hesabın var mı? giriş yap

  • dün akşam itibarıyla dünya tarihinde ilk defa bir futbolcu ununu eleyip eleğini asarak kazanabileceği her şeyi kazanmış ve ileride oynayacağı tüm maçlara sikini taşağını yaya yaya keyif için çıkacak lükse erişmiştir.

    messi'nin bundan sonraki kariyeri tamamen kendisinin keyfine kalmış durumda. isterse sadece sağ ayağıyla futbol oynama challenge yapar, isterse sadece asal sayı olan dakikalarda gol atma challenge... adam resmen hikayesi ve yan görevleri %100 tamamlanan bir bilgisayar oyununda yapacak bir şey bulamayınca açık dünyada boş boş dolaşıp kendine meşgale arayan bir insan seviyesine gerçek hayatta ulaştı. bu vakitten sonra oynayacağı ilk maça teletabi kostümüyle çıksa neden diye soramayız. çünkü canı öyle istemiştir.

  • amma övülmüş insandır.

    ben de elbette insanlarla her duygumu düşüncemi paylaşmam, sadece benim bildiğim birçok şey var, açıkçası herkes de benimle her şeyini paylaşsın istemem. ama ortamı denk geldiği halde paranoyak gibi iş ya da sosyal hayatımda olanı biteni de gizlemeye çalışmam. yiğidin malı meydanda olur derler :))

    başlıkta öyle bir hava hakim ki sanki hakkımdaki en ufak bilgiyi açık edersem aleyhimde fırtınalar estirebilir. öyle bir şey yok arkadaşlar. açıkçası kimsenin herhangi birini o kadar umursadığını sanmıyorum. herkesin kişisel gelişim diye diye kafayı yediği, kendi kıytırık hayatı dışında hiçbir şeyi siklemediği bir devirdeyiz. kimse sizinle sandığınız -ya da belki de umduğunuz?- kadar ilgili değil, gevşeyin biraz. "gizemli bir havam olsun, insanlar cool olduğumu düşünsün" falan diye bu triplere giriyorsanız anlarım, hatta hak da veririm; ama birilerine hayatınızdaki olayları anlattığınızda, bu kişilerin verdiğiniz bilgileri eninde sonunda canınızı yakmak için kullanacaklarını düşünüyorsanız küçük ihtimalle çevrenizi, çok çok daha büyük ihtimalle ise kafa yapınızı gözden geçirmenizin vakti gelmiştir. bu kadar ince hesaplarla ömür geçmez yani. ha anlatasınız yoktur, zorla değil illaki. ama anlatasınız varken bu kadar tutuyorsanız da ne bileyim. üç günlük dünya. salın biraz, takmayın bu kadar.

  • birinci haçlı seferi sonucunda urfa ve çevresinde kurulan devlet.

    kısaca devletin tarihi şöyledir:

    + i. baudouin (baudouin de boulogne) devri ve kuruluş:
    1090'lı yıllarda urfa şehrinin hakimi thoros isimli bir ermeni'ydi. birinci haçlı seferi esnasında anadolu'da başlayan kaos neticesinde urfa'da asayiş ve düzen bozulmuştu, yönetimde sorunlar yaşanmaya başlamıştı. bu sebeple thoros, haçlı seferi esnasında anadolu'ya gelen fransız asilzade baudouin de boulogne'a bir heyet göndererek yardımını istedi. baudouin de bu fırsatı kaçırmadı ve ordusuyla urfa bölgesine geldi.

    baudouin 1097 sonbaharında fırat'ın batısındaki toprakları kontrolüne aldı. 1098 şubat ayında da urfa'ya hakim olmayı başardı. bölgedeki karışıklık sona erdiğinden halk baudouin'i büyük kurtarıcı olarak görmeye başladı. baudouin yönetimini güçlendirdikten sonra bir entrikayla eski hükümdar thoros'u öldürttü ve bölgenin tek hakimi oldu.

    1098 senesinde kürboğa komutasındaki selçuklu ordusu urfa'yı kuşattı. 3 hafta süren bu kuşatma başarılı olmadı. baudouin, selçuklu kuvvetlerinin ve civardaki diğer türk kuvvetlerinin antakya'ya haçlı kuvvetleriyle savaşmaya gitmesini fırsat bilerek samsat'ı ve suruç'u ele geçirdi. diğer yandan antakya'nın türk taarruzlarına direnmesi için yiyecek ve teçhizat desteğinde bulundu.

    1099 senesinde kudüs'ün haçlılar tarafından ele geçirilmesinden sonra antakya prensiyle ile kudüs'e gitti. kudüs haçlı krallığı'nın başına getirilen ağabeyi godefroi de bouillon ile görüşüp, tekrar urfa'ya döndü. bir yıl sonra kudüs kralı godefroi de bouillon ölünce baudouin urfa tahtını kuzeni baudouin de bourg'a bıraktı ve kudüs'ün kralı oldu.

    + ii. baudouin (baudouin de bourg) devri:
    ii. baudouin'in ilk yıllarında mardin hükümdarı artukoğlu sökmen suruç'a saldırıp ele geçirmeyi başardı. ii. baudouin, antakya'dan destek alıp suruç'a saldırdı ve artukoğlu sökmen'i mağlup etmeyi başardı. akabinde şehri yağmalayıp, müslüman ahaliyi katletti. 1102 yılında ii. baudouin'in kuzeni joscelin of courtenay urfa'ya geldi. hükümdar fırat'ın batısındaki toprakların idaresini ona bıraktı.

    1104 senesinde ii. baudouin ve antakya prensi bohemund harekete geçerek harran'a saldırdı. burada mardin hükümdarı artukoğlu sökmen ve büyük selçukluların musul valisi çökürmüş bey komutasındaki türk ordusuyla karşılaştı. savaşta haçlı kuvvetleri yenildi ve ii. baudouin ile kuzeni joscelin of courtenay esir düştü. bunun sonucunda urfa kontluğu 4 yıl boyunca antakya prensliği'ne bağlandı. bu dönemde 1106 senesinde anadolu selçukluları sultanı birinci kılıç arslan şehri kuşattıysa da ele geçiremedi. 4 yılın sonunda ii. baudouin ve kuzeni esaretten kurtulup urfa yönetimini tekrar ele geçirdi.

    1110 yılında büyük selçuklu devleti sultanı muhammed tapar'ın emriyle urfa kuşatması başlatıldı. yaklaşık 4 yıl boyunca aralıklarla devam eden bu kuşatmalar sonucunda urfa kontluğu fırat'ın doğusundaki topraklarını kaybetti. kuşatmalar sona erince ii. baudouin fırat'ın batısında ermenilerin elinde bulunan raban, keysun, birecik gibi şehirleri ele geçirip, topraklarını genişletmeyi başardı.

    1118 yılında kudüs kralının ölümü üzerine yerine ii. baudouin geçti. urfa tahtına kısa süreliğine birecik lideri galeran du puiset geçti. 1119 yılında da joscelin of courtenay geçti.

    + i. joscelin (joscelin of courtenay) devri:
    i. joscelin hükümdarlığa gelir gelmez güneye saldırılar düzenledi. artukoğlu ilgazi ile çatışmalara girdi. 1122 yılındaki savaşta ilgazi'nin yeğeni belek tarafından esir alındı. kendisini kurtarmaya gelen kudüs kralı ii. baudouin de esir düştü. fakat ermenilerin yardımıyla esaretten kurtuldular. tekrar yönetime dönünce haçlı ittifakına dahil olup musul'u kuşatmasına katıldı fakat başarılı olamadı. 1131 yılında öldü. yerine oğlu ii. joscelin geçti.

    + ii. joscelin ve devletin sonu:
    1137 yılında bizans imparatoru ioannes komnenos ordusuyla bölgeye gelince ii. joscelin ve antakya prensliği, imparatora bağlılıklarını bildirdi. urfa ve antakya kuvvetleri bizans ordusuna dahil oldu ve imparator suriye içlerine saldırdı. fakat ii. joscelin ve antakya prensinin entrikaları sonucunda imparatorun bu seferi başarısızlıkla sonuçlandı.

    1144 yılında büyük selçuklu devleti'nin musul ve halep atabeyi imadeddin zengi, urfa kontunun şehirde olmadığı bir zamanda urfa'ya saldırdı. 3 haftadan uzun süren bir kuşatma sonunda 24 aralık 1144 tarihinde şehre girmeyi başardı. 1146 senesinde imadeddin zengi'nin ölümü üzerine fırat'ın batısındaki toprakları halen elinde bulunduran ii. joscelin urfa'yı ele geçirmek için harekete geçti. fakat imameddin zengi'nin oğlu nureddin zengi tarafından bozguna uğratıldı. böylelikle urfa kontluğu resmen tarihe karıştı. (1149)

    kaynaklar:
    + birsel küçüksipahioğlu - haçlı devletleri - türkler ansiklopedisi - cilt: 6 - yeni türkiye yayınları - 2002.
    + steven runciman - haçlı seferleri tarihi 2 - çev: fikret ışıltan - türk tarih kurumu yayınları - 1987.
    + ışın demirkent - urfa haçlı kontluğu tarihine bir bakış - belleten - cilt: 53 - sayı: 206 - nisan 1989.

  • resmi gazetede yayınlanan karara göre, türkiye'deki gazzeli üniversite öğrencilerinin lisans ve önlisans parasını devlet karşılayacak.

    görsel

    türkiye'de en zor şey türk olmak

  • aferin aferin, yine her halta yapıştırın kezbanlık yaftasını. sonra düğün gününde böyle tepki veren adamlar üç ay sonra kahvaltıya gelen çay yeterince demli değil diye eşlerinin başından aşağı kaynar çaydanlık devirince de "kezbandı ama yaa" dersiniz.

    verilen tepkiyi normal karşılayan kişilerin acilen bir "öfke kontrolü" sebepli uzmana görünmeleri tüm milletin hayrına olacaktır.

    (verilen demli çay örneği ve daha nicesi bu topraklarda gerçekten yaşanmıştır.)

    http://kadininstatusu.aile.gov.tr/…apor_mizan_1.pdf

    az biraz vakit ayırıp şu raporu okuyun, kadınlar ne boş bahanelerle ve bazen sırf adamın canı öyle istiyor diye şiddet görüyor, gerçeklerle yüzleşin. ondan sonra yine özelden "kezban" diye taciz edersiniz.

  • suçlu sadece kendisidir. milyonlarca dolarlık takımı emanet ettiğin adama bak. futbolda barış dönemini özledik diye geldin, kavga gürültüden başka bir şey getirmedin. bu kaos ortamıyla başarısızlığını fenerbahçe taraftarına yedirdin. yemin ediyorum aziz yıldırım olsa bu takım böyle olmazdı. yazık günah ya.

    edit: şimdi de, selahattin baki aracılığıyla ortalığı karıştırma derdinde. fetö diye ortaya bi yem attılar. 2-3 hafta da böyle avuturlar insanları. sen fenerbahçesin, gerekirse hakemleri de var'ı da üst üste koyup yeneceksin. o gol olmasa maç 1-1 bitecek. hiç utanmıyorsunuz, 3-4 farkla yenmeniz gereken takımın galibiyet golüne ofsayt diyip var operatörü fetöcü diyorsunuz. allah, aklı başında fenerbahçe taraftarına sabır versin.