ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yurt dışı telefon kayıt harcının 1500 tl olması
-
"halk ağır vergiler altında eziliyordu"
vaktiyle tarih kitabında okuduğumuz bu cümleyi her seferinde dozunu arttırarak yaşatıyorlar bize.
elifsu'ya uyacak kardeş ismi
-
(bkz: eriklisu)
ukrayna'nın eurovision'da türkçe şarkı ile temsili
-
bu yıl isveç'te düzenlenecek olan 2016 eurovision şarkı yarışması'nda ukrayna'yı tatar türkü olan jamala(cemile) temsil edecek. 1944 adlı şarkısının nakaratında türkçe olarak ''gençliğime doyamadım, ben bu yerde yaşlanamadım'' cümlesi geçmekte.
şarkının sözleri, 1944 yılında 250 bin tatar türkü’nün sovyetler birliği lideri joseph stalin tarafından sibirya’ya sürgün edilmesini anlatıyor.
bu da sahne performansı
dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar
-
adres soran iki şaşkının yapılan tariften sonra aralarındaki konuşması:
-sol dedi.
+kendine göre sol.
-evet, kendine göre sol, yani bize göre sağ.
+bize göre sağ olduğuna göre soldan gidicez.
-evet, soldan.
tarif edilen yere ulaşabildiklerinden şüpheliyim.
yurtiçi kargo ile kız istemeye gitmek
-
kötü sonuçlar doğurur.
-hani beni istemeye gelecektiniz buğra?
+geldik ama evde bulamadık.
yaran fıkralar
-
ciddi anlamda yaran bir tanesiyle karsilastim ve hala gulmekteyim.
trafik polisi arabayi durdurmus ve egilip sormus:
> -ehliyet ruhsat lutfen
> -tabi buyrun demis sofor ve vermis. polis bakmis bi
> problem yok.
> -pekii demis polis, cevre vergisi pulu?
> -burada, buyrun demis adam.
> -ilk yardim cantaniz var mi? demis polis.
> -tabii deyip bagaji acmis adam. polis bakmis icinde
> eksik yok.
> -yangin sondurucu?
> -burada buyrun.
> -zincir?
> -derhal
derhal cikarayim buyrun.
> polis daha sonra tekrar sormus:
> -mezdeke kaseti var mi?
> sofor cok sasirmis.
> -evet var buyrun demis.
> polis: tamam siz onu takin teybe ve sesini acin
> demis ve baslamis polis oynamaya. soforun saskinligi
> daha da artmis
ve dayanamamis sormus. -hayrola memur
> bey?
> polis cevap vermis:
> -ee essek degilsin artik takarsin bi 20 milyon...
128 milyar sorusu ihanetin maskesidir
-
mhp genel başkanı devlet bahçeli'nin grup konuşmasında sarf ettiği sözlerdir.
ülkenin parasının nerede olduğunu sormak da ihanet oldu.
biz komple gidelim abi, yakında nefes alarak da ihanet edeceğiz bu ülkeye.
tayyip ve devlet beyler biz olmadan daha da rahat ederler bu ülkede. halka gerek yok, 15-20 yönetici yeter bu memlekete. halk olduğu zaman hesap vermek zorunda oluyorsun.
70 küsur yaşındaki adamları hesap vermeye zorlamamış oluruz böylece. babalarının çiftliği gibi kullansınlar ülkeyi, biz başlarını ağrıtmayalım.
edit: tashih
15 temmuz'da müezzinlere saldıranlar tutuklansın
-
vaktinde dolmabahçe camisinin müezzinini korumayan güruhun başlattığı kampanya. dolmabahçe camiisinin müezzini 'ben din adamıyım, yalan söyleyemem, o gece burada içki içilmedi' dediği için sürgüne gönderilmişti ve sesiniz çıkmamıştı.
şimdi 'cumhurbaşkanımızı koruyun' temalı sela okuyan müezzin için neden bu kadar ayaklandınız? samimiyet önemli bişey!
rejim değişikliğini bayram olarak kutlamak
-
peygamberin göğe yükselişini kutlayan adamın saçma bulduğu olaydır.
kondüktör
-
kondüktörler için inceledikleri çaylaklık entryleri "sözlük'te bu ayarda bir yazar olacağım" türünde bir taahhüt. yazar olduktan sonra çaylaklık entrylerindeki özeni bir kenara bırakıp canavara dönüşen yazarlar kondüktörlerin zamanlarını çaldıkları gibi, sözlük'e de zarar veriyorlar.
artık çaylaklık entryleri uygun bulunarak yazar yapılmış yeni yazarların sonraki entrylerinde aynı özen görülmediği takdirde kondüktörler bu yazarları uçurabilecekler.
çaylaklık ile sözlük yazarlığı arasındaki geçiş sürecinin ya yazarsın, ya değilsin keskinliğinde olması ileride değişecek şeylerden, bu aynı zamanda hepimiz için ileride olacaklara bir alıştırma da olmuş olur.
not: halihazırda entry silme ve yazar uçurma yetkisi olanların bu yetkileri aynen devam ediyor olacak.
hayata dair iç burkan detaylar
-
sene başında yeni tanıştığım öğrencilere flüt tutmayı gösterirken en öndeki öğrencimin sol elinin küçük parmağını da kullandığını gördüm, uyardım. çocuk geveledi. neden geveliyor diye dikkatlice bakınca anladım ki sağ elinin bir parmağı eksik ve bunu gizlemeye çalışırken ben de onu uyarmışım, bir şey diyemiyor, bir yandan da eziliyor yanlış tuttuğu için. o an dedim allah'ım ne olur bir dakika öncesine dönelim ve ben bu çocuğu uyarmadan önce bu ince ayrıntıyı görmüş olayım. ama olmadı tabii. gözler doldu, boğaz düğümlendi, diğerlerine çaktırmamaya çalışılarak göz kırpıp "süpersin böyle devam et" denildi ama ne fayda. her şeyi geçtim, o çocuk eksik parmağıyla bütün bir dönem en zor parçaları bile flütle çalmaya uğraştı, oysa kıytırık(!) müzik dersi işte.
demem o ki hatırlandığında bile göz dolduran, iç cızlatan detaylardır.