hesabın var mı? giriş yap

  • ötv zammı ve gelir vergisi dilimlerini de değiştirip onları da bizden aldılar mı, her şey tamamdır. kocaman bir resesyon ile bir- iki sene gideriz. sonra erken seçim muhabbetleri falan falan.

    belliydi bu günlerin geleceği de insana şey koyuyor; ben hep düzenli vergi veren, harami gibi her kurumu oyup yemeyen, düzgün çalışan, ortalama bir vatandaşım. ha bire neden benim sırtıma biniyorsunuz?

  • başlığı tam toparlayamasam da içerikte toparlıycam. burda kastettiğim genellikle devlet kurumları tarafından alınan haksız paralardır. bunlar kanunen legaldir ama vicdanen haksız alınan paralardır.

    - misal, motosikletlerden alınan köprü ve otoyol ücretleri. bunlar otomobillerle aynıdır ancak bir motosiklet bir otomobilin 4 te biri kadar yer kaplar. otoyola verdiği hasar da diğer motorlu araçlara göre çok daha azdır. buna rağmen devlet baba keser hesabı, ödetir paşa paşa otomobil geçiş parası kadar parayı.

    - yurt dışı çıkış harcı da buna örnektir. devletin, "sen yurt dışına çıkıyorsan sende para çoktur, az da bize ver hele" demesidir. hesapta legaldir ama haksızlıktır.

    - beynelmilel ehliyet mevzusu var örneğin. ingiltere'de 5.5 pound'a alınan belge, yurdumuzda turing kurumuna verilen yetki nedeniyle sadece o kurumdan verilebilmekte ve bunun için de 415 tl alınmaktadır.

    - pasaport bedeli de benzer şekildedir. avrupa birliği ülkelerinin, nerdeyse tüm dünyayı vizesiz gezmeye yarayan kıymetli pasaportları kuş kadar bedelle halka verilirken bizim her yere vize almamızı gerektiren pasaportumuz için 400-500 lira paralar alınmaktadır.

    bunları daha sayayım desem sayfalar dolar. hesapta hepsi legaldir bu masrafların ancak vicdanlara sığmayan, mantığı olmayan, ucubik paralardır bunlar. gün gelir de ödemeyiz inşallah bunları.

  • bir cemil çiçek sözüdür. kendisi kandilli rasathanesi müdürü mustafa erdik'in 5.9 büyüklüğünde diye açıkladığı deprem için "eksik bilgiler zaman zaman olabilir ama bize göre deprem 5.7 büyüklüğündedir” demiş.

    bize göre...yahu depremin sana göresi mi olur? adam rasathane müdürü, bütün bilgiler ondan alınıyor, sen kimden aldın ki bilgiyi doğrusu bu diyebiliyorsun? hem de bize göre diyerek. pardon ama siz kimsiniz?

    yarın başbakan simav'a gidip, "deprem 5.9 büyüklüğündedir dediler ama biz yılmadık, çalıştık depremi 5.7'ye indirdik. hayaldi gerçek oldu!!" derse valla şaşırmayacağım.

    sanki enflasyon açıklanıyor arkadaş, bize göre 5.7'ymiş, vay anasını.

  • adamlar tepki göstermek için gitmiş güzel güzel suç duyurusunda bulunmuş. eli sikinde gezen ergen de gelmiş "kimi kime şikayet ediyorsun" diyor. yapma yahu öyle mi gerçekten? şikayette bulunan abilere haber verelim hemen geri çeksinler. yargı da onlardaymış abi hiç mi kafanız yok diyelim.

    fazla tevazunun sonu vasattan nasihat dinlemektir.

  • günümüzde gazeteciler tarafından en çok kullanılan etki yönetimi yöntemlerinden biridir. sosyolojik ve sosyo-psikolojik olmak üzere iki perspektifi vardır. framing, yani çerçeveleme; bir olayın hangi çerçeve içerisinde anlatıldığına göre birbirinden tamamiyle zıt olabilecek kadar farklı etkiler yaratır. framing sadece habercilikte değil, ekonomi, politika gibi bir çok farklı alanda kullanılır.

    bu kuram anlatılırken habercilikte en çok verilen örnek de budur. resmin sol tarafını bi gazetede görüyorsanız askerin acımasız olduğunu, sağ tarafını görüyorsanız askerin merhametli olduğunu düşünürsünüz. gerçeği anlamak için ortadaki tam resmi görmeniz gerekir ki nerdeyse hiçbir gazete bunu bu şekilde basmaz.

    iyi bir framingin anlaşılması gerçekten zordur ve dolayısıyla insanları kolaylıkla manipüle edebilir. ortalamanın (çok)üstünde zekaya sahip ve framingde ustalaşmış biri bile iyi bir framingi farketmeyebilir. öyle ki framing ustası nobel ödüllü daniel kahneman bile kendisinin yeni ve iyi bir framingi anlayamayacağını söylemiştir. şuradan da röportajın o kısmını izleyebilirsiniz. daniel abimizin de dediği gibi framingden etkilenmeyen insan yoktur, kötü ve ısıtılıp ısıtılıp servis edilmiş frame vardır.

    edit: imla.

  • bugun avrasya maratonunda kosan oglu icin bir babanin dedikleri;
    -ulan git bakkaldan iki ekmek al gel desek gitmez, saat 6'da firladi cikti herif evden !
    kis kis guldum yanlarindan gecerken ^^

  • hakli davranis. bazi brosurculer de ondekine verip bana vermiyor. tipimi begenmediginden mi, brosurdeki seyi alamayacak kadar fakir gozuktugumden mi bilmiyorum?

    - onumdeki ile arkamdakine veriyosun da bana niye vermiyosun kodumun brosurcusu. ben saksi miyim! once bana vereceksin, en cok bana vereceksin! ben de almayip seni got edicem.