hesabın var mı? giriş yap

  • "ama devlet masum, ama sadece bir polis var, ama olay münferit, ama başbakanımız mısır'a üzülüyor ağlıyor, ama devletimizi rahat bırakın, allah rahmet eylesin ama kahramanlaştırmayın. ama ama ama..."

    bazıları tarafından hep "ama"larla anılan hatta anılmayan, katledilmesine içten içe oh olsun denilen kardeşimizdir. bu devletin, bu devletin zihniyetinin ve onun katıksız destekçilerinin katlettiği onlarca insandan biridir. bir polis varmış sadece katledilmesinde, bu da devlete yüklenemezmiş. ulan ethem'i öldüren, onlarca kişiyi çoluk çocuk demeden gaza boğan, gözünü çıkaran, tekerlekli sandalyeli adama bile tomadan su sıkan, sahilde kızın saçlarını yolan, ocakbaşlarından sürükleyerek adam toplayan, 68 gündür 15 yaşında çocuğun komada olmasına sebep olan kimler?

    hangi dava uğruna can vermeye değermiş? ulan çocuk isteyerek, bilerek öldü sanki, hatta sopalara kafa attı, duran tekmelere vücudunu çarptı. öldürenler senin zihniyetindeki şerefsiz pezevenkler, polise de yardım ettiklerini söylemişler. hala daha kahramanlaştırmayın diyorsun.

    katilsiniz ve bunun her gün hatırlatılmasından rahatsızsınız. evet klavye başındaki akpli, bu zihniyeti, bu yapılan zulümleri destekliyorsan, hak veriyorsan, polis iyi iş yaptı diyen bakanları, başbakanı alkışlıyorsan sen de katilsin, sen de dilsiz şeytansın. yarım yamalak ağızla allah rahmet eylesin diyerek kimseyi kandıramazsın. bu çocuk da, öldürülen diğer insanlar da unutulmayacak, her gün hatırlanacak, her gün isimleri tekrarlanacak, her gün sizin katil olduğunuz suratınıza çarpılacak onlarca kez. siz bizim kardeşlerimizi öldürdünüz ve bu işten öyle kolayca sıyrılamayacaksınız.

  • cem yılmaz'ın en iyi filmi. ona buna gönderme yok, bilim kurgu yok, sosyal medya jargonu yok, zoraki espriler yok. güldüren, üzen ve sonunda hafif gözleri de nemlendiren sıcacık bir film.

  • sosyal medyanın ortaya çıkışıyla beraber kadınların erkeklerin sadece yüzde 5-10'luk kısmına ulaşma arzusu yüzünden yaşanan bir olay. işin acı kısmı şu ki değiştiremediğimiz şeyler yüzünden bile elendiğimiz oluyor. tipin olsa boyun kısadır, boyun olsa tipin yoktur, bu ikisi olsa paran yoktur, bunların hepsi olsa ağzın laf yapmasa yine eleniyorsun. şimdi burada siz de kadınlardan güzellik bekliyorsunuz diyen kadınlar olacak ama erkeklerin çoğu 5/10 üstü kızlara razı ki kadınların ilişkide güzellik dışında sunduğu şeyler de kısıtlı. kadınlara güzellik, kilo konusunda toplum tarafından politik doğrucu davranılırken bir erkeğin kısa olması durumda bütün aşağılayıcı ifadelere katlanmak zorunda.

  • mis gibi çıkma teklifi vardı bir zamanlar. efendi gibi gelir sorarlardı, benimle çıkar mısın diye. kabul edersen sevgiliydin, etmezsen herkes yoluna bakardı. çıkma teklifi kalktı mertlik bozuldu. şimdi yeni biriyle tanışmak var. hoşlanıyor mu belli değil, seviyor mu alakası yok. sevgili desen hiç değil. flört falan diyorlar onu da anlamıyorum mesela ben. bitince anlıyorum haa bu flörtmüş diye. devir çok değişti ya. nesi vardı çıkma teklifinin ya abv.

  • insanda atom fiziğine de profesörlüğe de lanet olsun diye haykırarak evi ateşe verme isteği uyandıran beyan.

    bıktım, yeminle bıktım. kendi kişisel deneyimlerini salt gerçekler olarak gören insanlardan bıktım. bilime dair hiçbir halt bilmeyen erkeklerin "tarihte niye hiç gadın bilim adamı yok ehehe" diyerek kendilerini tatmin etmelerinden usandım.

    tanrı sizi inandırsın, şu güne dek oturup adamakıllı bilim konuşacak bir erkek bile bulamadım. karşıma çıkan ve kendini bilim sevdalısı ilan eden erkeklerin hepsi ya "tesla süper adam ya ama salak insanlar onu tanımıyo bile:(" seviyesindeydi. düşün bak. yıl 2016, etraf tesla deprem makinesi yaptı, haarp, philadelphia deneyi masallarına inanan manyaklarla dolu, hatta hepsini boşver; christopher nolan gibi bir yönetmenin çektiği tesla'dan bahsedilen the prestige var fakat adam hala tesla'yı underground sanıyor.

    adamın elinde bilim teknik, iki lafından biri "bilim önemli abi yea" ama en basitinden schrödinger'in kedisini sorsan vereceği cevap şu; "ya bu bi düşünce deneyi tamam mı işte kedi hem ölü hem canlı ya süper olay"

    ee sonra?

    sonrası yok. zira bu kadarı karı kız düşürmek ve ortamda bilim sevdalısı pozları verip milleti eziklemek için yetiyor dimi? araya bir de laplace'ın şeytanı güzellemeleri sıkıştırınca olay bitiyor. ama yook, buraya kadar. bundan sonra bu sözde bilim duayeni erkekleri gördüğüm yerde rezil edeceğim yeminle. ha, olur da gerçekten bilim seven bir erkek görürsem onu da nikahıma alırım zaten.

    edit: entry'yi sinirle yazıp bayağı sağlı sollu girişmişim ama buradan bilimsel konularda uzman olduğum anlamı çıkmasın. ama en azından öğrenmeye çalışıyorum, öğrenmeyi seviyorum ta ki bir erkek gelip "zaaa kızlar ne anlar bilimden xd" diyene kadar. demeyin. :/

    iki sene sonra edit: bu bayağı popülist bi entry olmuş ya lan, tekrar okuyunca utandım şimdi ama silmeyeceğim yine de, kalsın böyle. *

    beş sene sonra edit: ahaha atara bak yav... aslında ergenlikte salak ama tatlı bir kızmışım, entry'yi okurken oy çen insanlara akıl mı veriyosun bıcırık diyesim geldi.

  • görünce şok oldum ama yüzü tamamen deforme olmuş bir kızın verdiği sağlıksız karar yüzünden değil, birine asitli saldırıda bulunan şahsın içeride olmak yerine dışarıda sırtara sırtara evlilik cüzdanı sallayabilmesi sebebiyle.
    berfin, kararı ve akıbeti için kendi konforlu fanusumdan yorum yapmayacağım, zira kendisiyle aynı memleketten, inanılmaz bir eğitimi & kariyeri olan yetişkin arkadaşıma kasabada yaşayan 24 yaşındaki kuzeni "londra'dan iş teklifi mi aldın? ama ben ewwwlendim sen bekarsın" diye hava atıyor ve arkadaşımın ailesi bu cahili ciddiye alıp üzülüyor, sıfır şaka. beyin avcıları tarafından kovalanan, 1 gün bile iş aramak zorunda kalmamış koskoca kadın bile bu duruma üzülen anamı nasıl teselli etsem kaygısı güderken, "ya kocalısın ya da bir hiç" kurallı orta çağ simülasyonunda yaşamak zorunda kalan yüzü yanmış bir kız hakkında ahkam kesmek, geçen aylarda aynaya "sadece yap", "kendine inan", "latteyi gtüne sok" yazılı pembe post-itler yapıştırıp milyonlarca işsiz, parasız, umutsuz genci istesen sen de havadan para ezebilirsin :d diye güya motive etmeye çalışan gerizekalı instagram fenomeninin durumuna düşmek olur. yüzüne asit atan saldırganla evlenen kız, karısı pideciye kaçınca canına kıyan genç, bakın bu kişiler ve olaylar, uzaktan yargı dağıtılacak, genellenecek şeyler değiller.
    haymana kütüklü redpillcilerin kadın düşmanlığını harlamak için yüzü deforme edilmiş bir genç kızın sağlıksız kararı üzerinden üfürdükleriyle vakit kaybetmek yerine, asitli saldırıda bulunan birinin nasıl sokakta gezebildiğini ve bu gibilere "reddedilirsen sorun yok, asit at gitsin:d" cesareti veren sistemi sorgulayıp geleceğimizden kaygılanmalıyız bence.

  • o tarihte üniversitenin üçüncü sınıfındaydım. kahvede okey oynayan gençlerle akrandım.

    çiçek pasajı'ndan çeyrek ekmek midye tava alıp, onu yedikten sonra kahvede de bir sıcacık çayla ısınıp robinson kitapevi'ne gider, yolda muhakkak paganini bülent'e rastlayıp onu birazcık dinler, dönerken metropol'den bir cd alırdım. rebetiko'ya meraklıydım. beyoğlu o kara-mavi müziğin ruhuna çok uyardı.

    o zamanlarda insan olmanın, genç olmanın, yaşıyor olmanın kıvancı vardı.

    tadını çıkarmış olduğuma mutluyum.

  • ''adam kadını özledi, başka kadına sarıldı.
    kadın adamı özledi, adamın yokluğuna sarıldı...''

    cemal süreya