hesabın var mı? giriş yap

  • varlıklı bir aileden gelen ünlü fransız simyacı antoine lavoisier, asıl eğitimini hukuk alanında görmüştür. fakat bilime olan tutkusu hukuka olan aşkının önüne geçmiştir. bilimsel alanda yaptığı çalışmalar ile dünya çağında ün kazanmıştır. aynı zamanda devlet işlerine de yoğunlaşan antoine lavoisier'ın bu başarılarının bir bedeli de olmuş kendisine. suçlu bulunduğu için devrim mahkemesine çıkartılmış:

    gerek devrim aleyhinde gösterilen aristokrasiyle ilişkisi gerekse vergilerden alınan paranın bir kısmını laboratuvar harcamalarında kullanması sebepleri idam için yeterli bulunmuştur. "devrimin bilime ihtiyacı yoktur" kafasıyla giyotinle idam edilmiştir.

    lavoisier, matematikçi arkadaşı lagrange’e “kellem giyotinden sepete düştüğünde gözlerime bak; eğer iki kere kırpıyorsam, insan kafası kesildikten sonra bir süre daha beyninin düşünmekte olduğunu anlarsınız.” demiş ve idamından sonra sepete düşen kafası gülümseyerek iki kere göz kırpmış.

    bir de yaptığı çalışmalarla ilgili olarak yanma ve kütlenin korunumu ile ilgili yaptığı çalışmalar aklıma gelen ilk iki bilindik çalışması.kimyaya en ünlü katkısı kesinlikle yanan maddenin oksijenle birleştiği yanma olayının doğasını sergilemesi olmuştur. diğer çalışmasıyla ise "hiçbir şey yoktan var olmaz, hiçbir şey vardan yok olmaz, her şey şekil değiştirir" görüşünü benimsemiş bu büyük kimyacı modern kimyanın temellerini oluşturan bir isim olarak anılmaktadır.

  • -bütün gece seni bekledim, nerdeydin sen ya?
    +öbür sevgilimin yanına gittim ahahahahahah
    -ahahahaha şapşal yhaaaaaa

  • buna üye olacağıma youtube’a üye olurum en azından reklamsız izlerim.

    youtube türkiye’yi çöplüğe çeviren herkesi youtube’tan aldı. youtube artık daha güzel sayende ajun abiy.

  • ersin burayı okuduğunu biliyorum;

    neymiş, 8 yıldır bu turnuvayı bekliyormuş da isyan edermiş bu tepkilere.

    ulan zaten toplam 30 takım filan var yarışta olan, aralarından ilk 24'e girmek başarıysa, git kosova'yı tut. ne mücadelesi amk? hangi mücadele? turnuvada ilk defa 3 gol yiyen takım türkiye; en az koşan takım türkiye; en fiziksiz takım türkiye; ama ne hikmetse oyucuları, teknik heyeti en çok konuşan yine türkiye.

    neymiş de 8 yıl beklemişmiş. sanki biz engelledik gitmelerini amk.

    sen ve senin gibi eyyamcılar, takımdan çok kişileri tutan, ordan buradan tanıdıklarıyla bir yerlere gelen adamlar yüzünden bu takım/ülke bu halde zaten; bu yüzden insanlar artık kendi takımlarını bile sevemiyor.

    insanda biraz utanma olur.

  • son zamanlarda izledigim en iyi filmlerden biri.cok yalin, bir degil bir cok farkli toplulugun sikintilarini anlatan,salya sumuk aglatmadan da
    dokunakli film yapilabilecegini gosteren,sadece erkek ve alisveris sorunlarini kadinlarin hikayeleri olarak
    izledigimiz bu gunler de cok farkli, bir "kadin(lar) hikayesidir "ayrica.

  • dakkasında kabul edeceğim şey.

    suriye'ye iltica eder ordan tekrar türkiye'ye sığınır krallar gibi yaşarım.

  • maksimum nabız sayısı(=220- yaş) nın yuzde 80-90 ına ulaşılacak bir şiddette, 3-5 dakika belirli bir mesafe yüklenme* yapıldıktan sonra, yüklenme süresiyle bire bir eşit süre kadar aktif ya da pasif bir "tekrar arası" verilen, nabız dakika sayısı 140 lara indikten sonra yeniden yüklenme yapılan; bunun setler halinde tekrarlandığı, setler arasında da yüklenme süresiyle bire üç oranda bir süre, nabız dakika sayısı 120 lere inecek şekilde "set arası" verilen aralıklı, değişken tempolu koşu tipi.*
    özellikle kardiyovaskuler sisteme, bunun yanında solunum sistemine etkilidir. kas kasılma kuvvetinin niteliğini, uzayan süre zarfında sürdürme kapasitesini yani kuvvette dayanıklılığı geliştirmek amacıyla antrenman programlarına eklenir. sporcuların eritrosit ve hemoglobin düzeylerinin iyileştirilmesi ve normal değerlerini korumasında da faydalı olduğu saptanmıstır.
    kilo vermek veya daha sağlıklı olmak amacıyla yeni baslayanlar için; koşulacak mesafe, treadmillde meyil uygulanıp uygulanmayacağı, tekrar ve set sayılarının duzenlenmesi, maksimum nabız ve hedef nabız hesaplarına göre antrenmanın şiddetinin belirlenmesi gibi alengirli şeyleri düzenlemek, buna göre yapılacak programı koşu bandının hafızasına yüklemek bir bilene bırakılsa daha iyi olacak işlerdir.
    "yok ben kendi basıma takılırım" inadında olanlar için; koşup yorulunca kalbi fazla zorlamayıp dinlenmek, ancak fazla mayışmadan tekrar koşmak şeklinde basit bir açıklama yapılabilir. tabii belirli bir yaştan sonra kimseciklere danısmadan asla fazla çoşulmamalıdır.
    **

    uyarı mesajı üzerine yıllar sonra interval koşarak gelen edit:
    ileri yaşlarla da uyumlu, mükemmel bir egzersiz programı için ek bilgi => (bkz: karvonen formülü/#25413443)

    bir başka soru mesajı üzerine edit2:
    spor için spor değil de sadece sağlık için spor yapanlara, yeni başlayanlara, kendini fazla hırpalamak istemeyenlere uygun bir interval program örneği şöyle özetlenebilir;

    ısınmanın ardından,

    ilk 5dk, çok hızlı yürü - (başlangıç)
    sonraki 5dk, daha yavaş adım yürü (iki tekrar arası yani iki tempolu yürüyüş arası hafif bi dinlence)
    en son 5dk, tekrar başlangıçtaki gibi çok hızlı yürü
    bu 15dk sonunda ilk set bitti.

    ikinci sete başlamadan önce (yani iki set arasında) şöyle gezinti gibi bir yürüyüşle nabzı daha da sakinleştir.

    ikinci sete başla, ilk setteki şeyleri tekrar et.

    böylece 15 dk ilk set + set arası yani gezinti arası + 15 dk son set şeklinde yarım saati aşan bir tempolu yürüyüş programı ortaya çıkıyor. eklemleri yormayan, sade ama yeterli bir program.

  • babamın aşkla bağlı olduğu ve en büyük tutkusu olan spor kulübü. ondan bana miras kaldı beşiktaş sevgisi.
    adam o kadar bağlıydı ki 74 yaşında öldüğünde sağ cebinden anayasa kitapçığı sol cebinden beşiktaş lig fikstürü çıktı. kendi elleri ile yazmış fikstürü rahmetli. bu hafta trabzon'a gidiyoruz, aralık 15'te karabük bize geliyor diye. üşenmemiş yazmış adam.