• güzel bir the alan parsons project şarkısı.sözleri de şöyle:

    is there no sign of light as we stand in the darkness?
    watching the sun arise
    is there no sign of life as we gaze at the waters?
    into the strangers eyes

    and who are we to criticize or scorn the things that they do?
    for we shall seek and we shall find ammonia avenue

    if we call for the proof and we question the answers
    only the doubt will grow
    are we blind to the truth or a sign to believe in?
    only the wise will know

    and word by word they handed down the light that shines today
    and those who came at first to scoff, remained behind to pray
    yes those who came at first to scoff, remained behind to pray

    when you can't hear the rhyme and you can't see the reason
    why should the hope remain?
    for a man will be tired and his soul will grow weary
    living his life in vain

    and who are we to justify the right in all we do?
    until we seek until we find ammonia avenue

    through all the doubt somehow they knew
    and stone by stone they built it high
    until the sun broke through
    a ray of hope, a shining light ammonia avenue
  • the alan parsons project'in kanımca en iyi albümüdür.
  • şarkı olanının piyano ve akustik gitar ile girişi ile orta kısmındaki enstrümantal geçişi harikadır.

    bunun dışında şarkı genel olarak din ile bilimin ilişkisinden/çelişkisinden bahsediyor. benim anladığım, somut cevapların verilemediği noktada, bilimsel naturalizmin kifayetsiz kaldığına dayanarak inancı övüyor adam:

    "if we call for the proof and we question the answers
    only the doubt will grow
    are we blind to the truth or a sign to believe in?
    only the wise will know"

    sonra da yine ruhsal* bir bakış açısıyla varsaydığı ahenk, ya da varoluş nedenlerinin olmaması halinde boşu boşuna ipsiz sapsız zağar gibi yaşayacağımızı öne sürüyor:

    "when you can't hear the rhyme and you can't see the reason
    why should the hope remain?
    for a man will be tired and his soul will grow weary
    living his life in vain"

    lirikler aslında pek asortik görünse de, alttan alttan "bu mükemmel sistem kendiliğinden olmuş olabilir mi" tavrına ihtiyacımız olduğunu ima ediyor. pink floyd ile yıllar geçirmiş biri tarafından yazılmış ama işte, heyhat... herkes bir roger waters, bir david gilmour olamıyor.
  • oldukça güzel bir albüm. ama gene de (bkz: eye in the sky)
  • alan parsons sevmeyenler bile sevebilir bu şarkıyı

    http://www.youtube.com/watch?v=4coikawej9s
  • the alan parsons project'in 1984 çıkışlı, eye in the sky'ı takip eden albümü.

    ilginç olan kısmı ise bu albümün isim/başlık itibari ile eye in the sky ile olan bağdaşıklığı. tesadüf olup olmadığını bilememek ile beraber, isminin yine - aynı yöreden - tanrısal bir gönderme içeriyor olduğu.

    eye in the sky isminin tanrı/ulvi güç ile olan ilişkisine şurada değinmiş idim: #33989253

    ammonia kelimesinin etimolojik kökü, libya'da bulunan jüpiter/ ammon tapınağı (evet mısır tanrısı olarak tanıdığımız amon) etrafında bulunan ve amonyum klorür bakımından zengin olan tuz yataklarından ileri gelmektedir. bu yörede bulunan bu maddeye bu nedenle ammonia denmiştir.

    ulvi bir gücün adı, kimyasal endüstrinin tanrısı haline gelmiştir böylelikle. aslında burada gayet ironik bir durum tezahür etmiştir; mısır yöresinin en büyük tanrılarından amon, sanki "modern" çağ ve endüstrileşme devrinde bir kimyasal olarak varlığını sürdürmektedir gibi. modern çağ tanrısı ammonia.

    albümün ismi ise, eric woolfson'ın ingiltere'de bulunan imperial chemical industries'i ziyareti sırasında gördüğü ammonia avenue isimli, sadece makinelerden ve borulardan oluşan, amonyak üreten, herhangi bir canlının neredeyse izine rastlanmadığı bir sokaktan doğmuştur.

    bu manzara da, sanırım albümün sadece ismini değil aynı zamanda da ana temasını (makineleşme, yalıtım, kopukluk vs.) oluşturmakta. bir zamanlar insanların birleştirici gücü olan amon'un, toplumun o çoğulluğu içinde var olan bu tanrının modern çağda yalnızca bir kimyasala dönüşmüş olması, eski çoğulluğundan çıkıp yalnız, ıssız, makineleşmiş bir sokak/cadde haline gelmiş olması hem temayı hem de başlığı oluşturmuş olmuş böylelikle.
  • kainatın en iyi albümlerinden biridir şahsi kanaatimce. kendisinin elinden i robot tutar ve app'nin favori iki albümünü oluştururlar nazarımda. öyle epik bi albüm bak daha eye in the sky'ın adını yeni zikrediyorum bu entaride. öyle düşün.

    pipeline'da albümün hitidir bence. bayılıyorum bayılıyorum bayılıyorum yani.
  • surekli ammonia avenue'mu, old and wise' mi , yoksa the turn of a friendly card'mi daha guzel diye kafamda kurcalayip dusundugum ama birinciye bir turlu karar veremedigim, harika, enfes, muthis alan parsons project parcasi. ozenmisler , yapmislar arkadas. bu kadar.
  • yaz gecesi sessiz salonda oturmus bilgisayarla ugrasirken calmaya basladiginda insanin icine muthis bir ic huzur ve dunyada her seyin yolunda oldugu hissi doldurur. buyuksun alan parsons.
hesabın var mı? giriş yap