hesabın var mı? giriş yap

  • yokluktan varlığa geçişin dönemiydi çünkü.

    şöyle düşünelim; ne kadar araba değiştirilirse değiştirilsin, ilkinin tadı bir başkadır. sonradan daha iyisi alınsa bile, ilkinin yerini zor tutar.

    90'lar da bunun gibiydi.

  • izledikten sonra çevremi ve olayları gözlemleyerek inanılmaz çıkarımlarda bulunmaya başladığım dizi:

    "banyonun ışığı yanıyor, içeride biri var. kardeşim yanımda olduğuna göre demek ki annem."

    gibi.

  • bunun tam tersi müslümanlara yönelik olsa, mesela bir ateist muhabir elinde mikrofon fatih'te cuma çıkışı cami avlusunda takkeli, cübbeli ne kadar müslüman varsa aralarından geçerek işte böyle" allah diye bir yaratıcıya inanıyorlar, inandıkları her şey yalan, ortaçağda yaşıyorlar" gibi ifadelerde bulunsa oradan canlı kurtulması büyük mucize olur, kurtulsa bile çoktan ışid'in hedefine girer. bu arkadaş ise iş çıkışı evine gidip ayaklarını rahatça uzatıp günün geri kalanını keyifle geçirebilir, rahatsız edeni çıkmaz, en fazla gülüp geçerler, ufak 1-2 eleştiri en fazla o kadar. yani ifade özgürlüğü tamam ama, kutsala saygı muhabbeti işin içine girdiği zaman dindar olmayan kesim için ifade özgürlüğü sakat iş. dünyanın neresinde olursan ol öyle.

    tanım: ay ışığında şeytanla raks eden gençlerdir.

  • üst edit: başlığı açan ben değilim. ilk entry sahibi sonradan kaçtığı için başlık üzerime kaldı.

    yarı yarıya doğru bulduğum önerme. şahsî kanaatim, en az para kadar toplum içinde getireceği prestijdir. ülkede "mesleğin ne?" sorusuna cevaben "doktor" dediğin zaman inanılmaz saygı görürsün. istersen multiverse teorisine katkılarda bulunmuş bir fizikçi ol, doktorun gördüğü kadar hürmet göremezsin.

  • 17 agustos'tan iki gün sonra dışişleri bakanlığının çağrısı ile atatürk havalimanına gitmiştim. sıra numarasına göre yurtdışından gelen yardım ekiplerinin yanına ingilizce bilen bir türk verip gönderiyorlardı. doctors without borders isimli kuruluştan bir doktor ekibi, tüm ameliyat malzemeleri ile gelmişlerdi. yunanlı 2 cerrah. bir iett otobüsü içinde tüm malzemeleri ile birlikte yalova'ya gitmemiz söylendi. akşam saatlerinde yalova'ya vardık. enkaz enkaz dolaştık, yardıma ihtiyacı olan bir yer aradık. sonunda bağımsız bir afet merkezi bulduk ve oraya gittik. bize bir yer gösterin yardım edelim dedik. "burada yeterince türk doktor var, yabancıya gerek yok" cevabını aldık her gittiğimiz yerden. 24 saat boyunca tüm yalova'da iett otobüsümüzle dolaştık amabir çok enkaz olmasına rağmen yardımımızı isteyen tek bir kişi dahi bulamadık. hepsi türk hekimlerine emanet edin bizi dedi. yunan doktorlar da bir süre sonra heveslerini yitirdiler ve iett şoforumuz ile kendilerini atatürk hava limanına geri bıraktık. organizasyonsuzluk, güvensizlik ve milliyetçilikten hoşlanmadığımı hatırlatan gün.

  • kuzen şamil'in her fırsatta üzerinde çeşitli deneyler yaptığı oyuncak bir köpeği vardır. (önce sıcak suyun içinde bekletip sonra buzlukta dondurmak gibi)

    zavallı köpeği bu kez sıkı sıkıya sargılara sarılmış bir şekilde bulan annesi şamil'e sorar;

    - oğlum ne bu köpeğin hali, yine naptın zavallıya?
    - anne bu eskiden ömerdi, şimdi de ezel yaptım ben onu.
    - !?!

  • türkiyeli kızların tam tersidirler.

    türkiyeli kızların dışı avrupa, kafa yapısı ise ortadoğu.

    iranlı kızların dışı ortadoğu, kafa yapısı ise avrupa.

  • bu olayı desteklemeyen sistemlerde bilgisayarın haşin yollardan kapanmasına ve zarar görmesine yol açar..
    şöyle bir örnek vereyim rahat olsun..
    sizin uyumanız gerekiyor şimdi..
    bende elimde bir sopayla geliyorum..
    çötenk diye indiriyorum kafanıza sopayı..
    tataam.. baygın haldesiniz.. uyuyorsunuz..
    kafaya aldığınız darbenin zararını uyanınca algılayacaksınız..

    işte bu olayı desteklemeyen bilgisayarı öyle langadanak kaparsanız böyle zarar görür alet..
    (bkz: evet)

  • standart prosedür biliniyor zaten. püf noktalarına geçelim.

    - kullanılan malzemelerin ısısı aynı olmalı. örneğin yumurta kesinlikle buzdolabından cıkar cıkmaz kullanılmaz. tereyağ da ne çok cıvık ne de cok sert olmalı.
    - yumurta sarısı ve beyazı ayrı çırpılır.
    - yumurta sarısı ile her zaman şeker çırpılır, yumurta akı kar haline gelince diğer karışım harmanlanarak yedirilir. yumurta akı kesinlikle sönmemelidir. spatula kullanın.
    - sade su kullanmayın. soda ya da gazoz kullanın.
    - ekleyeceğiniz un u direk dökmeyin, süzgeç yardımıyla eleyerek ekleyin. hava almasını sağlayın. kabartma tozu kullanacaksanız un ile eleyerek ekleyin.
    - kakaolu yapacaksanız biraz süt ilave edin, kakaonun hamuru daha iyi emmesini sağlar.
    - kek kalıbınızı yağlıyorsanız hamurunu dökmeden içerisine un yada kakao serpiştirin.
    - kek kalıbınıza ideal ölçüde hamurunuzu dökün. çapı 25 cm iyidir.
    - ideal pişirme sıcaklığı diye birşey yok. kısacaksınız o fırının derecesini. 180 derecede pişmesi gerekiyorsa ilk 10 dk 180, sonra 160 dereceye düşürmek gerekir. sabit derecede kek güzel olmaz efendim.
    - fırınınızın kapasitesinin yarsından fazlasını kek yapımında kullanmayın. fırınınız 4 kalıp kek alıyorsa iki kalıp kek atın içine.
    - fırınınız konveksiyon (fanlı) ise kabarma işlemi biraz daha fazla olabilir fakat pişme esnasında içindeki nemi aldığı için çabuk bayatlar.
    -alimünyum folyoyu pişirme esnasında üzeri yanıyorsa koyuyoruz. elinize her aldıgınız kalıbı şuna sarmayın.
    - meyveli yapacaksanız nişastaya bulayın. böylelikle dibine oturmaz ve lütfen en son ekleyin şu malzemeleri.
    - kabartma tozu eklediğinizde mikser vurmayın. birde kabartma tozunu direkt ekleyecekseniz içine limon sıkın.
    kek fırının alt gözünde pişirmeye başlanmalıdır.
    - daha sonra pişmesine göre üste alınabilir.
    - farklı kek çeşitlerinin pişme süresi değişir.
    - kek kalıbı çok yüksek olmamalıdır.
    - fırından çıkarınca kalıbı ters çevirip üzerine ıslak bez konularak bekletilirse kalıptan kolay çıkabilir.
    - sıcak kek kalıptan zor çıktığı gibi soğuk kek'te kalıptan zor çıkar.
    - kek malzemesini karıştırdınız, fırına atacaksınız. bu esnada bir çay kaşığı sıcak su eklerseniz kabarma işini biraz daha sağlama almış olursunuz.
    - kekimiz pişince fırın kapağını açıp bekliyoruz. hemen almayın içinden şunu.

    aklımdakiler şimdilik bunlar efendim.

    edit: imla.