hesabın var mı? giriş yap

  • açık söyleyim stokçu oldum.

    gittim bir uğur derin dondurucu aldım.

    bakliyat depolamak için sert plastik kutular aldım.

    bakliyat böceklenmesin diye ortam nemini çeken aparatlar aldım.

    ve yaklaşık 30 kilo eti ve balığı, aileme en az 1 yıl yetecek bakliyatı, 10 larca kilo vakumlu peyniri, kaşar peynirini, sucuğu, dayanıklı günlük kullanım ürünlerini, yıllarca yetecek traş bıçağını, pişirme kağıdını, buzdolabı poşetini, a4 kağıtları, tuvalet kağıtlarını ve rulo kağıt havluları

    sonra onlarca litre ayçiçek ve zeytin yağını stokladım.

    hanımın telefonu ya da kendi telefonum bozulursa diye yedek telefon bile aldım.

    geçen yıl tanesi 19 bin liraya iki adet bilgisayar aldım. şimdi ikisi toplam 108 bin lira ediyor. makinelerin biri yedek olsun diye. ilerde bilgisayar almak zorlaşırsa ya da ekran kartı vs bozulursa yedeğime geçeceğim.

    eskiyen elektronik eşyaların tamamını yeniledim.

    sonra bir yıl yetecek kadar mutfak tüpünü stokladım.

    bunların çoğunu da ucuz banka kredilerini çekip çekip yaptım. millet kredi çekip ev araba aldı ben ilerde evi ve arabayı yiyemem diye mala girdim. dağ gibi borcum var ama kimin umrunda... tl değer kaybettikçe tl borç devede kulak kalır.

    eşim ve babam bir paranoyak olduğumu düşünerek benimle dalga geçtiler aylarca...

    şimdi 5 ay önce aldığım 100 liralık somon 430 lira oldu. 30 liraya aldığım kıymalar 120 lirada 130 liraya aldığım tüpler 300 lirada geziyor. eşim ve babam dalga geçmeyi kesiverdi her nedense...

    tabi bunların hiçbiri bir işe yaramaz. eninde sonunda stok mutok tükenir ama...

    işte bir umut fırtına belki 1 yıl sürmez diye ihtiyati tedbir diyelim.

    lakin çok umutsuzum sözlük. gelecekten inanılmaz korkuyorum. türkiye'nin gelecek yıllarda ne kadar güvenli bir ülke olacağını bilmiyorum. en çok da 5 yaşındaki kızım için korkuyorum.

    samimi söylüyorum 37 yıllık hayatımda kafayı işte bu sene yedim ben.

  • susayım diyorum da olmuyor.
    cenk erdem ikilisini yutubır sanan ergenler peydahlandı son dönemde dayanamayacağım iki laf edeceğim. yahu adamlar bu ülkede geyik muhabbeti kavramının mucidi, imalatçısı ve distribütörü. siz suya bu derken bu adamlar asrın geyiğini profesyonel mecralarda yapıyorlardı.

    utanmıyorsunuz da anasını satayım. komik bulursun bulmazsın ona karışmam da adamların kim olduğunu neler yaptığını bir araştır anla ondan sonra bok at. vallahi yaşlandım artık kuşak çatışması yaşıyorum sözlükçülerle.

    bok gibi lan yeni neslin mizah anlayışı.
    üstelik tembeller de
    sokayım sizin gibi yeni nesle.

    kalt ekibi dışında beni sarsan birileri de çıkmadı son 10 yılda türkiye'den mizah anlamında. onlar da olmasa dükkanı toptan kapatıp gideceğiz.

  • v for vendetta filmiyle ilgili başlık açmak isterken "lan bu filmin bugüne kadar başlığı açılmamış olabilir mi acaba" diye düşünmeyip "ben bir hata yapıyorum galiba" demeyen ı phone sahibi bir insanın başından geçenlerin anlatıldığı, trt'de yayınlanacak bir film.

    ayrıca film için 8824 adet dublörün dilemması kullanılmış. evet.

  • http://www.milliyet.com.tr/…aliriz--gundem-1965184/
    adresinde görülebilecek haber.

    "diyarbakır’da yaşayan abbas aslan, hasta olan eşi gülhan’a böbreğini verdi. ancak abbas’ın ailesi “bırak karın ölsün, sana yenisini alırız” diyerek bu karara karşı çıktı. “ailem beni reddetti ama böbreğimi verdim"

    vicdansızlığın, kötülüğün bu kadarı kabilelerde bile yok diyeceğim ama yine de:
    (bkz: kürtlerin kabile kültürü seviyesinde yaşaması)

    helal olsun adam o zalim kültürün ortasında çiçek gibi açmış.

    not: ırkçı değilim, bilakis babaannemler diyarbakırlı. zaten kürtlerin kültürünü eleştirmedeki rahatlığım oradan geliyor..birtek kürtleri hedef almışsın diyenler: #35849073 gibi genel olarak türk kültürünü de eleştirdiğim bir çok entrym mevcut, bunlarla da debeye girmiştim. bakan görür..

  • arapça, ifrit cinlerin zararlı cinsi olarak anılmakta, başka bir kaynakta şeytanın arka bacağı olarak çevrilmekte, diyanete göre “şeytanî özelliklerde ileri gitmiş, tuttuğunu devirir, güçlü, becerikli, ele avuca sığmaz” anlamına gelmekte .bu ifadenin, hem insanlar hem de cinler için kullanıldığı dikkati çekmektedir. yabancı kaynaklarda kullanılan omen türkçeye birçok yerde ifrit olarak çevrilmektedir.

    "ifrit oldum " kullanılışı ile "ifritlik" denen durumun belirli bir mevkiyi, dönüşüm sonrasını, değiişmeyle oluşan durum ile okunabileceği ortaya çıkabilmektedir. peki "ifrit oldum" diyerek neyi kastederiz; "ifrit oldum" diyen kişi, bir şeye bir duruma çok fazla kızarak, bu öfkeyle dönüştüğü şeyi anlatmaktadır. ancak değilleme ile şunu anlatalım ifrit olmak "sinir olmak" " uyuz olmak" " hasta olmak " gibi argo kullanımlardan oldukça farklı bir * kullanımdır. ifrit gibi insanın damarına basmak,ifrit olmak, ifrit kesilmek kullanılagelen deyimlerdendir. doğu masal ve efsanelerinde, kötü ve korkunç cin olarak sözlüklerde geçen bu kelimenin kullanımından yola çıkacak olursak; demek ki ifrit insanın damarına basar ; öfkeden karşısındakinin "hoşuna gitmeyecek"ten fazla şeyler yapmaya çalışır. öfkesinin hakimiyetini kaybederek, saldırı öncesi söylenebilecek ve karşısındakini de kendi durumuna çekecek manupilasyonlar yapar. örn. "masalların ifriti gibi birdenbire içimde korkunç bir çehre canlandı."*. sözlükte verilen diğer bir anlamının; öfkeli, ortalığı birbirine katan kimse olması bununla ilgili gibidir.

    kutsal kaynaklarda da ifritten bahsedildiğini görmekteyiz. bu kaynaklarda ifritin bir cin olduğu söylenmektedir;
    neml suresi 36. (elçilerin sözcüsü) süleyman’ın huzuruna gelince, süleyman ona şöyle dedi: “siz beni mal ile desteklemek (ve böylece etkilemek) mi istiyorsunuz? oysa allah’ın bana verdiği size verdiğinden daha hayırlıdır. fakat hediyenizle ancak siz sevinirsiniz.” 37. “sen onlara dön. andolsun, biz onlara, karşı koyamayacakları ordularla gelir ve onları oradan aşağılanmış ve küçük düşürülmüş olarak çıkarırız.” 38. süleyman, “ey ileri gelenler! onlar bana teslim olmadan önce hanginiz bana onun (kraliçenin) tahtını getirebilir?” 39. cinlerden bir ifrit,”sen yerinden kalkmadan ben onu sana getiririm ve şüphesiz ben, buna güç yetirecek güvenilir biriyim” dedi. 40. kitaptan bilgisi olan biri, “ben onu, gözünü kapayıp açmadan önce sana getiririm” dedi. süleyman tahtı yanında yerleşmiş halde görünce şöyle dedi: “bu, şükür mü, yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni denemek için, rabbimin bana bir lütfudur. kim şükrederse ancak kendisi için şükretmiş olur. kim de nankörlük ederse (bilsin ki) rabbim her bakımdan sınırsız zengindir, cömerttir.” http://en.wikipedia.org/wiki/ifrit

    "kazvinî'nin “acaib al-mahlûkat wa garaib al-mawcûdat” ile damirî'nin “hayât al-hayawân” adlı eserlerinde cinlerle ilgili önemli açıklamalar vardır. bu yazarlara göre; insanın topraktan, meleklerin de nurdan yaratılmış olmalarına karşın, ateşten yaratılmış olan cinlerin erkeğine “cinni” dişisine de “cinniye” denir. cinler üç gruba ayrılırlar: agval, saali ve afarit. agval veya gilan grubundan olanlara “gul” denir. saali türü cinle­re ise “sılat” derler. afarit grubundakiler ise “ifrit” diye bilinirler. bu cin gruplarının kendi aralarında da hiyerarşik bir düzenleri vardır.

    ifrit’ler ise cahiliye döneminde cinlerden sayılmazken, islamiyet ile birlikte cin olmuşlar. ama, eski bir alışkanlık olarak, araplar ifrit’leri şeytan’lar ile bir tutmayı yeğlemişler. inanışa göre, ifrit çok kuvvetli, sert mizaçlı, acımasız ve aynı zamanda kurnazdır. mısır'da ise, öldürü­len veya acılar içinde ölen bir adamın hayaletine ifrit derler.
    buhârî - tefsir 253:330 : ebu hureyre demiş ki; peygamber şöyle buyurdu: “cin tayfasın­dan bir ifrit dün gece namazımı bozmak için bana ansızın hücum etti. lakin, allah beni galip getirip ona istediğimi yapmaya fırsat verdi. sabah olunca, hepiniz göresiniz diye onu mescidin direklerinden birine bağlamak istedim. fakat, kardeşim süleyman peygamber'in sözleri hatırı­ma geldi (de böyle yapmadım)." kaynak: anadolu inançlarinda cinler ve cincilik

    ifrit olmak , neye ve kime benzerse benzesin , eski kaynaklarda ve mitlerde bu derece ismi birbirine benzeyerek * kullanılan kelimenin bize neyi anlatmak için kullanıldığı tahmin edilebilir hale geliyor. ifrit, korkularımızı, endişemizi, nevrozumuzu, psikozumuzu kendimize anlatmak için bulduğumuz bir yol olabilir mi? olabilir mi?

    (bkz: obsesyonel nevroz)

  • ankara'da bir berberde traş olurken görmüştüm.

    not: bu entrinin taşıdığı bilgiler:
    a) zekai tunca (en azından) bir dönem ankarada bulunmuştur.
    b) kendini traş ettiren bir insandır.
    c) görülebiliyor.

  • misafirlige degil direkt dogum gunune giderek katildigim topluluk.

    10 ya da 11 yasindayim. bi arkadasimla yolda yururken, arkadasimin arkadasi gelip onun dogum gunune gelip gelmeyecegini sordu. arkadasim gelecegini soyleyince nezaketen beni de cagirdi. eve geldim ve dusunmeye basladim. 3 bilemedin 4 saatim vardi. ne giyecektim, takim elbisem yoktu, sunnetten kalan bi kiyafetim vardi ama olmazdi ki, hay amk. ne hediye alacaktim? para da yoktu, pederden istesem bi ton dirdir. zaten hediye almayi da bilmem hic. anneme sordum o da hemen babama yetistirmis, agzinda bakla islanmaz. babam da surdan 2.5lt kola alsin diyerek 2.5tl tutusturmus anneme, o da bana verdi. bu ne ya kola mi alacam cocuga diye zirlayinca babam okkali bi kufurle kovdu evden. ben de bi saate baktim bi de elimdeki 2.5tlye ve marketten kolayi alip olay mahalline gittim. cocugun annesi vefat ettigi icin halasi ve babaannesi organizasyonu yapiyorlardi. utana sikila verdim kolayi. biraz sasirdilar tabi ama aldilar. neyse iceri gectik half-life oynadik falan sira geldi pastaya. halasi meyve sularini getirdi masaya. biri itiraz etti kola yok mu diye,
    birden herkes tek agizdan "eveeet kola istiyoruz" dedi. patavatsizliga bakar misin bana yapilsa doverim pijleri. kadinin aklina benim kola geldi ve gitti iceriden getirdi ama herkes nasil mutlu anlatamam. ben tabi meyve suyu ictim kendi getirdigi seyi icti demesinler diye. arkada kalorifer petegine yaslanip ailesine mangalda et pisirmis baba gururuyla dikildim orda. sonra hediye kismina geldi is, herkes uzatti hediyesini. ben de benimkini ictiniz zaten dedim, cocuk aynen ya tesekkur ederim iyi oldu dedi, bi de oyle gururlandim. o gun 2.5lt kola goturdum diye orada alay edilmedim ve gunun kahramani oldum ya, ne zaman 2.5lt kola alsam ayni gururu yasarim. bu da boyle bi animdir iste

  • yıllarca değişmeyen diyalogtur, hiç bitmesin istenen:

    ortaokul-lise:

    z- ya baba uyuyamıorum sesini kısar mısın tv'nin!
    b-tamam tamam kısıyorum..

    üniversite:

    z- offf baba yaa şu maçın sesini kısar mısın, ya sınavım var sabah!
    b- tamam uyu kızım sen kısıyorum.

    uzamış akademik kariyer:

    z- ya baba şu adamların sesini keser misin artık
    b- ya zel ama saat daha 22.00!
    z- valla baba onu ilkokuldayken uykudan önceden hemen sonra uyumak zorunda bırakıp, alıştırmadan önce düşüncektiniz, uyuyamıyorum ya bu evde, uyuma özgürlüğüm yok!

    kendi eviniz olduğunda:

    z- baba... (sırıtır)
    b- (gülümser) tamam kısıom evladım, uyu sen sabah erken gidicen!

    dünyada çocuklarına hizmet etmekten keyif alan ender insanlarından biriyse, kalbinize sokmak istediğiniz bir baba ile gerçekleştirilen diyaloglardır...

    edit: o kadar oylandı ki buradan sesleniyorum kendisine “ seni seviyorum baba”....