• doğan cüceloğlu'nun son kitabıdır. henüz ilk baskıda.
  • sık sık psikoloji üzerine sohbet ettiğim bir arkadaşım bana bir hafta önce bu kitabı hediye etti. bana bu kitabı etrafımızdaki bir çok insanı ve tabii ki aynı zamanda kendimizi anlayabilmemiz için okumam gerektiğini söylediğinde çok şaşırdım. çünkü başlığı daha ziyade çocuğun nasıl yetiştirilmesi gerektiğine dair gibiydi. kitap kısa, akıcı ve akademik dilin ağırlığından arındırılmış olduğu için çabucak bitti. sanırım bu kitabı en çok kendimizi anlamak için okumalıyız. herşey çocukluğumuzda saklı gibi klişelere hiç gitmeyeceğim. ama şunu söylemeliyim ki, kaled hosseini'nin uçurtma avcısı kitabında söylediği gibi, hissettiklerimizi en iyi klişe dediğimiz kalıplar ifade ediyor.

    neyse sadede geleyim: kitabın 37. sayfasında bir test var. bu testi seri şekilde çözmelisiniz. sizden, aklınızdan 1-9 arası bir sayı tutmanız isteniyor. daha sonra bu sayıyı dokuzla çarpın deniyor. çıkan sayının birinci ve ikinci basamaklarındaki rakamları toplayın. sonuç sayının ilk harfi ile bir ülke düşünün. daha sonra o ülkenin sondan üçüncü harfiyle bir şehir ismi düşünün. son olarak o şehrin ikinci harfiyle bir hayvan düşünün. burada durun.

    eğer bu testi gerçekten hızlı ve seri yapmış iseniz, şu sonuçlara ulaşmış olduğunuzu tahmin ediyor yazar: sonuç sayınız 9, ülkeniz danimarka, şehriniz rize, bulduğunuz hayvan ise inek.

    bunu nasıl tahmin ettiğini 38. sayfada açıklıyor. bir defa 1-9 arası hangi sayıyı dokuzla çarpsanız sonucunda elde edilen sayının iki rakamının toplamı dokuz olacak. ama bundan sonrasını tahmin edebilmesi, toplumsal ve kültürel yaşamın doğumdan itibaren bizi etkilemesi ve belki de birbirine benzetmesi ile açıklanıyor.

    düşününce bu çok doğru. aslında yaşadığımız toplumun kalıpları herhalde bizi de az veya çok sınırlıyor. rutin yaşadığımız sorunların temelinde ise, baskıcı bir şekilde yetiştirilmiş olmak yatıyor. baskıcı demek muhafazakar demek değil. herşeye anne ve babaların karar vermesi ve küçük iken buna isyan eden çocukların daha sonra aynı şeyi kendi çocuklarına yapması ile ilgili.

    kitapta, umay divi'ye ait bir ifade çok hoşuma gitti: "cahillik kötüdür, sevgi cahilliği en kötüsü". benim bu sözden ve sözün yer aldığı bölümden anladığım sevmeyi bilmemek, sevmemek ile aynı sonuca yol açabilir.

    kitapta aslında çoğunlukla bildiğimiz şeyler bilmediğimiz bir dilde anlatılıyor. bilmediğimiz çok şeyi de öğretiyor tabii. sonuç olarak, ben çok faydalandım.
  • her ne kadar bir ebeveyn kitabı veya bir pedagoji kitabı gibi dursa da içeriğiyle insana kendisini, çocukluğunu, anne-babasını da sorgulatan, sorgulatmakla kalmayıp yol göstermeyi de başaran -bence- herkese hitap eden bir kitap. anne-babalık konusunda ise oldukça kullanışlı bilgiler içeriyor. normalde yaparken pek de üzerinde düşünmediğimiz davranışların aslında zarar verebileceğini görebilmek açısından okunması gerektiğini düşünüyorum. özellikle ıvır zıvır blogcu annelerin yazdıklarıyla beyni çöplüğe dönmüş anne babalar okumalılar.
  • kitap elime bugün ulaştı. çocuğum olduğundan beri öğrenmek ve bilmek istiyorum herşeyi. doğru düzgün, sağ salim, aklı vicdanı hür, özgüvenli ve sağlam karakterli bir birey olması benim çabam.
    okumaya başlamak için de sabırsızlanıyorum.

    edit: okuyun, okutturun özellikle yeni anne-babalara ve tüm ebeveynlere. nasıl yetiştiğimizle, nasıl şekillendiğimizle ve bunu çocuğumuza - çocuklarımıza nasıl kopyaladığımızı (en çok da yanlışlarımızı) farkettirmek açısından çok aydınlatıcı olmuş.

    kendi adıma, doğan cüceloğlu'na göre doğru olan birçok şeyi yapıyormuşum zaten ama hatalarım ve yanlışlarım da var, farkettim. henüz geç olmadan farkettiğim için de şanslı sayıyorum kendimi.

    ve kendime hayret ediyorum artık! çünkü bu şahane kitabın bazı yerlerinde kendime ağlayacak şey nasıl buldum bilemiyorum. mevzu masum olanlar olunca insan gözyaşlarına engel olamıyor.
  • çocuğumu nasıl daha iyi yetiştirebilirimden ziyade ebeveynlerin aslında kendilerini geliştirmesinin daha önemli olduğu ve başardıkları takdirde çözüme rahatlıkla ulaşabileceklerinin garantisini veren kitap..
  • çocuk yetiştirmede anne babanin cocukla birlikte hatta belki de daha fazla kendilerini geliştirmeye odaklanmaları gerektiğini vurgulayan kitap. anne babalar için güzel bir kaynak.
  • doğan cüceloğlu, üstün dökmen gibi insanların popüler olmasını, medyada sık gözükmesini, kitaplarının çok satmasını ve insanları etkilemelerini önemsiyorum.
    eğer ebeveyn iseniz kitapta örnek olay ve diyaloglarda kendinizi bulabilir, yanlışınızı görüp bundan sonra daha dikkatli olabilirsiniz çocuğunuza ya da eşinize karşı. oldukça akıcı bilgilendirici bir kitap. umarım herkes öğrendiklerini hayata da geçirir ve toplumca huzuru buluruz.

    bu kitapta birçok yerin altını çizdim ama 'niyette saflık' kelimesi beni en çok etkileyen yer oldu. hayata bakışta niyette saflık. illa eş ya da anne olmak gerekmiyor, herkese öneririm.
    anne babalar için de şunu diyebilirim, çocuğunuzun yanlış bulduğunuz davranışını terbiye etmek yerine hatasını da gösterip özüne yatırım yapın.
  • “ insanların gözlerine bakın, bazıları ışıl ışıldır; bazıları donuktur. insanların gözlerindeki ışıltı, iç dünyalarında ne kadar var olduklarını yansıtır.”

    “insanın en güçlü tanığı kendisidir. bu gerçeği keşfeden artık yalan söyleyemez.”

    “insanın anavatanı çocukluğudur.”

    “acı gerçek şudur ki, aile genellikle hayallerin öldürüldüğü yerdir.”

    “değişmek istediğiniz zaman en önemli engellerden biri siz, kendiniz olabilirsiniz.”

    “iletişim, iki insan birbirinin farkına vardığı anda başlar. bunun istisnası yok(...) konuşurken neyi nasıl söylediğinizin anlamı olduğu gibi, konuşmazsanız neyi söylemediğiniz ve neden sustuğunuzun da anlamı vardır. iletişimden kaçış yok. yüz ifadeniz, ses tonunuz, sessizliğinizin süresi, giyinişiniz, el kol hareketleriniz, dokunuş tarzınız ya da hiç dokunmayışınız, ne kadar yakın ya da uzak durduğunuz; hepsinin bir anlamı var.”

    sadece daha iyi anne-baba olabilmek için değil, kendi benliğinize de yön verebilmek için okunabilecek yalın dilli, anlaşılabilir, akıcı bir kitap. herkese hitap edebilmek, faydalı olmak adına fazlaca tekrara düşmüş, aynı şeyleri farklı sayfalarda tekrar anlatmış olsa da okurken kendi çocukluğunuzda yapılmış yanlışlar ve onların üzerinizde nasıl izler bıraktığını da anlamak açısından iyi bir yol gösterici olmuş.

    hem sıkılmayayım, çok yorulmayayım hem bir şeyler öğreneyim, hem kendimle hesaplaşayım, hem hayatıma ayna, çoluk çocuğuma ışık tutayım diyenler için bir çırpıda okunacak, güzel de motivasyon sağlayan iyileştirici bir kitap geliştiren anne baba.
  • çocuğunu sevmekle iş bitmiyor,emek vermen gerekiyor.
    emek vermek için çocuğunu çok sevmek gerekiyor.
    çocuğunu çok sevmek,onu içten gelen duygularla öpmek,koklamak,sarılmakla başlıyor.
  • o yüzden neymiş? “ben şeyciyim, kadın evde çocuk büyütsün” demek cahilliğin alasıymış.

    (bkz: gerizekalı)
hesabın var mı? giriş yap