hesabın var mı? giriş yap

  • yaklaşık 3 yıldır yapmış olduğum yumurta pişirme tekniğidir. yumurtayı önce çırpıyor daha sonra tavada pişerken karıştırıyorsunuz. inanılmaz bir lezzet. bu tarifi ilk kez denediğim o sabah, çocukluğum boyunca her sabah kahvaltısında yediğim yumurtayı yeniden keşfetmiş gibi olmuştum. sahanda yumurta tutkunu olan aile fertlerime bu lezzeti sunduğum an, yumurtanın görüntüsünden biraz ön yargılı yaklaşmışlardı ancak zamanla bağımlısı oldular.

  • ilk başlarda pulsarlar onları keşfeden gözlemevinin başharfleriyle adlandırılırlardı.(örn.cp 1919). yeni adlandırılan bütün pulsarlar j harfi ile başlayıp 2000.0 koordinatlarını kullanır.(örn. psr j1921+2153). bütün quasarların j isimleri olmasına rağmen 1993'ten önce keşfedilenler genelde b kodlu isimleriyle anılırlar.

    o kadar yoğundurlar ki bir çay kaşığı kadar pulsar maddesinin dünyadaki ağırlığı 100 milyon tonu geçmektedir. pulsardaki bir çay kaşığı maddeyi kaldırabilmek için, limanlarda her biri 50 ton yük kaldıran dev vinçlerden 2.000.000 adet gerekecek ya da bu maddeyi taşıyabilmek için de 4.000.000'den fazla büyük kamyon lazım olacaktır. 1 gram maddesine bu kadar dehşetli bir gücün saklanması, insanoğlunu acze, hayranlık ve şaşkınlığa düşürmektedir.

    pulsardaki olağanüstü madde, iki hâldedir: katı ve sıvı. katı madde, son derece yoğun olması bir yana, aklın alamayacağı kadar serttir. saç teli çapında bir parçası, boğaziçi köprüsü’nün ayaklarından daha dayanıklıdır. sıvı maddenin ise çok değişik özellikleri vardır. bu sıvı için sürtünme ve aşınma diye bir şey yoktur. “süpersıvı” adı verilen bu akarmaddenin bir bardak içine karıştırıldığını düşünürsek, bu hareketini başka hiç bir müdahale olmaksızın sonsuza kadar sürdürür.

  • güneş sistemi'ndeki tüm gaz devi gezegenlerin (jüpiter, satürn, uranüs ve neptün) halkaları varken, yerbenzeri gezegenlerin (merkür, venüs, dünya ve mars) yoktur.

    halka sistemlerinin nasıl geliştiğine dair iki teori bulunur. bunlardan biri gezegenin oluşumundan arta kalan materyallerin bu halkaları oluşturduğu, bir diğeri ise bir çarpışma ya da gezegenin çekimi sonucunda parçalanan bir ayın bunları oluşturduğudur.

    sadece gaz devlerinin halkalarının olmasının nedeni kesin olarak belli olmasa da gaz devleri güneş sisteminin dış kısımlarında oluşurken, sistemin iç kısımlarında kayalık, yerbenzeri gezegenlerin oluşması tahminler için bir ipucu olabilmektedir.

    belki de iç kısımdaki gezegenler halkanın oluşumuna sebep olabilecek çarpışmalar için daha korunaklıydı ya da dış bölgelerde ay etkisi daha yüksek olduğu için halkalar o bölgelerde daha yaygın hale geldi. bir diğer tahmin ise daha büyük gezegenlerin bir halka sisteminin oluşabilmesi ve oluştuktan sonra korunabilmesi için daha yüksek yoğunluğa sahip olmasıdır. bunların hepsi tahmin tabii. elimizde maalesef kesin bir kanıt bulunmuyor.

    bilim insanları dünya'nın geçmişte bir halka sistemine sahip olduğuna inannmaktadır. tarihin çok erken bir döneminde mars boyutunda bir nesnenin dünya ile çarpıştığı ve yoğun bir enkaz halkasına sebep olduğu, dış gezegenlerin aksine, dünya'nın halka sisteminin kısa sürede birleşerek ay'ı oluşturduğu düşünülmektedir.

    kaynak: bbc science focus

  • gulmenin bulasici oldugunu gostermis cocuklardir. aksam aksam guldurdu sevimli sey, nasil da kikir kikir guluyor.

  • bizim bir aile gelenegimiz var. esasen bakarsaniz geleneklere sahip olmak bile yaslanmakla ilgili galiba, su an fark ettim ama bunu gormezden geliyorum. alti kardesiz ve yas gunlerimizde babam bizi arayip hep ayni dogum gunu sarkisini soyler. bu ilk gunesli bahar gununde tum otoparklarin dolu olmasi gibi, zaten calismadiginiz zamanlarda hafta sonlarinin -hak edilmemislik hissinden kaynaklaniyor olmali- sikici ve anlamsiz olmasi gibi, orhan ve ferdi den yalniz birini sevmek gibi olagandir.

    dogumgunumdu iki gun evvel.. -bugun dogum gunu olanlari kutlarim.- malum, sarki gelecek, bekliyorum. baktim babam, watsaptan yazmis! aramiyor, sarkiyi soylemiyor, sozlerini yazmis. sozleri de yazayim tam olsun gibi, ama eksik oluyor oyle. duyamiyorsun sesini. arayip bi kizayim dedim,biliyorum bu yaslilik degil, dupeduz aymazlikla ilgili. sonra baktim telefona. mesaja. tarihe. yillara. kendime. her sey degisecek, her yas gunumde o baba orada olmayacak. o sarkiyi soyleyemeyecek hicbirimize belki de. hayatla kontratim yok, herhangi bir konuda anlasmamiz olmadi kaldi ki herhangi bircok konuda anlasamadigimiz oldu cok. dedim ki, allah gostermesin, ama olur ya, olmazsa bir daha, anladiniz onu siz dile dokesim gelmiyor, bu bildiginiz gibi zamansizlikla ilgili, mesaji acip okurum. soz ucar, yazi kalir malum. boylece her dogum gunum, hep sarkimizla kutlanmis olur. bu da biraz buyumekle ilgili. buna da icten ice sevindim.

    ınsan, sevinmeyi kafasina koymayadursun illa bir yolunu buluyor, bu biraz yasamakla ilgili..

    nihayetinde acik konusalim romalilar, sevdiklerinizin az zamani kalmis olma ihtimali, akliniza daha sik geliyor ve kendinizce daha az yara almak icin cozumler uretmeye cabaliyorsaniz bencil oldugunuz kadar yaslisinizdir da artik.

    cunku yaslilik, yasadikca yara almamaya calismaktir.

  • günün en sevmediğim saati.. halbuki 3 sayısını çok severim.. ama iş sabahın 3'ü ise, işler değişir o zaman, devrelerim yanar.. yalnızsam şayet ve de farkına varmışsam ki saat 03 00, işte o anda sanki dünyanın en gergin insanı ben olurum.. sebeplerim var elbet..

    * 17 ağustos 1999 - 03.02
    bir deprem.. babamla el eleydik o anda.. "ölüyoruz herhalde" dedik, ölmedik..

    * 11 ağustos 2004 - 03.05
    bir kalp krizi.. yine el eleydik.. "ölmüyorsun baba" dedim, öldük..

    babamın köstekli saatleri vardı, kimisi 3 kuşak öteden kalma.. tik tak seslerini çok sevmişimdir hep.. bugün aklıma geldiler, "bir bakayım durumlarına" dedim, bir bir kapaklarını açtım.. "nasıl yani?" dedim.. 3 saatin 3'ü de mi 3'te durur kardeşim? durmuşlar işte.. biri tam 3'te, ikisi 5 geçmiş..

    "üç vakte kadar korkularının üzerine gideceksin" demek istediler bana, aldım mesajı..

  • - şimdi ismail saymaz ben şunu anlamıyorum...
    -hocam, bakın... şunu anlamıyorum...
    -ya orası tamam da, ben şunu anlamıyorum...

    anlamıyor.

  • fenalık geçiren kıza geçmiş olsun ama içindeki diğer 253 yolcuya daha bi geçmiş olsun. hani uçak 7 saat istanbul üzerinde tur atacağına kuzey kutbuna ne biliyim en azından bir svalbard’a falan gidip gelseydi keşke yani empati yapıyorum 7 saat boyunca devasa bi tenekenin içinde sürekli bağcılar, gaziosmanpaşa esenler manzarasına tepeden maruz kalıyorsun..ne zor bi imtihan. uçaktaki yolcuların hepsi ekmeğe falan bastı herhalde kuran yırttılar başka açıklaması yok. geçmiş olsun yine.