• atom bombasının new mexico'da yapılan ilk denemesine verilen isim, 16 temmuz 1945 saat 5.30da gerçekleştirilmiştir. bomba sonradan nagasaki ve hiroşima 'ye atılacak olanlarla aynı tiptedir. atom çağının başlangıcı olarak kabul edilir. ilk olarak enrico ferni tarafından geliştirilmiş olup, sonradan robert oppenheimer ve albert einstein tarafından son haline getirilmiştir. testin isim babası oppenheimer'dir, sevgilisinin bir john donne hayranı olması onun da bu adamın şiirlerinden etkilenmesini sağlar. sorulduğunda john donne'un üç sonesinden *** etkilendiğini ve bu yüzden teste trinity* adını verdiğini açıklamıştır. hakkı var, çünkü üç sone de ''ölüm'' temasını fazlasıyla içeriyor.
  • new mexico'nun "socorro" adi verilen, kuş ucmaz kervan gecmez (fakat ne gariptir ki seneler sonra hills have eyes filminde deginilecek sekilde, bir ailenin yasadigi) bir yerinde yapilan testtir. aslinda atom bombasi "patliyor mu patlamiyor mu" testinden öte bir test degildir. esas test, yani radyoaktivitenin insanlara yapabilecekleri hakkindaki test bundan yaklasik 1 ay sonra, nagazakide ve hirosima'da gerceklestirilecektir..

    dedigim gibi radyoaktivite üzerine bilimsel bir test degil, askeri bir testtir.. bomba'nin ne kadar güc cikaracagi, nereye kadar tahrip edecegi bilinmekle beraber, yine de radyoaktivite hakkinda bir bok bilinmediginden, testi gozlemleyen oppenheimer ve generaller bombanin patlatilacagi yerden sadece 10 kilometre geride durmus, daha kücük bilim adamlari ve askerler ve gazeteciler ise 30 kilometre geride durmuslardir..

    bomba sabaha karsi bes bucuk gibi patlatilmis, ve bombanin siddetini goren oppenheimer "i am become death, the destroyer of worlds." yani "ben ölüm oldum, dünyalarin yok edicisi" diyerek hindu sari bhagavad gita'in kelimelerini kullanmistir..

    testin koordinatoru kenneth bainbridge'de "now we are all sons of bitches." yani "simdi hepimiz orospu cocuklariyiz" diye eklemistir o son derece resmi ortamda.. bilim adamlari yarattiklari seyden korkmuslar, üretmekten saniyesinde pişman olmuslardir..

    ama tabi birleşik devletler bu bombayi asla siviller üzerinde kullanmayacaktir. almanya gelistirir diye, önceden gelistirilmis caydirici bir silahtir atom bombasi.. en azindan bilim adamlarina soylenen bu olmustur..
  • her neyse deney sirasinda, ve dahi bomba'nin yapim sirasinda radyoaktivite hakkinda cok az sey bilindiginden bahsetmistik. deneyde olan tüm insanlarin ilerleyen yillarda bir sekilde kanserden ölmeleri de madam curie misali "fizige adanmis bir hayatin kansere yenik düsmesi" özetlenebilir..

    deneyde cidden salakliklar yapilmistir.. radyoaktivite'den insanlar camlar arkasinda korunmaya calismis, radyoaktiviteden etkilendigi düsünen erhat cali süpürgesi ile süpürülmüş, patlamadan sadece bir iki hafta sonra sifir noktasi kontrol edilmis, radyoaktif artiklar eller ile tasinmistir.. tamam belki çernobilde reaktoru kapamaya calisan insanlar kadar zarar gormemistir bu tayfa ama yine de boyle büyük beyinler, kendi ürettikleri hadise ile zehirlenmislerdir nihayetinde..

    hoş los alamos'da proje bitimi sirasinda eglenirken, sampanyalar içip davullar calarken, dünyanin baska bir yerinde insanlar, cocuklar, balikcilar ve kediler ürettikleri bomba ile yok oluyordu ama dediim gibi onlar ürettikleri seyin sadece caydirici olarak kullanilacagini düsünüyordu..

    ama olaydan sonra oppenheimer asla kendisine gelememis, bilimi de birakmistir bir sekilde. "insanoglunun bulduklari, insanogluna zarar vermekten baska bir işe yaramamistir ve yaramayacaktir" gibi bir sozu de vardir hatta.
  • projede çalışan meşhur fizikçi richard feynman'ın anlattıkları da şöyle:

    "bomba projesi bittikten sonra los alamos'ta çılgın eğlenceler başladı. sürekli partiden partiye koşturuyorduk. bir jipin arkasına binmiş, davul çalıyordum. ama hatırlıyorum, bir kişi, bob wilson, oturup kara kara düşünüyordu.

    "neden böyle kara kara düşünüyorsun" diye sordum.
    "biz çok korkunç bir şey yaptık."
    "fakat bunu başlatan sendin... bizi işin içine sokan da sendin." dedim.

    bana, daha doğrusu bize olan şey buydu işte. iyi bir sebep için başladık, başarmak için çok sıkı çalıştık. zevk ve heyecan içinde idik. böyle bir durumda düşünmeyi bırakıyorsunuz, tamamen bırakıyorsunuz. o sırada aramızda sadece biri, bob wilson, düşünmeye devam ediyordu.

    bundan kısa bir süre sonra, sivil hayata geri döndüm, ve cornell'de öğretim üyeliğine başladım. ilk duygularım çok garip idi. artık anlamıyorum, ama o an çok güçlüydü bu his. örneğin bir keresinde, new york'da bir restoranda oturuyordum. binalara bakıp düşünmeye başladım. hiroşima'ya atılan bombanın etki alanının yarıçapının ne kadar olduğunu, 34. sokağın buradan ne kadar uzakta olduğunu düşündüm. bütün bu binaları yıkılmış, yerle bir olmuş olarak hayal ettim. sonra köprü inşa eden kişiler görünce düşünürdüm, ya da yeni bir yol yapanları. bence onlar çılgındı, çünkü anlamıyorlardı. neden yeni şeyler yapıyorlardı? o kadar gereksizdi ki.

    fakat şanslıyız ki kırk yıldır hala gereksiz. değil mi? o zaman köprülerin yapımını gereksiz bulmakla yanıldığımı görüyorum ve diğer insanların bu işleri sürdürmüş olmalarından son derece memnunum."
    richard feynman - eminim şaka yapıyorsunuz bay feynman

    en azından bir süreliğine insan olabilmiş fiziğine sıçtığım.
  • ismini atom bombasının 3 parçalı oluşundan almıştır.
  • oppenheimer filminde, öncesi ve sonrası detaylıca anlatılan film. ben olsam filmin ismini oppenheimer değil, trinity koyardım.
hesabın var mı? giriş yap