hesabın var mı? giriş yap

  • geçen hafta ziyaret ettiğim şehir. fena da gezmedim hani. bir ankara'lı olarak notlarım:

    -şehir uygar beyler, yapacak bir şey yok. ankara'nın yiğidolarını aratmayacak insanların yoğunlaştığı semtler olsa da, şehirde genel olarak bayan arkadaşlarımız rahatlıkla istedikleri gibi gezebiliyorlar.
    ankara'da benim bile şortla rahat gezemediğim semtler varken, burada 3 parmaklık şortla gezen hanımefendiler vardı. gene semtten semte değişir tabi ama, hoşuma gitti bu kendi işine bakmacılık.

    -dediğim gibi laf atma, bıyık burma, apaçilik falan pek görmedim. en apaçi ben olabilirim.

    -istanbul'un vapur keyfini daha kompakt olarak, istanbul gibi leş olmayan bir şehirde yaşama imkanı sunmakta. vapur yolculuğu da çok uzun değil zaten, tam kararında kalıyor.

    -alsancak, kordon falan çogzel.

    -efsane zannediyordum ama 3 gün boyunca çirkin kız görmedim lan. üstelik sen onlara bakınca onlar da sana bakıyor! biz böyle görmedik olum, elim ayağım karıştı ne yapacağımı bilemedim.

    -alsancak'ta gece vakti çimlerde oturacak yer yoktu neredeyse, birasını kapan gelmişti. hayır ağlamıyorum gözüme bir şey kaçtı :' (

    -toplu ulaşım ücreti ankara'nın yarısı. i.melih gökçek başgana selamlar.

    -insanı güleryüzlü, selpakçıları laftan anlıyor, çingeneleri sevimli, tarihi bina bar olmuş lan daha ne olsun.

    -sanırım maddeler halinde yazmayı seviyorum.

    resmi olarak ciddi düşündüğüm bir şehir olmuştur izmir, şimdi o düşünsün!

  • birinci sorgu ekranında benden iki tane gösteren hizmet. biri evlenmeden önce, biri evlendikten sonra.

    evlilik insanı çok değiştiriyor :(

  • şu sıralar ilginç bir şekilde çinli akımı olan platform.
    çinli bir hatunla eşleştim. ilk önce saçma sapan muhabbetler döndü. sonra iş bitcoine geldi bir şekilde. işte ben bu işin uzmanıyım istersen sana yardım edeyim. kolayca para kazanmak istemez misin falan demeye başladı. neyse ben olayı sen nude at bakarız daha sonra para işlerine diye olayı sulandırınca muhabbet koptu.
    sonra aklıma takıldı bunlar ne ayak diye. şimdi yeniden bir çinli ile eşleşip salak muhabbetleri geçtim. bu da hemen kripto paralara getirdi mevzuyu. işte amcam büyük bir bankada çalışıyor. içerden bilgi alıyorum falan diye gazladı. tesadüf olmadığını düşünüyorum. biraz salağa yatttım. ben bu işlerden anlamam bana yardım et falan diye. bkc coin diye bir sitenin linkini attı hemen. üye ol sonra yardım edeyim falan diyor.

    arkadaşlar çekik gözlü kardeşlerimiz bizim uçkur ve kolay para sevdamızdan kombo bir dolandırıcılık yöntemi bulmuşlar sanırım. anadolunun kavruk delikanlıları olarak bu oyuna gelmeyin. zaten gönderdikleri virüsle yeterince öptüler bizi şimdi de cüzdanlarımıza göz dikmiş yarasa yiyiciler.

  • haberde en çok "özel ekip kuruldu" kısmına güldüm. sanki filmlerdeki jason amcamız gibi tipler son teknolojiyi kullanarak suçluları yakalayacakmış gibi bir izlenim veriyor ama doğrusu birkaç kişilik ekip ile civar güvenlik kamerası izlenip ağzında sigara ile ekranda parmağıyla gösterip "bah şoraya gacıyor o kamaraya da bakah" diyen göbekli polisler suçluyu yakaladıktan sonra göç idaresine gidip işlem yapması uzun ve meşakkatli olacağı için uyarı yapılıp serbest bırakılıyor.

  • çekilmiş en iyi spor temalı filmlerin başında geliyor, ekşi'de hakkında bu kadar az yazılması garip.

    bu tarz filmlere kıyasla az klişeli, bol güzellikli bir film, gerçek ve çarpıcı bir hikaye oluşuyla da fark yaratıyor. aslında siyah-beyaz ayrımını spor üzerinden anlatan çok yapım var -remember the titans'la bayağı benzer yanı var örneğin-

    ancak glory road'u farklı kılan yanı, belki de basketbol oyununun seyrini değiştiren gerçek bir olayı çok başarılı şekilde anlatıyor oluşu.

    not: jeneriklerde pat riley dahil olmak üzere, maçta yer almış isimlerle yapılan röportajlar var, kaçırmayın.

  • "öpüşeceğimiz insanı da biz mi getiriyoruz yoksa içeride veriyorlar mı?"diye sorduran olay.

  • ağzını açan herkesi soruştursalar çok daha kolay olacak, tek tek zor oluyordur böyle. önce ankara barosu*, şimdi bu.

    izmir'de 30 ekim'de meydana gelen depremde yaşananlara ilişkin iktidara eleştirilerde bulunan sunucu öykü serter hakkında halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme" iddiasıyla soruşturma başlatıldı.

    özetle şuursuz bakanlarını da al git ey iktidar demişti.
    düzenleme: şereftir tweeti atmış soruşturmaya karşı.

    konuşmanın tümü:
    bu şiddette bir depremde o evler yıkılmayıp sapasağlam kalsaydı bize mucize aslında gel gör ki, bu toprakların yokluk ve ölüm güzellemeleri, akıl, bilim ve teknolojiyle çözümlenebilecek insan odaklı meselelerin kadere yüklenmesi, siyaseten bu milletin duygusallığının suistimal edilmesi bize üç yaşındaki aydan’ın hayata uzanan elinin mucize olduğu kabulünü mecbur kılıyor. peki… deprem allah’tan ama insana verdiği akıl da... birini kullanmadan diğerine sığınamazsınız. sen tedbirini al gerisi allah’tan deriz. yani o evlerin yaşanamaz olduğunu bile bile yaşanan bu acıların suçunu allah’a atıp tertemiz sıyrılamazsınız. kadere rıza başka bir şey...

    depremle ilgili önergeleri reddeden, imar barışında imzası, yetkisi, etkisi olan herkes sorumlu. herkes bu masum insanların ölümünün sebebi, katili... deprem vergilerini çalan - evet çalan (hesabını veremiyorsanız çalınmıştır!) herkes bu acının müsebbibi, bu saatten sonra bu iktidara, idarecilere, yetkilere hesap sormayan herkes de başına geleceklere razı olmuş demektir. artık kendimize gelelim, yeter diyelim; öfkemize sahip çıkalım. bu halkın aklıyla, duygusallığıyla, imanıyla dalga geçer gibi oynadığınız, suistimal ettiğiniz yeter!"

    iktidarı ayrı, muhalefeti ayrı... itişiyormuş gibi yapıp el ele bu milletin burnundan getirdiniz; fakirleştirdiniz. sarayın günlük harcaması 10 milyon, izmir’e çıkan ödenek 5 milyon! sadaka mı veriyorsunuz bu nedir allah aşkına? milletin a...koyacağız diyen cengiz'in affedilen vergisi 425 milyon!

    şu yardımlaşmayı, dayanışmayı gördükçe bizi bizle bırakın, biz kendimizi kurtarırız, yaşatırız, yönetiriz, neyimiz varsa paylaşırız. bu birlik beraberlikten şov malzemesi çıkarmayı, enkaz üstüne çıkıp bonus toplamayı, yarın hava soğuk değil, yağmur da yok açıkta kalın, diyebilen bakan utanmazlığını, halkımız da çürük binalarda oturmasalarmış arsızlığını, ‘ayda'nın acıyan yeri yok, köfte ayran istiyor’ diyen şuursuz bakanlarını da al git ey iktidar."

    detay.