ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
serenay sarıkaya'lı akbank reklamı
-
reklamdan anladığım tek mesaj ;
"bir banka düşünün kendi parasına bile sahip çıkamıyor 7 milyon lirayı bu çakma sarı kafaya veriyor sizin paranızı nasıl korusun? "
bolu belediyesi'nin yabancılara vergi zammı
-
bolu belediye başkanının mültecilere karşı hayata geçirmeye çalıştığı hoş girişim.
--- spoiler ---
bolu belediye başkanı tanju özcan, kentte yaşayan yabancı uyruklu kişilerin su faturası ve katı atık vergisi ücretlerine 10 kat zam yapılacağını açıkladı. özcan, "arkadaş, yardımı kesiyorsun gitmiyorlar. 'iş yeri ruhsatı vermiyorum' diyorsun gitmiyorlar. biz yeni önlemler almaya karar verdik" dedi.
--- spoiler ---
artık yerel yönetimler kendi çapında çözüm getirmeye çalışıyor.
umut veren haber
konuşma videosu
(bkz: suriyeliyi de afgani da istemiyorum)
aşk için gidilen en uzun mesafe
-
yaşamla ölüm arası bir hayat boyu. kızlarrrrrrrrrr
türkiye'de normalleşmiş şerefsizlikler
-
(bkz: haftada altı gün çalışmak)
iphone kırıp samsung alan mhp'li vekil
-
milli servetten harcadığınız parayı neden çöpe atıyorsunuz?
hiç mi kafanız çalışmıyor sizin?
son kart
-
iskambil kartlarıyla oynanan bir içki oyunu. 3 ya da daha çok kişiyle oynanır. oynanışı şu şekildedir:
her oyuncunun önüne aynı blackjack'te olduğu gibi 1'i kapalı 1'i açık olmak üzere 2 adet kart dağıtılır. sonra sırayla ortadan kart çekilir, maksat en yüksek toplamı elde etmektir. kart çekme işlemi, "son kart" denene kadar döner. en yüksek toplamı elde ettiğine inanan oyuncu kartını çekmeden önce "son kart" der. o andan itibaren herkesin kart sayısı eşitlenene (yani tur tamamlanana) değin oyuncular birer kart daha çeker. sonuçta herkes kartlarını açıp sayar (aslar 11, resimliler 10, sayılar da değeri kadar puan eder). puanı en düşük olan önündekini fondipler, eğer "son kart" diyen birinci olamamışsa o da içer.
parasına kesinlikle değen şeyler
çevresel determinizm
-
jared diamond çevresel determinizmin bolca ekmeğini yemiştir. helal hoş olsun. buzların erimesinden sonra eşitlenen dünyada nasıl oldu da avrupalılar afrikayı, amerikayı, asyayı gidip fethetti, sömürdü de sömürdü? bunun cevabını çevresel determinizm ile verir. avrasya'da koyun, keçi, sığır gibi eti, yünü, yağı bol uysal hayvanlar yetişirken, afrika ve amerikalarda insanlar lama gibi deve gibi bir derece huysuz hayvanlarla yetinmek zorunda kaldı. avrupalı eti, tavuğu, yumurtayı bol buldu. tükettikçe tüketti. hele bir de buğday, arpa gibi ekimi kolay tahıllar vardı avrasyada. oysa diğer kıtalarda mısır gibi yetiştirmesi zor gıdalar vardı. ne oldu peki? avrasya kıtanın ve iklimin kendilerine kıyak geçmesi neticesinde gıda bolluğu yaşadı. gıda bolluğu nüfus artışını getirdi. nüfus artışı çiftçiliğin haricinde farklı meslek dallarının çıkmasına imkan verdi. farklı meslek dalları sanatı, bilimi doğurdu. çeliği, tüfeği ürettiler. aldılar bu çeliği, tüfeği gittiler amerikalara. bir de yanlarında yerel halkın bağışıklık sahibi olmadığı mikroplar, hastalıklar getirdiler. el kadar avrupalı koca koca kabileleri yok etti. sömürdü, hüküm sürdü. öne geçti. al sana çevresel determinizm.
gülerek ben yemek yapmayı bilmem ki diyen kız
-
"ben de buraya yemek yemeye gelmedim zaten" diyerek konu başka yöne çekilebilir. heh.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
halam dan geliyor
‘yanlış insana değer vermek gömleğin düğmelerini iliklemek gibidir yanlış yaptığını sona gelince anlarsın’
altına enişteden yorum : evde ne yemek var ?
gecekondu
-
oturduğum evin arazisi vaktiyle gecekonduymuş. işte devlet tapu vermiş, sonra müteahhitler girmiş, binalar dikilmiş vs. araziyi veren gecekondu sahibi şu an birkaç daire sahibi.
düşünüyorum, adam babamla aşağı yukarı aynı yaştadır. babam ömrünü bir memur maaşıyla kirada geçirdi. kimsenin arazisine konmadı, hele kamu malına çökmedi. zor günler geçirdiği de oldu, kirayı ödeyemediği de. eninde sonunda bir şekilde denkleştirdi ödedi. sonunda elinde hiçbir şey yok.
fakat öteki adam vaktiyle dikti çadırını, yaptı kerpiç evini. tapu sahibi oldu, sonra birkaç ev sahibi oldu. ben o araziye dikilen evlerden birini almak için ömrümün beş yılını ipotek ettim. her ay taksidini ödüyorum; virüsmüş, salgınmış, işler kötü gidiyormuş bakmadan.
babam ve onun soyu cezalandırıldı, bu adam ve onun soyu ödüllendirildi. gecekondu budur.
evlatlarımızı da kendimizi de feda etmeye hazırız
-
(bkz: önce bilal)
de'lerin yazılışına takmış güruh
-
bunun bir yazılış problemi değil, bir kavrayış, daha doğrusu kavrayamayış problemi olduğunu açıkça gören insanlardan oluşur.
ön saflarındayımdır.
koç holding 2014 karı
-
70 şirketten oluşan, doğrudan 80.000 kişiye dolaylı milyonlarca kişiye istihdam sağlayan ve aralıksız yatırım yapan holdingin ettiği kardır. eğer kar açıklamazsa zaten ortada bir sorun var demektir, parayı iç ediyorlar, vergi kaçırıyorlar demektir. asgari ücretin altında kar ettiğini beyan eden holdingler var bu ülkede.