ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
istanbul new york ise izmir los angeles'tır
-
batman'i etkilemeyen olay.
iş hayatının ilk kuralı
-
üstündekilere saygılı, mesafeli ve her şeyi söylemesen de yalansız ol. bu sana saygınlık kazandırır.
senle aynı seviyedekilere sıcakkanlı, mesafeli ve ketum ol. bu seni aşağıya çekmek istediklerinde ellerini kozsuz bırakır.
atındakilere cömert, mesafeli ve kibirsiz ol. bu saygının yanında sevgi de kazandırır. sevilmek sana kazandırır, bir gün o gün sahip oldukların elinden kayıp gitse bile.
hiçbirini yapamam diyorsan sadece mesafeli ol ve işini yap. büyük çoğunluğun ekmeğinin peşinde olduğunu unutma.
çocukken arkadaşlara verilen doğum günü hediyeleri
istanbul trafiği
-
en büyük nedenlerinden biri de maalesef budur.
harvard'lı emily vs harranlı emine
-
ikisi de emilir abi ötesi yalan.
yalaka yerine kullanılabilecek kelime
-
(bkz: jöleli)
karamanlı rumlar
-
alın size karaman rumu bi teyzemiz. kayseri'den göç ettirilmişler. teyzemizi dinlerken baya karşımda babannem var gibi hissediyorum. harika ötesi tatlı minnoş bi teyze, keşke kalsalardı da bir arada yaşasaydık. link
babaların garip huyları
-
gecenin bi yarısı kalkıp bişiyler yerken "tek başına boğazımdan geçmedi" gerekçesiyle eşini ve çocuğunu uyandırmak.
acemi asker komutan diyalogları
-
-asker! kimsin sen.
+selami adim komutanim.
-kunye veeeer.
+buyrun (kunyesini uzatir)
yedi numara
-
--- spoiler ---
armagan: zeliha yenge, vahit amcayla sen, yani nasil basladiniz?
(o sirada vahit alt katta oglanlarla icmektedir. orada da ayni konu konusulmaktadir)
vahit: anasiyla babasi, yirmi yas buyuk birisiyle sozlemislerdi tanistigimizda. ben kasaba pazarina elma indirdiydim. o da elma almaya geldi.
zeliha: baktim, bu elinde elma kasasi, arkasi da bana donuk, oyle duruyor. surdan iki kilo elma versene, dedim. o zaman bana yuzunu dondu
vahit: donmemle, yuregim yuregine zincirlendi sanki. gozleri urkek bi ceylan, yanaklari gul yapragi gibiydi.
sikilaraktan guldu. ben de guldum.
zeliha: oyle bi gulusu vardi ki... yani sanki boyle daglarin tepelerinden gurleyip gurleyip gelen sular boyle akti akti akti akti taa boyle icime doldu. soyle kana kana seyredeyim istedim. ikimiz bir oylece kalakalmisiz. sonra bana dedi ki
vahit: yolu yok! benim kadinim sen olcan, dedim!
zeliha: ya olmaz, dedim. ben baskasina sozluyum, dedim. oyleyse seni kaciricam, dedi.
vahit: bizi vururlar, dedi. dedim, vursunlar. biz birbirimize boyle vurulduktan sonra ne yazar
zeliha: dedi. eger elin elimde olacaksa, bayram yerine gider gibi giderim ben olume, dedi. ee madem oyle, kacir beni diyivermisim
vahit: kacirdim ben de. istanbul'a geldik. tam uc sene bi akrabamin yaninda, tek goz odada yasadik. o oda var ya cocuklar...
zeliha: o odaya biz kocaman bi sevda sigdirdik. o oda bizim peri sarayimizdi. sobamiz bile yoktu ama birbirimize sarilip oyle guzel isinirdik ki... bi cocugumuz olsun istedim, olmadi...
vahit: yoksulluk... amelelik yaptim... zelihami doktor doktor gezdirdim. ne fayda... zeliham... kisir cikti.
zeliha: aslinda... kisir olan vahit'ti... ona hicbi zaman diyemedim. diyeydim, kendini hic bagislamazdi yoksa... amaaaan, varsin dedim beni kisir bilsin.
vahit: bizim memlekette, kisir kadina hor gozle bakarlar. biliyorsunuz... zelihami uzmesinler diye, burda ac kaldim, yine de memlekete geri donmedim! sevda ince istir evlatlar!
--- spoiler ---
bir daha!
--- spoiler ---
sevda ince istir evlatlar!
--- spoiler ---
1.5 milyon türü bir gemiye doldurmak
-
dizanorların akıbeti de bu şekilde netleşiyor zaten:
+ bu ne?
- kelebek.
+ geç. peki bu?
- kurbağa.
+ geç. bu?
- kertenkele.
+ tamamd.. bismii.. bu ne?
- tyrannosaurus.
+ sen gelme ulan ayı!
eskişehir'deki çorap satan çocuk
-
başlık ne kadar düzgün oldu bilemedim ama izleyenlere çok şey anlatabilecek videonun kahramanı olan güzel kardeşimiz, kocaman kalpli mert !
http://alkislarlayasiyorum.com/…le-satis-yapan-mert
savaş uçaklarının geriye ateş edememesi
-
modern savaş uçakları için teorik olarak mümkün, pratikte çok fazla faydası olmamasındandır.
2. dünya savaşı dönemi uçaklarındaki tailgun olarak tabir edilen makinalı tüfekleri bir yana bırakırsak, jet motorlu, modern savaş ve bombardıman uçaklarında bu tür makinalı tüfek taretleri çok fazla anlamlı değildir, zira havadan havaya füzelerin menzilleri ve manevra kabiliyetleri artmıştır. makinalı tüfek menziline girmeden vurmak mümkündür.
av uçakları için geriye doğru füze ateşlemek? mümkün ama zor. şöyle ki:
av uçağı zaten yapısı ve görevi gereği sık sık çevik manevralar yapmak durumundadır. yüksek hızla uçar. bu durumda, kendisini takip eden bir uçağa geriye doğru kilitlenmesi ve füze atması zor. bunlar bir yana, fizik var, aerodinamik var: uçağın ileri doğru bir hızı var onu ne yapacağız?
uçak füzeyi bırakacak, füze havada bir süre serbest düşecek, hızı sıfırlanınca roket motoru devreye girecek. bu arada birkaç saniye geçecek tabi.
ruslar bu şekilde yapmıştı zamanında: r-73 adlı kızılötesi güdümlü kısa menzilli havadan havaya füzenin, ki aim-9 sidewinder'in rus muadili sayılabilir, geriye doğru ateşlenen modelini üretip denemişlerdi.
(bkz: http://www.aero-farm.com/public/221766-r-73.jpg)
bu füze av uçaklarından ziyade, manevra kabiliyeti yüksek olmayan, dolayısıyla savaş uçaklarına karşı savunması zayıf olan nakliye uçakları, bombardıman uçakları, deniz karakol uçakları için geliştirilmişti. ancak elektronik harp, hava savunma sistemlerinin kabiliyetlerinin gelişmesi gibi etkenler ve bu tür bir füzenin etkinliğinin şüpheli oluşu nedeniyle birkaç denemenin ötesine geçmedi.
soner sarıkabadayı tarzı şarkı yazma rehberi
-
"yanarken kalbim cayır cayır
bana layık gördün acı bir hayır
dumanı üstünde bak püfür püfür
abi yenge de erik gibiymiş kütür kütür"