hesabın var mı? giriş yap

  • okulda permütasyon hesabı öğrenmemiş bir bireyin söyleyebileceği bir söz. bunu söyleyenler bunu da söyledi: topu topu 0 ve 1 var anasını satayım kaç tane program yapılabilirki?

  • yahu ben torumlarıma, çocuklarıma nasıl derim sizin büyük büyük dedeniz mırto ağa diye yaa. allah aşkına yapma e-devlet.
    ulu reis, bileği bükülmez yiğit, sırtı çimen görmemiş cengaver, haçlı ordularına el aman çektirmiş, cesaretiyle 3 kıta, 7 denizde nam salmış korkusuz mırto ağa mı olur?

    edit: bir arkadaşımızdan mesaj geldi:
    "hocam kütük neresi? benim dede de mırto çıktı" diye. gülmekten cevap veremiyorum görünce. benim dede mırto çıktı, ne demek ahahahaha hay yaşşa be kardeş

  • telefonla arayıp, sorup soruşturup bulamadığım arkadaşın. sahilde güneşlenirken yamaç paraşütüyle yanıma inmesi.

  • kimsenin orhan pamuk'un kafasina silah dayayip "konus ulan konus!" deme niyeti yok, ancak kendisinin konusmama hakki varsa, benim de onu konusmuyor diye elestirme hakkim vardir. occupy wall street esnasinda hicbir amerikalinin cikip "stephen king neden konusmuyor lan?" dedigini zannetmiyorum ancak noam chomsky konusmasa elestirilirdi.

    orhan pamuk kitaplariyla, konusmalariyla politik olmayi tercih etmis bir yazardir. olmasaydi kimsenin diyecek birseyi olmazdi. su andaki sessizligini elestirmek insanlarin hakkidir. bu dakikadan sonra kendisini samimi bulmak cok zor olacaktir.

    not: noam chomsky ile orhan pamuk'u kiyasladim ya, allah da benim belami versin.

  • şirinlerin o tehlikeli ormanda, gargamel peşlerindeyken, şirine kimseye vermezken yine de "laa laa lalallaa" diye gezebilmelerini sağlayan şey.. off bi de şirinler minik ya, ye ye bitmez..

  • son zamanlarda izledigim en iyi filmlerden biri.cok yalin, bir degil bir cok farkli toplulugun sikintilarini anlatan,salya sumuk aglatmadan da
    dokunakli film yapilabilecegini gosteren,sadece erkek ve alisveris sorunlarini kadinlarin hikayeleri olarak
    izledigimiz bu gunler de cok farkli, bir "kadin(lar) hikayesidir "ayrica.

  • çalıştığım iş yerinde bir arkadaş vardı. benden yaş olarak 5-6 yaş falan büyük. aşırı derecede kitap okuyan birisi ve kitaplarını hiç yıpratmaz. okuyup bitirdiği kitabı rafa koy sıfır kitap diye satarsın o derece güzel bakıyor. bir gün elinde frp türünde bir kitap gördüm. oradan bir sohbet başladı. normalde hiç kimseye kitap vermeyen adam serinin ilk kitabını bana getirdi verdi. okudum bitirdim. bitirdiğim günün ertesi günü teşekkür edip iade ettim. bir sonraki gün üçlemenin geri kalanını getirdi. onları bitirdim verdim. bir üç tane daha getirdi.(kitaplara kendimden daha çok dikkat ediyorum emanet diye) bu sefer iade ederken yanında serinin yeni çıkan kitaplarından bir tane hediye ederek teslim ettim kitaplarını. abi adam bugüne kadar kime kitap verdiyse geri gelmemiş. benden anında geri alıyor, bir de teşekkür maksatlı yeni kitap hediye edince adam; yarın sırt çantası, torba vs şeyler getir işe gelirken abicim dedi. sordum neden diye. sen getir, sorma dedi. getirdim, iş çıkışı bindik otobüse, gittik onların eve. adam kütüphanesini açtı yemin ediyorum kitapçı açarsın. bi oda dolusu kitap. ağzına kadar kitap dolu. yerlerde, raflarda, dolaplarda her yer kitap. istediğin kadar kitap alabilirsin abicim. tek tek getirmekle uğraşma, hepsini bitir öyle geri getir dedi. yani adam olun. aldığınız kitabı geri verin. kimse size kitaplarını vermek zorunda değil. insanlara nasıl davranırsanız benzer şekilde karşılık alırsınız.

  • yok o iş öyle değil. paran varsa kız seni tavlıyor, sen de sen tavladın sanıyorsun.

    debedit: bazıları gibi ''o kadar entry'min arasından soka soka bunu mu debe'ye soktunuz'' demek isterdim ama aksi gibi diğer entry'lerim de pek bişeye benzemiyor.. neyse :/ ha unutmadan, selam kızlar.*