• eger genc bir adam olarak baston kullaniyorsaniz, türkiyede aradiginiz, istediginiz bastonu bulmanizin zerre imkani yoktur.. zira bu devrekte olsun, veyahut internet sitelerinde olsun hep fantastik ürünler yapilmaktadir.. sadecelige yer yoktur.. "bu da 3 tane yilan burgulu, kartal basli bastonumuz" diyverirler size kaliteli bir seyler ariyorum dediginizde..

    medikal ürünü olarak kullanilan aleminyum bastonlar ise estetikten uzaktir.. bir kere ayar dügmesi vardir. ki o kullandikca esneme yaparak attiginiz her adimda "çıt çıt çıt" kivaminda sesler cikarmaniza neden olur...

    ben de istiyorum anasini satiim. bir dr house misali alevli bastonum olsun.. ne bileyim efendim, kirmizi olsun, sari olsun degisik degisik kullanayim.. ama yok, illaki burma, sedef kakmali, baklava desenli, osmanli biyikli modellerden birini secmelisin..

    oysa elin oglu ne güzel yapiyor yahu: http://www.fashionablecanes.com/
  • baston gibi bir $ey yazma tutkusu 1990 civarinda abimin amerikadan yolladigi unixworld dergisinde gordugum x window system icin yazilmi$ hayvani file manager'lardan cikmi$tir. hatta aslen butun gui konusuna kafayi takmamin en onemli sebebi (bkz: dreamview) (bkz: fatalvision) bu dergideki unix workstation reklamlarindaki screenshot'lardir. hatta ilk gui denemelerimi bu hastaliktan dolayi o donem tek sahibi oldugum bilgisayar olan amstrad cpc464 ustunde yapmi$ idim.

    baston'un ismi ise mtb ile konu$urken emprovize geli$ti. o donem (1994) dergilerde windows 95'in cok early-beta'larinin tanitimlarini gormek mumkundu. o zaman ismi "windows 95" degil "chicago" olarak geciyordu. bu $ehir isimlendirmesinden boston -> boston celtics -> baston gibi bir deviasyon dogdu ama dogru sirasi boyle olmayabilir. sonradan baston'u "dos'un koltuk deynegi" anlamina gelmesi sebebiyle benimsedik.

    baston'u yazarken qube'un amiga 1200'undeki workbench'i oldukca kurcalami$ fikir almi$tim, hatta ikonlarin gorunu$u o yuzden workbench'e, window'larin gorunu$u de keza belirttigim diger sebepten motif'e benzer.

    baston'u bir donem toplam dosya sayisi yerine toplam dosya boyuna gore progress gostermesi, gerektiginde critical error'leri ignore edebilmesi ve disket cikarip taktiginizi aninda algilamasi gibi ozellikleri yuzunden (hizlica disket aramak icin) (bkz: changeline detection) bolca kullaniyordum. artik explorer var, windows commander var sagolsunlar.
  • bir de mesela türklerde genel anlamda bir "kilicli baston","silahli baston","ismet pasa nin roket atarli bastonu" gibi fantezik meraklar soz konusu.. yani boyle baston olsun ama bos durmasin orada, baska bir ikinci iş yapsin, "kumbara baston" olsun yeri geldiginde, yeri geldiginde "titresimli baston" olsun.. etraf bu düsünce nedeniyle "kilicli baston" dan gecilmiyor.. saniyorsun ki baston kullanan herkes ya akinci, ya da shakespeare oyuncusu da her hafta bir kere hamlet in son sahnesini canlandiriyorlar..

    bir de mesela boyle yoresel lezzetteki bastonlarin, yani devrek olsun, silivri olsun, tire falan, mukavemetleri gülünc seviyelerde.. yani benim gibi 80 kiloluk bir adam, o bastonlara yüklendiginde, bastonlar bir süre sonrasinda "fa anahtari" ayarinda seylere donusuyor, bunu goren yerel basin "arapca allah yazisi gibi baston" kivaminda haberler cikaracaklar diye cok ürküyorum..

    lanet olsun bebek!
  • tarumarname'nin peşrev'inde uzun uzun anlatılan gereç.

    --- spoiler ---

    efendim...

    baston, medeniyyetin merkezidir.

    bu faideli gerecin tarih adıyla maruf tuluat sahnesine avdet etmesi hayati zaruriyetler sebeiyledir. bastonu çobanlar hayvanatı dürtüp yola getirmek, ebeveynler veledlerine laf dinletmek, seyyahlar hırsızları bertâraf etmek ve ihtiyarlar yürürken kuvvet almak maksadıyla kullanmışlardır.
    ...
    frenkçe "sağlamlanmış mevki" manasına gelen "bastion" kelimesi evvel zaman içinde ahalinin lugatında "baston" olmuş, fransa tahtını tehdit edenlerin ensesine inip cümlesine haddini bildirmiştir. germenler bastona indiği vakit getirdiği tok nidâdan ötürü "stock" adını layık görür. latince, bastona "dendrocalamus" denir.

    "dendro" britanya lisanında "tehlike" olan "danger"ın atasıdır. bir britanyalı "danger" dediği vakid, o, "baston geliyor, savulun," demektir.

    britanya'da bastona "baton" veyahut "cane" denilir. "kasırga" manasındaki "hurricane" hitit kavminin atası hurri'lerin baston kullanmadaki maharet ve isabetlerine bir atıftır. derler ki hurri'nin "cane"ini yiyen iflah olmaz. kasırgası öyle yamandır ki, büyük hitit kralı anitta geldiğini görünce maiyetini toplayıp kaçmış, hattuşaş şehrini atalarının bastonlarından en uzak mevkiye bina etmiştir.
    ...
    baston, irfanın kaynağıdır.

    buda, nirvana cenahında yola revan olur iken eline bir baston almıştır. dünyevi saadetlerden muaf olup semâvi ışığın ardından giden her kadim bilge gibi, buda da yolda beklenmedik bir hadise patlak verip bastona davranmak lazım geldiğinde elinin altında felsefeden daha güvenilir bir yoldaş olmasını tercih etmiştir.

    papa da buda'yı emsâl alır. ne cenaha giderse gitsin muhakkak baston taşır. teologya otoriteleri bu adetini ilerleyen yaşına bağlasa da, asıl sebeb imansızın biriyle hasbıhal etme ihtimalinde bastonu beline indirip kibarca itikâda davet etme mesuliyetidir ve vekilharçlığın en ulvi vazifelerinden addedilir.
    ...
    dedem korkut, hikâyelerini muhakkak bastonla nakleder. hikâyelerine inanmayanların itikâdı, o bastonun şehadetiyle bir iken bin olmuştur.

    osmanlı padişahlarının arkasında daima elde baston bir vezir durur. padişah efendimiz allah'ın günü baston taşımakla iştigâl edemeyeceğinden, lüzum olduğunda vezirinin el etek öpüp uzattığı bastonu kabul buyurur, fermanına riayet etmeyenlerin dermanını bastonla keser.

    roma imparatorluğu'nun muvaffakiyetinin asıl sebebi phalanx adıyla maruf taarruz nizamı değil, bastondur. roma'nın cengâver komutanları sezar'a liyakay yemini eder iken ihsan ettiği bastonu başlarının üzerine kaldırır. cenkte bir hata eder iseler, bastonun şaşmaz bir isabetle inceği yer de orasıdır. "büyük başın derdi büyük olur," meseli, roma'nın rütbe ile beraber ebadı da büyüyen bastonlarına ithafen söylenmiştir.
    ...
    bastona "crosier" de denir. "cros" frenkçe istavroz manasına gelir. haçlı seferleri esnasında savaşçı rahipler bastonu ucuna istavroz takarak sancak etmiş, gül haç şövalyeleri "crosier"leriyle çok canlar yakmıştır. "vurduğu yerde gül biter" lafı, bu tarihi hadiseye telmihtir.
    ...
    baston, kudretin alamet-i farikasıdır.
    ...
    baston, yükte hafif, pahada ağırdır. bilhassa süratle indirildiği vakitlerde.

    altın, gümüş, porselenden imal bastonlar mevcutsa da, en hakiki malzemesi ahşabdır. "kötek cennetten çıkmadır," darb-ı meseli, ağaçların yeraltındaki cennetten çıktığına itikâd eden sümer kavminin bastonun ve köteğin ulvi köklerine saygısının ifadesidir.
    ...
    yılan başlı, kurt kafalı, ejderha büstlü bastonlar beyzade gardroplarının daimi azalarıdır ve mevcudiyetleriyle ahaliye kadim bir ikâzda bulunurlar: "baston geliyor, savulun!" ıssız kuytularda gezen her beyzade bastonunu uygun adabla yere vurur. bastonun sesi, gölgeleri mesken tutmuş hırsız uğursuza tehditkâr bir edayla bunu fısıldar:

    "baston geliyor savulun!"
    ...
    baston, erkektir.

    tarihte hiçbir vakid bir hanımın sıhhi mecburiyet hasıl olmadan baston taşıdığı görülmemiştir. bir jean d'arc'ın kullandığı rivayet edilir ki, o da bastonlar dünyasında muvaffak olamamıştır.

    orkestra şefleri musîki konserlerini minyatür bir bastonla yönetir. icra esnasında enteresan mimiklerle o bastonu işaret etmelerinin maksadı, kusurlu bir nota vurulursa sahne arkasında vuku bulacaklar hakkında musikişinas üstadlara gözdağı vermektir.

    bas tonlarla çalınan senfoni daha inandırıcı ve kudretlidir. sanata, her daim bas tonlar hakim olmuştur.

    kaplumbağa terbiyecisi ufuklara elinde bir tutam otla değil, şeklen bastonu hatırlatan neyiyle bakar.

    kaplumbağalar, hadisenin farkındadır.

    --- spoiler ---

    meriç eryürek, tarumarname, 2012

    bir küçük anımsatma:

    synesis (yun). uygun anlamı yaratmak için bilerek yapılan gramer hatası

    "kurmaca, yalanın içindeki gerçekliktir."

    stephen king
  • hediye olarak verilmesi dostlarınıza uzun ömür dilemenin en güzel yolllarından biridir.
  • sakatlanma, hastalık, doğuştan gelen bir engel, burkulma gibi çeşitli sebeplerden dolayı normalin dışındaki, dengesiz yürüyüşünüzden dolayı sokakta önyargılı insanların "sarhoş herhalde, serseri" manalı bakışlarını önleyen yürüme desteği. karşıdan karşıya geçerken orospu çocuğu taksici ve aynı kafadaki insanların arabayı hız kesmeden üstünüze sürmeleri yerine az da olsa yavaşlamalarını sağlaması* da bonus.
  • bastonumu yaslayıp karyolanın kenarına kim bilir kaç hamlede yatabildim yatağa. bir ileri hamle ağrı ve geri çekiliş. bir hamle daha acı, çığlık, durup dinlenme. yeni bir hamle ve geri çekiliş. en son nasılsa yatağa bedenimin yarısını uzatabilme ve diğer yarısıda yatar pozisyona gelinceye dek sayısız acı, çığlık ve göz yaşı.

    bastonum geçen yıl anneannemin artık virane haline gelmiş evinden aldığım hatıram. anneanneden toruna ne yerinde bir miras ve onun kırık kalça kemikleri ve artık eğrilmiş omurlarına karşı ne duyarsızdık.

    elimdeki bastona bakarak “anne sen yaşlı mısın?” dedi efekan “evet” dediğimde “yaşlanmanı istemiyorum” diyerek nasılda ağladı.

    35 yaşında elimde baston tombul bir kurtçuk gibi, bir ucube gibi kıvrım kıvrım kıvranıyorum yatakta, sırf sol taraftan sağ tarafa dönebilmek için ve sayısız çığlık ve sayısız acıya rağmen başaramıyorum. ve 35 yaşında oturduğum tuvaletten kalkamayarak ağlıyor bir sürü denemeden sonra pes edip eve gelenlerin beni tuvalette bulup yatağa götürmelerini umut ediyor sonra nedense bir kuvvet kalkıp yatağa gidebiliyorum.

    yaşlı mıyım? bastonuma bakarsan evet, tuvalette biri beni buluncaya kadar oturma fikrime bakarsan evet ama daha çok kıvrım kıvrım kıvranan tombul yağlı bir milim bile ilerlemeyi başaramamış bir kurtçuk.
  • birde yaşlılar sağda solda unutur bunu hep. *
  • bir neslin aklına istemsizce gregory house'u getiren yürüme aracı.

    eski zamanlarda herhangi bir sağlık problemi gerekmeksizin her centilmenin sahip olduğu bir aksesuarmış batıda. şu an bu modanın geçmiş olmasına çok üzülüyorum. tuhaf bakışlarla muhattap olmadan şık bir bastonu aksesuar amaçlı kullanabilmeyi çok isterdim.

    bir diğer önemli ayrıntı da bastonun çoğunlukla yanlış kullanılıyor olması. genelde arızalı bacağın tarafında tutulup o bacakla adım atılacağında vücut ağırlığı bacak yerine kol üzerinden bastona veriliyor. ve bu durum da omuz incinmelerine sebep oluyor ve yanlış. yanlışmış daha doğrusu, ben de bilenlerinden öğrendim. bastonun, arızalı bacağın ters tarafında durması ve o bacağa paralel hareket etmesi gerekiyormuş. (yürürken nasıl sağ adımda sol kol sol adımda sağ kolumuz ileri gidiyorsa, burada da aynı mekanizma geçerli. doğal hareketi bozmadan devam...)
  • genç işi olanları hakkında önerilerden çok memnun olacağım, yürümeye yardımcı olan ama bir yandan da acaba yaşlı mı gösterir diye tedirgin eden çubuk tarzı bazen medikal bazen aksesuar olan alet
hesabın var mı? giriş yap