hesabın var mı? giriş yap

  • eksi sozlugu game of thrones dunyasi olarak goruyorum. hatta kafamda kralliklari, grallari ve sloganlarini bile buldum.

    owencanland
    lider: owencan
    nufus: 31.000.000
    slogan: your mum is coming

    cicisland
    lider:ssg
    nufus: 26.000
    slogan: our eyes are so anlamli

    entelia
    lider: otisabi
    nufus: n/a
    slogan: fular is ours

    atayizland
    lider: immanuel tolstoyevski
    nufus: 15.000- 25.000(with gizli atayizts)
    motto: we do not belive

    kanzukland
    lider: kanzuk
    nufus: 12.000
    motto: i see dead entries

    gurinho
    lider:guru
    nufus: 15
    slogan: facebook is ours, zynga- zuckerberg- facebook, facebook is coming, ccc facebook ccc, did i say facebook?

  • kalecilerin hiçbir şekilde tutamadığı brezilya'nın özel vuruşu. top balık oluyordu ve kaleci tutmaya çalışınca şaftı kayıyordu. brezilya ve balık nasıl bir bağlantı onu da anlamadım pek.

    ekleme: o balık piranaymış. amazon nehrinde bolca bulunurmuş. yani brezilya'da pirana meşhur imiş.

    özel vuruş şu şekildeydi. tabi kaleci alman olunca pirana bile işlememiş.

    ek: imla.

  • baba aklı sıra işletecektir... yabancı bir numaradan durmadan çağrı bırakır;
    -kimsin güzelim? derdin varsa ara.
    -beni tanımadın mı? ben ananın kocası.
    -ulan senin... '!^'^+'^++%^&%%&
    -baban ulan baban eşşolueşşek...

  • şu görsel bardağı taşıran son damlaydı nasıl böyle bir salak akrabam olabilir dedim sildim gitti.

  • kendi başınıza gittiğiniz hastanede doktorundan hemşiresine, hademesine, diğer hasta refakatçilerine kadar herkesin ağız birliği etmişcesine "refakatçiniz yok mu?" diye sorduğu her an.

    -refakatçiniz yok mu?
    +yok.
    -refakatçiniz olsaydı iyiydi.
    +kendi başımın çaresine bakabiliyorum. refakatçiye gerek yok.
    -olsun, refakatçi olsaydı iyiydi.
    +peki.

  • kendisine dair şöyle bir gözlemim var. bugün sabah ofise gelen gazeteleri okurken hürriyet gazetesi çılgın makinist faciası diye bir başlık atıp olayı doğrudan makiniste bağlamıştır. wall street journal ise demiryolu müfettişleri ile röportaj yapıp olasılıkları sıralamış ve sorumlunun trendeki karakutunun incelenmesinden sonra belirleneceğini söylemiştir. görünen o ki türk medyasındaki sorumluyu atama mekanizması yurtiçi, yurtdışı ayırt etmiyor. buradan kendilerine sesleniyorum ispanyadaki haberi bari tarafsız, infazsız verin de gazeteye benzeyin.

  • nedenini anlamak çok da zor değildir.

    araştırma görevlisi demek, eli henüz para görmüş yeni mezun demektir. para da öyle çok matah bir para değildir ama "almışken" felsefesini kısmen uygulamanıza izin verir. kışlık bot alsanız, yazın sıkıntı çekersiniz. yazlık ayakkabı alsanız kışın sıkıntı çekersiniz. abiye ayakkabı alsanız, bir anda gardırobunuzu değiştirmek zorunda kalacağınız için pahalıya patlar. hem spor ayakkabı olacak hem her mevsim olacak hem spor giyinmenize uygun olacak hem de trekking vs hafta sonu kaçışlarına uygun olacak. eh, işte 10 fonksiyonu yerine getirdiği için elde de para var, artık öğrencilikteki gibi değilsiniz, bastırıp parayı alıyorsunuz en iyisinden bir dağcı ayakkabısı.

    işe git, uyumlu. oradan çıkınca bara git cool. oradan çıkınca eve git, çıkarmadan yat, terletmez. hafta sonu atla trekking'e git, şukela.

    ben dağcılık ayakkabısı giymeyen araştırma görevlisine iyi gözle bakmam.

  • açıkçası benim anneannem hiç bir şey öğretmedi bana. kadının hayat felsefesi şu şekilde:

    ''yi, iç, sıcak tut kendini, yi, yat, bismill, yi, çay iç içini ısıt, yimek yi, sıcak tut kendini tirrik olma, bismilll, yi, yavrım, çay iç, bismill, yavrım, foksu aç, bismill...''

    anneanne ne lan öyle? modern gibi takılmalar. bildiğimiz nene bu işte.

  • karşısına geçip "kahrolsun pilates, yaşasın pilav-patates" demek istediğim eski model hanım.