilgisayarımı çıkarır otururum. bilgisayar yoksa da elimde telefon olur.
    twitter'da timeline'ı 10'larca kez yenilemekten başka birşey yapılmıyor o telefonla. bazen de sözlüğe bakıyorum okunacak birşeyler var mı diye.
    kulaklığım genellikle takılı oluyor. parça listemde ne varsa onlar çalıyor bir taraftan.
    kahvem bitince de kalkıp gidiyorum.
    evden çıkıp cafede tek başına oturmak biraz mantıksız gelebilir ama "tedbil-i mekanda ferahlık vardır" demişler. ben de öyle yapıyorum. bir parça daha iyi oluyor sanki.

  • çaykosvkiy'nin konusunu bir alman halk masalından alarak yazdığı, ilk kez 4 mayıs 1877'de moskova bolşoy tiyatrosunda sahnelenen eseri.

    odette genç ve güzel bir kızdır, muhtemelen prensestir, her prensesin başına geldiği gibi onun da kötü ve büyücü olmak özelliklerini bir arada bulunduran bir düşmanı vardır bu gargamel yaradılışlı adamın adı ise rothbart'tır. rothbart odette'e (nedense) bir büyü yaparak onu kuğuya çevirir, odette sadece geceleri kısa bir süre için insan olabilmekte onun dışında güzel görünüşlü, çirkin ayaklı kuğu hayvanına dönüşmektedir. bu esnada her masalda yer alması gereken esas oğlan belirir, prens sigfried yaylılarla girer, odette'e aşık olmuştur, onu kurtarmaya söz verir, zaten bir prens olarak işi damsel in distress kurtarmaktan ibarettir. kötü ve koyu renk saçlı odile'i bu sırada tanırız, kendisi siyahtan başka renk giymeyen başkötü rothbart'ın kızıdır, sigfried hikayenin tek prensi olduğundan (bkz: top man on scene) onun da kendisinde gözü vardır, babasından öğrendiği binbir numara ile odette'in yerine geçmeye çalışır, gerek siyah ve daha güzel bir kuğu, gerekse siyah kıyafetli daha güzel bir kız olarak rolünü yerine getirir, salak sigfried her erkeğin yapacak olduğu gibi "ne yapıcam kuğuyu burda hazır yapılmışı var" diyerek odile'e meyleder, arka planda rothbart sevinçten coşmaktadır. odette olanları görüp yıkılır, acıklı sahneler yaşanır. siegfried akıllanacak mıdır?

    hikayenin versiyonlarına göre bazen mutlu sonla (esas kız ve esas oğlan kavuşur, kötüler yenilir, yanak yanağa mutlu gülümserler), bazen acıklı sonla (odette ve sigfried boğulur), bazen fantastik sonla (herkes kuğu olur) biter.