hesabın var mı? giriş yap

  • madem tuvalu yu inceledik buranin da hatiri kalmasin diye yazayim.
    bahamalarin guneydogusunda ve coskun sabahin sarkisi "maria" da(riki martin de taklid etti sonra) gecen ispanyola isimli adanin kuzeyinde bulunan iki adet adadan olusan devletimsi ingiliz kolonisidir.
    nufusun yuzde 80 i grand turk olarak adlandirilan adada yasar, geriye kalanlar ise caicos a tamah ederler.
    adanin isminin turk olmasinin sebebi ise adada yetisn bir tuz kaktusun ciceginin turk fesine benzemesi imis. allahtan kaktusu baska biseye benzetmemisler.

    her ne kadar hayalimizde ki "bahamalar da bir eve cikip omur boyu balikcilik ve sungercilikle geciniriz abi" soylemiyle parallellikler gosterse de, artisiyla eksisiyle degerlendirilmesi gereken bir adadir.
    sicaklik kisin ortalama 23- 27, yazin ise 32 -37 arasi degismekedir ki bolgesine gore ilik bir iklimi vardir.
    buna karsin adanin dogal yasam formlari envai cesit bocuk, sivrisinek, ciyan vesairedir, ki pek de cazip gelmez bizim sehirli bunyemize. ayrica west indies in en susz kurak yeri oldugunu da soylememiz gerek.
    adanin yuzde 90 ini ada yerlisi halk (belongers deniyormus) olusturdugundan, zenci populasyonu yuzde 90 lara ulasmaktadir. en yuksek noktamiz ise 50 metre ile tuvaluya fark atmaktadir.

    ana dili ingilizce, demokratik bir yonetim soz konusu. topraklarin cogunlugu sigircilik, buyuk bas hayvancilikla kullaniliyor, daha da buyuk bir cogunlugu hic kullanilmiyor.
    "deniz urunleriyle bi omur yasarim abi"
    diyenlere mujde...adadan 7000 ayri dagitim noktasina istakoz, ahtapot, ve vashak dagitiliyor (cidden okuyormusunuz diye test ediyorum)
    hastalanirsak hastanemiz mevcut, cocuklar icin oyun salonumuz var.

    ayrica ozur dileyerek soyluyorum ki asil ismi turks and caicos islands buranin turk degil

  • norveç'in tek başarısı, petrol gelirlerini iyi değerlendirmesidir. buradan görebileceğimiz üzere norveç'in petrol gelirlerini değerlendirdiği fon 1.2 trilyon dolara ulaştı.
    link

    yani norveç'i, kumardan para kazandıktan sonra bu parayı çarçur etmeyip iyi yatırım yapan birisi olarak düşünebiliriz. bu bir başarı, venezuela gibi parayı batırmadı ama bu parayı en başta şans eseri kazandığı gerçeğini değiştirmiyor.

    norveç hiçbir zaman bilim, teknoloj, endüstri'de çığır açıp bu sayede zenginleşen bir ülke olmadı. 1960'larda petrol bulunmadan önce köyden hallice bir ülkeydi, petrol bulunmasa da bugün en iyi ihtimalle ortalama bir avrupa ülkesi ayarında olurdu.

    norveç oldukça şanslı. japonya-kore'nin çok çalışma, amerika'nn inovasyon ve risk alma, avrupa'nın bilim kültürüne sahip olmadığı halde dünyanın en zengin ülkelerden birisi olmuştur.

  • son yapılan bilimsel çalışmalarla ortaya konmuştur. kişisel olarak, psikolojiye özellikle de birçoğumuzun çok yanlış bir şeklide özenerek baktığı şizofreni hastalığına özellikle ilgim olduğu için ve şizofrenin nedenleri hâlâ bir gizem olduğundan dolayı, bu araştırmayı buraya taşımayı uygun buldum. öncelikle plasenta nasıl bir yapıdır? çok kısa anlatmak gerekirse, hem fetüse hem de anneye ait bir yapı olup, hem anneye hem de fetüse yapışık haldedir.

    net bir şekilde giriş yaparsak, olayımız şu: eskiden bilinenin aksine sadece genler şizofreni de tek belirleyici etken değillerdir. genlerin yanında gebelik problemleri işin içine girdiğinde, şizofreni gelişme olasılığı önemli ölçüde yükselmektedir.

    normalde, bir kişinin şizofreni riskinin yaklaşık % 60 ila 70'i genlerine bağlıdır. çoğumuz şizofreni ile ilişkili genetik varyantların-bozuklukların bazılarına sahibiz. dna'larımızdaki tek harfli değişiklikler, ne kadar çok fazlaysa, şizofreni riskimiz aynı oranda artar. aynı zamanda, bilim adamları son çalışmada annede viral enfeksiyonlar da dahil olmak üzere hamilelik sırasında meydana gelen komplikasyonların, yani fetüsün şizofreniyi gelişme riskini, iki kat artırdığını belirlediler; ancak bilim adamlarının bunun tam olarak sebebini bilmiyorlar.

    28 mayıs'ta nature medicine 'de yayınlanan yeni bir araştırma, bu iki risk faktörünün (gen ve plasenta) ne zaman etkileştiğini ortaya çıkardı. hamilelik problemleri artı genler birleştiğinde, bir bireye şizofreni tanısı koyulma olasılığının, sadece yüksek bir genetik riske sahip olan kişilere kıyasla en az beş kat arttığı ortaya konuldu. baltimore'daki lieber beyin gelişimi enstitüsünden daniel weinberger, şizofreni ile ilişkili genlerin yaklaşık üçte birinin plasentada olduğunu keşfetti. ancak bu genlerin dna'larındaki bazı değişimler, eğer hamilelik sırasında komplikasyonlar varsa şizofreni ile sonuçlanıyor. gendeki değişimler, plasentanın çevreye karşı ne kadar stresle başa çıkabildiğini etkiliyor.

    anne veya bebek hamilelik sırasında önemli bir sağlık problemi yaşarsa, bu varyasyonlar-değişimler, plasentadaki bu genleri aktive edip, inflamasyonu tetikleyebilir veya fetüsün gelişimini etkileyebilir ve daha sonraki yaşamlarında bireylerin şizofreni riskini önemli ölçüde arttırabilir. diğer bir deyişle, beynin gelişmesi ve gelişimsel davranış bozukluklarının ortaya çıkması arasında yakın bir ilişki vardır. bu ilişki de önemli ölçüde plasentayla bağlantılıdır.

    araştırmada yer almayan columbia üniversitesi tıp merkezi'nde psikiyatri profesörü olan alan brown, bulguların çok ilgi çekici olduğunu düşünüyor ve ekliyor: “bu araştırma benim için, erken gelişimdeki çevresel faktörlerin ve doğum öncesi faktörlerin, şizofrenide en az genler kadar önemli olması bakımından büyük önem taşıyor.” kısaca, burada şizofreninin sadece genlere bağlı olmayıp, doğum öncesinde plasentaya da önemli ölçüde bağlı olduğu gözler önüne seriliyor.

    peki araştırma nasıl yapılmış? şimdi ona göz atalım.

    araştırmacılar öncelikle, preeklampsi (annede tehlikeli derecede yüksek kan basıncı-halk arasında gebelik zehirlenmesi olarak bilinir), fetüsün sınırlı büyümesi, doğum kanalında plasental tıkanıklık, acil sezaryen gibi gebelik komplikasyonlarını araştırmak için genetik verileri ve tıbbi öyküleri gözden geçirdiler. dipnot olarak; bu sorunların, tüm gebeliklerde tahmini olarak yüzde 15 ila 20'sinde görüldüğü belirtmekte fayda var.

    araştırmacılar daha sonra bu gebelik komplikasyonları ve şizofreni ile ilişkili genetik varyasyonlar arasındaki istatistiksel etkileşimleri test ettiler. gebelik komplikasyonlarının, plasentayı etkileyen fetüsteki genetik değişimler ile birleştiğinde, şizofreni ile sonuçlanma olasılığı çok daha yüksek çıktı.

    şizofreninin, beyin kimyasındaki bozulmalar sonucu ortaya çıktığına işaret eden çalışmalar bulunsa da, bu araştırma bu hususta bir devrim niteliğinde olabilir.

    bu arada bir ayrıntı olarak; yeni çalışmada, şizofreni ile ilişkili genlerin, dişi fetüslerden ziyade erkeklerde plasentada yer alma olasılığı daha yüksek bulundu. bu araştırmacıların, cinsiyetin durumu nasıl etkilediğine dair cevaba bir adım daha yaklaştırabilir.

    aslında araştırmadan ortaya çıkan önemli soru, bu tip ciddi hamilelik komplikasyonlarının nasıl önleneceği veya plasentanın çevresel strese karşı nasıl daha dirençli hale getirileceğidir. weinberger'e göre önleyici tıp, çok önemli bir husustur. dolayısıyla, bu bahsedilen gelişimsel bozuklukların ortaya çıkmasından çok daha önce bunların olma olasılığını azaltmaya çalışmak ilk stratejimiz olmalıdır.

    kaynak: https://www.scientificamerican.com/…zophrenia-risk/ 'den derlenerek oluşturulmuştur.

    ayrıca (bkz: #40256255) (ek olarak, bu yazıyı okumanız da tavsiye edilir, yazan yazarın emeğine sağlık)

  • bende uyandırdığı tek düşünce; herkese atatürk nasip olmuyordur. bu günümüze bile şükür be atam sayende.

  • ugandalı bir arkadaşımın "bombaleeeyo" diye okumasıyla çığırından çıkan olay.

  • olum adam kasap kasap.
    kasabin yaraticisi, vizyonlusu, yeteneklisi, caliskani, basarilisi, kendi alaninda en iyisi
    ama kasap...

    edit; kasap diyerek nusret’i asagiladigim anlamini cikarmis bazi yazarlar. kesinlikle oyle bir niyetim yok bizatihi eski bir kasap olarak nusr-et ile ilgili goruslerim asagidadir.
    isinde iyi olan herkese saygi duyarim...
    #113586567

  • yurtdışında çalışırken bir rus mühendisle tanışmıştım , bir sözü vardı bu olaya benzer ;

    "cumartesi günü eşekler ve türkler çalışır , pazar günü sadece türkler çalışır ".