hesabın var mı? giriş yap

  • yanlış yaptığımız şeylerden sadece biri.

    bundan yıllar önce bir maç çıkışı, tümer metin ile denk gelmiştim bir otoparkta.
    akşam saati pek kimse yok ortalıkta. tümer, bir foto çekilelim felan, yanında yaklaşık on metre yürüdüm adam ne cavap verdi ne de döndü yüzüme baktı. açıkcası o maçı izlemeye gitmemin en büyük sebebi tümerdi.

    ben senin yanında o kadar rica minnet yürüyecem, hadi onu geç sen gol atınca sevinecem, sen sakatlanınca, üzülünce üzülecem, senin ekmek yediğin kapı için kendi ekmek kapımmış gibi dertlenecem, ama sen dönüp iki dakkanı ayırmayacan. tabiki de ayırmayabilirsin, bunu yapmak zorunda da değilsin ama insanda bir hayal kırıklığı oluşturuyor ister istemez. o kişi adına forman olsa daha giyer misin o formayı mesela?

    o zamandan bu yana ne bir futbolcu ne bir oyuncu, kim olursa olsun, tanımadığım muhabbetimin olmadığı hiç kimse ile, bırak sosyal medyadan güzellemeler yapmayı, ne bir fotoğraf çekinirim ne de dönüp iki kelime laf ederim, kafamı kaldırıp gülümsemem bile. gerek yok arkadaşlar gerek yok kimse sizden büyük değil kimse de sizden önemli değil.

    trabzon özelinde söylüyorum, siz fatih tekkeler, gökdenizler, yattaralar, kimler kimler oynadı bu takımda hepsi geldi geçti, ey sorloth sen kimsin ya...

  • "evdeki düşman-orphan" filmine ilham kaynağı olan natalia grace, 26 nisan 2010'da michael ve kristine barnett tarafından evlat edinilen ukraynalı bir yetimdir. abd'de yaşayan, onu evlat edinen ebeveynleri michael ve kristine barnett, natalia grace'in bir çocuk olmadığını, çocuk kılığına giren cücelik hastası yetişkin bir kadın olduğunu çok sonradan öğrendiler. barnett'lerin natalia dışında üç biyolojik çocuğu vardı.

    natalia eve ilk geldiğinde hemen eve adapte olmaya, evde huzurlu ve sağlıklı günler sürdürmeye başladı. daha sonra evin küçük çocuğunun vücudunda morluklar görmeye başlayan aile ilk etapta bu konunun üstüne düşmedi. zira bunun normal bir akran kavgası olduğunu düşündüler ancak durum sandıklarından çok daha vahimdi. natalia küçük çocuğa bildiğiniz işkence ediyordu. kendisini aileye öyle güzel tanıtmıştı ki planları hiç aksamdan bir süre bu şekilde yaşamaya devam etti. ancak asıl planı evin çocuklarını ve üvey anne babasını ortadan kaldırmaktı. yalnız işler umduğu gibi gitmedi.

    bir gün ailenin içeceklerine çamaşır suyu dökerken yakalandı ve artık ailenin radarına takıldı ve kızı takibe aldılar. daha önce natalia'nın hiç diş ve kemik yapısına bakılmamıştı. sonradan fark ettiler ki kızın diş sayısı bir yetişkin insan kadar fazlaydı. natalia, tıbbi durumu nedeniyle yıllarca barnett'leri ve çevresindekileri kandırmayı başarmıştı yaptığı hatalar birer birer ortaya saçılana kadar. natalia spondiloepifizeal displazi konjenita adı verilen ve genellikle sedc olarak bilinen bir cücelik hastalığı ile dünyaya geldi. olaylar çok daha korkunç boyutlara varmadan kızı bir apartman dairesine kilitleyerek kanada'ya kaçtırlar.

    3 yıl boyunca kızı bir apartmanda bıraktıklarından dolayı olay yargıya intikal etti. artık kıza kemik testi yapılacaktı. artık her şey gün yüzü gibi ortadaydı. test, natalia'nın 22 yaşında bir sosyopat olduğunu ortaya çıkardı. aile için bütün suçlamalar düştü ancak kızı yeniden sahiplenen bir aile daha ortaya çıktı. hatta başka bir kadın daha ortaya çıktı. o da natalia'nın biyolojik annesi olduğunu söylüyordu.

    olay belgesellere ve filmlere konu olacak niteliktediydi. hatta bir platformda the curious case of natalia grace adınla 6 bölümlük belgeseli dahi yapıldı. ilgisini çekenler izleyebilir.

    about natalia grace

  • kendi sozlerini aciklamis. ataturk ile ilgili bir aciklama degil icinde 2-3 kez ataturk'un adi gecse de.

    ataturk ile ilgili gercek dusuncesini de belirtmiyor, politik olarak yumusatmaya da calismiyor. yani cikip "ulkemizi dusman isgalinden kurtaran ulu ondere benim lanet okumam soz konusu olamaz" tarzi bir aciklama da degil.

    bir de olmusun ardindan beddua etmek dinen yasaktir diyor, yani dinen yasak olmasa...

  • 20 yaşındayım ve hala eve misafir geldiğinde odamdan çıkmamazlık ettiğim oluyor.
    bu entryimi odamdan yazıyorum. üst komşum selahattin bey gidin artık lan evden. 2 saattir 4 duvar. sıkıldım iyice.

    asosyal değilim. kan uyuşmazlığı var selahattinle aramızda.

  • daha iyi şartları aramak yerine, iyi durumdakini aşağı çekmeyi hedef edinmiş isek bir diğer derdimiz. "başkasında var bende niye yok, onda da olmasın" diyeceğine, "bizde de olsun, ne yapılabilir" diye proje üretmeyi ne zaman öğreneceğiz bilmiyorum ya.