• sigourney weaver, carla gugino, ellen burstyn, ciaran hinds, adrian pasdar şeklinde taşaklı bi kadrosu bulunan, 6 bölümlük usanetworks mini dizisi. eski first lady yeni bakan elaine barrish(weaver) ile siyasi rakipleri, aile sorunları, devlet işleri, özel hayatı etrafında dallanan bi politik drama.
  • ağır kadrosunun altında ezilen, suya sabuna dokunmadan adeta bir pembe dizi edasıyla altı bölümlük macerasına giriş yapan ve yanlış bir kanalda yayına giren dizi. hbo'da yayına girseydi, benzeri politik arka planı sonuna kadar kullanan the newsroom ve veep ile yarışacak kadar "zeki" olabilirdi. ama usa network kanatları altında ne yazık ki kim kiminle yattı-kim kime laf soktu-kim eşcinsel-kim alkolik-kim ahlaklı dizisi olmuş. bu kadar çok soru sordurduğuna bakmayın, o kadar derinlikli bir işle karşı karşıya değiliz.

    --- spoiler ---
    dizinin tartışmasız en iyi yanı kadrosu. dünyanın en karizmatık ve etkileyici kadınlarından olan sigourney weaver yine bir saniye olsun karakterinden çıkmaksızın kusursuz bir performans sergiliyor. dünyanın en sevimli suratına sahip erkeklerinden james wolk da onun yanıbaşında kendini fazlasıyla izlettiriyor. amerikalıların, ve aslında biz türklerin de, çok sevdiği azmış yaşlı kadın tiplemesini betty white ve cloris leachman'dan devralan ellen burstyn inanılmaz derecede yüzeysel kalmış karakteriyle sinir bozarken; "adrian pasdar gibi bir başkanım olsun, yüz milyor dolar dış borcum olsun" karizmasıyla dolanan bir başkanla fazla "güzel" kadrosunu tamamlıyor.

    politika, ülkemizde pek müsaade edilmemesine rağmen, "büyük" ve zeki dramalara yol açmıştır hep. "the good wife" olsun, "west wing" olsun... bunlar, politikanın sinsi-çıkarcı-hesaplı insanlarını ve onların etrafındakilerin hayatlarına etkilerini derinlemesine inceleyip bu konudan harika hikayeler çıkarmışlardır. oysa "political animals" kendini sağlam kazığa bağlıyor, eşcinsel ve uyuşturucu bağımlısı ve alkolik ve intahara meyilli beterin beteri evlattan tutun anoreksik geline, gerizekalı yeni sevgiliden tutun o tiple nasıl başkan seçildiği ve üstüne üstlük james wolk'a nasıl babalık yaptığı meçhul eski başkanı ile tamamen pembe dizi yaratmaya yönelik karakterler yaratılmış.

    evet, bir kadın politikacının yaşayacağı zorluklar, siyasi hayatı alıp götüren entrikalar var ama bir komedi olan veep bile bunları çok daha zekice ve merkezine dengeli bir şekilde oturtarak yapmayı başarmışken bu kadar "kuvvetli" gelen bir dizinin böylesi üstün körü ele alışı üzüyor doğrusu.
    --- spoiler ---

    altı bölüm bir güzel izlenir, izlenmez değil. ancak zayıf rating'leri dizinin bekleneni vermediği ve vermeyeceğini gösterir nitelikte. böyle kadroya böyle dizi olmamış ne yazık ki.
  • izlerken hammond'ların clinton ailesiyle olan benzerliklerini görmemenin imkansız olduğu dizi. sigourney weaver'ın hatrına ve siyaset sevgisiyle izlenecek ama nerede hbo'nun zehir zemberek politik dizileri nerede bu oryantalizm yüklü saçmalık.

    --- spoiler ---

    ikinci bölümünde eski başkan bud hammond iran'da ajanlık suçlamasıyla tutuklu bulunan üç abd'li gazeteciyi kurtarmak için arabuluculuk yapacaktı. başta görüşme yeri umman olarak belirlendi. ancak daha sonra umman sultanı'nın itirazı üzerine görüşme yeri değişti. ve sürpriiizzzz!!! türkiye seçildi!!!

    dışişleri bakanı elaine barrish skype üzerinden hammond'ı arayıp bu değişikliği haber vermek istedi ama daha söylemeden bud hammond türkiye'ye gideceğini tahmin etti.

    elaine: nasıl bildin?
    bud: bi bakalım... iki saat mesafede olmalı, bir islam ülkesi (islamic diyor burada) olmalı. bu durumda gürcistan, ermenistan gider. suriye, ırak olmaz... (burada elaine bud'ın sözünü kesti, başka bir konuya girildi)

    daha da bombası dışişleri bakanı türkiye'nin serkan isimli washington dc büyükelçisini hamamda buldu. ama kendisinin 14 dil bilen bir insan olarak hamamın anlamının ne olduğunu bilmediği de ortaya çıktı. hamam da hamamdan çok lise filmlerindeki boys' locker room'a benziyordu zaten. türk büyükelçi rolünü oynayan adamcağız da kimse, eski indiana jones filmlerinde pazarda tavuk satan arapların konuştuğu ingilizceye benzeyen bir aksanla konuşturmuşlar. rezillik diz boyu yani...

    sonra efendim, büyükelçi olmaz falan dedi. ay bu dışişleri bakanı'nda bir türkiye bilgisi. neymiş efendim türkiye abd ile ortadoğu arasında köprüymüş, ayrıca ab'ye girmek istiyormuş, ayrıca başbakan kobra helikopterlerini istiyormuş. wikipedia düzeyi bilgiyle dizi çekmişler ayol! klişe üstüne klişe! serkan da öyle pislik bi adam ki diplomatic favor karşılığında sexual favor istiyor: "sen boşandıktan sonra sana çiçek gönderdim (lale göndermiş, so turkish!) cevap vermedin, birlikte yemeğe gidelim" akıl var mantık var arkadaşım, o adamın hamamdaki çıplak g.tünden kan alırlar gerçek hayatta öyle bi pazarlık olsa. ayıp ulen!

    neyse sonunda elaine yemeğe gitmeyi kabul etti ama lafı da soktu: "ben erkek olsam bunu bir abd dışişleri bakanı'na yapabilir miydin?" serkan'dan cevap: "tabii ki hayır,ben erkeklerden hoşlanmam"

    re-za-let! abd'deki türk gruplarının hala ayaklanmamış olması da enteresan...

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    serkan karakteriyle madem ki turksun goster ki urksun atasozumuz uzak diyarlarda yasatilmaya devam etmektedir.

    --- spoiler ---
  • carla gugino threshold'dan beri oyunculugu ilerletmis. sebastian stan'in karakteri baydi. hillary pardon elaine de fazla kusursuz, inandirici degil.

    greg berlanti'nin ortalama/dumbed-down dizi yaratmadaki basarisi bambaska tabi. dizileri oyle pick up ettiriyor herhalde. ayrica ikinci bolumunun adi ilk sezonu ozetliyor denebilir.

    (bkz: the west wing)
    (bkz: the good wife)
  • finaliyle, aylarca adından söz ettiren ve adım adım açıklanan kadrosuyla adeta dudak uçuklatan projenin ne denli büyük bir hayal kırıklığı olduğunu yeniden kanıtlayan diziydi. son zamanların en büyük fiyaskosuydu bence. kağıt üzerinde mükemmel olması, hele ki bu senenin amerikan politik ortamında alıp yürümesi gerekirken pembe dizi taktiklerinden bir türlü çıkamayan, alt tarafı altı bölümlük bir hikayede bile karakterleriyle ne yapacağını bilemeyen, tahmin edilemeyen tek bir hamlesi bile olmayan, kör göze parmak deux ex machina "twist"iyle de sinir bozan kötü bir diziydi. düşük ratingleri ve hiç ses getirmemesiyle bir sezon daha kapacağını hiç sanmam. kaçan bir fırsat olarak tarihe düşülsün. elinizde sigourney weaver vardı be, beceriksizler!
  • yeni sezonda cnbc-e'nin göstereceği mini dizi.
  • ilk bölüm 14 ekim pazar günü cnbc e de yayınlanacakmış.
    the newsroom izleyenler/sevenler, kesinlikle kaçırmamalı.
  • dizi ile ilgili derin bir spoiler verelim belki dikkatler üzerine toparlanır:

    --- spoiler ---
    dizideki başrol oyuncusu kadın karakter gerçek yaşamda hillary clinton ve kocası da bildiğiniz üzere bill clinton ailesinden esinlenme karakterler (cast ekibi nedense benzetme konusunda başarısız gibi dursa da bilerek benzetmemişler sanırım).
    hillary, seçimlerde galip olmak istiyor fakat başaramayıp dış işleri bakanı oluyor bildiğiniz üzere.
    hatta usame bin ladin'in yakalanması kararını yanılmıyorsam 3 kez erteleyen obama'ya kafa tutuyor.
    hatta ladin yakalandı diye haber yapıldığında hillary nin bu bakışı çok tartışılmıştı zamanında:
    http://www.timeturk.com/…im/detayresim/hillary1.jpg
    http://bilder.augsburger-allgemeine.de/…-hauses.jpg
    http://www.hijstek.nl/…s//blog/close up clinton.jpg
    hiç gerçekçi değil falan diye.

    --- spoiler ---
  • an itibarıyla tam bir eblehlik örneği sergileyen dizi.

    hangi turkiye'den söz ediyorlar anlamak mümkün değil. kurmacayı anladik da gotunden uydurmayı anlamadık.
hesabın var mı? giriş yap