hesabın var mı? giriş yap

  • cehaletin alamet-i farikası, cahilin yüzündeki arsız tebessüm. bunu farkettiğimden beri, şaşmaz bir kesinlikle tanıdım cahili büyük kalabalıkların arasında bile.

    uzak durmaya çalışsam da, bazen aynı masayı paylaşmak zorunda kaldığım da oldu; çok iyi bildiğini sandığı konuda getirilen eleştiriye, o arsız tebessümle papağan gibi ezberlediği cevapları vererek zafer kazanmış havasına girdiğini gördüm.

    bu bir savunma refleksi. düşman olduğu, daha iyi semtlerde yaşayan, daha eğitimli ve daha fazla para kazanan kişiler. teşhisi doğru yapıyoruz, ama nedenlerini ıskalıyoruz. bu insan profilinden nefret ediyor olması, en temelinde, onlar gibi olmayı düşleyip de olamaması. hiçbir zaman özendiği bu insanlar gibi olamayacağını bilmesi.

    sahip olamadığı arabayı çizen barbarın davranışı ile kendisini beğenmeyen kadının yüzüne kezzap atmak veya öldürmek benzer. hiç kuramayacağı cümleleri kurana duyduğu öfke de, aynı ateşten besleniyor. o yüzden, cahilin en büyük düşmanı cehaleti ve yoksulluğu değil, ulaşamadıkları.

  • asansör tam yere çarptığında zıplamak gibi saçma birşey söyleyeceğim, hiç bilimsel olmayacak.

  • kendisine "basketbolun jose mourinho'su" deniyor lakin jose mourinho futbolun jelko obradoviç'i olamadı hala... bir daha bu benzetmeyi yapmayın ağalar...

  • binaları ayakta tutan tuğlalar değil, temel ve kirişlerdir. ne kadar hafif olurlarsa o kadar sağlam olurlar. yalıtım ise duvarın dışına yapılır.
    hobisi kepçe ve inşaat izlemek olan ülkenin vatandaşı böyle sorular sormamalıdır.
    çocukluğu inşaatın 2. katından kum tepesine atlamak, aylarca bekleyen rutubetli su varillerinden kurbağa yakalamak olan bir varoş çocuğu olarak biraz kassam ev yaparım.
    he bugüne kadar ne inşa ettin dersen sadece köpek ve güvercin kulübesi..
    bir de yetişkinliğimde yaptığım bir kuş kafesi var ki ustalık eserim olarak londra'da sergileniyor. bu londra işi ciddi bu arada.

  • yanlis yone yurudugumu farkettigimde cep telefonunu cikarip, sanki yeni mesaj gelmis gibi okuyup sonra yeni bulusma noktasina gider gibi davranirim...

  • koyu bir fenerbahçe taraftarıyım.
    galatasaray’dan da beşiktaş’tan da zerre hazzetmiyorum.
    aga be... bu tineri ne olur çekmeyin.
    biz ki konu avrupa olunca, galatasaray karşısında önümüzü ilikliyor arkamızı dönmeden geri geri odadan çıkıyoruz.
    siz kimsiniz olm ??

  • utah jazz tarafından 1984 yılında 16. sıradan draft edilmiş,
    nba tarihinin en çok asist yapan oyuncusu (14503) olmuş,
    nba tarihinin en çok top çalan oyuncusu (2976) olmuş,
    2 kez en iyi 5'e 5 kez en iyi defansif 5'e seçilmiş,
    10 kez all-star olmuş,
    en çok maça çıkan 3. kişi (bkz: robert parish) (bkz: kareem abdul-jabbar) olmuş,
    tek takımla en çok maça çıkmış,
    en çok asist kralı olmuş (9 kez),
    tek bir sezonda en çok asist yapmış (1164),
    bir sezon boyunca en yüksek asist ortalaması yapmış (14.5)
    bir sezonda 1000'den fazla asist yapmış 3 oyuncudan biri olan (bkz: kevin porter) (bkz: isiah thomas),
    2 sayılık atışlarda, guardlar arasında en iyi ortalamaya sahip 4. oyuncu (%51.7) (bkz: lewis lloyd), (bkz: maurice cheeks), (bkz: magic johnson) olan,
    oynadığı 17 sezonun tümünde playoff oynamış,
    playoff'larda bir maçta en çok asisti yapmş (24)
    ve nba'in gelmiş geçmiş en değerli 50 oyuncusundan biri seçilmiş, kendi halinde adam.

  • bu kızlar sonra öldürülüp bir köşeye atılınca da duyar kasılıyor. piçin ne olduğu zaten aylardır orada burada belli, ona rağmen buna yaklaşan kadınlara diyecek bir şey yok.

    seçimlerini doğru yapmayan kadınlar çok umrumda değil.

  • ilk kitaptan son kitaba, bir annenin sevgisiyle başlayıp, yine bir annenin sevgisiyle sona eren hikayenin kahramanı.

    her şey nasıl başlıyor? lily potter ile, onun sevgisiyle. o olmasa, voldemort ile harry'nin arasında durmasa sağ kalan çocuk da olmayacaktı, bizim ayıla bayıla okuduğumuz olaylar da.

    son kitaba gidelim. voldemort, harry'nin öldüğünü sandığında gerçeği öğrense, oracıkta harry'nin işini bitirirdi. ama narcissa, o çok değerli lorduna yalan söylüyor. çünkü oğlunun yanına, hogwarts'a girmesinin tek yolu bu. o anda galibiyet önemli değil, önemli olan tek şey oğluna kavuşabilmek.

    bu anneler çok farklı. lily potter ve narcissa malfoy. ak ile kara, gryffindor ile slytherin, harry ile draco kadar farklılar. farklı taraflarda savaşıyorlar. ama ikisinin de oğullarına duydukları sevgi, harry'nin hayatta kalmasını sağlıyor.

    yıllar sonra bile, böyle şeyleri hatırladıkça ya da fark ettikçe rowling'e olan saygım artıyor.